bugün

pylades

sevgili dostum libary naif bir şekilde uyarmış nickinden dolayı.
ben de biraz detay vereyim dedim.

pylades nam kefere foça kralının oğludur. daha doğrusu foça kralı kendisini bir erkek evladı var zannetmektedir.

aynı şekilde foça kralının karısının abisi olan agamemnon'un da orestes adlı bir oğlu vardır.

orestes'in anası Clytemnestra (truvalı helen'in bacısı) kocası agamemnon truva savaşında olduğu sırada ateş başına vurduğundan dolayı Aegisthus ile fuckbuddy olur, tabi oğlu orestes anasının bir haltlar çevirdiğinden şüphelenmektedir, bu yüzden Clytemnestra oğlu orestes'i durumu çakozlamasın diye "hadi sen biraz halangilin yanına git" diyerekten foça'ya gönderir.

orestes halasının oğlu olan kuzeni pylades ile epey kaynaşır, hatta kaynaşmaktan öteye giderek bu iki kuzen birbirini düdüklemeye başlarlar. ama bu düdükleme öyle böyle düdükleme değildir.

foça sahilleri senin, çeşme-karaburun benim, nerede akşam orada sabah bütün ege kıyı şeridi boyunca gezip tozar şarap içer ve birbirini düdüklermiş bu iki kuzen.

tabi oğlunun yaptığı ibinelikler agamemnon'un kulağına gider. agamemnon oğlu pylades ve kuzeni orestes'i bugünkü kuşadası civarında birbirini düdüklerken yakalar. "sizi gidi ibneler sizi" diyerek bunların tam boynunu vurduracakken pylades babasına dönerek "kes lan fetöcü, sen kendi kızını kurban etmiş bir ibinesin" diyerek rencide eder.

o an agamemnon'un aklına truva savaşı için kurban ettiği kızı iphigeneia gelir ve o kalpsiz, o ruhsuz agamemnon birden bire yumuşar, "bir evladımı anadolu için kaybettim, bir evladımı daha kaybedemem, zeus bana yardım et yarebbim" diyerek oğlunu ve kuzeni orestes'i öldürmekten vazgeçer.

tabi bu arada agamemnon'un başka sorunları da vardır.
truva savaşı yıllar yıllar sürmüştür, agamemnon'un binlerce kişilik ordusundaki askerler yıllar yıllar süren savaş boyunca birbirini düdüklemiştir. bu yüzden kıçları yara olmuştur.

bakınız muhterem müminler, antik çağın hiciv yazarı eubulus, dört diyalog adlı eserinde agamemnon'un ordusundaki göt sancısından şöyle bahsetmiştir;
"savaş sonrasında aka askerlerinin kıçları, aldıkları truva kapıları kadar genişlemişti..."

işte ordusundaki bu sorunu göz önüne alan agamemnon'un aklına bir fikir gelir. birbirini düdükleyen askerlerini anadolu'da bırakmaya karar verir.

birbirini düdüklemiş aka askerleri anadolu'da bir rehabilitasyon merkezinde kalacak, burada tedavi olduktan sonra yunanistan'a döneceklerdi.
agamemnon bu iş için oğlu pylades ve yeğeni orestes'i görevlendirir, onları yakaladıkları yer olan kuşadası yakınlarında bu askerler için bir rehabilitasyon merkezi kurar, kurduğu bu rehabilitasyon merkezine de yunanca "göt" anlamına gelen pyge kelimesinden türetilen pygela adını verir.

aka ordusunun götveren askerleri ile, birbirini düdükleyen pylades ile orestes bundan böyle işte bu pygela'da yaşamaya başlarlar.

göt merkezi pygela'yı kurup bütün ibneleri orada bırakıp truva savaşından dönen agamemnon, miken'e dönüşünden kısa bir süre sonra karısı Clytemnestra ve dostu dostu tarafından öldürür. (oh iyi de olmuştur agamemnon puştuna, hem boynuzu yemiş, hem eşek cennetini boylamış puştlavat)

şimdi siz bu anlattıklarımın uydurma olduğunu düşüneceksiniz.

peki yarramın antenleri kuşadası'na gidin ve ibneler kenti pygela'yı görün o halde. çok da fifi...
görsel
görsel
görsel

evet...
şimdi bir çift lafım da pylades ismini nick olarak alan yetkiliye...
sanırım bu nicki bilmeden aldın. olsun, 6 ay sonra değiştirirsin.

sevgili arkadaşlar, nick seçerken lütfen dikkat edelim. yabancı kelime olarak görüp beğendiğiniz isimler çok değişik anlamlara sahip olabilir tengir de bunu yakalayabilir...

hadi see you...

#tarih
#mitoloji