akıncılar

tamamı en az bir yabancı dili ana dili gibi konuşabilen; osmanlı'da uç bölgelerde yabancı devletlere vur-kaç taktiği ile yağmalara girişen; böylece o devleti zayıf düşüren; hafif, atlı birlk.

yabancı devletlerde ajanlık yaptıkları da görülmüştür.

bir de efsane olmuş bir konu vardır:

kanuni sultan süleyman'ın almanya (hani avusturya'ya kadar gidip kös kös geri döndüğü) seferi sırasında; orduyu korumak üzere çevrede gözlem yapan bir grup gaza gelip; günümüzdeki köln'e kadar gitmişlerdir. ancak bu seferler sırasında önemli akıncı birlikleri ağır hasar alıyorlar ve sonunda da yerlerini kırım hanlığı'ndaki benzer ünite olan hafif atlılara bırakıyorlar.

yavuz sultan selim döneminde tek görevleri moskova prensliği'ni rahat bırakmamak olan ve bu görevi de başarıyla yerine getiren bu birlikler kanuni'nin üst üste yaptığı bu hatalar sonucunda batı'ya (avusturya macaristan imparatorluğu) üzerine yoğunlaştırılmışlardır. korkacak bir şeyi kalmayan moskova prensliği de gittikçe güçlenmiş ve birkaç asır içinde florya*'ya kadar ilerleyebilmiştir. aynı nedenden ötürü doğu'da da hızla geliştiler ve sovyet sosyalist cumhuriyetler birliği'nin yıkımına kadar başta kırım ve orta asya olmak üzere hemen hemen tüm türkeli'ni işgâl altında tuttular.

türkler'in geneli türkeli'nin altında bu kadar uzun süre rus işgâlinde kalmasından timurlu devleti'ni sorumlu tutarlar. oysa esas sorumlu "illâ batıya gideceğiz" diye kıçını yırtan osmanlı hanedanı'dır.