bugün

11 nisan 2013 ss lazio fenerbahçe maçı

fenerbahçe nin, gerek kendi adına gerek türk futbolu adına önemli bir başarının altına imza atarak yarı finale yükseldiği maç olmuştur.

futbolda hedefe yürümenin, tercihlerin isabet oranından kaynaklandığı bir gerçek. lazio nun maçtaki nadir organizasyonlarından biri olan golünde ; ziegler e destek çıkıp yegane etkin eleman candreva nın kademesine gelmesi gereken caner in, ilk yarıda bütün efor çizelgesini doldurması hasebiyle beklenen gölge hamleyi yapamaması malum. ancak aykut kocaman ın, oyuncu değişikliğini caner den yana kullanmayıp oyunda bir koz olarak tutması neticesinde gelen gol ile fenerbahçe, en azından statü olarak tarihinin en parlak noktalarından birine gelmiş oldu.

1 - maçın beklentileri, ilk maçta alınan skor avantajı ve fenerbahçe nin az çok belli olan oyun yapısı nedeniyle sorulacak olsaydı ; sow silahının ilk maçtan ziyade burada kullanılması tercih edilen olurdu. webo nun, özveri katsayısı ve oyun aklı her ne kadar geçerli bir etken olsa da sow un duvar vaziyetini alıp servislere başlama melekelerine sahip olmadığı gerçek. ancak yine de mücadele azmi ve lazio stoperlerini tedirgin edişi izlenmiştir.

2 - oyunun içerisinde kitlenen bir yumak vardı. kısaca ; lazio nun etkin alanı olan sağ kanat - yerini klose ye bırakan bahia nın vasat yapısına rağmen -, fenerbahçe nin hem savunma hem hücum anlamında sağına göre zafiyet taşıdığı sol kanattı. ancak bugün için ve genel olarak lazio ya karşı bir avantaj olmuştur. ziegler in karşında candreva yerine daha fazla geri dönüşlü bir oyuncu olsa idi maç boyu gerçekleşecek olan yıpranma payı artmış olacaktı. yani ziegler, candreva nın ajandasına almadığı ve olmayan savunma dönüşlerinden istifade ederek ekonomi sağlamıştır. keza sağ bekin de herhangi bir aksiyondan uzak olması o kanadı rahatlatan diğer bir faktördü. fenerbahçe nin sağ savunucusu gökhan ın, bu maç özelinde etkisiz kalmasını, savunma payı en az hücumu kadar diri olan radu nun baskısına vermek gerekir. kabiliyetleri tartışılabilir ancak enerjisi ve merkez yardımından kaçanları telafi etmesi yönünden etkili olmuştur.

3 - caner den, hem orta alanı toparlayıcı koşuları yapması hem de bölgesinde verim sağlayacak hareketleri sergilemesini beklemek zordu. golü atarken dahi pilinin olmadığı göz önüne getirilirse, verdiği mücadele oldukça önemliydi. meireles in, bu maçın ilk yarısında istanbul daki performansını bire bir yansıtması ve ikinci toplardaki topu kesme adına yaptığı müdahaleler ; petkoviç tarafından şut çekmeleri adına koşullandırılan hernanes, ederson, candreva hatta radu ya imkan yaratma manasında mani olmasa da, daha önemli icraatları gerçekleştirmelerine engel olmuştur. caydırıcılık sağladığı kesin. diğer bir orta alan selçuk için aynı şeyleri söylemek oldukça zor. fenerbahçe nin, topu merkezden risk almak yerine kanatlara taşıyarak bir form oluşturmasında etkili olduğunu düşündüğüm selçuk, çıtası yüksek olan bir fenerbahçe nin sahaya sürmesi gerekenden çok daha az kalifiyedir. esasen selçuk un, fenerbahçe nin oluşturduğu oyuncuları sırıtmayan dinamo sistemi ile ayakta kaldığını düşünüyorum. orta alan nüfuzu yüksek bu sistemde, idare eden bir futbolcu zaman zaman iyi olarak bile gözükmektedir.

4 - yarı finale çıkmak adına rakibi kadar net olamayan lazio dan devam edilirse, bir kaç nokta dikkat çekmekte. ileri hattan kozak ın, oyun yapısının harekete ve bozmaya meyilli olmadığı aşikar. ilk hamleleri iyi olarak nitelendirilebilecek olan egemen ve yobo nun bu oyuncuyu tutmakta zorlanmamaları normal o yüzden. genel olarak, kendisinde vasat seviyede mevcut olan, arkası dönük pozisyon alma kabiliyeti ve hava toplarındaki yetkinliği ; fenerbahçe nin fizikli stoperlerinin işine gelen bir noktaydı. kontrollü oyun baz alınırsa, bugün için bilekleri çabuk ve mikser bir santraforun da ne kadar iş yapabileceği açıkçası muallaktı. sonuçta candreva haricinde ayağına hakim fazla bir oyuncusu olmayan lazio nun, istekli fakat bir yere kadar olan hernanes, nispeten daha yetenekli olan ancak bal yapmayan arı konumunda gözlemlenen ederson ve oyuna katılımını yine sağlayamayan ledesma ile neticeye varması zor olarak ortada durmaktaydı.

lucic in golünde, pozisyonunu alamayan gökhan gönül ve kademesine geciken kuyt dillendirilebilirse de azami ölçüde etkili olan husus ; klose nin, kale önünü yoğunlaştırarak arkayı boşaltması ve candreva nın kavisli ve adrese teslim ortası olmuştur. salih in, henüz topla buluşmasında kendisini yine golün içine monte etmesi oyun aklının bir göstergesi olarak yansımıştır. kıymetli bileklerini taşıyacak olan iyi bir fizik kalite ile üst noktalara gelmesi kaçınılmazdır.