bugün

bedelli askerlik

Hakkında yapılan en yoğun eleştiri "ayrımcılık" merkezli oluyor.

"zengin para verip yapmasın, yoksul gariban gidip şehit olsun, gazi olsun."

Bedelli askerlik çıksa da çıkmasa da, bu askerlik sistemi böyle sürdükçe yoksul, gariban şehit olacak.

15 gün eğitim almış, silah tutmayı bilmeyen askeri dağlarda yaşayan teröristin karşısına çıkarırsan, ölür.

--spoiler--

Eline pimi çekilmiş el bombası verirsen, ölür.

Mayın döşediğin yere gönderirsen, ölür.

Aldığın isthbaratı takmazsan karakol basılır, ölür.

--spoiler--

bu kadar basit.

bedelli askerlik çıksa da ölür, çıkmasa da ölür.

Bir taraftan böyle bir dram yaşanıyor her an; öte taraftan birileri terör tehlikesi olmayan yerlerde çukur kazarak, bir ağacın yanında nöbet tutarak, izmarit toplayarak askerlik yapıyor.
Sonra da gelip, bu drama itiraz edenleri vatan haini ilan ediyor, "aslanlar gibi 18 ay yaptım" diyor.

Önce bu eşitsizlik hallolsun. herkes eşit sürede askerlik yapsın; yurtdışında çalışan da, üniversite bitiren de, bitirmeyen de. ama makul bir süre olsun bu. hayatı altüst etmeyecek bir süre. 2-3 ay gibi en fazla.
ya da hepsinden iyisi -ki er geç olacak- profesyonelleşsin ordu, işi askerlik olanlar askerlik yapsın. bu işin en üstün eğitimini alsın, öyle çıksın teröristin karşısına.

ondan sonra, bedelli askerlik falan istemez kimse.
tüm bu eşitsizlikler içinde güç bela kurduğu düzeninin yıkılmaması için mücadele eden adam istiyor bedelli askerliği. zengin çocuğu falan değil.

fakat bugün böylesine büyük çarpıklıkların içinde yaşayıp gıkınızı çıkarmazken, üstüne de kahramanlık yapmış gibi şişinirken özgürlük savaşçısı, adalet savaşçısı ayağına yatmayın lütfen. komik oluyorsunuz.

Bedelli askerlik zaten çatır çatır uygulanan birşey her zaman ve bunu talep edenler, yurtdışındakilere tanınan hakkın kendilerine de tanınmasını istiyorlar.
Bu da adaletsizlik diyorsanız, profesyonel orduyu savunursunuz, herkese eşit ve makul süreli, daha verimli bir zorunlu askerlik biçimini savunursunuz.