bugün

kastamonu

ortasından dere mi desem ırmak mı desem kanal mı desem bilemiyorum bir şey geçiyor. insanlar bu kanal*ın kenarından çekirdek çıtlatarak bir aşağı bir yukarı yürüyor. etraftan etli ekmek kokuları yükseliyor. her yol bir tepeye çıkıyor. doğal olarak sen de çıkıyorsun o tepeye. çay söylüyor bir sigara yakıyor kastamonu da güneşin batışını seyrediyorsun. küçük ilçeleri var. gidiyorsun ev şeklindeki lokantalara etli ekmek ayran ziyafeti çekiyorsun. dayanamıyorsun bir sigara daha yakıyorsun. sonra yapay mı desem gerçek mi desem bir şelalem si yapı var şehrin içlerinde üstünde parkımsı bir yer. kapalı çarşı gibi bir yer var bu parkımsı yerde kazık kazık fiyatlarla satılan hediyelik eşyalar. söve söve alıyorsun bu eşyaları ve bir sigara daha yakıyorsun. tüm küçük şehirlerimizde olduğu gibi pastane tarzı kafeler var üç dört tane hepsini tek tek geziyor kız falan kesiyorsun. ne omuz atan ne ters bakan insanlara sahip bir şehir burası. rahat rahat elini kolunu sallıya sallıya sigaranı çeke çeke geziyorsun gece vakti karanlık daracık sokaklarda. en güzeli cuma namazı vakitleri cami cami geziyor yer arıyorsun en sonunda bir bankında üstünde namazını kılıyor ve sigaranı yakıyorsun. sonra kastamonu özlem e biniyor ankara ya yol alıyorsun ılgaz yamaçlarından. dikkat ayu çıkabili falan da yazmıyor hiç bir yerde. kısacası kanın ısınıyor bu şehre ve insanına.