bugün

estetik

önce tanımla girelim ki formatı bozmayalım.

güzelliği duyusal bir mantık platformuna oturtmaya çalışan bilimdir estetik.

bundan önce estetik ilgi ya da estetik tavır nedir diye bir şey ortaya atmıştık. evet...

şimdi şöyle; mesela bir ademoğlu boğazda yürürken bir yalı görür. bu çok hoşuna gider. onun yalıya yani genel manada objeye (dikkat; henüz estetik obje halinde değil, bu önemli) kıymet verir ve onun varlığından haz alır; bu haz son derece ilgiden uzaktır. yani şöyle diyelim, bağımsız bir haz söz konusudur. hadi açalım: ademoğlu onun ne zaman
kim tarafından hangi stille -barok mu rokoko mu - inşaa edildiğini yahut parasal değerini düşünmez. "lan bunu kiraya verseler bu agalar, kimbilir malın gözüne vururlar bile ha.." falan dedi miydi burada artık işin içine maddi, tarihi yahut bilgisel ilgiler girmiş olur. işte bu bağımsız haz değildir. yalı ise böyle düşünüldüğü takdirde obje olarak kalır. estetik haz tüm bunları düşünmeden sadece o yalının salt varlığı ve güzelliği için onu beğenmek ve yalnızca ondan, görünüşünden, haz almaktan başka bir şey değildir. seyretme hazzı
işte... konunun özü bu. ama kavramlara dayandırmak gerekiyor mevzuyu.işte şimdi yalı estetik bir obje haline geldi . ademoğlu noldu peki? tabi ki estetik suje. yani işin içine estetik ilgi girmeden kavramlar yerli yerine oturmaz.

burdan estetik hazzı tarif edelim -madem keyif aldı adam gördüğü şeyden- estetik haz şudur: belli bir değerden (mesela bir film izlemekten) doğan insan tinindeki uyumlu ruhsal durumdur. bu yüksek bir düzeyde uyumun sağlandığı ruhsal haldir. sözgelimi bir sanat yapıtı karşısında hissedilen en temel duygudur.

estetik tavır duyusal temele dayalı bir tavırdır. (ve asilce bir şeydir) yukardaki cognitio sensitiviadır(duyusal bilgidir).

estetik zaten latincede duyularınla algılama gibi bir anlama gelir yamuluyorsam. duyu bilgisi, kendi yetkinliğini, asıl olarak estetik bilgide, yani sanat bilgisinde elde eder. bu bilgiye estetik terminolojisinde güzel denir.

estetiğin ya da estetik bilginin varmak istediği şey, son noktası; hakiki bilgidir. tasavvurla reel varlığın uyuşması hakikattir, gerçek bilgidir. hakikat bilgisi de çeşitli görüşleri doğurur.

bakış açılarına göre estetik ekollerin görüşleri vardır. mesela ontolojik anlayışa göre güzellik; varlıklara dayalı bir güzelliktir. metafizik güzellik; soyut ve düşünce planında bir güzelliktir. ontolojiye zıttır. "güzellik idedir" yani özdür anlayışını savunur. fenomenolojik güzellik: fenomenlere yani tek tek idelerin oluşuna dayalı bir anlayıştır ki geçerliğini yitirmiştir.

peki estetik niye lazımdır, insana ne kazandırır?

güzel değeri vasıtasıyla kurulan ilgi ve bu ilginin sürekliliği insanın objeler dünyasına bakışını değiştirir. objeler üzerine verdiği yargıları birer beğeni yargısına dönüşür. bu ilgiler içinde ruh, biçim ve düzen kazanır. biçim ve düzen kazanmış bir ruh, varlıklar alemine yetkin bir gözle bakar. insanîliği ve yetkinliği tam manasıyla kavramış böyle bir ruhun ahlaki bakımdan da bir yüceliğe yükseleceği aşikardır. estetikten yola çıkarak erdemli olma ve yüksek bir ahlaka kavuşma böylece dolaylı biçimde sağlanır.

"estetikte güzel"den hedonizme uzanan yazıyı daha uzun olacağı için başka zaman yazmakta fayda var.