bugün

vahdettin neden ingiliz gemisine binip kaçtı

cevap veriyorum:
çünkü efendileri öyle istedi...
yani ingilizler.

anadolu'da kazanılan zafer sonrası ingiltere'de başgösteren kriz -bu kriz tarihe (bkz: çanakkale krizi) olarak geçmiştir- britanya sömürge imparatorluğunun büyük dominyonları olan hindistan, kanada, avustralya, yeni zelanda, güney afrika gibi ülkelerde britanya sömürgeciliğine karşı seslerin yükselmesine sebep olmuştur.
britanya imparatorluğu o dönem dünyanın en büyük müslüman nüfusuna sahip ülkesiydi ve anadolu'da kazanılan zafer, britanya sömürgesi altında yaşayan müslümanlarda büyük bir coşku, sevinç yaratmıştı...

işte ingilizler de kendi idaresi altındaki müslümanları kontrol altında tutmak için halifelik makamından faydalanmak istemiş, vahdettin'i bu yüzden kendi himayesi altına alıp türkiye'den kaçırmıştır.

ne yazık ki 1. dünya savaşı sonrası, istanbul ve anadolu'nun işgalinde halifelik makamı tamamen ingiliz çıkarları için kullanılmış, iyice rezil kepaze edilmiştir.

aslında hilafet makamının emperyal amaçlara hizmet için kullanılması uzun zamandır olan bir şeydi.
örneğin abd işgaline direnen filipinli müslümanlar (sulu sultanlığı, moro müslümanları) abd'nin isteği ile halife 2. abdülhamid tarafından isyan etmemeleri için uyarılmıştı.
(bkz: abd ye karşı ayaklanan müslümanları uyaran halife)

yine çin'de çıkan boxer isyanı sonrası çin'deki müslümanların emperyalistlere karşı direniş göstermemesi için alman imparatorunun ricası ile 2. abdülhamid çin'deki müslümanlara nasihatte bulunması amacıyla çin'e bir nasihat heyeti göndermişti.
(bkz: abdülhamid in çin e gönderdiği nasihat heyeti)

bunlar gibi birkaç olay daha var.
ama en acısı 1. dünya savaşı yıllarında halife'nin cihat ilan etmesi ve buna karşılık arapların lideri isyancı hain şerif hüseyin'in de karşı cihat ilan etmesi ve daha fazla taraftar toplamasıdır.

uzatmayalım.
halifelik makamı işte bu şekilde içi boşaltılmış ve emperyalist devletlerin çıkarına göre hareket eden bir kurum haline dönmüştü...

işte işgal yıllarındaki osmanlı padişahı ve aynı zamanda halife olan vahdettin, halifelik makamını kendi bekası ve ingiliz çıkarları için kullanmaktan asla tereddüt etmemiş, "ingiliz ve yunan orduları halifenin ordusudur" fetvası yayınlanmıştır.

atatürk'ün ve tbmm'nin esasen "halifeliği kaldırmak" diye bir düşüncesi yoktu. lakin yukarıda da kısaca bahsettiğim üzre vahdettin'in ingiltere'ye sığınması ve ingilizlerin vahdettin'in halifelik makamından faydalanarak himayesi altındaki müslümanlara zulme devam etme planıdır.
işte mustafa kemal bunu görmüştür.

tabi türk kurtuluş savaşı ve türklerin kazandığı zafer en büyük takdir ve alkışları işte bu britanya sömürgesi olan müslüman milletlerden almıştı.
hepsi mustafa kemal'i kurtarıcı olarak görüyor, hepsi de türkler gibi zafer kazanmayı umut ediyorlardı. (özellikle hindistan müslümanları)

hindistan, britanya imparatorluğunun hayat damarıydı ve hindistan müslümanlarının atatürk'ü ve türk zaferini örnek alıp ingiliz hakimiyetine baş kaldırması ingilizlerin en büyük kabusuydu.

bu yüzden vahdettin'i "halife" sıfatıyla hindistan müslümanları'nın başına geçirmek istediler.

işte tam bu anda türkiye büyük millet meclisi osmanlı hanedanından abdülaziz han'ın oğlu abdülmecid efendi'yi 19 kasım 1922'de halife ilan etti.

bakınız, saltanat 1 kasım 1922'de kaldırıldı, vahdettin ise 17 kasım 1922'de türkiye'yi terk etti.

kurtuluş savaşı zaferimizin tescil edildiği 11 ekim 1922 mudanya mütarekesi ve akabinde 5 kasım 1922'de refet bele komutasındaki türk silahlı kuvvetleri'nin istanbul'a girişi ile ingilizler vahdettin'in halifelik makamını kullanmak, ukdelerine almak için planlara başladılar.

amaçları yukarıda da belirttiğim gibi vahdettin'i halife olarak hindistan'a yerleştirmek ve buradaki müslümanları kontrol altında tutmaktı.

saltanatın kaldırılması ve abdülmecid efendi'nin halife ilan edilmesi arasında geçen 19 günlük süre boyunca ingilizler bu planı uygulama çabasına giriştiler.
fakat abdülmecid efendi'nin halife ilan edilmesi bu planı bozmuş oldu.

britanya imparatorluğunda mudanya mütarekesi sonrası bu planlar yapılıyordu işte.
hatta bunun için hindistan bakanlığı, hindistan kral naipliğine mektup yazmış ve vahdettin'in hindistan'da halife olması için görüş almıştır.

hindistan kral naipliği'nin 10 kasım 1922'de ingiltere hindistan bakanlığına gönderdiği yanıt ise bunun mümkün olmadığını, hindistan müslümanlarının vahdettin'i istemediğini britanya hükümetine bildirmiştir.

söz konusu 10 kasım 1922 tarihli mektubun özeti şudur;

--spoiler--
"padişahın halifeliği dışında, kendisi hindistan’da pek az tanınmıştır ve türkiye’nin işgali sırasında, onun ingilizlerin aleti olduğundan kuşkulanılmaktadır. dolayısıyla, genel eğilime göre onun tahttan indirilmiş olması hindistan’da ilgisizlikle karşılanmıştır. mustafa kemal ise ülkesinin kurtarıcısı ve islam’ın şampiyonu olarak görülmektedir. ” (ida, fo 371/7913/e 12699: kral naibinden hindistan bakanlığı’na ivedi, özel ve gizli telgraf, 10.11.1922)
--spoiler--

ne demiş?
"mustafa kemal ülkesinin kurtarıcısı ve islam'ın şampiyonudur." demiş.

başka ne demiş?
"padişah ingilizlerin kuklasıdır onu ülkemizde istemiyoruz" demiş.

burada kullanılan "şampiyon" sıfatı, bir spor müsabakası şampiyonu değil, bir amaç uğruna bir ulusu, bir topluluğu temsil eden ve o topluluk için mücadele eden sembol isimdir...

işte bu şartlar altında önce abdülmecid efendi'nin halife ilan edilmesi ingilizlerin planlarını alt üst etmiş ve halifelik makamı üzerinden müslümanlara zulüm edilmesinin önüne geçilmiştir.

bundan sonra abdülmecid efendi ve halifelik makamı, her şeyin üzerinde olan tbmm'nin kudreti altında olmuş ve daha sonra 16 ay sonra türkiye cumhuriyetindeki iki başlılığı kaldırmak ve cumhuriyet değerlerine daha sıkı bağlanmak için halifelik makamı kaldırılmıştır...

yani, halifeliğin kaldırılmasını isteyen ingilizler değildir, bilakis ingilizler halifelik makamını sömürgesi altındaki müslümanları ezmek için kendi uhdelerinde devam etmesini istemiş, lakin mustafa kemal atatürk bu kirli oyuna mani olmuştur...

halifelik makamı ingilizler için o kadar önemliydi ki, halifeliğin kaldırılmasından 13 yıl sonra 1937'de dahi halifelik ingilizlerin gündemindeydi.

belge;
https://www.academia.edu/...ER_ABOLITION_OF_CALIPHATE

ek olarak:
fransız belgelerinde halifeliğin kaldırılması;
https://www.academia.edu/...LAFET%C4%B0N_KALDIRILMASI

özetle...
vahdettin kendi iradesiyle değil, ingilizlerin vaatleri ile ingiliz gemisine binerek kaçmış. türkiye dışında, hindistan'da sultanlığının ve halifeliğinin devam edeceğini düşünmüştür.
yani ülkesi kurtarılmış, kurtarılmamış, umurunda değildir vahdettin'in.
onun tek düşüncesi koltuğudur, tahtıdır, makamıdır.
istanbul'da olmuş, hindistan'da olmuş, ingiliz kuklası olmuş fark etmez...

#tarih