bugün

epe flore kilic

şimdi bilemem kime kalır nişanım
bir deniz yıldızıydı dipteyken şansı vardı
sessizce kıpırdardı bilinmezimde
önünde meleklerin dövündükleri
tahta sürgülü kapı gıcırdayınca
sanki boynu kalem bir kız inadı
göz kırpardı ölü akranlarına
kuruyup da anlamı solmasın diye
korkarım bu denizi ben ağladım
bu maviyi ben yakıştırdım hüznüme
ispirto kokusu akasya baygınlığı
dönmeceye tutulmuş güvercin gibi
toprağa sürükledi son girdabımı
ey geceyle paslaşan korkusuz dedim!
hemşireler neden kısa boyludur
karanlık koridorlar niçin böyle ayartıcı
tıkanan seruma yanıt
köpüren asite cüret
tek celsede ayrılırım cismimden
kime kalır odalar dolusu saf sıkıntı
yaban vızıltıların verdiği hazla
yeni bir gövdeye boşalır iliklerim
tanrım bütün sinekler tek bir sinek mi
bu yarayı size sevdireceğim (nilay özer, ol’dan)