bugün

türkiye cumhuriyeti'nin yasadigi son askeri darbe tarihi.

görsel
görsel

görsel
Amerika'ya bağlı kontrgerillanın hazırladığı olayların sonucunda meydana gelen karışıklık neticesinde gerçekleştirilen askeri darbe.. (bkz: destabilizasyon ve dezenformasyon)
Bir neslin susturulup fislendiği turkiyenin tarihindeki en karanlik sayfa
türkiyenin avrupaya ekonomik entegrasyonunun sağlamak amacıyla nato kontrolunde yapılmış darbedir... (Hot Money And The Politics Of Debt isimli kitapta da açıkça böyle yazar...)
ayrıca (bkz: our boys did it)

buradaki entegrasyondan kastın ne olduğu, neyin neremize entegre edildiğini söylemeye gerek yok heralde...

üstelik bu katliam için görevlendirilmişlerin (bkz: kenan evren) hiç utanmadan atatürk adını ağızlarından düşürmemeleri tükürük bezlerimdeki salgıları üç kat arttırıyor...
aynı dönemde tüm dünyada da görülmüş olan birçok benzer olayların türkiye ayağı.bu olaya kaostan kaynaklanan düzen(ordo ab chao) da denilebilir çünkü anarşi ortamı yaratılıp düzen vaadi ile yönetime el konmuştur. (bkz: kaostan kaynaklanan düzen)
türk dil kurumu ve türk tarih kurumunun kapanmasına yol acan darbenin tarihi.
günümüz susak ağızlı , jole beyinli , düşünmeyen , üretmeyen , apolitik , tiki gençliğin tohumlarının atıldığı tarihtir .

anlamadığım şey şudur :

amacınıza ulaştınız efendiler! şimdi neden bu gençlik şöyle bu gençlik böyle şeklinde anolojiler yapıp koltuklarınızı kabartıyosunuz ?
devam bolumu icin (bkz: 28 subat).
amerika tarafından atatürkçülük maskesi altında yaptırılan ülkücü ve solcuların üzerinden silindir gibi geçen ve ilerleyen yıllarda siyasetle ilgilenmekten korkan boş gençlik yaratan kanlı ihtilal
houston rockets ın dev çinli pivotu* yao ming in doğduğu gün.
bir şehirden diğerine taşınılacak en son gün ama biz taşınmıştık.yolda hatırladıgım kadarıyla defalarca askerler durdurmustu.Unutmadan;biz sabah ezanıyla yola cıkmısıtk.evet ailecek kamyondaydık;kamyoncu öz dayımdı.
1980 ihtilali'nin her seneki yıldönümü .. (bkz: 12 eylül 1980)
rahmetlik * barry white ustanın doğum günü..
ayriyetten benim de doğum günüm .. *
11 eylülden sonraki gün olması da önemli bir özelliği
"bizim çocuklar başardı."

bu söz amerikalıların darbeden sonra komutanlarımız hakkında söyledikleri sözdür. aslında bu tek cümle bile çok şey anlatmaktadır. anlayana tabi.
Türkiye cumhuriyeti tarihindeki en karanlık sayfa. düşünen Genclik 12 eylul sabahı aniden susturulmuş , önceden kimlikleri tespit edilenler bir bir toplanmış , hapse girenlerin çoğu dışarı cıkamamış , bir çoğu işkencelere maruz kalmış dışarı çıkınca fazla yaşamamıştır. Bu arada bu gencliğin çoğunluğu universite öğrencisiydi , çapulcu değildi.
gençliğin asimile edilmesi ve apolitik, ruhsuz robotlar yaratmak için caddelerde, parklarda, üniversitelerde, beyinlerde postal seslerinin duyulduğu, hala yankılandığı gündür.
siyah bir gün..simsiyah..ülkenin üzerine çöreklenen ve hala etkisinden kurtulunamamış darbe..

(bkz: apolitizasyon)
düşündüğünüz için tutuklandınız.
ülkenizi sevdiğiniz için tecavüze uğradınız.
sorguladığınız için öldürüldünüz.
bir akıma darbe vurulan tarihtir bu tarih.
şerefini, a.b.d.'li generallere satan kumandanların, kendi aydınlarını aciz köpekler gibi yokettiği tarihtir bu tarih.
sayısız kitap yakıldı...içinde kitap olan evlerin sahipleri tutuklandı.
sarhoş polisler, karakol köşelerinde genç kızlarımızın ırzlarına geçtiler...bağırta bağırta...
ve manda başa geldi, artık o bir darbe dedeydi. önce anayasaya değiştirildi, sonra da beyinler.
görevini çok iyi yaptı darbe dede, efendileri onunla gurur duyuyordur.
türk halkına demokrasi fazla görülmüş, olaya hemen el konulmuştur ve bunu yapanlar hala yargılanmamakta*dır.bugünkü düşünmeyen, siyasetten ve dünyadaki siyasi gelişmelerden bihaber gençliğin tohumları atılmıştır.her özelliğiyle türk siyasi tarihinin en kara günüdür.bugün bir arkadaşıma sorduğumda "bilmiyorum ki o gün ne olmuş" cevabını aldığım tarihtir.

edit : idare hukuku dersinde öğrendik ki yüksek askeri şura kararları yargılanamıyormuş. evet. ne biçim idari yargı kardeşim bu?
70'li yılların ikinci yarısında ülke siyasetinde ekonomisine, günlük hayatın her noktasına kadar tarihinin en bunalımlı günlerini yaşıyordu. ekonomi çökmüştü. döviz yokluğundan gerekli girdi malları alınamıyor, dış borçların faizleri bile ödenemiyor, temel tüketim malları bulunamıyordu. dış borçların ödenemez duruma gelmesiyle imf vb. kuruluşlar, ekonomi programlarını iktidarlara dayatıyordu. kamu harcamalarının azaltılması, sıkı para ve bütçe uygulamaları, kit ürünlerine zam, yüksek oranlı devalüasyon, maaş ve ücret kısıtlamaları, düşük taban fiyatı belirlemeleri dayatılan ekonomik istikrar programını meydana getiriyordu. 24 ocak kararları diye bilinen "ekonomik önlemler paketi" işte bu günlerde gündeme getirildi. siyasetin görünümü ise bütünüyle bir kriz şeklinde idi. yükselen halk muhalefetini bastırmanın yolu görülerek faşist çeteler ortalığa sürülmüş, iş yerleri, okullar, mahalleler ve fabrikalarda teslim alma saldırıları günlük olağan işler haline getirilmişti. aydınlara, gazetecilere, öğrencilere karşı saldırı, cinayet ve katliamlar düzenleniyordu. kahramanmaraş, çorum ve malatya'da gerici ayaklanmalar düzenleniyor, mezhep ayrılıkları körükleniyor, saldırılarda onlarca insan topluca imha ediliyor, binlercesi yaralanıyordu. diğer yandan insan hayatına yönelik saldırılar, hemen karşıtını yeşertiyor, direnme eğilimlerinin, karşıt örgütlenmelerin oluşumunu beraberinde getiriyordu.

işte böyle bir ortamda 12 eylül türkiye tarihinde karanlık bir leke olarak ortaya çıkıyor ve vazifesini yerine getiriyordu. 12 eylül ile birlikte uygulanmaya başlayan ekonomik, siyasal yapı varlığını devam ettirmekte, bu tarihle başlayan karanlık bugün halen toplumun üzerinde karabasan olarak durmaktadır.
türkiyede ne kadar yanlışta olsa ,ses çıkarılan son dönemin başlangıcı
kötü olan gidişatı iyiye çevirmek yerine daha da kötüleştirmiştir.
Ayrıca Babam ve Oğlum da Deniz in doğduğu tarihtir...
bugünü yazdan kalma bir gün olarak kafasında yaşatan gençlerin bihaber olduğu, düşünenlerin cezaevine atıldığı düşünmeyenlerin ise siyasetçi yapıldığı gün.

amerikan bayrağı'nın ankaraya dikildiği gün.

mühendis'lerin, doktorların, geleceğin sindirildiği gün.

tektip toplumun yaratıldığı gün.
bir annenin kucağında 2.5 aylık bebeğiyle sabahın köründe iki sokak ötedeki annesini ziyaret etmek için evden çıktığı, ama askerlerin onu durdurup "dur, hoopp nereye gidiyorsun ihtilal oldu bir yere gidemezsin, dön evine" dedikleri gün. kadının "olmaz, kıyamet de kopsa ben anneme gideceğim dedesi kızımı görecek, onunla oyun oynayacak, çünkü dedesi hasta ne kadar yaşayacağını bilmiyorum" dediği gün. askerlerin tüm ısrarlarına rağmen kadının evine dönmediği gün. çaresiz kalan askerlerin kadını yanlarına alarak annesine götürdükleri gün. küçücük yaşta anne olan bir kadının korkusuzca tankların, eli tüfekli askerlerin arasından geçip bebeğini dedesine götürdüğü gün, oyun oynasınlar diye. dedenin bebeği görünce ihtilalim geldi dediği gün. yorgun kalbi ihtilalin yıkımını kaldıramayacak bir dedenin ihtilal kelimesine güzel bir anlam yüklemeye çalıştığı, o günden sonra bebeğin adının ihtilal kalmasına neden olacak gün. o yılda doğmuş bir kızın anlatılanlardan en çok aklında bu kalmış olan gün. 12 eylül dendiğinde o kızın hep dedesini özlediği gün...