bugün

ahmed arif

Büyük insan, büyük usta, büyük şair.

Nasıl anlatılabilir ki ahmed arif? Yaşadığı memleketi ve insanını çok iyi tanıyan,anlayabilen ve anlatabilen bir adam. Öyle samimi, öyle içten... Benzemez ipek giysilerle, elinde viski son kalite purosuyla şömine önünde keyif çatıp toplumsal duyarlılık masalları anlatanlara. Halktan biridir, halkın sesidir, insanın sesidir o. Bu toprakları ve bizleri o kadar çok sevmiş ki, sanıyorum budur onu şairliğe götüren sebep. Bu uğurda 141. ve 142. maddelerden yargılanmış, 2 yıl hüküm giymiştir. işte böyle ödüllendirilmiş bu büyük yürek işçisi...

Şiirlerini herhangi bir şekilde incelemeye benim çapım yetmez. Hele bir de, kendi sesinden dinlenirse eyvah ki ne eyvah. Öyle bir sızı yerleştirir ki göğsün sol yanına tarifi imkansızdır. Özellikle son mısralarda hiç affı yoktur. Dedim ya anlatamam. Tüm şiirleri okunmalı hatta kendi sesinden dinlenmelidir.

Buraya, hangi şiirinden alıntı yapsam bir diğerine haksızlık yapmış olacağımı biliyorum. Fakat sigarayı bırakıp tütün içmeye başladıktan sonra, yalnız değiliz isimli şiirinin şu dizeleri pek bir hoş geliyor, sarıp verdiğim herkese okuyasım geliyor.

--spoiler--
tütünü bilir misin?
"kız saçı" demiş zeybekler,
su içmez her damardan,
yerini kolay beğenmez,
üşür
naz eder,
darılır
iki yaprak arasında kıyılmış,
bir parçası var kalbimin
incecik, ak kağıtlara sarılır,
dar vakit yanar da verir kendini.
dostun susan dudağına...
--spoiler--