entry'ler (32)

leonardo da vinci

yaşamı boyunca umudunu hiçbir zaman yitirmemiş ve bana göre bu yüzden başarılı olmuş; mucit, bilim insanı, ressam, filozof, mühendis...

o, başarılı bir şekilde lir çalan biriymiş. hatta ilk kez milano'ya gönderildiğinde bir ressam veya mucit değil, bir müzisyendi.

guardian gazetesinde seneler seneler önce yayınlanan bir makelede, onun hayvan haklarını savunduğu ortaya koyulmuştur. o zamanlar italya'da evcil hayvan olarak veya yemeği yapılsın diye satılan kafesteki kuşları sadece uçup özgür kalmalarını sağlamak için satın aldığına inanıldığından bahsedilmiştir.

"insanlık, 'hayvanların kralı' değil, sadece 'canavarların kralı" diye yazmış defterine. yani insanın diğer canlılardan daha güçlü bir yaratık olduğunu kabul eder ve hayvanları katliam için yetiştirmeye yönelik güç kullanılmasına öfkelenir. ayrıca da vinci "insan, hayvanların şahıdır. yabanilikte hiçbir hayvan insanın eline su dökemez. hayvanları öldürerek yaşarız biz, birer mezarlığız biz." demiştir.

1910'da freud , onun eşcinsel olduğuna fakat bu erotik yönünü sonu gelmeyen araştırmalara dönüştürdüğünü iddia ettiği devrimci bir psikanaliz çalışması yayınlamıştır. gençliğinde bir kaç erkek arkadaşı ve o sodomi ile suçlanmıştır. idam edilmesine neden olabilecek ciddi bir suçlamayken 24 yaşında beraat etmiştir ancak bu suçlama onu yıkmış ve 2 yıl hiçbir şey yapmamasına sebep olmuştur. leonardo'nun kadınlarla hiçbir ilişkisi olmadı, hiç evlenmedi ve çocuğu yoktu. gerçekten de, defterinde erkek-kadın ilişkisinin onu tiksindirdiğini yazmış.

son olarak 6000'den fazla sayfa eden defterlerini şifreli bir şekilde yazmıştır. buna çok önem veriyormuş. defterede 'codex' deniliyormuş.

zaman

tüm varolanların birbirlerinin yerini alarak zincirlendikleri sonsuz süre.

felsefede en zevkli atışmalara konu olmuştur. örneğin; kant, zamanın gerçekte var olmadığını, sadece insan bilincinin bir tasarımı olduğunu ileri sürer. bergson da, insan zamanda değil, zaman insanın içinde yaşar diyerek bilim dışı varsayımları savunmuştur.

korku imparatorluğu

baskıların olduğu aynı zamanda üst zümrede de şatafatın sürdüğü imparatorluktur. tek bir kişinin iki dudağının arasından çıkan kelimeyle o imparatorluk idare edilir. imparatorluğun kralı adeta bir ilahtır. bir dediği ikiletilmez. korku imparatorlukları çok uzun sürmez. ama o kral iyi bir manipülasyon yeteneğine sahipse eğer, elinde tuttuğu çoğunluk kitlesi onun gibi vurdum duymaz olur ve tek kelimesiyle hemen gaza gelebilir. ona karşı çıkan akıllı insanlar ise bir şey yapamaz malesef. en son çareyi imparatorluğu terketmekte bulurlar.

anemik

kan değerleri düşük olan, yani kan sayımında eritrosit sayıları ve hemoglobin miktarı düşük olan kişi.

henoteizm

bir inanç. yani kısaca bir tane yüce bir tanrı var ama bu tanrının altında başka tanrılarda var.

çok ilginç vallahi. bir tane tanrıya inanıpta altında tanrıları çoğaltmak nedir allasen?

om

hinduizm dinine mensup insanların amentüsü. ortak ibadet sembolleri. aslında besmele ile aynı mantıkta kullanılır. yemeğe başlamadan önce, kutsal kitaplarını okumadan önce söylenir.

medya

joseph goebbels'in özetlediği tehlikeli oluşum.

"bana satılmış bir medya verin, size cahil bir toplum sunayım."

toplu taşımada nefret edilen şeyler

1. yüksek sesle telefonla konuşan ayılar.
2. yüksek sesle sohbet eden ayılar.

gösteriş midir umursamamazlık mıdır nedir gardeşim bu? çözemedim.

atel

zedelenmiş dokuların veya hasar görmüş kemiklerin düzgün bir biçimde sabitlenmesi için kullanılan medikal ürün. özellikle organlarda gerçekleştirilecek tıbbi müdahalelerin ardından, hastada oluşabilecek ağrı şikayetinin giderilmesinde ve iyileşme sürecinin daha hızlı ilerlemesinde olumlu katkıda bulunur. bununla beraber, trafik kazası gibi acil durumlarda meydana gelebilecek yaralanmaların ardından hasar gören organın sabit şekilde kalmasını sağlayan, ilk yardım esnasında kullanılabilen bir üründür.

fiyat pahalı gelince mağazalarda uydurulan yalan

rengini hiç beğenmedim beni açmaz bu.

yatarak para kazanılan meslek

milletvekilliği.

emek felan yok abiciğim. adamlar meclise gelmeye bile can çekiyor nerdeyse. ama aldıkları para ve ek hizmetlerde cabası yani. kesin birde çoğunluğu fosur fosur yatıyordur.

boşanmış bir kadınla evlenmek

boşanmış bir adamla evlenmekten hiçbir farkı olmayan durumdur. bu durumu saçma sapan fikirlerle yorumlamak veya eleştirmek, bir insanın en aptalca yapacağı şey olur.

hastası olunan sözler

"ayrı ayrı birer ahlaksız yaratık olan insanlar, toplu oldukları zaman namuslu kişiler olurlar."

(bkz: montesquieu)

payitaht abdülhamid

ütopik tarih dizisi. böyle bir abdülhamid yok ve olmadıda.

bence dizi başlarken; "bu dizideki tüm karakterler ve olayların gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi yoktur. tamamen hayal ürünüdür." uyarısının yapılması gerekir.

binali yıldırım vs ekrem imamoğlu

biri daha pasif dururken biri daha ışıltılı duruyor denilesi karşılaştırma. onu bunu bilmemde normal bir ülkede ve normal şartlarda yumuşak g yazmayı bilmeyen, cümle içinde harfleri ara sıra büyük yazan bir adama bırak oy vermeyi, ilçe sınırlarına bile sokmazlar. tabi bizde kişilerde eğitim ve kendini ifade etme gibi kriterlere bakılmaz. işte bu sebepten ötürü binali kazanacak.

türbanlı hakim

'adalet' dediğimiz kavramı dini simgeyle asla temsil edebileceğini düşünmediğim hakim türü. hele ki laik sistemde ve laik bir anayasayı uygulama konusuna bile değinmek istemiyorum. önemli görevlerde kesinlikle dini simge kullanılmamalıdır. çünkü güven vermiyor. bu durum haç kullanan, takke kullanan hakim içinde geçerlidir.

kuzey ışıkları

dünyanın manyetik alanı ile güneşten gelen yüklü parçacıkların etkileşimi sonucu, gökyüzünde ortaya çıkan doğal ışımalardır. adeta doğanın bir görsel şölenidir. norveçliler kesinlikle çok şanslı.

çerçeve anayasa

sadece genel hükümleri düzenleyen anayasadır. ayrıntıya yer vermez, detaya girmez.

mesela çerçeve bir anayasada "kişiler haklara sahiptir" der ve noktayı koyar.

antabus

alkolün esiri olmuş kişileri, alkolden soğutmak için kullanılan bir ilaç. içindeki maddeden dolayı disülfiram olarak da bilinir. bu madde alkolün
metabolizmasını değiştirir. organizmada alkolden asetaldehid meydana getirir. bu madde zehirlidir. antabus kullanan kişi, çok az alkol bile olsa, çok rahatsız edici belirtiler ortaya çıkar ve hasta alkolden tiksinir. fazla miktarda alkol almış ve komanın eşiğinde olan hastaya antabus verilmez. hastadan habersiz kesinlikle vermemelidir. hastanın isteği ile verilmelidir. antabusu, her gün kullanılması gerektiği halde, vücutda adale içine konan ve bir defalık konunca altı ay-bir sene hastada etkili olan hazır ilaçlar da vardır.

marmara denizi

karadeniz ile ege denizi arasında, doğu-batı yönünde uzanan, 11.352 kilometrekare yüzölçümünde bir iç deniz. istanbul boğazı ile karadeniz’e, çanakkale boğazı ile ege denizine birleşir. marmara denizinin güney kıyılarının derinliği daha az olup, 100 metreyi geçmez. normal derinlik ise 200 metre civarındadır. izmit körfezi doğrultusunda, derinliği bin metreyi geçen üç çukur yer vardır. bu üç çukurun en derini, büyükadanın güneyine rastlıyan bir yerdedir (derlinliği 1229 metre). marmara denizinde aynı zamanda iki akıntı görülür. yüzeydeki, karadenizden egeye, alttaki ise ters yönlü dip akıntısıdır. karadeniz ile egenin yüzeylerinin farklılığından dolayı olan yüzey akıntısı istanbul boğazı ile başlayıp marmarada yayılır. çanakkalede toplanıp, buradan egeye ulaşır. marmaranın yüzey suları daha az tuzlu, dip kısımlar ise, akdenizdeki gibi fazla tuzludur.

marmara denizinin kuzey kıyıları az girintili çıkıntılıdır. güneyde ise birçok körfez ve burunları vardır. izmit, gemlik, bandırma, erdek körfezleri gibi.

marmara denizinin önemli adalarıda vardır. bunlar imralı, büyük, heybeli, kınalı, burgaz ve kaşık adalarıdır.