bugün

hayata dair iç burkan detaylar

bugün başıma gelmiş detaydır, hatta detaylar silsilesidir, detaylar kafilesidir.

bir değil, iki değil, tam üç detay yakaladım bugün.

ilk detay içimi, ellerimi kollarımı heryerimi burktu. talihizlikler silsilesi sabah uyanır uynamaz başladı. akşam erken denebilecek bir saatte, uyku ilacı marifeti ile uykuya dalmış olan bendenizin sabahın 5 inde uyanmasına rağmen yataktan çıkabilmesi 8:00 ı buldu. işe gitmek için neredeyse geç kalacağımı anladıktan sonra güç bela yatağımdan çıkıp gözümü daha açmadan küvete doğru yöneldim, duşu açtım ki, anam, o da ne ?! su akmıyor ! yıl olmuş 2013, saat sabahın 8:00 i ve su kesik. çıktım vanaya baktım, lan borcum var da kestiler mi ne ettiler diye ama değil, su kesik. duş almadan evden çıkamayan insanım. kettle da ısıtılmış su ile güç bela duşumu aldıktan sonra işe gittim, akşam oldu, eve geldim. yarın şehir dışına çıkacağım. çamaşır yıkamam lazım. en sevdiğim pantolonu hazırlamam lazım. 2 saat umutla bekledikten sonra pes ettim ve kot pantolonumu elimde yıkadım. bildiğin leğene su koydum ve pantene şampuan ile yıkadım keratayı. yıkamak sorun değil de, durulamak ve suyunu sıkmak çok zor be ağa. ama hallettim işte bi şekilde.

bir iç burkan detay daha şu şekilde. soruyorum, bir pantolonu elde yıkamak bir insanı ağlatabilir mi sence hacı ? ağlatır, hem de nasıl ağlatır, için için ağlarsın işte. çünkü o pantolonun üzerinde o'nun elleri vardır, kokusu vardır, onunla beraber yürüdüğünüz yolda paçasına sıçramış çamur vardır ve bunları kendi ellerinle silmek, çamaşır makinesine atmaktan daha farklı bir his veriyor. bir de bana duygusuz derler, hiç ağlamaz mısın sen derler. bu da üçüncü iç burkan detay.