bugün
- 17 şubat 2025 çaykur rizespor galatasaray maçı11
- türkiyenin en çirkin şehirleri17
- arkadaşlar iş var mı10
- menuet'e burs veriyoruz kampanyası10
- evleniceğin kadını kaybetmek16
- menuet'in beni favlaması13
- aykolik'e burs veriyoruz kampanyası14
- hayattaki amacınız ne27
- recep tayyip erdoğan11
- işten gelip hanımın sıcacık göğsünde uyumak18
- depremden korkan erkek8
- chp'nin cumhurbaşkanı adayına mecbur değiliz14
- 17 şubat 2025 ankara depremi15
- cumhurbaşkanına hakaret suçu12
- gözleri kapatıp sadece kadın vücudu düşünmek10
- 16 şubat 2025 fenerbahçe kasımpaşa maçı16
- 17 şubat 2025 galatasaray'a verilen penaltı12
- sözlükte tek kalsanız yazmaya devam eder misiniz8
- bugün benim dogum günüm12
- evli erkeğin gözünün dışarıya kayma sebebi21
- mervelere diye mertlere giden sözlük erkeği9
- rte'nin hala yüzde 45 oy alabilmesi20
- uludağ sözlük 2025 hataları15
- bazı erkeklerin gerizekalı olması18
- gıdı liposuction11
- ekşi sözlüğün yazar alımına kapalı olması16
- bugün lahmacun yiyecek olmam19
- nervio'nun önceki hali vs sonraki hali9
- hatundan istemek10
- kayıplara karışanlar listesi15
- mevcuttaki sözlük kızı sayısı33
- sözlüğe görsel ekleyememek8
- instagram kullanmayanlar mağarada yaşasın18
- sözlüğün en ünlü yazarının ses tonu9
- para için birlikte olan kadın11
- kahtalı mıçı10
- galatasaray'ın üzerindeki kara bulutlar13
- instagram da stalklayan görülüyor mu9
- normal sözlüğe akın eden uludağ yazarları10


entry'ler (2661)
çok emek verdiğim, bana çok şeyler kazandıran, dostlar veren fakat sözlüğün kudret sahibinin bir tavrı yüzünden senelerdir hiçbir şey yazmadığım ve yazmayacağım uludağ sözlük'te son kez bir yazı yazmamı sağlayacak kadar muhteşem bir film devrim arabaları.
ha neden mi yazacağım? belki bu yazıyı okumadan önce gitmeyi düşünmeyen bir kişi daha bu filme gider diye. evet evet, hepsi bu.
en son söylenmesi gerekeni en başta söyletecek kadar heyecan vermiş... güldürmüş... hüzünlendirmiş... sinirlendirmiş... gururlandırmış filmdir devrim arabaları. anlatabilecek miyim bilmiyorum... ilk kez emin değilim kendimden bir şeyi "anlatabilecek miyim" diye.
en iyisi, direk söylüyorum: "türk sinema tarihinin en iyi filmi."
eşkıya ve mutluluk gibi yıkılmaz sandığım 2 kalemi yıkarak en tepeye kurulan bu film için önce filmin yönetmeni tolga örnek'e, "latif" karakteri için selçuk yöntem'e, "gündüz" karakteri için ve yüzümü kara çıkartmadığı için çok sevdiğim taner birsel'e ve de olmazsa olmaz "hayati" karakterindeki halleri için ali düşenkalkar'a ve böyle "devrim" niteliğindeki bir film çektiği için tekrar tekrar tolga örnek'e teşekkür ediyorum.
bu aslında bir film değil sadece. bu, en başta kendim olmak üzere, türk gençliğinin neden kendi milletini içten içe küçük gördüğünü, "türk işte abi..." gibi laflarla eğlendiğini anlatan, birkaç nesildir süregelen bu kısır döngünün temelini apaçık gösteren bir "başyapıt".
başından sonuna kadar hevesle izledim filmi. herkes de öyleydi. kıkır kıkır güldürdü de, kızdırdı da, üzdü de, ama en önemlisi gururlandırdı da... kendimi o hangarda döküm yapan bir işçi gibi, gelen başarıya sevinirken ya da hayal kırıklığı anında hüzünlenirken buldum hep.
filmin neden bir "başyapıt" olduğunu anlatmak için kullanılabilecek bir sürü replik var ama bu yazıdan sonra gidip izleneceğini umduğum, ve izleyen herkesin benim gibi replikleri ilk kez duyarak izlemesini istediğim için susuyorum.
buralardaki zamanlarımdan beni hatırlayıp sözüme biraz güvenen, ya da tanımayıp etmeyip sadece ülkesini seven ve neden "türk işte abi..." dediğimizi öğrenmek isteyen herkesi bu başyapıtı izlemeye ve izletmeye davet ediyorum. emin olun, bu topraklarda yaşayan herkes bu filmi izlese, filmin kendisi bir "devrim" olur kafalarda.
emeği geçen herkese helal olsun.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
not: bu filmi belki de kasıtlı olarak duyurmayan, haberini yapmayan veya üstünkörü geçen basına da bir lafım var.
(bkz: ibne basın bunu da yazın)
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
saygılar uludağ sözlük.
ha neden mi yazacağım? belki bu yazıyı okumadan önce gitmeyi düşünmeyen bir kişi daha bu filme gider diye. evet evet, hepsi bu.
en son söylenmesi gerekeni en başta söyletecek kadar heyecan vermiş... güldürmüş... hüzünlendirmiş... sinirlendirmiş... gururlandırmış filmdir devrim arabaları. anlatabilecek miyim bilmiyorum... ilk kez emin değilim kendimden bir şeyi "anlatabilecek miyim" diye.
en iyisi, direk söylüyorum: "türk sinema tarihinin en iyi filmi."
eşkıya ve mutluluk gibi yıkılmaz sandığım 2 kalemi yıkarak en tepeye kurulan bu film için önce filmin yönetmeni tolga örnek'e, "latif" karakteri için selçuk yöntem'e, "gündüz" karakteri için ve yüzümü kara çıkartmadığı için çok sevdiğim taner birsel'e ve de olmazsa olmaz "hayati" karakterindeki halleri için ali düşenkalkar'a ve böyle "devrim" niteliğindeki bir film çektiği için tekrar tekrar tolga örnek'e teşekkür ediyorum.
bu aslında bir film değil sadece. bu, en başta kendim olmak üzere, türk gençliğinin neden kendi milletini içten içe küçük gördüğünü, "türk işte abi..." gibi laflarla eğlendiğini anlatan, birkaç nesildir süregelen bu kısır döngünün temelini apaçık gösteren bir "başyapıt".
başından sonuna kadar hevesle izledim filmi. herkes de öyleydi. kıkır kıkır güldürdü de, kızdırdı da, üzdü de, ama en önemlisi gururlandırdı da... kendimi o hangarda döküm yapan bir işçi gibi, gelen başarıya sevinirken ya da hayal kırıklığı anında hüzünlenirken buldum hep.
filmin neden bir "başyapıt" olduğunu anlatmak için kullanılabilecek bir sürü replik var ama bu yazıdan sonra gidip izleneceğini umduğum, ve izleyen herkesin benim gibi replikleri ilk kez duyarak izlemesini istediğim için susuyorum.
buralardaki zamanlarımdan beni hatırlayıp sözüme biraz güvenen, ya da tanımayıp etmeyip sadece ülkesini seven ve neden "türk işte abi..." dediğimizi öğrenmek isteyen herkesi bu başyapıtı izlemeye ve izletmeye davet ediyorum. emin olun, bu topraklarda yaşayan herkes bu filmi izlese, filmin kendisi bir "devrim" olur kafalarda.
emeği geçen herkese helal olsun.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
not: bu filmi belki de kasıtlı olarak duyurmayan, haberini yapmayan veya üstünkörü geçen basına da bir lafım var.
(bkz: ibne basın bunu da yazın)
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
saygılar uludağ sözlük.
m16 tutmayı bilmeyen özel harekatçılar görmemizi sağlamış dizidir. ne kadar bok atsak da yine bütün sene seyredeceğiz galiba. bir de unutmadan, başroldeki aras dağlı karakterinin sesi yusuf miroğlu' nun sesidir. yemezler. *
uludag sözlük' te sık kullanılan eğlenceli ayar cümlesi.
ilginç bir yazar nickidir. *
yan odada ders seçimlerini yapan darkwhisper' ın internet sitesine küfürler saydığı kurum.
(bkz: fth)
(bkz: eqin)
(bkz: trixx)
(bkz: kacak kelebek)
(bkz: darkwhisper)
(bkz: palta)
(bkz: alpertini)
(bkz: atan alır spor)
(bkz: cedric)
şeklindeki yazarların katılımıyla gerçekleşen zirvedir. patso' da tıkınıldıktan sonra salacak sahiline doğru inilmiş fakat "ufukta lunapark görmüş kaçak kelebek yakarışı" sebebiyle denize karşı çay içme planları ertelenmiştir. "çarpışan arabalara birbirine giren 20 küsür yaşındaki insanlar" manzarasından sonra kız kulesi' nin karşısına konumlanılıp 4 adet meyveli soda, 2 su, 2 çay ve 1 kola söylenmiştir. hesabı palta ödemiş ve kendisine uzatılan paraları "bozuk taşımıyorum" diyerek reddedip uzaklara bakmıştır. helal olsundur. *
(bkz: eqin)
(bkz: trixx)
(bkz: kacak kelebek)
(bkz: darkwhisper)
(bkz: palta)
(bkz: alpertini)
(bkz: atan alır spor)
(bkz: cedric)
şeklindeki yazarların katılımıyla gerçekleşen zirvedir. patso' da tıkınıldıktan sonra salacak sahiline doğru inilmiş fakat "ufukta lunapark görmüş kaçak kelebek yakarışı" sebebiyle denize karşı çay içme planları ertelenmiştir. "çarpışan arabalara birbirine giren 20 küsür yaşındaki insanlar" manzarasından sonra kız kulesi' nin karşısına konumlanılıp 4 adet meyveli soda, 2 su, 2 çay ve 1 kola söylenmiştir. hesabı palta ödemiş ve kendisine uzatılan paraları "bozuk taşımıyorum" diyerek reddedip uzaklara bakmıştır. helal olsundur. *
daha önceki organizasyonlara katılmak isteyip hep bir sorunla karşılaştıktan sonra geleneksel üsküdar zirveleri 4' le bu zinciri kıran yazar. çarpışan arabalara bindiremedik o ayrı. *
çarşı' nın ali sami yen stadı' ndaki bütün koltukları kırarak galatasaray tribünlerinden gördüğü saygıyı kaybettiği karşılaşmadır. galatasaray taraftarının geneli hala skor taraftarıdır ve hiçbir zaman da beşiktaş taraftarı kadar karşılıksız sevmeyecektir takımını...ama bunun böyle olması bugünkü olayları değiştirmez. bütün koltukları kırıp galatasaray taraftarı' na atarak, ufak bir kızın kafasını yararak tribünlerde kan dökmeye alışkın olduklarını tekrar gösteren çarşı, aynı başarıyı maç sonunda tezahüratlarda gösterememiştir. yenilince çirkefleşmeye gerek yoktur.
tribünlerde şov yapmasına alışılan çarşı grubunun özellikle maç bittikten sonra madara edildiği karşılaşmadır. bir taraftan kapalı, bir taraftan da eski açık tribünleri maç bittikten sonra yarım saate yakın tribünlerden çıkmamış "ooooooo leeeeee çarşı duvara karşı ooooo leeee" , "çarşı noluyo kıçın başın oynuyo" , "kartal gol gol gol" tezahüratlarıyla çarşı' yı sindirmiştir. maçta konuşulabilecek kaliteli bir futbol olmadığından 3 puana ve tribün şovuna sevinerek kapattığımız karşılaşma olmuştur.
bir de unutmadan,
bu galibiyet gerek (#640402) tarzı entrylerle, gerekse attıkları özel mesajlarla galatasaray' a ali sami yen stadında 4 atacaklarını iddia edenlere armağan olsun. *
zorunlu edit: maç bittikten 15-20 dk sonra statta 1100 bjk taraftarına karşılık 800 kişi civarındaki eski açık ve 1000 kişi civarındaki kapalı tribünlerinin kaldığı karşılaşmadır. çarşı efsanesi düşünüldüğünde bu bikaç yüz kişilik farkın önemi olmamalıdır sanırım. çarşı ali sami yen stadının koltuklarını kırmaktan bağırmaya fırsat bulamayınca böyle oldu. *
bir de unutmadan,
bu galibiyet gerek (#640402) tarzı entrylerle, gerekse attıkları özel mesajlarla galatasaray' a ali sami yen stadında 4 atacaklarını iddia edenlere armağan olsun. *
zorunlu edit: maç bittikten 15-20 dk sonra statta 1100 bjk taraftarına karşılık 800 kişi civarındaki eski açık ve 1000 kişi civarındaki kapalı tribünlerinin kaldığı karşılaşmadır. çarşı efsanesi düşünüldüğünde bu bikaç yüz kişilik farkın önemi olmamalıdır sanırım. çarşı ali sami yen stadının koltuklarını kırmaktan bağırmaya fırsat bulamayınca böyle oldu. *