amınakoyim tarih tarih olalı böyle yazılmadı. adamlar o kadar angutki youtube yükledikleri bir video ile atatürk'ü karalamaya çalışıyorlar. işte atatürk'ü sevmeyenlerin beyin yapısı örümceklerdeki beyin yapısına eşdeğer görüyorsunuz. tarih dediğin belgelerle yapılır amınakoyim youtube video yükleyip işte atatürk gerçekleri denmez. mondros mütakeresini dedelerinizin kabul ettiği gerçeği hiç bir zaman değişmeyecek ibne vatan hainleri.
bol bol yazı iki kare görüntü ve bir sürü nasihat. eğer onların savunduğu gibi bir hayata devam ediliyor olsaydı böyle bir video bile hazırlayamazdı bunu yapan şahsiyet. bugün Mustafa Kemal Atatürk'ü eleştirebiliyorsan zaten özgürsün demektir. Ninjaya benzeyen kadınların yanındaki sakallarının altından kindarlık akan bir sürü adam ile sürülebilecek bir hayat çekilir olmazdı. o zamanların yetkili islami (sözde) efendileri memleketi zaten dibe sürükleyen kişi/kişiler olarak değerlendiriliyor ki bunun eminim bir çok örneği de mevcuttur. işine gelene hak'tır, işine gelmeyene günah'tır diyen insanlar yüzünden bu hale gelmiş bu coğrafya. kadılık zamanında kişinin itiraz etme hakkı bile yoktu, öyle ki kadı bir padişahtan bile daha yetkiliydi. bir konuyu tartışmadan ya da araştırmadan nasıl bir karara varılabilir?

eğer düzen aynı devam etseydi o videoyu hazırlayan kişinin gözlerine mil çekilirdi bizde bu gereksiz ve boş çağrı videosunu izlememiş olurduk. bunları savunan kişi/kişilerin hala aynı kafa ile yaşama şansları var. kimse gel sen atatürk'ü sev ya da savun demiyor. kendi yolunda ilerle. lâkin sempati duyan veyahut onun ilke ve inkilaplarını benimseyen insanlara da çamur atma. birşeyi kötü göstermek senin ya da sizin ondan daha iyi olduğunuzu kanıtlamaz. mustafa kemal atatürk'ü sevenler siz ve sizin gibilere gel bizimle ol diyorlar mı? -hayır! neden? çünkü buna gerek yok. kim kimi savunmak istiyorsa onu savunur. türk halkının allah inancı yüreğindedir sözünde değil. bu asla sarsılmaz. ama ve lakin allah'ı araya koyup da (ya da şahit gösterip) yalan, riya işler yapıldığında o insanın şahit olana değil de, o işi yapana güveni kalmaz. bu durumda allah inancı sabit kalır, kul inancı yıkılır.

inanılanların değeri de yeri de sabittir bunları yıkmaya, karalamaya ya da kötü göstermeye çalışanlar aslında kendilerinin iplerini çekenlerdir. allah'ın verdiği kudretli nefesinizi boşa harcamayın, evinizde sarıkla oturmak da dışarı da sakallı ve sarıklı gezmekte sizin elinizde. kimse size "bu ne hâl? böyle dolaşılır mı?" demiyorsa işte atatürk'ün gençlerinin terbiyesi de, edebide budur. herkes kendi hayatını yaşamakta özgürdür.
bir müslüman olarak altına imza attığım gerçektir. gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla devlet yönetilmez, kanun oluşturulmaz.

bu ülkenin tahmini %95'i müslüman. %3-4 ateist-deist yurttaş olduğu geri kalanının da hristiyan, musevi ve diğer din ve inançlara mensup yurttaşlar olduğu düşünülmektedir. ülkenin tahminen %15'i alevidir.haliyle %80 sünnidir. sünninin içinde az biraz şafiler vardır geri kalan çoğunluk hanefidir. alevilerin içinde de az biraz caferi vardır.her mezhebin dine bakışı farklıdır ritüeller farklılık arzeder. aynı mezhebe mensup insanlarda dahi farklı inanç ritüelleri mevcuttur. kiminin allahın emri saydığını kimi hurafe görmektedir.

müslümanlar içinde kuran'ın değiştirilmediğine inanan çoğunluk kadar değiştirildiğine inananlar da vardır. ayrıca bazı kuran ayetlerinin yanlış tercüme edildiği inancı da vardır yurttaşların bir kısmında.

dolayısı ile böyle çeşitlilik arzeden bir konuda devletin kuralını neye göre oluşturacaksın? asgari müşterekle oluşturacaksın ki hak gaspı oluşmasın. aksi halde devlet bir inancı sahiplenirse bu eşitlik ilkesine aykırıdır, güç mücadelesi başlatır, toplumu böler, ayrıştırır, çatıştırır.

mesela ben bir müslüman olarak kuran'ın bazı ayetlerinin değiştirildiğine inanıyorum. zira pek çok ayet var ki müthiş tespitlerdir aradan yüzyıllar da geçse önemini yitirmeyecek akılla ters düşmeyecek ayetlerdir.o dönem itibariyle insan zekasını aşacak tespitlerdir ama bazı ayetler de var ki çocuk zekasındadır. e haliyle ister peygambere inmiş ayetler denilsin ister bir adamın yazdığı bir kitap diye düşünülsün her iki türlü de bu kitapta siyahla beyaz kadar seviye farkı oluşmaz. demek ki değiştirildiği açıktır.ayrıca pek çok ayet de aslından farklı tercüme edilmektedir. örneğin nur suresi 31.ayet gibi.

dolayısı ile neye göre kime göre allah kelamıdır diyeceğiz nereden biliyoruz birilerinin değiştirmediğini. sen değişmediğine inanırsın ben bir kısmının değiştirildiğine inanırım bir başkası hiç inanmaz bir diğeri ise bir tanrı varlığına dahi inanmaz.

ama devlet hepimizin ve o devletin kuralları olacak. işte o kurallar neye göre konulacak? senin doğru varsaydığın kuran'a göre mi yoksa hepimizin ortak kabulünden geçecek şekilde mi konulacak. mesele budur ve çıkış yolu dünyeviliktir. devlet kuralını gökten gaipten değil hayattan ilhamını alarak oluşturur.ortak akılla oluşturur.

aksi halde sen kendi inancına göre kural oluşturmaya kalkarsan diğer inanç grupları bunu kabul etmez ve o devlet gücünü ele geçirme mücadelesi başlar.devlet denen aygıtı ele geçiren kendi inancını dayatmaya başlar. bu yüzden laiklik sekülerizm yani dünyevelik elzemdir ve laik düşünce demokrasinin olmazsa olmaz kurallarındandır.
ismini önce qemal yazmış beğenmeyince kemal yazmıştır. q yide alfabeye dahil etmemiştir.
valla inanmayacaksınız ama şuanda buna takıldım.
bir şey dikkatimi çekti. şöyle birşey geçiyor: "harf devrimi, islam harflerinin yasaklanması"

ulan ben size ne diyeyim. hacılar, hafızlar, yobaz kardeşlerim. sizin islam harfleri dediğiniz şey arap alfabesi, ve arap alfabesi islam kültüründen çok önceleri de vardı. araplar pagan-putperest olduğu dönemlerde de o alfabeyi kullanıyordu. islamla beraber gelmiş bir alfabe değil ki... daha ne denebilir böylesi cehalete!
niyeyse sadece dindarların takıldığı gerçeklerdir.

atatürk sadece dindarlara değil sosyalistlere, komünistlere, anarşistlere ve diğer milliyetteki insanlara da en büyük kazıkları atmıştır. bundan kimse bahsetmez ama herkesin ağzında adamın içkisi, karısı kızı, dinsizliği...
1922-23 de gücü eline aldıktan sonra gerçek niyetini belli etmiştir. genel olarak mustafa kemali 1923 ten önce ve sonra olarak ikiye ayırabiliriz
1922 ye kadar halkın desteğini almak için müslüman, saltanat ve padişaha bağlı gözükmüştür. 1. meclisi açarken kurbanlar kestirmiş dualarla açmış ve ilk konuşmasında yegane amacının hilafeti saltanatı ve din-i islamı korumak olarak belirtmiştir.

1923 den sonra ülkenin tek sahibi olunca ise tamamen zıt çizgide hareket etmiştir.
kendisi hakkında mustafa kemal hayatta iken onu ilahlaştıran şiirler hatta amentüler yazılmıştır.
(bkz: http://www.n-f-k.com/nfkf...nma-thiirleri-antolojisi/)
istese bunları durduracak güce ve imkana sahip olmasına ragmen ses çıkarmamıştır.

sirozdan ölmüştür.
ateisttir.
islamı kendi el yazması notlarında milletin kanını uyuşturan ve türklüğe zarar veren akıl dışı bir inanış olarak tanımlar
halk açlıktan ölürken köşkler tarlalar bahçeler yatlar zeytinlikler bira rakı fabrikaları almış avrupanın ve türkiyenin güzellikleri ile önde gelen kızlarıyla birlikte olmuştur. (bkz: zsa zsa gabor)
cahilliğin ne kadar kötü olduğunu gösteren buna inanıp beyinsizliğini ispat için paylaşanların olduğunu bize bir kez daha gösteren video. kimin gerçeği olduğu ortada. hareminde yüzlerce kız alkol serbest ama ben halifeyim demek kapılar kapı arkasında iş çevirmek bu millete yararlı olandır. kardeş kanını serbest bırakmak padişahı büyük yaparken atatürk küçüktür. bu adamlara anlatmak konuşmak inanın zaman kaybı. din en büyük afyon. kafalar o kadar güzel ki inanması zaten mümkün değil. islam alfabesi diyor adam. gerçekten kafalar çok ilginç. müslümanlığı kabul eden ilk türk devleti kim? karahanlılar. adamlar türkçeyi meşruhlaştırmış hiçbir zaman terk etmemişler. sen kendi özüne dönmeyi dinsizlik görüyorsan türk değilsin. ben dinsiz değilim şükür ama sen türk değilsin. bu kadar kendi milletini hor gören başka millet yok. yazık. evet.
hilafet isteyenlere göre doğru olan gerçektir.

o zaman siktir olup gidin kendi ülkenizi kurun kalabalık yapmayın.

ayrıca hilafet anlayışınız harem kurup sikişmekten öteye gitmiyorsa karaköy'de de yaparsınız o işi.
Neresinden tutarsanız tutun elinizde kalan, diyalektikten yoksun, Kuran'ı değil safsataları temel alan dinci, arap özentisi kardeşlerimizin(!) yüzümüze vurduğu gerçeklerdir. Nereden başlayayım, ne diyeyim bilmiyorum.

1. Saltanatın Kaldırılması ve Mensuplarının sürgün edilmesi...
Sanki Kuran'ın emirlerinden biriymiş gibi, saltanatın kaldırılmasını dine aykırı görmüş adam. ince görmüş... Saltanat kaldırılırsa, elbet, mensupları da olası bir geri dönüş için sürgün edilecek tabi ki..

2. Medreselerin Kapatılması ve Halka dini öğretimin yasaklanması; Harf Devrimi; tekke ve zaviyelerin kapatılması, dil devrimi...
En çok güldüğüm mesele ise bu... Sanki Medreseler kapatılmadan önce dinini öğrenebiliyorlarmış gibi bok atmışlar. Bak, Kuran dersini günümüzde okullarda vermeye çalışan eski Mili Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ne diyor: "Biz Türkçe gibi Kuran okumayı öğreteceğiz. Zaten şu anda Arapça seçimli. Arapça öğretmeyeceğiz. Arapça lisanıyla Arap alfabesine dayalı Kuran okuma ayrı. Yani çocuk Arap harfleriyle bir kelimeyi okumayı öğrenecek ama okuduğu şey Kuran olacak. Bir müfredat oluşturacağız. Okuyacak ama anlamayacak. Zaten Kuran okuyanların büyük bölümü anlamazlar onu bir kutsal bir kitap olarak okurlar". Ne güzel değil mi? Okuyacak ama anlamayacak, sen de o çocuğa dinini öğrenmiş diyeceksin. Dini bütün olmak, anlamadığın bir metni ezberleyip caka satmak değil, yazılı metinin içindekileri hayatına uygulamaktır. Bunun yolu da anlamaktan geçer. Benimsemen için ilk önce anlaman gerekir. Yok ama, arapça olsun, ezberlesinler, sure okusunlar ama ne dediklerini bilmesinler. Kuran'ı Türkçeleştirip anlanılmasını sağlayan mı dine ihanet etmiştir; yoksa hiçbir şey anlamadan salt metni ezberletip, insanların yüreğine korku salanlar mı?

3. Halifeliğin Kaldırılması
Osmanlı döneminde sanki çok işe yaramış, araplar "gavur" dedikleri adamlarla bir olup Osmanlı'yı sırtından hançerlememiş farz ettikleri kesin. Bunu iddia eden arkadaşlar, emperyalist hıristiyan devletlerine karşı ayaklanmış bir tane arap milleti göstersin sözlerimi geri alacağım. Hıristiyanla bir olacaksın; ondan sonra halifelik diye bangır bangır bağıracaksın. Yok öyle şey...

4.Şapka ve Kıyafet devrimi...
Altına da "Ulema, seyyid-şerifleri ve hocaların idam edilmesi" yazmış; yüzbinlerce yalanını geçtim, sanırsın bu adamlar şapka giymedikleri için idam edilmiş! Senin hacı, hoca, ulema dediğin adamlar, kendi dinlerini yarattılar adını da utanmadan islamiyet dediler. Kuran'ı Kerim'de yazmayan şeyleri, sanki Allah kelamıymış gibi halka öğrettiler. Şirk koştular demiyorum, bu adamlar kendilerini bizzat Tanrı olarak gördüler... Oysa Mustafa Kemal'in dediği basitti: Dininizi, kendine hacı hoca diyen dolandırıcılardan değil, Kuran'dan öğrenin. Bugün bile Kuran'ı Kerim'in türkçe olmasına karşılar. Neden? Çünkü din adı altında, kendi sözlerini Allah kelamı diye millete yutturamayacaklar.

5.Laikliğin Kabulü...
Dini sömürü bu kadar yoğun olunca laiklik kaçınılmaz oluyor. Bir nevi politikacıların, hacıların, hocaların eli din sömürüsünden çekiliyor. Bakın ne diyor Mustafa Kemal Atatürk: "Mensubu olmakla mütmain (tatmin) ve mesut bulunduğumuz islâmiyet dinini yüzyıllardan beri alışılmış olduğu üzere bir politika aracı durumundan kurtarmak ve yüceltmenin kesin elzem olduğu gerçeğini gözlüyoruz. Kutsal ve tanrısal olan inanç ve vicdani kanaatlerimizi, karışık ve dönek olan her türlü çıkar ve tutkusuna sahne olan politikacılardan ve politikanın bütün organlarından bir an evvel ve kesinlikle kurtarmak, milletin dünyevî ve uhrevî (ahretle ilgili) saadetinin emrettiği bir zorunluluktur". Bu kadar basittir. Dinini politikacı da olsa kullandırmayacaksın, Allah adını kirli, yalanlarla dolu siyasetin içine sokmayacaksın. Her dine saygılı olacak, her dinin özgürce yaşanmasını sağlayacaksın.

6.Soyadı Devrimi...
En anlayamadığım da bu... Adam soyadının olmasından şikayetçi. Kafaya bak. Bir de kendine Atatürk soyadını verdi diyor. Hey Allah'ım!!!
komik aslında. hani bir zamanlar bir adam vardı ya canı sıkılan, bu videoyu hazırlayan arkadaş her kimse o canı sıkılan adamı da bulmuş olduk.
ya ben anlamıyorum, neden bu atatürk düşmanlığı. atatürk'ün yaptığı onca güzel şeyin içinden sadece din ile alakalı olanlar dikkatinizi çekmiş nedense. başından sona din temalı bir video, neden çünkü halkın en zayıf noktası din ya hani, hiçbiri olmadı dinden vurmaya çalışıyorsunuz. dini kullanarak insanları etkilemeye çalışıyorsunuz. size de yazık şu videoyu izleyip hak verenlere de.

her şeyi geçtim, bir insan ister ateist olsun ister dine hakaret etsin ister dindar olsun, bunu eleştirmek kimseye düşmez. dine inanmamak bir insanı kötü yapmamakla beraber dindar olmak da bir insanı iyi yapmaz. şu yobaz düşünce yapısından kurtulup bunun farkına varın önce bir.

hep derim yine diyorum, türkiye cumhuriyeti olarak bizim en büyük şansımızdır ulu önder atatürk. o olmasaymış gerçekten vah halimizeymiş bir kere daha anlamış oldum, şu video kafasındaki cahil insanların yönetiminde olan bir ülke düşünmek bile korkunç.

ha bir de son olarak, yine bu videoyu hazırlayan arkadaşa gitsin şu lafım. mısınız, musunuz ayrı yazılıyor arkadaşım. şey kelimesini de her zaman ayrı yazıyoruz. böyle boş işlere kafa yoracağına gidip de dil bilgisini bir gözden geçirmeni tavsiye ederim.
adam bana sizin savunduğunuz mustafa kemal kötüydü kakaydı diyor ama onun kurduğu cumhuriyette yaşayıp onun resminin olduğu paraya tapıyor. (bkz: otizm)
yav he he denebilir sizin gibi yobazlara sadece.
\'o olmasaydı babanın kim olduğunu bilemezdin\' cümlesinin açıklaması tarihte vardır, hemde çok yakın 1992-1995 Bosna katliamı zahmet edip açıp okuyun .12 yaş ve üzeri bayanlara kurulan kamplarda hamile kalana kadar tecavüz edip, kürtaj süresi dolduktan sonrada serbest bırakılıyorlardı. eşinin közü önünde tecavüz edilen kadınlar vs bir çoğu kaldıramayıp intihar etmiş. yaşayanlar ise psikolojik tedavi görmüş ve hala görmektedir. \'o olmasaydı babanın kim olduğunu bilemezdin\' cümlesindeki kasıt budur. din kişiyi ilgilendiren bir olgudur kimse kimsenin aldığı sevaptan, işlediği günahtan nasiplenmez her koyun kendi bacağından asılır. bu ülke bosna katliamı görmediyse sadece Mustafa Kemal'e borçludur.
mevcut hükümet yanlısı gençlerimizin, insanlarımızın düşmüş olduğu acı durumdur. ulan boş herifler sizin sevmediğiniz atatürk bütün dünya tarafından saygı görüyor, siz kimsiniz de adamı yerin dibine sokuyorsunuz. bıkmadınız mı artık din üzerinden siyaset yapmaktan bıkmadınız mı?
atatürk benim için nötrdür. yaptıkları ettiklerini götürmüş geriye sıfır kalmıştır.
mustafa kemal atatürk'ü karalamak isteyenlerin, gerçek diye ortaya attıkları zırvalardır.

bu videoyu hazırlayan dingil! tarihle ilgili çarpıtma yapmışsın ama bak şimdi, aslı bunlardır;

1 kasım 1922 saltanatın kaldırılması ve sürgün:
hanedan üyeleri saltanatın kaldırılmasıyla değil, 4 yıl evvelinde yani 1918'de sürgün edilmiştir. zira son padişah olan Vahidettin, 1. Dünya Savaşı’ndan yenik çıkmıştı. Sevr Antlaşması'nı imzalayacaktı, bu da Anadolu topraklarının bölünmesi demekti. buna izin verilmedi ve ailesi ile birlikte sürgün edildi. anlattığın gibi saltanat kaldırıldı diye sürgün edilmedi yani son padişah vahidettin...

3 mart 1924 medreselerin kapatılması :
ortaçağdan beri devam eden ve din bilimlerinin öğretildiği medreseler, artık bilgisizlik yuvası haline gelmişti. çağın gerisinde kalınıyor ve verdiği eğitimle insanların arasında kültür ikiliğine sebep oluyordu. bu ve bunun gibi sebeplerden ötürü türkiye cumhuriyeti devleti laik ve çağdaş eğitimi desteklediği için, medreselerin kapatılmasını uygun görmüştür.

25 kasım 1925 şapka ve kıyafet devrimi (hocaların idamı?!) :
halkın kılık ve kıyafetinin düzenlenmesini öngören bu devrim, batı ülkelerindeki normlara uygun hâle getirilmesi için 1925 yıllarında çıkarılan kanunla düzenlenmiştir. hocaların, hacıların idam gerekçesi ise videoyu hazırlayan dingilin bahsettiği gibi takke takmaktan dolayı değil, halkı isyana teşvik etmektir.

30 kasım 1925 tekke ve zaviyelerin kapatılması :
tekke ve zaviyeler insanların ölüden medet umması, büyüye falcıya inanması ve bunun gibi birçok sebepten ötürü kapatılmıştır.
hanedan üyelerine ait ya da bir tarikata çıkar sağlamaya yönelik olduğu düşünülen, yine halkı isyana teşvik edeceği veya kandırmaya yönelik olduğu düşünülen türbeler kapatılmıştır.

5 şubat 1928 laikliğin kabulü :
insanlar inançlarını istedikleri gibi yaşayamıyordu. bunun yanı sıra sahte dindarlık ve büyücülük hayli artmıştı. ayrıca din adamları devlet işlerine fazla hükmeder hale gelmiş, kendilerini dokunulmaz sanıyorlardı.
tüm bunların önüne geçebilmek için din ve devlet işlerinin ayrı tutulması gerekiyordu. bu sebepten ötürü laiklik kabul edildi.
atatürk'e göre lâiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değil, Tüm halkın vicdan, ibadet ve din özgürlüğü demekti.

1 kasım 1928 harf devrimi:
osmanlı islam devleti olduğu için arap alfabesini kullanmayı öngörmüştü. oysa arapça gerçekten öğrenmesi uzun süren bir alfabeye sahip.
ve türkçe'nin ünlü seslerini ifade etmekte yetersiz kalan, imla hatalarına sebep olan bu alfabe, yerini daha kolay öğrenilen latin harflerine bırakmıştır.
osmanlı edebiyatı okuyan arkadaşlar bu zorlukları bilir, bilenler bilmeyenlere anlatsın lütfen.

12 temmuz 1932 dil devrimi :
halkın araplar ve doğu ülkeleri ile ticaret halinde olmalarından ötürü arapça ve farsçayı benimsemiş olması, anlam kargaşasına sebep oluyordu. bu sebepten ötürü arapça ve farsça kökenli sözcükler arındırılmıştır.

21 haziran 1934 soyadı devrimi :
kişilerin yalnızca öz adlarını kullanması, dini sosyal ve ailevi unvanlar taşımalarının yol açtığı ayrıma sebep oluyor ve nüfus işlemleri, askere alma, okul kaydı, tapu işlemleri gibi alanlarda yaşanan karışıklıkları beraberinde getiriyordu. bu yüzden soyadı kanunu çıkarıldı.
ayrıca mustafa kemal, atatürk soyadını kendi almamıştır. halk ona bu soyadını layık görmüştür.

1925-1935 değil 1931'dir takvim, saat ve ölçülerde değişim :
Osmanlıların, batı uluslarından ayrı takvim ve saat kullanması, hafta tatillerinin cuma günü olması, takvimin başlangıcı olarak Hazreti Muhammet'in Mekke'den Medine'ye göç ettiği tarih olan 622 yılının alınması, sayı olarak eski sayıları, ölçü olarak da okka, dirhem, arşın, endaze, vb. ölçülerin kullanılması, Türk toplumu ile Batı toplumları arasındaki ilişkilerde büyük karışıklık ve güçlüklere yol açmaktaydı.
bu sebeple değişim uygulanmış, diğer devletlerin de kullandığı alafranga saat, miladi takvim ve yeni ölçü birimleri kullanılmaya başlanmıştır.
bu sayede en büyük kazancı ülke ekonomimiz elde etmiştir.

yapılan bu gayri islami denilen icraatların her birini zaruriyetle açıkladığımı düşünüyorum.
sen ve senin gibiler gidin; din, kitap, allah olgusunu kullanan ama aynı zamanda s.kilmedik bir kulağının arkasını bırakan din sömürgecilerine inanın. sizin gibiler sevmesinler zaten mustafa kemal atatürk'ü. adını da ağzınıza alıp kirletmeyin...