bugün

rahmi koç'un tribünde beşiktaş şapkasıyla izlediği maç. pek alışkanlığı değilmiş maçlara gelmek spikerin dediğine göre. acaba şu beşiktaş'ın yönetimine dur demenin zamanı geldi diye mi düşünüyor. hazır elini eteğini de çekmişken işlerden, gönderiverse bizim yönetim tayfasını yahu. ama kriz de var malum.
(bkz: hayallerim beşiktaşkım ve sen)
dostluk muhabbetinin sıçtığı maçtır. bu iki takım arasında dostluk falan yoktur, olmamalıdır. ben bir galatasaray taraftarı olarak fenerbahce den ne kadar nefret ediyorsam, beşiktaştan da o kadar nefret ederim.
dostluk hiç olmuş muydu bilemem ama olsa da hasan kabze bozmuştur.

-- sallasana sallasana mendilini, adnan polat kurtarsana piçlerini!
++ hasan kabze ve goool.
galatasaray'ın tertemiz kazandığı maç. cüneyt çakır'ın niye avrupa'ya çağrıldığını anlamak için de güzel bir örnek olmuştur; şiir gibi maç yönetmiştir. hakemlerden çok takımların maçlardan sonra hakemlere bok atar olduklarını düşünmeye başladım lan ben. yani asıl problem hakemlerde değil de, "ay şimdi ne diyces yha?" triplerindeki takımlarda.
kimse kimseye hak hesabi yapmasin. hak eden kazansin diye bosuna dememisler sonucta. demeki ki galatasariyimizda haketmis ki kazandi. oyun oynandi, mac bitti. cekemeyenlere cevabimiz: gecmis olsun.
sözlükteki bazı beşiktaş taraftarlarının o eleştirdikleri başkanları kadar olamadıklarını bizlere göstermiş maçtır. yıldırım demirören bile alkışladı galatasaray ın 3. golünü. ayıptır.
maçın en dikkat çekici anı delgado'nun çıkarken mustafa denizli'ye bir şeyler söylemesi ve bunun üzerine mustafa denizli'nin "sen de kart istedin." işareti yapmasıdır. mustafa denizli bu durumda laf olsun diye hakeme laf etmeyerek saygınlığını korumuştur.
galatasaray'ın servet'le attığı golde rüştü topu tutmamıştır bir alakası yoktur bu bir. servet vurduktan sonra rüştü'ye çarpmıştır faul yoktur birin devamı. penaltılara gelince de ilk penaltıyı holosko bile kabullendi sindiremeyenler var hala. ikinci penaltıda güreş tutmak için oyuna giren uğur incemal bile itiraz edemedi o da farkında yaptığının. bir de delgado biz yapınca veriyon da onlara niye vermiyon tarzı sitemde bulunmuş da hakem anlamamış. ulen kart istersen sarı kart veriliyor kurallar öyle. onlara veriyonu bize vermiyonu yok bu işin. diyelim ki onu kastettin bu da kart istemek değil mi. beşiktaşlıların bu maçta ağlayacağını düşünmüyordum ama bunda bile suçlu hakem oldu. tek yanlış pozisyon beşiktaş aleyhine bence holosko servet mücadelesiydi onda da tekrarı göremedim belki faul vardır.
galatasaray'ın temiz bir galibiyet aldığı, büyük takım olma avantajını kullanıp bulduğunu attığı bir maç oldu.

not olarak da fenerbahçeli olduğumu ekleyeyim de dışardan bir göz olduğum anlaşılsın. yoksa beşiktaşlılar susmaz. çarşıyla övünün ancak siz daha.
penaltılar penaltıydı, fauller fauldü, kartlar karttı. hakem çok iyi yönetti.

ayrıca:
(bkz: #4394396)
istatistiklerin yine değişmediği mac olmustur.9 yıldır samiyen de galip gelemeyen besiktas(deli nin gol attığı kuddusi li macı saymıyorum tabiki) yine yenilmiştir.ali samiyen de galatasaray ilk golüattığı hiçbir karsılasmayı kaybetmemiştir,en azından ben hatırlamıyorum.

küçük bir not:delgado nun attığı golde ona en yakın oyuncunun 3-5-2 nin solundaki arda olması da ilginçti. (bkz: kartal gol gol gol)
galatasaray hakkıyla kazanmıştır. bir beşiktaşlı olarak tebrik ediyorum. geliyorum bu maçta (ve daha önceki maçlarda) kabahati olanlara... önceliğimiz hakemler:

1) Allah'ınızı severseniz, şu ünlü "sarı kart nerede hoca" hareketinin cezasına (eğer varsa öyle bir ceza) bir standart getirin. eğer ki bunu cezası, hakemin otoritesini sarsmakla ilgiliyse, her maçta olan "hoca bu faul değil mi?" diye yırtınan her futbolcuya (sonuçta o da hakemin kararına itiraz ederek otoritesini sarsıyor) da kart gösterin, adaleti sağlayın. ama o zaman hiçbir takım hiçbir maçı 11 kişi tamamlayamaz, orası ayrı.

2) servet'in golü golse (ki bence gol), nobre'nin bu sezon ibb'ye attığı ve sayılmayan pozisyon da gol. o maçta berabere kalmıştık bu arada, hatırlatalım.

3) lincoln çok güzel oynadı, hakkını yemeyelim. Ama literatürde faulün tanımı "lincoln'ün yere düştüğü her pozisyon fauldür" diye yapılmamıştır diye tahmin ediyorum.

ikinci kabahatliye, beşiktaşa gelelim:

1) bir tane maçı da 10 kişi tamamlayın a.q... hakemler bunlar işte. hiç ağlayıp sızlanmayın. ona göre oynayın.

2) serdar özkan... bi siktir git artık şu takımdan. "messi" vari hareketler, serdar özkan ve kaptırılan top. yeter artık kardeşim. senin kapasiten falan yok. salak salak çalıma gidip de deli etme bizi artık.

üçüncü kabahatliye tek bir lafım var:

1) tüplerini de al git!!!!

edit: bu arada, birçok entry'de beşiktaşlıların, galibiyetin galatasaray'ın hakkı olduğunu belirtip de hakeme çemkirmesine rağmen, hiçbir galatasaraylının "evet, ikinci sarı ağır oldu delgado'ya" yazdığını görmedim. sonra da "çirkef beşiktaşlılar! galibiyetimizi gölgelemeye çalışıyorlar" oluyor değil mi? tabi tabi, haklısınız(!) insaf edin be biraz... ayıp
şaşırmaksızın bjk li taraftarların hakeme veryansın ettikleri maçtır. yine kaybettikleri.
sürekli bu yöntemi kullanmaları kabak tadı verdi de hala farkedemiyolar. asıl kabullenilmesi gereken real madrid'le karıştırdıkları kulüplerinin ankaraspor denginde olması. acı ama gerçek...
galatasaray'ın teknik oyuncularının beşiktaşımın kazma oyuncularını yendiği maç olmuştur. servet'in rahatça tartışılabilecek golünü hariç tutarsam mevzu bundan ibaret.

öncelikle galatasaray'ı tebrik ederek başlamak istiyorum.

çok kısa zamanda gelen goller hiçbir şekilde derbiye yakısacak cinsten degildi. özellikle servet'in golünde benim izledigim kadarı ile rüstü'nün eli topun üstünde idi. zaten pozisyondan sonra da rüştü maçı sakat sakat oynamak durumunda kaldı. bu tip bir pozisyondan 2 puanı gaspedilen bir takımın taraftarı olduğum için servet'in golüne çok net diyemiyorum ne yazık ki!

bunun dışında beşiktaş'ta takımın en istekli maça başlayan oyuncusu nobre'ye destek olan bir tane allah kulu çıkmadı. bugun çok iş düşeceginden dem vurulan barış'ın performansı çok göz doldurucu degildi. seric'ten biraz daha etkiliydi. sadece delgado'nun saçma sapan atıldığı pozisyonda 5 saniye içinde iki faul yapmayı nasil başardı, onu çözemedim.

mehmet topal müdahalelerde genelde başarılı bir görüntü çizdi. arda'nın penaltı pozisyonu için fazla bir şey söylemeye gerek yok. premier ligde asla çalınmaz ama türkiye standartlarında net bir penaltıdır. çok görmüyorum.

delgado'nun ikinci sarı kartı ise maçı ortadan koparttı bugun. ey allahsız hakem! delgado bu takımın kaptanı. sana bir şey anlatıyor. adamı bir dinlesene. biz televizyon başında ne dedigini anlıyoruz. yok kart işareti yapmış. sıcarım kartına ya! kaptan lan o. bir dinle adamı ne diyor. delgado o pozisyonda ingilizce konuşuyor bir de. adam tuttu cart diye ikinci sarıdan attı. güler misin, aglar mısın? yok böyle kırmızı kart. böyle bir derbide böyle bir kırmızı kart veremezsin sen hakem efendi. versen bile kırmızından sonra yaptıgın saçma sapan eyyamları kimseye anlatamazsın.

gökhan zan babanın oglu mu senin de 3 tane net sarı kartlık hareketini es geçebiliyorsun. hakemin pozisyonlara güdümlü gelişi ve kırmızı karttan sonra çıkmayan eyyamcı sarı kartlık pozisyonlar, onun için sadece sonun başlangıcıdır.

lincoln'ün penaltı pozisyonuna gelecek olursak; ugur inceman'ın kötü bir girişimi, ardından lincoln'un elini ugur'a dolaması. devam eden bir pozisyon ve lincoln'un kötü bir düşüşü ile tamamlandı. standardı olmayan bir penaltı. hakem ne verse yiyecegiz. o da penaltı verdi. biz de afiyetle yedik. premier lig'de verilir miydi? mümkün degil!

ben 18 yıldır bu futbol ligini takip eden biri olarak diyorum ki; beşiktaş 3-1 geride ve 10 kişi olmasa holosko'nun golüne yardımcı hakem uçarak "elle aldı" ikazı verirdi. şaşırdım. cidden neden böyle karar gelmedi diye bekledim. hatta gole bile inanamadım.

bugun galatasaray beşiktaş'tan kadro olarak 10 gömlek üstündü. beşiktaş 5 gol atsa, galatasaray 6 yapar yine de bu maçı alırdı. ama artık bir maçtan sonra da hakem konusmasak diyorum? yeter artık. cidden sıkıldım.
4-2 bitmiş, tartışmalara vesile olmuş karşılaşmadır.

ancak allah aşkına 3 şey söyleyeceğim :

1-) birinci penaltıya penaltı demeyeni allah taş eder. yahudiyseniz yehova taş eder. hiçbir şeye inanmıyorsanız maymun olursunuz şerefsizim.
2-) ikinci penaltıya penaltı demeyeni de allah taş eder. diğerlerine laf etmek istemiyorum, yoruldum.
3-) delgado'nun oyundan atılmasına tek bir lafım bile yok. hakemin ters bir anına denk gelmiş, yazık olmuş. olmaması gerekliydi. ha, "beşiktaş alır mıydı maçı o zaman ?" derseniz, kusura bakmayın, o biraz zordu.
4-) son olarak : mehmet demirkol, yorum yapmayı bırak. bırakmayacaksan saçmalama. saçmalayacaksan az saçmala. ve de galatasaray hakkında yorum yaparken saçmalama! galatasaray'ın karşısında kim varsa onu haklı çıkarmak için elinden geleni yapıyorsun. bir git abi işine ya!

not : 4.sü bonustur.
beşiktaş'a geldi mi kuralları cevval bir şekilde uygulamaktan geri durmayan cüneyt çakır'ın penaltı pozisyonundaki kural ihlaline göz yumduğu maç. her iki penaltıda da topa vurulmadan ceza sahasına giren oyuncular var. hani sarı kart hani atışın iptali? bir ara da buna takmışlardı. şimdi modası geçti galiba bu kuralı uygulamanın. kural da kural diyenlere duyurulur.
ha ama uygulanmamasını bir nedeni de şu olabilir bu sezon. beşiktaş penaltı kullanmıyor nasılsa, verilmiyor zira. ondan mı unutuldu acaba? ilk beşiktaş'ın kullandığı ve gol olan penaltı atışında bu kural uygulanmazsa ne olayım. ahan da şuraya yazıyorum.
yaaa madem öyle gel böyle.
galatasaray taraftarının " yeter yıldırım demirören yeter " diye bağırarak, beşiktaşlı taraftarlarla daşşak geçtiği karşılaşma olmuştur.
galatasaray futbolcularını ve taraftarlarını tebrik ettiğimiz maç'tır.

lakin be$ikta$lı olmam, futbol izleyicisi olarak ele$tiri yapma hakkımı engellemez. bilen bilir ki bu maç öncesinde de yenileceğimizi tüm e$rafa duyurdum bağıra bağıra o yüzden yazacaklarım bahane değil kendi kanaatimce yanlı$ olanlardır.

orta saha oyuncusu dediğin çıtkırıldım tipte olur. narin adamdır genellikle. oyunda gözlemlediğim kadarıyla delgado efendi iki pozisyonda co$mu$ hakem kendisini uyarmaktan ziyade direkt kartla cezalandırmayı tercih etmi$tir.

$imdi bu hakemin takdiridir, eyvallah derim. nihayetinde uyarıp uyarmama kanaati kendisinde lakin;
benzer pozisyonlarda rakip takım oyuncusu benzer hareketleri yaptığında neden aynı $ekilde uygulama yapmaz ki ? yani ben çeli$kide kaldım kendisi hakkında. ayhan akman 4-5 sorti atlayı$ sonunda kart 2 futbolcuya daha kart göstermi$, lakin ayhan akman aynı dengesiz giri$leri kendisi yaptığında oralı bile olunmamı$tır.

velhasıl bu tip durumlar her takımın ba$ına geldiğinde ki özellikle hakemin çaktırmadan yada göstere göstere taraflı yönetim sergilemesi, yenik duruma dü$en takım futbolcusunun moralini daha bi kötü hale getirir. hepimiz reel örneklerini gördük bunun ve görmeye de devam edeceğiz. seni beni olmaksızın ülkemiz futbolunun makus talihidir.

tekrardan galatasaray ve galatasaraylıları tebrik ederim.

lakin mustafa denizli'yi de es geçmek istemem.

adam sen geldin vallahi billahi futboldan soğudum, bırak be$ikta$ı futboldan soğudum. sana da te$ekürler.
aklıma ikinci sarı kartın ilk sarı karttan farkı var mıdır? sorusunu mıh gibi çakmış futbol müsabakası. "Herhangi bir ikinci sarı kart bu kadar kolay çıkabilmeli mi?", "türkiye de her hakeme kart işareti yapan futbolcu bu kadar rahat oyundan atılabiliyor mu?" yan soruları, bahsettiğim ilk soruyu düşünen zihinlerde mutlaka belirecektir. Maçın gerisi hakkında fazla net bir şey yok. Galatasaraylı "-yüzde yüz penaltıdır." der. Beşiktaşlı -"sümme haşa. asla penaltı değildi." der. Aklı başında insanlar ise, -"maç bitti, herkes evine gitti. puanları bir takım aldı. Diğer takım avcunu yaladı. Bu sezon bitene kadar takımlar değişse de statü olarak bundan çok da farkı olmayan, hatta daha da önemli olan en az 10 maç daha oynanır. hele bu kadar sazan olmayın." der. ben de -bu ülkede son 3 haftada çok şampiyon değişmiştir. diye düşünüp onlara destek olurum.
bu arada bu maçta yine çarşı'nın besteleri çalındı.
yeter yildirim demiroren ve kartal gol gol gol besteleri galatasaraylılar tarafından söylendi.
galatasaray'ın ikinci penaltısı yalanmış, hakem kollamış... demek ki defans oyuncusu kolunu rakip futbolcunun boynuna dayayıp gitmesini engelleyince penaltı olmuyor, enteresan. kanımca, taraflı-tarafsız seyirciyi doyuran bir derbi izledik. 6 gol vardı ki, holosko'nun golüne gerçek anlamda şapka çıkardım. en önemlisi de buydu bence.

bir sözüm de delgado'ya;
hakem belki biraz ağır bir kart çıkardı ama eh be kardeşim, sen de hiç mi önceki maçlardan ders almadın? ligimizde fifa kuralları uygulanmakta ve bu da kart isteminin direkt olarak kart ile cezalandırılması anlamına gelmekte... geçen sezondan beri birçok futbolcu bu şekilde kart gördü veya atıldı oyundan, hepsinden sonra da bir sürü tartışma yaşandı, ama hala aynı gerekçeyle atılan adamları görmek türk futbolundaki oyuncuların ne kadar mesuliyet sahibi olduğu konusunda beni düşündürüyor...
ah fener vah fener. şu nobre bırakılır mı? hadi bi eşşeklik ettik sattık bu adamı. mustafa denizliyi anlayamadım ben. maçın başından beri canıyla başıyla mücadele eden, hava topu alan hatta adam eksilten (ki bu maçta 4-5 kez yaptı), orta sahaya kadar gelip top alan bir futbolcuyu niye çıkarırsın? skibbeyi de anlamış değilim. 90 dakika boyunca olumlu tek hareketi olmayan nondaya nasıl sabrettin be mübarek? sabri varken barışın anlamı ne? neyse bir bildikleri vardır diyerek hakeme geçiyorum. kişiden kişiye değişir tabiki ama delgadonun ikinci sarı kartı bana biraz abartı geldi. zaten bu dakkadan sonra iyice saçmalamaya başladı hakem. skoru değiştirecek hatalar olmasa da, kontrolü elinden kaçırdı ve resmen sıçtı. hatta bir beşiktaşlı futbolcu, delgadonun ilk sarı kartını gördüğü pozisyondaki hareketin aynısını yapmasına rağmen kart görmedi. arda resmen kendini attı, hatta kendisi bile farketti yaptığı eşşekliği ama hakem pozisyona çok yakın olmasına rağmen sarı kartı göstermedi. gönül isterdiki berabere bitsin ama olmadı. son olarak lincolne lafım var. biz seni geçen seneki lincoln olarak sevdik, lütfen eski haline dön.
galatasaray'ın çok iyi olmamasına rağmen 4 gol atması sevindirici. özellikle üçüncü gol hazırlanış açısından harikaydı.

maçın hakemine gelirsek; servet'in golü bana kalırsa gol(nobre'nin ibb'ye attığı sayılmayan gol de bana göre goldü) ancak güntekin onay'ın söylediğine göre kaleci topa dokunduğu anda kontrol etmiş sayılır onun için faul verilse de çok itiraz edilmezdi herhalde en azından ortada canlı bir örnek vardı(nobre'nin golü). delgado'nun ilk sarı kartı kırmızı da olabilirdi direk bileğe yapılan bir müdahaleydi, ikinci sarı kart ise sadece türkiye'de uygulanan hakeme kart işaret yapan oyuncuya sarı kart gösterilme kuralı uygulanmıştır kaldı ki bu karar saçma bir kural olup gerek ispanya gerekse ingiltere liglernde uygulanmıyor biz ne zaman artık şu ufak detaylardan vazgeçiceğiz çok merak ediyorum.

galatasaray'ın bu maçla 4 maçlık galibiyet serisini yakalamıştır, bunun davamını dileriz.
Nobre'nın galatasaray'ı es geçtiği nadir maçlardan biridir.
penaltıların doğru, kırmızı kartın yanlış olduğu maç.

yanlış kime mi yapıldı?
türk hakemlerini tümüyle yenilenmesi gerektiğini yorumlarından anladığımız maç.

bu maçın hakemi sarı kartlarını çıkarmakta pasif kaldı bu yüzden de oyun sertleşti ama bu da izlenebilirliğini arttırdı maçın. bir ara premier lig maçı izliyorum zannetim. iki takımı tebrik etmek lazım son an kadar savaşmak deyimini kullanabiliriz bu maçta. dakika 89 maç 4-2 galatasaraylılar ilerde defans yapıyor beşiktaşlılar saldırıyor falan filan.

maçın hakeminin sarı kartlardaki dengesizliği nedeniyle kimse kimsenin galibiyetini küçümsemesin arkadaş bu galibiyet galatasaray'ın hakkıydı. yani daha da farklı olabilirdi kaçan, direkten dönen pozisyonlar vb.

ayhan akman meselesinde biliyorum ki çoğu beşiktaşlı arkadaşımız bu oyuncuya iki takımdaki oyun farkı nedniyle pek de sıcak bakmıyorlar. ama bu maça özel bir durum olarak bugün kaptandı ve hakemle diyaloğa girmesi gereken kişiydi. ayrıca sarı kart gördüğü pozisyonda ayağa falan daldığı da yok sadece şapşallık yapıp yerdeyken topa salladığı ayağı topu ıskalıyor ve doğrudan holosko'nun kaval kemiğine geliyor. bir iki pozisyonda oyunun geneli gibi sertlikler de yaptı ama bu dediğimiz gibi oyunun geneline hakimdi.

gelelim delgado meselesine , hareketinin kartlık olduğunu bile bile yapmaması gerek. hakelerin standartı olmadığından dert yanan tüm arkadaşlar galatasaray'ın 5-6 maçlık korner görüntülerini tek tek izleseler keşke. erman hoca bile normalde penaltı ama burda değil diye bir yorum yapmıştı önceki haftalarda üst üste. yani öncelere dönersek herkesin yarası var.

evet hakemlerimiz belli bir standartı tutturamıyor, gerektiği kadar otoriter değiller. ama bu kısa sürede değişecek bir durum değil belki saha içinde iki orta hakemle işler farklılaşır. dört gözle platiniyi bekliyoruz.

bu arada tüpçüye gönderme yapan galatasaray taraftarı alkışı hakediyor.
http://www.youtube.com/watch?v=70SJ0y_3vVg