doğu nun psikolojisi

doğu'nun halet-i ruhiyesi.

öncelikle, benim için doğu, doğu avrupa'dan başlar hindistan'a kadar uzanır. gerisi uzakdoğu'dur. yani islamiyetin ve ortodoks hristiyanlığının (ve (katolik) slavların) olduğu her yer doğu'dur ve kökeni roma-bizans ayrımına kadar gider.
bunu ifade ettikten sonra gelelim meramıma; bu topraklarda yaşayan neredeyse bütün milletler resmi tarih yazımlarında 'tüm dünya bize karşı' ve batı-doğu arasındaki sıkışmışlık üzerinde dururlar. toprakları ellerinden alınan macaristan da öyledir, beş kez (batı) avrupalıların kendilerini sattıklarına inanan polonyalılarda öyledir, sırbistan'da öyledir. (batı) avrupalıların kendilerini sovyeterin kucağına attıklarına inanılan çek cumhuriyeti ve slovakya'da öyledir. rusya zaten en baştan beri avrupalı ilgi ve alakası görmez ve iki kez topraklarını batıya karşı savunmak zorunda kalmıştır.
bu coğrafyanın insanları, haklı temelleri olmasına rağmen, komşuları hakkında çocuksu ve gülünç olacak kadar paranoyaktır. ülkemizde ve islam aleminde de durum farklı değil. türkiye'de hep mazlumdur, herşeyin müsebbibi dış güçlerdir. doğruluk payı olsun veya olmasın, ki var ne yazıkki, bu ruh hali doğu dediğim tüm topluluklarda vardır. kısacası doğu avrupa'nın (bilhassa balkanlar) ve ortadoğu'nun ruh hali birebir aynıdır. bu ve doğu-batı arasında sıkışmışlık hissiyatından dolayı doğu benim için doğu avrupa'dan başlar. doğu avrupalılar kültürümüz batı (avrupalı) diye yırtınsa da, ki bunun da doğruluk payı yok değil, benim bakış açıma göre değiller.