bugün

cumhurbaşkanı ahmet necdet sezer ve başbakan bülent ecevit yönetiminde türkiye'yi etkisi altına alan ve ülkenin batmasına ramak kala ancak 2002 genel seçimleri ve ak parti hükümeti ile durulmuş, türk tarihinin en zor dönemlerinin yaşandığı ekonomik buhran dönemi. sebepleri ya da tetikleyen faktörleri tartışıla gelmiştir, lakin 28 şubat sürecinin en büyük faktör olduğu kabul görmüştür. 28 şubat ve 2001 krizinin sonuçları ise recep tayyip erdoğan ve ak parti türkiye'sini doğurmuştur .
ahmet necdet sezer'in katkısının bulunmadığı krizdir. bu kriz çok kişinin canına kıymasına, yuvaların yıkılmasına neden olmuştur.

28 şubat ve 2001 krizinin sonuçları ise rte ve a.k. partisinin türkiye birleşik devletleri'ni doğurmuştur.
yeni nesil gençlerin yaşadığı ilk krizdir, daha öncesini pek hatırlamaz. ancak harbiden ne krizdi ya, anayasayı fırlatmalar dışardan ekonomi bakanları getirtmeler... hey gidi hey. daha kötüsünü görmemek ümidi ile.
lira'nin dolar karsisinda %40 deger kaybettigi, telsim'in batisini hizlandirmis kriz. yabanci yatirimci arkasina bile bakmadan ulkeden kacmistir.
20 bankanın batışına neden olmuş kriz ve bu bankaların batışı türkiye ekonomisine 60 milyar dolara mal olmuştur.
ayrıca devlet memurunun maaşını ödeyemeyecek hale gelmiştir.
buda devletin ekonomik olarak iflas ettiği anlamına gelir.
adalet ve kalkınma partisinin iktidara gelmesini sağlayan en büyük neden.

28 şubat 2001...
11 yaşındaydım o zamanlar, hatırlıyorum o günleri.
yazar kasasını bülent ecevit'in önüne atarak "al ben bir esnafım" diyerek tepkisini ortaya koyan kişi halen gözlerimin önünde.

kendi yaşadıklarımla anlatmaya çalışayayım o krizi.
o zamanlar ilkokul 5. sınıfa gidiyordum, parasal sıkıntımız neredeyse hiç yoktu.
fakat kriz ortaya çıktıktan sonra uzun zamandır cebime okul harçlığı girmemişti, yiyeceğimi evimden götürüyordum.

o zamanlar half-life çok revaçta olan bir oyundu. 1998 yılında çıkan bu oyun neredeyse bütün dünyayı kasıp kavuruyordu.
2000 yılının yaz tatilinde neredeyse half life oynamadan edemezdim, bir hastalıktı bu oyun tüm çocuklar ve gençler için.
fakat bu kriz çıktıktan sonra neredeyse 1 yılı aşkın half-life'ın adını bile anamadım.
internet kafeye 1 yıldır gidememiştim.

o zamanlar pokemon çizgi filmi vardı. bu çizgi film için çocuklar cips alır ve içinden çıkan pokemon tasoları ile günlerini eğlence ile değerlendirirdi.
fakat kriz çıktıktan sonra çocukların eğlencesi krize kurban gitmişti.

kısacası 2001 yılında 11 yaşındaysanız ve 2001 ekonomik krizini yaşadıysanız hayatı bir nebze öğreniyorsunuz.
anayasa kitabının fırlatılması mevzuuna varan hikayelerin ürünüymüş gibi olan kriz.. evet öyle bir efsanyle geçirştirmeye çalışmışlardı. ecevit mezkur kitabı göğsünde yumuşatıp kibarca indirse kriz olmayacakmış diyorlar. anlayacağın, sert zeminin yol açtığı problem. şimdi kira sözleşmeleri yasası kitabı atılırsa muhtemelen 2-3 banka batar gibi.. ya da ceza hukuku havada kaldığı süre içinde geçirdiği şekiller ve yere iniş biçimine göre 5-6 banka batırır. amma anayasa kitabını atmayın sakın, maazallah 20-30 banka batar. ama fena mı, kuyruk bekleme derdiyle hepimizi çileden çıkaran banka kültründen kurtuluruz.
(bkz: balık hafızalılar)
kara çarşamba olarak tarihimizde yer alan kara yıl. süreç, rahmetli ecevit'in basın açıklamasıyla başlamıştır. ilk hamle yapan da garanti bankası olmuş, bankanın kontrol ettiği 4 milyar dolarlık mevduat hareketlerini durdurma kararı almıştır. bu haber borsa'ya ulaşınca imkb'de işlem gören 12 milyar dolarlık para hareketi bir anda kesilmiş yabancı yatırımcı telaşlanmış satış telefonları üst üste gelmiştir. imkb'deki panik hemen diğer bankalara ve en son merkez bankasına intikal etmiş sadece 4 saat içinde koskoca ülke "ne oluyoruz ne bu hal" psikolojisiyle batma noktasına getirilmiştir.

hükümetin koalisyon elinde olması sebebiyle merkez bankası olaya hemen müdahale edememiş altı gün sonra yani bir sonraki pazartesi günü müdahale gelmiştir. lakin iş işten geçmiş 6 günlük bilanço 20 milyar dolarlık kaçan sıcak para olarak millete yansımıştır.

işte bu sebeple bu ülkede bir hükümet kurulacaksa asla koalisyon hükümeti olmamalıdır. "unutma, unutturma" bab'ında yazmış olalım...
insanların canını çıkartanlardan hala medet umanların unutmaması gereken görüntüler
[null http://www.youtube.com/watch?v=nI5imd1aFPU]
işine gelen izler gelmeyen ezbere konuşur ama yukarıdaki videoı 2001 krizini ve o zamanları hatırlamak için güzel bir örnektir.
(bkz: unutma unutturma)
--spoiler--
28 Şubat süreci, ekonomiye ağır bir bedel ödetti. 9 Aralık 1999'da IMF'ye gönderilen iyi niyet mektubuyla başlatılan program, ağır aksak yürüyordu. 22 Aralık 1999'da Egebank'la birlikte 7 bankaya el konuldu. 2001'de kriz derinleşti. 19 Şubat'taki MGK'da ise tarihî bir olay cereyan etti.

Cumhurbaşkanı Sezer, Başbakan Ecevit'e anayasa kitapçığı fırlattı. Ecevit, toplantıyı terk etti; ülkede 'kriz' olduğunu duyurdu. Bu açıklama üzerine piyasalar karıştı. Bir gün sonra dalgalı kura geçildi. Repo faizi, yüzde 7 bin 500'e tırmandı. Dolar 68 kuruştan 95 kuruşa fırladı. Türk halkı yarı yarıya fakirleşti.
--spoiler--
vergilere yüzde 56 zam yine bu kriz döneminde yapılmıştır.
ecevit'e miras kaldığını düşündüğüm kriz. doğru mu bilinmez.
günümüz liselilerin bilmediği veya hayal meyal hatırladığı sıkıntılı günler.

ne yuvalar yıkıldı, ne ocaklar söndü bilmezler. bilseler şükrederlerdi.
görsel
görsel
19 şubat 2001 anayasa kitapçığı fırlatma muhabbetiyle başlayan vasıfsız ve kabiliyetsiz yöneticilerin ülkeyi çöküşe kadar gidebilecek biçimde tehlikeye atan kriz.
maalesef günümüzde unutulan krizdir. zira gelinen noktayı nankörce inkar edenler var.
şimdiki halimize şükrettiren krizdir.

allahtan akp geldi.
simit - ayran parasıyla okula gidilebilen günlerin krizi. hey gidi.
siyasilerin oylarını maksimize etmek uğruna uyguladıkları popülist politikaların ekonomiyi nasıl bir bunalıma sürüklediğini gözler önüne seren ekonomik felaket. erken emeklilik, yüksek ücret politikası, kamu iktisadi teşebbüslerindeki istihdam fazlalıkları, yüksek faizler vs gibi her kesimi memnun etmeye çalışan politikalar 2001 yılında iflas ederek ülkenin tamamını yüzde 40 fakirleştirdi. kriz zaten öteden beri bekleniyordu. öyle bir zamana gelmişti ki ülkede toplanan vergi gelirleri devletin sadece borçların faizini ödemeye ancak yetebiliyordu.
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
taksimde çapulculuk oynayan bebelerin bilmediği krizdir.
halkçı bülent ecevit'in önüne yazar kasa atılmasına neden olmuş kriz yılı.
12 eylül, 28 şubat gibi darbelerin ardından halka vurulan bir başka darbedir ve akepenin oluşumunun son halkasıdır.

üniversitedeydik o vakitler. tane ile domates patates alıp evde yemek yapmaya, az olan yemek yetsin diye ekmeğe abandığımız dönemlerdi. ama o zamanda biliyorduk ki mesele birinin birine kitap atması değildi. bundan 12 yıl önce düşünülebilenleri düşünemeyecek kadar geri olanları görmek ne hikmetse kendimizle gurur duymaya sebep değil.
dolarin 600 bin'den 1.5 milyon'a fırladığı dönemdi. yanlış anlaşılmasın birgünde yani..