bugün

ergenekon

birgün seni sevmeyen biri gelsin, senin için terörist diye ihbarda bulunsun.. bir de örgüt ismi uydursun..alsınlar seni götürsünler içeri tıksınlar.. mahkemeye 10 ay sonra çık! suçlamanın asılsız olduğu ortaya çıksın, beraat et.
ondan sonra da desinler ki, ne yapalım kurunun yanında yaş da yanıyor..hadi işin onur haysiyet tarafını bir yana bırakalım, bir gazeteci, gazetesine geri döner herkes onu daha bi merakla okur, gazeteci arkadaşları destek olur, güvenli sitedeki evine güvenli arabasıyla gider, sıkıntı yaşamaz. çok sıkılırsa isviçrede kayak yapar, miami'de surf yapar, sıkıntısını atar.
ya sen? sen ne yaparsın?
işine geri dönebilir misin? dönemezsen, yeni iş bulabilir misin?
hadi döndün, dedikodulara, fısıltılara kulak tıkayabilir misin? terfi edebilir misin?
ev sahibin eve geri alır mı? yeni ev bulabilir misin?
çamurun izi kalmış bi kere, terörist şüphelisine kim ev verir, kim iş verir?
en yakın arkadaşların destek olur mu?
yoksa ateş olmayan yerden duman çıkmaz deyip temkinli mi davranırlar?
ya bi de evliysen? karın, çocukların? bugüne kadar seninle övünen anan baban?
sokakta başı dik yürümeyi becerebilir mi?
hadi içerde yattığın 10 ayın hesabını kimseye soramadın, sustun..
peki hayatının geri kalanı için kime hesap soracaksın? yine mi susacaksın?
bir hukuk devleti'nde bu kadar kolay mı bir insanın hayatını "hukuk"la karartmak?