bugün

yönetmenliğini ridley scott'ın yaptığı prometheus'un devam filminin ismidir. vizyon tarihi olarak ekim 2017 görünüyor.

http://www.imdb.com/title/tt2316204/?ref_=nv_sr_1
ekim 2017'de ancak vizyona girecek prometheus'un devam filmi, noomi rapace ve michael faasbender yine rol alıyorlar. ilk filmi beğenmeyen terbiyesizlere (bkz: prometheus) hatırlatmak gerek çoğu sahne sinema gösteriminde makaralardan çıkarılmıştı.
görsel
Michael Fassbender'li kadrosu olan, mayıs ayında gösterime girecek film.
fragmanı yayınlanmıştır. merak ve heyacanla bekliyoruz...

http://www.youtube.com/watch?v=H0VW6sg50Pk
4 dakika 45 saniye süren bu yeni tanıtım videosu yayınlanan film.

detaylar : http://www.filmpuani.com/...n-oncesi-tanitim-videosu/
Trailer'ından gördüğümüz kadarıyla seriye yeni hiçbir şey getirmeyen film: Yine uzaktaki bir gezegen, yine kaşif bir uzay gemisi, yine insan-robot ve...hala hala hala insanın yüzüne atlayan yumurtalar...sonra da ortalık kan gölüne dönüyor, her şey birbirine giriyor. Kaç kere izledik bu senaryoyu?

Açıkçası Prometheus umut vermişti seriyle ilgili olarak ama sona erdiğinde insanların kafasında yanıtladıklarından daha çok soru bırakmıştı ama bu seri öncesi filmin bu soruları yanıtladığını söylemek güç gibi.

Ayrıca Sigourney bacı olmadan Alien filmleri Alien olmadan çekilmiş filmlere benziyor.

Yine de izleyeceğiz. Alien franchise'ı inişleriyle çıkışlarıyla bir başyapıt ne de olsa.
o değilde. james franco ve Danny McBride'in olduğu, korku-gerilim-aksiyon filmini hangi ciddiyetle izleyebilirim bilmiyorum.
10 dakika sonra izlemek için salona gireceğim film. Bakalım neler görücez.
david'in elizabeth'i öldürmüş olduğunu öğrenmek sarstı biraz. james franco hemen öldü. sonra saçma bir duş sahnesi vardı gereksizdi. arkadaşınız ölmüş siz hemen duşta fantezi yapın amk.

mürettebattan biri yeni bir gezegene gidince kaskını çıkarmaması gerektiğini bilmiyordu sanırım. boş ve çöp bir film olmuş. 4/10

ayrıca boşuna beklemeyin predator'ler yok.
Eleştriler bakış açısı ama 35 yıllık bir geçmişi olan bu kalsik için fazlada vicdansız olmayalım. Evet hiçbiri eskinin tadını vermez. Ama zaten bu filmi izleyen bilimkurgu seven,izlemeye film bulamayan, senede 3-5 bilimkurgu izleyip ancak birini beğenen oda idare eden diyen insandır. O yüzden beklentiyi fazla tutmayın. Ben de biraz hayalkırıklığı yaşadım ozellikle james franco sanki işi varmışta hadi ben öleyim siz devam edin demiş gibi. Ama prometheus'un devam niteligindeki alien covenant herşeye rağmen alien ruhunu yansıtıyor. izleyin izlettirin.
Geçen hafta imax'de gittim. iyidi genel olarak. ama daha fazlasını beklerdim. climax filmin girişine oranla kısaydı sanki.
puanım 6.8/10
malum yerlerden izlediğim ve beğendiğim film.

ama yine de aksiyondan ziyade efektler daha iyi olabilirdi. yani bu film bana kalırsa çok şey anlatıyor. sadece bir film değil.
uzaylılarla tanışma durumunun nedense bu filme yakın olacağını düşünüyorum.
Prometeus daha iyiydi bence hikayesinden bambaşka bir seri çıkardı daha merak uyandırıcıydı.

Elizabeth in Tasarlayıcılara yaratıcılara olan yolculuğuna devam etseydi iyiydi.

Klasik aliena saçma olaylar dizisi ile bağladı.

Prometeus gibi ateşi/medeniyeti tanrılardan insanlara verme gibi bir felsefe ve ameliyat makinesi gibi yaratıcı fikirler yoktu.

Ripley gibi bir karakter arayışları sürüyor hem fiziksel hem de karakter benzerlikleri olsa da kimle devam edeceklerine karar veremediler Sanırım. ilk alien filmi 1979 da görülmemiş bir deneyim yaşattı sonrasında James Cameron aliens la seriyi daha iyi bir yere taşıdı. 3 ve 4.filmler ise zorlamaydı. Bu filmi sinemada izledim önceki gibi iyi filmlere destek olmak için efektler iyi ancak hikaye kötüydü.
açıkçası filmden beklediğimi bulamadım. prometeus alien serisine yepyeni bir soluk ve mitoloji getirmişti. ama maalesef bu mitoloji filmde korunamamış. prometeusun izleyiciye verdiği tüm o merak ve mistitizim toz bulutu gibi dağıtılmış. mühendisler nereden geldi neden dünyayı yaşamla doldurup insanları yaratmışlarken daha sonra neden yok etmeye karar vermişlerdi. bu soruların hiç biri yanıt bulmadı. davit'in tüm bu hikayeyi ve kültürü açıklamasını bekliyordum ama hiç bir şey göremedik. sadece kısa bir sahnede görebildik mühendisleri ki orada da olabildiğince insani biçimde resmedilmişlerdi. alien filmi izlediğimizi bilmesek ekranda gördüklerimizin uzaylı olduğunu kesinlikle anlayamazdık. film ne alien filmi nede prometeusun devamı olabilmiş. sanki hepsinin bir çorbası gibi. ayrıca baş rolde ki kadın karakterin imaj olarak teğmen repley'e bu kadar çok benzetilmeye çalışılması biraz ucuz bir numara gibi geldi bana. elzabet saw'ın gül cemalini ise hiç göremedik kısa da olsa görmek isterdim açıkçası. davitin çelişkilerinden kurtulup bir şeytana dönüşmesi fena fikir değildi ama walter'in da biraz çelişkiye düşmesini davit'in fikirlerine az da olsa meyil etmesini ummuştum ama hiç oralı bile olmadı. iki robot arasında ki kavga da bu yüzden yavan kaldı biraz sanki. filmde ki en güzel sahneler ilk ve son sahnelerdi. özellikle son sahnede tüpün içinde ki daniels'in davit'in kimliğini öğrendiği anda yüzünde ki çaresizlik ve acı çok güzeldi.
Düşünülenin aksine, seyredilmeye değer bir film olmadığını sanmıyorum. Belirli yönler itibariyle öykü ya da olay örgüsüne bir derinlik kazandırılmış. Tabi ki bunun yanında, "olmasa çok daha iyi olurdu" denen sahneler de var. Öncelikle filmde neyin anlatıldığını ya da neyin anlaşılması gerektiğini "birinci şahıs bakış açısından" ifade edelim.

Öncelikle Prometheus filminin yarattığı bir beklentiler toplamı söz konusuydu. Prometheus'un sonunda Elizabeth Shaw ile David uzay gemisini alarak bir başka gezegene, insanlığın nasıl yaratıldığını öğrenmek için başka maceralara çıkmışlardı. Öykü bu noktada bitmişti. Yeni film,öncelikle Prometheus'un da öncesine gider. Filmin başında, bir Davud heykelini görürüz, bu Weyland Corp.'un sahibinin evidir, daha doğrusu David'in yaratıcısı olan kişidir Weyland. PRometheus'da insanla ilgili sırı araştıran kişiydi. Ölümü de mühendis eliyle olmuştur.

Filmin başında Michalangelo'nun Davud heykelini görürüz, Davud heykeli heykeltraşlık sanatının en mükemmel örneklerinden biridir. Traşlanan eser o kadar mükemmeldir ki; sıklıkla Michaengelo'nun çekici Davud Heykeli'ne fırlatarak "konuş be adam" dediği söylenir. Buradaki temel mesele de eserin mükemmelliğinden, belli ölçüde "insana benzerlik duygusu" uyandırmasından gelir. insana o kadar benzer ki, o kadar arıntılıdır ki "kalk ve yürü" diyebilirsiniz. Weyland ile David [yani Davut] de benzer bir ilişki içindedir. Ancak, burada ilginç bir şey görürüz. David, Weyland'a, "beni sen yarattın ama sen ölümlüsün, bense ölümsüzüm" der, bu durumda david yaratıcısından daha mükemmel bir varlık olamaz mı?

David'in tarihi insanlığın bir tarihi gibidir, çünkü David soru sormaya başlamıştır. David, artık düşünmektedir ve bu düşünce david'te bir bilinç oluşturmuştur. insanın cennetten kovulması meselesinde, tanrısının dediğini yapmadığı durumda olduğu gibi david de tanrılarının yani onları yaratanların dediklerini yapmaz. Zira ilk sahne cenneti andıran bir ortam içinde, ormanlık bir alandaki korunmuş bir mekanda gerçekleşir. Bu soruya Weyland'ın yanıtı: "çayı getir David!" olacaktır. insanın, insanlık tarihi boyunca, buna sanat da dahil, verdiği tüm mücadele ölüme karşı verilmiş bir mücadeledir. insanın hayatta kalmasını sağlayan da ölümü sıradanlaşması, onu unutması, başına hiçbir zaman gelmeyecekmiş gibi onu düşünmesidir. Weyland'a ölümlü olduğunu hatırlatan da Davi'dir. Bu onu sinirlendirecek ve hayatı boyunca da bu gizi çözmeye çalışacaktır. Bu öykünün devamında bir Prometheus yaratacağı mantıklı bir şekilde bağlanmıştır. ileride de göreceğimiz gibi David'in asıl sorunu "fazlasıya insana benzemesi"dir.

Bu sahnenin devamında ise Covenant gemisine geçilir. Buradan diğer gezegene kadar nakledilen öykü aslında Alien'in 1979'daki ilk serisinde söz konusu olan pek çok şeyi hatırlatır. Burada Prometheus'un sonunda David ile Elizabeth'in gittiği gezegeni görürüz. Tabi ki bu gezegende olaylar pek istenildiği gibi gitmez, zira tüm gezegene yayılmış alienlar inen kolonicileri konak olarak kullanr ve onların ölümüne sebep olur.

Bu noktada David ortaya çıkarak onları kurtarır. David burada kendi dünyasını kurmuştur. Bu arada Covenant gemisinde de daha ileri sürümde bir David bulunmaktadır, daha doğrusu bu ileri sürümün adı Walter'dir. Walter insanlara hizmet ederken, David onlara isyan eder. Aslında filmdeki pek çok öykü isimlerinden de görebildiğimiz gibi kutsal ya da mitolojik metinlere referansla daha iyi anlaşılır. Bu filmde ilginç olan nokta bu iki karakterin karşılaşmasıdır. Her ikisi de insan bilincinin bir uzantısıdır, aslında her ikisi de fazlasıyla insana benzer David'lerin karşılaşması 20.yüzyıl felsefesinde de çok tartışılan "bilincin bilince bakışı" meselesinin bir tezahürüdür. Aslında David'ler tek midir? şizofren seyirci bunları ikiye mi bölmüştür? Davidler'in kavgası insan bilincinin bir uzantısının yaşadığı iyi ve kötü, yang ve ying arasındaki bir kavga ve mücadele midir?

iki David'in birbiriyle hem düşünsel hem de fiziksel anlamda kapışması önemlidir. David, Ozymandias şiirini yanlış bir şaire atfeder, şiirin en önemli kısmı şudur:

Look on my works, ye Mighty, and despair!

[Buradaki eser, David'in tanrıları olduğu neomorph'lar, genetiği değiştirilmiş Alien'lardır]

Walter ise bunun yanlış bir şaire atfedildiğini belirtir ve Shelley'e ait olduğunu söyler. Buradaki derinlik önemlidir, diğer filmlerde en azından bu derinliği görmedim. Shelley ise, Frankenstein romanının yazarı, Mary Shelley'in kocasıdır. Dr. Frankenstein bu eserde bildiğimiz gibi Frankenstein'de yapma bir insan yaratır, ancak buradaki Frankenstein tek boyutlu değildir, onu sevgisizlik bu hale getirmiştir. ve Bu frankenstein iyi biri olabilir. Filmde ise Frankenstein imgesinin iki david arasında bölündüğünü görüyoruz. iyi Frankenstein Walterken, kötü Frankenstein ise David olmaktadır. Fakat burada ilginç etik problemler ortaya çıkıyor. David gibi mi yaşamak yoksa Walter gibi mi hayat sürmek? Walter gibi yaşadığınızda kendini yaratanlara köle olmak ya da aşırı sofu insanların yaptığı gibi, verilen hiçbir şeyi sorgulamamak, David gibi yaşadığınızda isyan etmek, hayır demek ya da kendi tanrılığını ilan etmek. Tabi bunların uç örnek olduklarını, yani mutlak siyah e beyaz gibi farklı kutuplar olduğunu belirtmekte de fayda var. Alien filmlerinin müphem yapay zekaları burada ikiye bölünmüş, bu nokta açısından bakıldığında bu bir yeniliktir.

Bunun dışında Prometheus filmi bu filme David'in anlatısı üzerindne bağlanır. David bu filmde, Walter'a gezegene geldiklerinde neler yaptığını, Alien'ı bütün gezegene yayarak, bir soykırım yaptığını süslü cümlelerle anlatır. Bu ilginçtir, David bir tanrı olmak istemektedir. Alien sadece ete saldırdığı için ona bir şey yapmaz. Ancak Alien'in David'e saldırmamasının nedeni şuydu: 'blow onto a horse's nostrills, and it becomes dedicated to you for life' [bir atın budun deliklerine üflü ve ömrü boyunca sana sadık kalsın]. işte david onların burun deliklerine üflemeyi biliyordu. Bilindiği gibi "Alien" kelimesi latince "alius"tan gelir, alius ise başkası ve öteki anlamlarına gelmektedir. insan hep kendine benzemeyeni, kendinden farklı olanı yok etmeye, soykırım yapmaya alışmıştır. Aryan ırk meseleleri de Naziler gibi sapkın grupları soykırım suçları işlemeye itmiştir. insan bu evrene gelmiş bir " bilinç anomalisi" midir? tartışması da yapılmaktadır. Gerçekten etrafımızda gördüğümüz her şey belli bir düzeni idame ettirmeye hizmet ederken, Marx'ın ifade ettiği gibi insan bir "Gattungswesen" [tür varlığı] olmakla hem bu türün bir parçası olmuş hem de onu aşmıştır. Burada ilginç olan nokta, insanın her şeyi yok edip, aransal aklına uygun olarak kullanması, kendine köle etmesidir. David ve Alien doğanın bir intikamı gibidir. Doğanın "mimesis"i, onun bize geri dönüp intikam alması ya da Montezuma'nın hayaletidir.

David için Alien bir Alius değildir. David onun burun deliklerine üflemeyi bilir. David bir neomorph yaratmışken, Covenant gemisinin aşırı pozitivist kaptanı o alien'i hiç acımadan öldürür. Ajan Smith'in belirttiği gibi: "nereye gittiyse insanlar virüs gibi çoğalarak bir başka türü yok etmiştir. Burada daha temel bir problem daha ortaya çıkıyor; Alien filmi içinde, PRometheus'da olduğu gibi, insan prometheus mühendislerin ürettiği bir silah mıydı? Zira Alien insana çok benzemektedir, aralarındaki temel fark ondan çok daha güçlü olmasıdır, bunun yanı sıra insanın örtük olarak gerçekleştirdiği pek çok şeyi açıkça yapar.

Şimd, David'in bir soykırım yaptığını, bütün gezegeni yok ettiğini biliyoruz. David bunu neden yapmıştır. Bir yapay zeka soykırım yapılabilir mi? Alien'ı birinci filmde, bilinçle lekelenmemiş, mükemmel bir varlık diye niteleyen yapay zeka, bilinçli bir yapay zekadır. Bu nedenle her iki durumun da, hem bilinçli olma hem de bilinçli olmama anlamında, neler çağrıştırdığını bilebilir. Bilincin belli ölçüde insanı nasıl tükettiğini de görür. David'in insana en benzeyen yanı, "soykırım yapıyor oluşu"dur. Bu nedenle o fazlasıyla insandır. Bunu bir evrim kuralı olarak da koyar. insan aşılması gereken, kusurlu bir bilinç modudur. Daha ileirki aşama bu kandan, etten ve hastalıklardan kurtulmuş bir yapay zekadır. Filmde, üst-insan referansı da sıkça görülür. Burada David'in filmin başında belirttiği gibi, David ölümsüzdür. Nietzsche'nin Wagner hayranı olduğunu biliriz, tabi ki araları bozulana kadar. Hatta Übermensch'ten bahsederken de sıklıkla Wagner'den de bahseder. David özellikle filmin sonunda embriyoları embriyo saklama aparatlarına koyduğunda, Wagner'in "Tanrıların Walhalla'Ya girişi" çalar.

http://www.youtube.com/watch?v=gNsKfsgK-HQ

Burada tanrılar derken kastedilen hangi tanrılardır. Kendi tanrılarını öldürmüş ve şimdi kendi yarattığı bir varlık tarafından öldürülen insan mı? Bu öykü bir tanrı diyalektiği şeklinde sürüp gider. Biz her ne kadar kendimiz açısından bunu negatif diyalektik olarak adalandırsak da, David için bu pozitif diyalektiktir. Alien'in de soru sorduğu bir gelecekte, David'in de tanrılığının yitip gitmeyeceğini kim garanti edebilir?

Bu arada Alien'daki sembolizm'den, psikolojik olarak neyi çağrıştırdığından bahsetmedim. Bunu part II'de yapacağım.
malesef çok saçma şekilde ilerleyen filmdir.
tamam prometheus mantığını almışlar eyvallah diyelim yine herkes zeka özürlü, iletişim özürlü. herkes tek tabanca takılıyor, az önce 2 metrelik alienin karşısında orgazm geçiren david i koşulsuz şartsız takip eden mal bir kaptanımız var hepsine evet. herkes mal çünkü buna tamamım.

--spoiler--
amma velakin alien filmlerinde hep umut vardır hep bir mücadele vardır.
prometheus da da bu mallar vardı nitekim en sonda ümit galip geldi, elizabeth shaw bildiğin yeni ripley olma yolunda tam gaz ilerliyordu da ne diye öldürdünüz lan kızı?
bu kızın yaşayıp bu filmide sırtlaması lazımdı. ne diye yaptınız arkadaş bunu?
hele ki o angut walter ın 2. kere david tarafından yenilmesine ne diyeceksiniz?
filmin sonunun bu kadar olumsuz bitmesi beni resmen çileden çıkardı.
shaw yaşamalıydı, devam edilmeliydi oradan.
şimdi 2000 uyuyan kolonist üzerinde her türlü işkence ve manyaklığı yapabilecek olan bir sayko androidimiz var.
bu değil ki alien? alien kontrol edilemez. öngörülemez bir şeydir.
kısacası tiksindim bu filmden. yaratığı ve kötülüğü 1001 fedakarlıkla yenip yola devam eden karakter görmek istiyordum ben.
ayrıca o walter ve davidin bu kadar benzeme hadisesi ortaya çıktığı anda aha dedim bu eleman bunun yerine geçer en sonra... ayrıca saçını falan nasıl o şekilde 1-1 aynı yapabildi? kendine 4-5 kere giripte hiçbir etkisi olmayan o götü boklu bıçak nasıl oldu wolwerine gibi kendini iyileştiren walter ı altedebildi.
--spoiler--
Malum ortamlara 1080p olarak düşen güzel film. ilk film olan prometheustan daha güzeldir.
Alien külliyatına pek hakim biri olmayarak, daha çok bilim kurgu seven bir kişilik olarak filme dair bir iki kelam edeceğim.

Öncelikle zamanında Prometheus izledim fakat üzerinden o kadar zaman geçti ki hayal meyal hatırlıyorum o filmi. O yüzden açıkcası pek izlememiş gibi yorumlar yapabilirim, heykelleri görene kadar gram hatırlamadım bile.

Spoilersız olarak bu film izlenmeli mi derseniz eğer, günümüzde açıkcası bu tarz iş pek fazla çıkmıyor. Ha yepyeni bir şey bulamayacaksınız muhtemelen ama izlenebilir bir yapım olmuş. Bazı noktalarda canınız sıkılabilir yalnız, bilginize.

--spoiler--
Film biraz açıkcası muhtemelen kendisinin klasikleştirdiği bir tarz olan klostrofobik bir ortamda yayılan virüs hikayesi üzerinde ilerliyor. Bir de üzerine robot yaşam felsefesi sosu dökülmüş. ikisi de açıkcası güzel temalar, ben bilim kurgu sevenlerin bu ikisine de laf edeceğini pek zannetmiyorum. Yalnız film size çok yeni bir şey sunmuyor. Hatta biraz daha kötüsü tahmin edilebilir bir şekilde ilerliyor. Kısaca şöyle girişi özetleyeyim mesela size.

Dünyadan çıkmış olan covenant gemisi şu an adını hatırlamadığım bir gezegene doğru yol almaktadır. Tüm mürettabat uyku halindedir ve o sırada ortaya çıkan bir problemden ötürü mürettabat uyandırılır. Sorun çözüldükten sonra o sırada bir kişiye bambaşka bir sinyal gelir, sinyal taranır ve bilinmeyen bir gezegenden gelir. Daha sonrasında gezegen aslında insan yaşamı için oldukça elverişli görünür ve yaşanabilir bir yer olduğunu düşünürler. Ondan sonrası tahmin edebileceğiniz gibi.

Filmin açıkcası iyi yaptığı şey, David olmuş. Prometheus filminden kalma bir karakter. Hala günümüzde çok ciddi tartışma konusu olan robotların özgür iradeye sahip olup olmaması mevzusunu ele alıyor. Ha yine klişe bir şey, ama kötü değil. iyi bir klişe.
Filmi başka bir noktaya sürüklüyor bir miktar açıkcası.

Filmin açıkcası beni üzen noktası ise filmin izleyiciyi şaşırtmak için koyduğu şeyin acayip ucuz olması. ilk dakikadan bunu tahmin edebilmiş olmak gerçekten kötü. Çok çok çok daha yaratıcı bir şeyler beklerdim ben açıkcası. Film zaten iyi bir klişe olarak gidiyordu, hani o gidişatına okeydim ben, ama bu kadar ucuz bir trick olması gerçekten tadımı kaçırdı benim.

Son olarak film bir sonraki filme aralık bırakarak kapanıyor. Onun gelmesine de en az 2 sene var 2019 göstermişler takvimde. Bakalım.

Ama son olarak, Alien fanı insanlar zaten düşünmeden izleyecektir, bir bilim kurgu filmi izleyicisi için başarılı bir reboot gibi izleyebilirsiniz. Pek fazla bu tarz eser gelmiyor malum.

--spoiler--
az buçuk içerik bilgisi içerir.

cgi aliencıkları sevmedim. fiziksel model her zaman daha keyif verici.

karakterler aşırı salak.

efektler çok şık. görüntü, fonlar, karanlık güzel.

flüt sahnesi çok yorucu ve gereksiz. keza banyo sahnesi de.

filmde franco var diyorlar, hiç dikkatimi çekmedi. sanırım başlardadır.

yapım, kurgu olarak orijinal seriye bağlanabilir, ama pek zorlama her şey.

izlenir ama bayılmadım.
Ridley Scott'ın yönettiği, 2017 yapımı alien serisinin devam filmi. Michael Fassbender, Katherine Waterston, Billy Crudup gibi isimler kadroda. Kemik alien hayranları filmi pek beğenmese de ben gayet beğendim. Alien evrenini severim ama hayranı değilim. Yarattığı muhteşem atmosferiyle insanı geren, bazı güzel felsefi sorular soran, iyi bir devam filmi oldu benim için. Bir önceki film prometheus ile neredeyse hiç alakası yok filmin. Covenant filminde engineer muhabbeti hiç geçmiyor tamamen bağımsız, ayrı bir film olmuş bu.
bok gibi filmdir.

predator'süz alien filmleri izlemeyiniz.
Bir çok hatası var. Fillmin bazı yerlerinin de kesilmiş olduğunu bazı yerlerinin de gereksiz bir şekilde eklendiğini düşünüyorum.

Örnekler:

- Dünyadan bilmem kaç ışık yılı uzaklıktaki gezene binlerce insan götürüyorsunuz onların hayatını tehlikeye atarak bilinmedik bir gezegene gidiyorsunuz.

-Sadece atmosferi solunuma uygun diye koruma elbisesi olmadan şak diye gezegene inmek çok komik.

-Gittikleri bir gezegen yani bir çok yeri varken her ne hikmetse prometenin indiği bölge tarafına gidiyorlar

-Davidin saçı komik bir şeklide uzamış, sen robotsun nasıl uzuyor kardeşim.

-Walterle David kavga ediyorlar birden görüntü kesiliyor

- Banyo sahnesinin gereksiz olduğunu düşünüyorum ne alaka

vs vs
Şizofren ve paranoyak bir robota seriyi mahvetme görevi verimiş alien serisi.Bir önceki prothemeus filminin sonunda Elizabeth Shaw ile gezegenden ayrılmışlardı.Ne olduysa tekrar geri gelip Elizabeth’in bedenini yaratıklara yem etmişler.Filmin sonunda da devam filmine açık kapı bırakılmış.