bugün

italya liginin son yıllarda kalitesinin epey düştüğünü gösteren maçtır.
Biz ne günler yaşadık ..
2 sene öncesıne 3 temmuzu yaşadık . Yıkılmadık YIKAMADILAR.
Hemde her cephede yaşadık belkide 4 temmuz 2012 de uyandıgında tüm türkiye tek yumrukk halinde düşmandı fenerbahçeye .
Başrolde GS QTM(türk medyası ) Ts uefa fifa her zorluga gögüs gerdik her cephede 30 milyon fenerli omuz omuza dimdik sıkı sıkı perçinleşti .
Hergün küme düşürüldük her gün oyuncularımız hakkında saçma sapan şeyler atıldı ortaya her hafta şikeden bahsetti medya bu durumun dış yüzüydü ya iç yüzü !!
Başkanı içerde yöneticisi her hafta sıkıştırılmıs belkıde 5 yıla damga vurulcak kadrosu darma duman edilmiş en önemlisi ebedi dost ezeli düşmanı gs MASA BASI OYUNLARLA BiZi SAF DIŞI ETMEYE ÇALIŞTI.
''Siz biliyormusunuz rangers mali krize düştügünde tasfiye edildiginde küme düşürülken celtic tek red cevabı veren klüptü.''
bizim düşmanımız ne yaptı ? bizi her hafta masa altında sopa gösterek bizi saf dışı etmeye çalıştı bizim sahamızda kupa kaldırdı evet başardı ama bunu sahtekarlık yaparak hakkımızı çalarak GOL BiLE ATAMADAN 6 KiŞi DEFANS YAPARAK aldı.
sonuç neydi ? fenerbahce o şampıyonlugu alsaydı azız yıldırım ıcerden cıkarılmayacak ve klüp dahada zor duruma dusurulecek ve bu hızla fenerbahçe bitirilmeye çalışılacak ama BiTiREMEDiLER BUNA KiMSENiN GÜCÜ YETMEDi .

Bügüne baktıgımızda su an da avrupada DEPLASMANDA MAGLUP OLMAYAN tek takımdır fenerbahçedir.
Puan bazında bu sezon avrupada EN FAZLA PUAN TOPLAYAN TAKIMDIR FENERBAHÇE Barcelonayı real madridi menchesterı saf dışı bırakmıştır bu takım .
Şimdi gururlu onurlu bir şekilde iYiKi FENERBAHÇELiYiM diyebilyorum . *
Teşekkürler FENERBAHÇEM Teşekkürler 12 numara ...
şikecilerin yine balla kotardığı bir maç. 25 şut yiyip tur mu geçilir la.*
amsterdam'ın 'am'ını gördüğümüz maç. sıra sterdamda..
ilk yarısında uyuklayan bir fenerbahçeli olarak sıkıcı ve çekingen futbola rağmen zerre şikayet etmediğim maçtır.tur atlamak için gidilen bir maçta tur atladık ve geldik.italya'ya gidiş amacımıza ulaştık.neden şikayet edeyim?

ister miydim takım haldır haldır atak yapsın,tek kale maç yapalım ve açık futbol oynayalım? evet. ancak kaybedecek bir şeyimiz olmadığında.burada gidecek bir tur fenerbahçe'yi lige konsantre etmeyeceği gibi bana kalırsa motivasyon açısından inanılmaz düşürürdü. zira ekim'den beri fenerbahçe uefa'yı ve ligi koordine bir şekilde yürüttü,bazen hızlı,bazen kör topal.bu saatten sonra,evimizde avantajlı bir skor elde ettikten sonra gidip italya'da elensek bunun bize yaşatacağı çöküşü tahayyül edebiliyor musunuz?

inceden inceden dokundurduğum konuyu açıklığa kavuşturayım.galatasaray'a lafım yok. oynadıkları güzel ve atak futbolu,cesaretlerini ve azimlerini sonuna kadar takdir ediyorum. ancak sadece cesaret,ruh,inanç gibi kavramlarla türk takımlarının en azından şu seviyede gidebileceği nokta bellidir. %100 futbol ülkesiymişiz gibi konuşmanın lüzumu yok. avrupa'daki en başarılı takımımız galatasaray üst üste 6 sezon şampiyonlar ligi görmemişken,fenerbahçe'nin çeyrek finali dışında elle tutulur bir başarısı yokken,beşiktaş'ın her sene inatla avrupa'da mücadele etmesine rağmen akıllarda maalesef sadece bir skor* kalmışken bizim burada "daha çok atak yapmalıydık,saldırmalıydık.bu ne lan?" demeye ya da kontrollü futbola "off sikerim böyle fenerbahçe'yi" demeye şu aşamada hakkımız yok.galatasaray'ın ş.l'de çeyrek final,fenerbahçe'nin uefa'da en az yarı final oynaması ve daha da önemlisi bunların aynı sezonda gerçekleşmesi çok büyük bir başarıdır.

biz avrupa'da kalıcılık sağlanmadığı sürece böyle 2.turlara ve çeyrek finallere sevinmeye devam eden 3.dünya ülkeleri gibi kalmaya devam edeceğiz. dolayısıyla öncelik olarak bu kalıcılık sağlanmalıdır. bunun içinde 13 yıldan sonra ilk kez bu kupaya bir türk takımı bu kadar yaklaşmışken bok atmanın,eleştirecek zerre aramanın anlamı yoktur,ne yaşanılmışsa yaşanılsın ülke futbolunun uluslararası arenaya erişebilmesi amacı doğrultusunda en ufak bir başarı elde eden türk takımları dahi desteklenmelidir. her sene yarı finalden yada final kapılarından döneriz,bu sene kötü oynarız anlarım. ama bu kadar ara geçtikten sonra soğumuş avrupa heveslerimiz tekrar kabarmışken anlamsızca takımlarımızı yermenin anlamı yok.

tebrikler şampiyonlar ligi'ndeki 4'lü ile birlikte avrupa'nın en iyi 8 takımı arasına giren fenerbahçe.
tebrikler o en iyi 8 takım içerisine giren ancak devamını getiremese de ülkemize büyük gurur yaşatan galatasaray.
tebrikler son yıllarda galatasaray ve fenerbahçe'nin yokluğunda avrupa'daki tek penceremiz olan beşiktaş.
biraz daha yazarsam uşak'tan teyzemleri tebrik edeceğim sanırım,ben yazımı sonlandırayım en iyisi.*
laziolu oyuncularin bir kisminin siyah, bir kisminin siyah mavi beyaz çizgili coraplarla oynadigi mac.
fenerbahçe nin, gerek kendi adına gerek türk futbolu adına önemli bir başarının altına imza atarak yarı finale yükseldiği maç olmuştur.

futbolda hedefe yürümenin, tercihlerin isabet oranından kaynaklandığı bir gerçek. lazio nun maçtaki nadir organizasyonlarından biri olan golünde ; ziegler e destek çıkıp yegane etkin eleman candreva nın kademesine gelmesi gereken caner in, ilk yarıda bütün efor çizelgesini doldurması hasebiyle beklenen gölge hamleyi yapamaması malum. ancak aykut kocaman ın, oyuncu değişikliğini caner den yana kullanmayıp oyunda bir koz olarak tutması neticesinde gelen gol ile fenerbahçe, en azından statü olarak tarihinin en parlak noktalarından birine gelmiş oldu.

1 - maçın beklentileri, ilk maçta alınan skor avantajı ve fenerbahçe nin az çok belli olan oyun yapısı nedeniyle sorulacak olsaydı ; sow silahının ilk maçtan ziyade burada kullanılması tercih edilen olurdu. webo nun, özveri katsayısı ve oyun aklı her ne kadar geçerli bir etken olsa da sow un duvar vaziyetini alıp servislere başlama melekelerine sahip olmadığı gerçek. ancak yine de mücadele azmi ve lazio stoperlerini tedirgin edişi izlenmiştir.

2 - oyunun içerisinde kitlenen bir yumak vardı. kısaca ; lazio nun etkin alanı olan sağ kanat - yerini klose ye bırakan bahia nın vasat yapısına rağmen -, fenerbahçe nin hem savunma hem hücum anlamında sağına göre zafiyet taşıdığı sol kanattı. ancak bugün için ve genel olarak lazio ya karşı bir avantaj olmuştur. ziegler in karşında candreva yerine daha fazla geri dönüşlü bir oyuncu olsa idi maç boyu gerçekleşecek olan yıpranma payı artmış olacaktı. yani ziegler, candreva nın ajandasına almadığı ve olmayan savunma dönüşlerinden istifade ederek ekonomi sağlamıştır. keza sağ bekin de herhangi bir aksiyondan uzak olması o kanadı rahatlatan diğer bir faktördü. fenerbahçe nin sağ savunucusu gökhan ın, bu maç özelinde etkisiz kalmasını, savunma payı en az hücumu kadar diri olan radu nun baskısına vermek gerekir. kabiliyetleri tartışılabilir ancak enerjisi ve merkez yardımından kaçanları telafi etmesi yönünden etkili olmuştur.

3 - caner den, hem orta alanı toparlayıcı koşuları yapması hem de bölgesinde verim sağlayacak hareketleri sergilemesini beklemek zordu. golü atarken dahi pilinin olmadığı göz önüne getirilirse, verdiği mücadele oldukça önemliydi. meireles in, bu maçın ilk yarısında istanbul daki performansını bire bir yansıtması ve ikinci toplardaki topu kesme adına yaptığı müdahaleler ; petkoviç tarafından şut çekmeleri adına koşullandırılan hernanes, ederson, candreva hatta radu ya imkan yaratma manasında mani olmasa da, daha önemli icraatları gerçekleştirmelerine engel olmuştur. caydırıcılık sağladığı kesin. diğer bir orta alan selçuk için aynı şeyleri söylemek oldukça zor. fenerbahçe nin, topu merkezden risk almak yerine kanatlara taşıyarak bir form oluşturmasında etkili olduğunu düşündüğüm selçuk, çıtası yüksek olan bir fenerbahçe nin sahaya sürmesi gerekenden çok daha az kalifiyedir. esasen selçuk un, fenerbahçe nin oluşturduğu oyuncuları sırıtmayan dinamo sistemi ile ayakta kaldığını düşünüyorum. orta alan nüfuzu yüksek bu sistemde, idare eden bir futbolcu zaman zaman iyi olarak bile gözükmektedir.

4 - yarı finale çıkmak adına rakibi kadar net olamayan lazio dan devam edilirse, bir kaç nokta dikkat çekmekte. ileri hattan kozak ın, oyun yapısının harekete ve bozmaya meyilli olmadığı aşikar. ilk hamleleri iyi olarak nitelendirilebilecek olan egemen ve yobo nun bu oyuncuyu tutmakta zorlanmamaları normal o yüzden. genel olarak, kendisinde vasat seviyede mevcut olan, arkası dönük pozisyon alma kabiliyeti ve hava toplarındaki yetkinliği ; fenerbahçe nin fizikli stoperlerinin işine gelen bir noktaydı. kontrollü oyun baz alınırsa, bugün için bilekleri çabuk ve mikser bir santraforun da ne kadar iş yapabileceği açıkçası muallaktı. sonuçta candreva haricinde ayağına hakim fazla bir oyuncusu olmayan lazio nun, istekli fakat bir yere kadar olan hernanes, nispeten daha yetenekli olan ancak bal yapmayan arı konumunda gözlemlenen ederson ve oyuna katılımını yine sağlayamayan ledesma ile neticeye varması zor olarak ortada durmaktaydı.

lucic in golünde, pozisyonunu alamayan gökhan gönül ve kademesine geciken kuyt dillendirilebilirse de azami ölçüde etkili olan husus ; klose nin, kale önünü yoğunlaştırarak arkayı boşaltması ve candreva nın kavisli ve adrese teslim ortası olmuştur. salih in, henüz topla buluşmasında kendisini yine golün içine monte etmesi oyun aklının bir göstergesi olarak yansımıştır. kıymetli bileklerini taşıyacak olan iyi bir fizik kalite ile üst noktalara gelmesi kaçınılmazdır.
#19005169
takım kadrosunda 8 forveti olanla 4 forveti olanın maçıdır. fenerbahçede webonun yedeği 18'lik beykan idi. topunu taktiğini sikerim, başka sözüm yok.
fenerbahçe ilk 40 dakika gayet iyi top oynamıştır. ilk maçta 2-0 kazanan takımdan hücum bekleyen insan ya maldır ya da futboldan anlamıyordur.
ama daha sonra gökhan gönülün de bahsettiği psikoloji ağır basıp takım iki pas yapamaz hale geldi.
ardından bence faul olmayan bir pozisyondan gol geldi. biraz toparlanır gibi olduk ama gamsızlıkda memnun kaygısız ile yarışabilecek bir insan olan baroni sayesinde orta saha bir türlü toparlanamadı.
ardından bonus kafamızın girişi 30 saniyede etkisini gösterdi ve ondan sonra zaten herşey bitmişti.

aykut kocamana çok kızdık çok bağırdık ama itiraf ediyorum ki bende olmayan vizyon varmış onda. bir kere bizim gibi maçı 10 dakika ilerisi olarak değil 90 dakika olarak düşünüyor.
biz pek sevmiyoruz ama kontrollü pas oyununu oynatmakta ısrar etti ve meyvesini topluyor. şu anda fenerbahçede hangi oyuncu değişirse değişsin belirli bir takım şablonundan kopuş olmuyor. bu oyun ilerki yıllarda biraz daha tempo kazanırsa çok fantastik şeyler olabilir. şu anda fenerbahçenin tek eksiği tempo.
aykut hocanın da bunun farkında olduğu ve samandıraya bunun için özel bir sistem getirtmek üzere olduğunu biliyoruz.
helal olsun maçıdır...
cristian baroni'nin sahada görülmediği maçtır. zaten oyundan çıktıktan sonra gol geldi. salih pasını o atamayabilirdi.

kuralar bugün 13.00'de çekilecek. fenerbahçe'mize yarı finalde başarılar...
baronin bok gibi oynadığı maç. yaptığı pas hatalarını sayamadım, bu adamı roma mı istiyor kim istiyorsa hemen verilsin amk yeter. ayrıca başarımıza gölge düşürmek istemiyorum ama bu lazio da sik gibi takımmış. bırak feneri galatasarayı, trabzon bile elermiş bunları sanki. bu takımların hepsi fenerbahçeyle oynamadan önce övüle övüle bitirilemiyor ama fenerbahçeyle oynadıklarında hepsi dökülüyor. aziz, lan yoksa?
roma nın fethi ile sonuçlanmıştır. şanlı tarihi ile fenerbahçe roma nın kalbine ateşi götürmüştür. o ateşten yarı final biletini de elleri ile yüreği ile çekip çıkarmıştır. caner in attırmaktan öteye geçtiği, fenerin şanlı tarihindeki görkemli bir sayfaya imzasını attığı maçtır. fener yabancıları ile kazanıyor klişesine de son verir umarım.
takımın en kötü 2 adamından birinin golü ile fenerbahçe'nin turu aldığı rövanş.
(bkz: caner erkin)
genel olarak moussa sow olmadığı zaman sıkıntı yaşıyoruz. bu dün de net görüldü. ilk 35 dakikayı rakibin 1-2 şutu hariç gayet italyan oynayarak geçtik. 35 sonrası çok yaslandık. ikinci yarı da gole kadar fazlaca yaslandık. golü yedik herkes 2 de gelebilir dedi ama yine işin içinden çıktık. olsun bazen kötü oynarken de skoru almak lazım, dün akşam da böyle oldu. takımın en kötü adamı baroni idi sonra da golü atan caner. o kadar çok top kayıpları yaptılar akıllara zarar. ama burada, bu skorla ve yarı finalle kimseyi eleştirmem. vasat bir oyunla dahi lazio'yu geçtik. muhtemelen yolumuz açık. kimin geldiği önemli değil bu saatten sonra.
fener tur atlamayı hak etmiş midir tartışabilirsiniz ama şu da var, iki gün önce real madrid gibi bir takımın hakem hatalarıyla nasıl tur atladığını da gördük, keza malaga'nın elenişini de. o yüzden tebrik etmek lazım fenerbahçe'yi. chelsea, basel ve benfica var, üçünü de eleyebilir, hayırlısı diyelim.
uefa'da oynanan mahalle maçlarından birisidir. yapılan hatalar, kaybedilen toplar, kaçırılan goller...
delikanlı gibi hepimizin fenerbahçeyi tebrik etmemiz gereken durumdur. lazio da şike yapmamıştır değilmi ?
nefret ettiğim fenerbahçe'nin kazanmasına ilk defa sevindiğim maçtır. kalite olarak evet maç düşüktü, iki taraf da berbattı ama yine de mussolinici bebelere kapak oldu ya o bile yeter.
maç hakkında konuşmayacağım, söylenecek çok şey var ama fenerbahçemizin yarı final oynayacak olması yıllardır beklediğimiz bir heyecandı. bu heyecanı bize yaşattığınız için teşekkürler çocuklar. finale iki maç kaldı. neden olmasın?
sonucunda fenerbahceyi tebrik ettiğimiz maçtır.
maça sonuç ve skordan bakınca;

tarihimizde ilk defa avrupada yarı final oynuyoruz. ve elediğimiz takıma 2 maç sonunda 3.25 - 1 gibi bir fark atmışız

ve yenilmemişiz. ve lazio, liginde inter ve roma'nın üzerinde 5. sırada.

ülkenin avrupda ve 3 kulvarda devam eden tek takımı.

maça oyun olarak baktığımızda ise;

dün gökhan gönül'ün de söylediği gibi ilk maç 2-0 ken oyuna 0-0 gibi başlamak ve öyle oynamak oldukça zor bir durum

ve ister istemez defansı geri çekip topu rakibe veriyorsunuz.

top rakipde olunca da oyun üstünlüğü ve her an birşeyler yapacak rakip oluyor.

yani kısacası maç 1-1 e gelmeseydi maç uzatmalara gidip ordan da turu kaybedebilirdik.

aykut hocanın bu saatden sonra daha cesaretli olup baroni yerine salih tercihini yapmalı hatta caner yerine stoch u monte etmeli.

bu futbolla daha ileri gitmek hayal unsuru.

bizden söylemesi.
sonu istediğimiz gibi biten maçtır. bir galatasaraylı olarak diyeceklerim var.

1. fenerbahçe'nin kötü oyununa söz edenler var. hatta bizim real madrid maçıyla kıyaslayanlar falan... futbolun ruhunda var bu. ilk maçı evinde 2-0 kazanmışsan, biraz defans yaparsın, tempoyu düşürebildiğin kadar düşürürsün, oyunu soğutursun. rakibin atak tazelemesine imkan vermezsin. bulursan da bir tane atarsın. doğru oyun budur. elbette bu oyunda pozisyon verirsin, verdiğin kadar da bulma şansın olur. neticede fenerbahçe doğru oyunu mükemmel değilse de gayet iyi oynadı. şayet ilk maçı lazio 2-0 kazanmış olsaydı, fener elbette tempoyu bu seviyede tutmaya çalışmayacaktı.

2. artık bundan sonrası zorlaşıyor. kupanın favorisi ingilizler gibi dursa da herkeste en az bir final umudu var. artık o saatten sonra ne olacağını kimse kestiremez. gerçi basel'in kupayı alacağını söyleyenler de var. onu bekleyip göreceğiz.

3. aykut kocama buralardan sonra, beni eleştirdiler ama ben haklıydım havasında değil, acaba oyunumu nasıl geliştirebilirim düşüncesiyle konsantre olmalı. çünkü eksikleri var ve tamamlanmayacak eksiklikler değil.

4. fenerbahçeliler mümkün olduğu kadar galatasaraylılardan uzak dursunlar. keşke ligdeki maç da son haftalara kalmış olmasaydı. galatasaray'ın 12-13 sene önce yaptığı işe bu kadar yaklaşmışken kaybetme baskısı gereksiz bir baskı olur.

5. önümüzdeki senenin oyuncu planlaması konusunda biraz daha çalışması lazım fenerin. transfer gereken çok alan ve aynı alanda oynayan çok futbolcu var. ileriye iyi bir alternatif, kanatlara doğru adamlar ve geriden oyun kurabilen bir stoper lazım fenere. çok iş demek...

tebrikler fenerbahçe. darısı finale inşallah.
romayı kim yaktı sorusuna bir cevabın daha eklendiği maçtır.
FENERbahçe defans yaparak turu geçti evet.
ancak maçı hep birlikte izledik.
golü yemeden evvel 3 pas yapamadığımız doğru lakin golü yedikten sonra 10 dakka oyuna hakim olduk, salih oyuna girdi o 3 pas yapamayan takım top çevirdi ve golü bulduk.
yani demem o ki fenerbahçe gerektiği gibi oynadı.
zaten ilk maçta işi bitirmişti niye kendini yıpratsın takım.
1 gol attı maç bitti.