bugün
- türkiye'nin ab sürecinin süresiz dondurulması8
- shakespeare nin aslında şeyh pir olması9
- sözlüğün en eli güzel kızı12
- imamoğlu'nun x hesabının erişime engellenmesi29
- anın görüntüsü8
- halkın döviz alması yasaklansın8
- tecrübeli yetkili geldi tecrübeli yetkili geldi9
- sözlük at hırsızlarının fotoğrafları15
- dedikodu yapan erkek15
- ekrem imamoğlu'nun bir sevgilisi olduğu iddiası90
- göğsü yeni tomurcuklanmış kızları ben ne yapacağım9
- 7 mayıs 2025 aym başıboş sokak köpekleri kararı25
- düşün ki o bunu okuyor12
- 7 mayıs 2025 büyük beyazıt mitingi27
- bir erkeğin bağımlılık yapabilecek özellikleri12
- fotokopici bi erkek11
- neden para basıp dış borcumuzu ödemiyoruz9
- en kötü şarkılar11
- chp otobüsünde çocuk taciz eden chp li yönetici8
- 15 temmuz da hz muhammed istanbul daydı20
- kemalist çocuğu9
- ehliyetsiz otobüs kullanan chp milletvekili9
- kendini tek cümlede anlatmak8
- ekrem imamoğluna atılacak yeni iftira15
- 5 milyonluk israili yenemeyen araplar16
- 6 mayıs 2025 inter barcelona maçı17
- ramadan fahriden11
- pakistan hindistan savaşı13
- 7 mayıs 2025 ali koç trtspor canlı yayını12
- israil devletinin yaptığı büyük şerefsizlik8
- batının türkiye hayranlığı14
- yetkili geldi yetkili geldi8
- evli erkeklerle ilişkiye giren kadınlar10
- psikiyatri servisinde tanışılan kız15
- sırrı süreyya önder8
- chplilerin zihninin yıkanmış olması13
- akp denince akla gelen şeyler8
- savaş kapıdayken ülkeyi kızıştıran özel9
- latife makbule veya zübeyde isminin azlığı10
- chplilerin din düşmanlığı14
- bir ak partili 100 chpliye bedeldir10
- ekrem imamoğlu'nun hain olması15
- ekrem imamoğlu ile kafayı bozan ak partililer20
- yeni akit'in yılın haber sitesi seçilmesi10
- türkler ve araplar aynı ırktandır8
- sadece reis de liderlik vasfı olmaması8
- dördüncü murad8
- true nun çaylak olması8
- şeriatçı olduğunu kimseye söyleyemeyenler23
- erdoğanın 300 milyar dolar serveti olması12


entry'ler (449)
yıllardır yurt dışında yaşayan insanların ister istemez yaptığı hede.
istanbula konstantinopolis demenin milliyetçilikle alakası olmadığını idrak edemeyen yazarımsıların cellallendiği başlık.
istanbul'a 330 yılından osmanlı devletinin son dönemlerine hatta cumhuriyetin ilk dönemlerine kadar konstantinopolis denmiştir. bugün de birilerinin bu ismi kullanmasının bir sakıncası yoktur. sonuç olarak şehrin eski ismini aldığı, doğu roma'nın ilk imparatoru 1. konstantin de bu toprakların kültür birikimine katkıda bulunmuş önemli imparatorlardandır.
istanbul'a 330 yılından osmanlı devletinin son dönemlerine hatta cumhuriyetin ilk dönemlerine kadar konstantinopolis denmiştir. bugün de birilerinin bu ismi kullanmasının bir sakıncası yoktur. sonuç olarak şehrin eski ismini aldığı, doğu roma'nın ilk imparatoru 1. konstantin de bu toprakların kültür birikimine katkıda bulunmuş önemli imparatorlardandır.
şarkı sözlerini "babayaro" ismi ile revize etme girişimidir.
trol bir başlık gibi görünse de değil. ben sadece iki tane buldum, başka da bulamadım. bu sebepten sizin de ufkunuza açmak istedim.
-kara üzüm habbesi Babayaro canım
-sen babayar'olmazsın yüzüme gülme bari
trol bir başlık gibi görünse de değil. ben sadece iki tane buldum, başka da bulamadım. bu sebepten sizin de ufkunuza açmak istedim.
-kara üzüm habbesi Babayaro canım
-sen babayar'olmazsın yüzüme gülme bari
özellikle ders çalışırken çayla birikte çok iyi giden kurabiye. genellikle 2 tanesi $5 kampanyalarının vazgeçilmezi.
yaptığım kısa bir araştırma sonucu suyun daha pahalı olduğunu öğrendiğim ülke.
1 litre benzin $0,14 iken, 33ml'lik şişe su $0,27.
kaynak: http://www.numbeo.com/cos...a&displayCurrency=USD
1 litre benzin $0,14 iken, 33ml'lik şişe su $0,27.
kaynak: http://www.numbeo.com/cos...a&displayCurrency=USD
beşiktaş'ın kazanacağını düşündüğüm maç.
skor tahminim 2-0.
skor tahminim 2-0.
bir başlık altında 5 ya da 6 entrysini gammazladığım, format bilmez yazardır. buraları whatsapp iletişim ekranı olarak görmektedir tahminimce.
(bkz: sözlük formatı)
(bkz: sözlük formatı)
uludağsözlük için gayet saçma olan kuraldır.
buradaki sıradan bir entry'nin okunma süresi 1 saniyeden kısa. entry'nin başlıkla alakası olmadığı, ya da üstteki entrylere cevap niteliği taşıdğı, ya da küfür içerdiği durumlarının anlaşılması yine 1 saniyeden daha az bir süre almakta. toplayınca 2 saniye etmiyor. haliyle eksi vermek için uygun şartlar 2 saniye içinde oluşuyor.
yetmiyor bir de aynı yazara 30 saniye içinde 1'den fazla eksi verememe şartı var. normal durumlarda, yani bir yazara gareziniz yok ve özellikle eksi vermiyorsanız normal bir karar. ama aynı başlığın altına 10'ar saniye arayla 75 entry girmiş olan bir yazar ise örneğin bu, ve entry'lerinin yine başlıkla alakası yoksa, o eksileri vermek zorunda kalıyorsunuz. haliyle bu kural'da uludağsözlük için pek bi geçersiz, pek bi saçma.
bu kadar konuştum, örnekleri de vereyim. bu vakitten sonra örneklerini verdiğim yazar müsveddelerinin beni her zaman eksileyeceklerini bilsem de vereceğim.
başlık: erkekler neden kapalı kızlardan uzak durur
4. entry (21.02.2015 17:13) (yazar: bardaktaki ruj izi)
kız öcü, uzaylı ya uzak durmak lazım.
16. entry (21.02.2015 17:27) (yazar: bardaktaki ruj izi)
kadın dediğin illa açık giyinip kendini pazarlamayı iyi bilecek. kadının ne düşündüğü değil vücudunun ne kadar düzgün olduğu önemli.
18. entry (21.02.2015 17:30) (yazar: bardaktaki ruj izi)
açık kızların önüne gelenle gezmesi çok uygun zaten.
19. entry (21.02.2015 17:31) (yazar: bardaktaki ruj izi)
açık bir kız bir şey yapınca normal kapalı kız yapınca aaa dimi.
22. entry (21.02.2015 17:39 ~ 17:42) (yazar: bardaktaki ruj izi)
bir kesim var onlara göre kapalı kızlar orospu ve başka bir kesim var onlara göre de açık kız orospu ya da çok rahat. o yüzden açık kızlara rağbet daha fazla. açık ya da kapalı bütün kadınlar, insandır ve siz erkeklerin bizim bedenimiz üzerinden namus felsefesi yapmaya hakkı yok bizim bedenimiz ne giydiğimiz hakkında laf söylemeye hakkınız yok.
aynı başlık ve farklı bir yazardan devam.
2. entry (21.02.2015 17:12) (yazar: reisayaginabisurumal)
kız kapalıysa zaten erkekler benden uzak dursun demiş olur.
15. entry (21.02.2015 17:25) (yazar: reisayaginabisurumal)
muhafazakar ailelerin çocukları bile gidip açık kızlarla evleniyor.
17. entry (21.02.2015 17:29) (yazar: reisayaginabisurumal)
şimdi kapalı kızın gidip elin erkeğiyle konuşması zaten uygun değil, akrabası bile olsa nikah düşerse uzak durur.
bir başlıkta ikiden fazla yazar müsveddesi olmaz heralde diye düşünebilirsiniz, düşünmeyin, üçüncüsü de var.
3. entry (21.02.2015 17:12) (yazar: awestada oturan adam)
kapalı derken?
7. entry (21.02.2015 17:14) (yazar: awestada oturan adam)
çoğu orospu oluyorda ondan.
şu noktadan sonra eksi vermelerdeki bu süre sınırına neden takıldığımı anladığınızı düşünüyorum. moderasyona da selamlarımı bu vesileyle iletiyorum.
buradaki sıradan bir entry'nin okunma süresi 1 saniyeden kısa. entry'nin başlıkla alakası olmadığı, ya da üstteki entrylere cevap niteliği taşıdğı, ya da küfür içerdiği durumlarının anlaşılması yine 1 saniyeden daha az bir süre almakta. toplayınca 2 saniye etmiyor. haliyle eksi vermek için uygun şartlar 2 saniye içinde oluşuyor.
yetmiyor bir de aynı yazara 30 saniye içinde 1'den fazla eksi verememe şartı var. normal durumlarda, yani bir yazara gareziniz yok ve özellikle eksi vermiyorsanız normal bir karar. ama aynı başlığın altına 10'ar saniye arayla 75 entry girmiş olan bir yazar ise örneğin bu, ve entry'lerinin yine başlıkla alakası yoksa, o eksileri vermek zorunda kalıyorsunuz. haliyle bu kural'da uludağsözlük için pek bi geçersiz, pek bi saçma.
bu kadar konuştum, örnekleri de vereyim. bu vakitten sonra örneklerini verdiğim yazar müsveddelerinin beni her zaman eksileyeceklerini bilsem de vereceğim.
başlık: erkekler neden kapalı kızlardan uzak durur
4. entry (21.02.2015 17:13) (yazar: bardaktaki ruj izi)
kız öcü, uzaylı ya uzak durmak lazım.
16. entry (21.02.2015 17:27) (yazar: bardaktaki ruj izi)
kadın dediğin illa açık giyinip kendini pazarlamayı iyi bilecek. kadının ne düşündüğü değil vücudunun ne kadar düzgün olduğu önemli.
18. entry (21.02.2015 17:30) (yazar: bardaktaki ruj izi)
açık kızların önüne gelenle gezmesi çok uygun zaten.
19. entry (21.02.2015 17:31) (yazar: bardaktaki ruj izi)
açık bir kız bir şey yapınca normal kapalı kız yapınca aaa dimi.
22. entry (21.02.2015 17:39 ~ 17:42) (yazar: bardaktaki ruj izi)
bir kesim var onlara göre kapalı kızlar orospu ve başka bir kesim var onlara göre de açık kız orospu ya da çok rahat. o yüzden açık kızlara rağbet daha fazla. açık ya da kapalı bütün kadınlar, insandır ve siz erkeklerin bizim bedenimiz üzerinden namus felsefesi yapmaya hakkı yok bizim bedenimiz ne giydiğimiz hakkında laf söylemeye hakkınız yok.
aynı başlık ve farklı bir yazardan devam.
2. entry (21.02.2015 17:12) (yazar: reisayaginabisurumal)
kız kapalıysa zaten erkekler benden uzak dursun demiş olur.
15. entry (21.02.2015 17:25) (yazar: reisayaginabisurumal)
muhafazakar ailelerin çocukları bile gidip açık kızlarla evleniyor.
17. entry (21.02.2015 17:29) (yazar: reisayaginabisurumal)
şimdi kapalı kızın gidip elin erkeğiyle konuşması zaten uygun değil, akrabası bile olsa nikah düşerse uzak durur.
bir başlıkta ikiden fazla yazar müsveddesi olmaz heralde diye düşünebilirsiniz, düşünmeyin, üçüncüsü de var.
3. entry (21.02.2015 17:12) (yazar: awestada oturan adam)
kapalı derken?
7. entry (21.02.2015 17:14) (yazar: awestada oturan adam)
çoğu orospu oluyorda ondan.
şu noktadan sonra eksi vermelerdeki bu süre sınırına neden takıldığımı anladığınızı düşünüyorum. moderasyona da selamlarımı bu vesileyle iletiyorum.
coğrafya bilgisizliğinin tavan yaptığı sorudur.
örneğin ekvatorda yaşayan biri olarak yüzümüzü ekvatora döndüğümüzde pek tabi kabe ekvator hattı üstünde olmadığından yüzümüzü kıbleye dönmüş olamayız.
örneğin ekvatorda yaşayan biri olarak yüzümüzü ekvatora döndüğümüzde pek tabi kabe ekvator hattı üstünde olmadığından yüzümüzü kıbleye dönmüş olamayız.
sözlükte ipekgorgun başlığından geçilmediği hepimizin malumu. peki ne yapmıştır bu ipekgorgun?
trollükte yeni bir çığır açmamış olsa da sözlükte cinsellik bazlı trolleri sollayarak yeni ve farklı bir tarz trollük oluşturmuştur. bu ise trole aç yazarlarımızı fazlasıyla cezbetmiş ve onlar entry sayılarını artırırken ve aradıkları goygoy ortamını yakalarken, ipekgorgun nickli yazarımız da popülaritesini artırmıştır.
birde işin zall boyutu var elbet. o da tüm bu olanları ellerini ovuşturarak izlemekte, ipekgorgun gibi daha nice trollerin türeyebilmesi için gizliden desteğini vermektedir.
trollükte yeni bir çığır açmamış olsa da sözlükte cinsellik bazlı trolleri sollayarak yeni ve farklı bir tarz trollük oluşturmuştur. bu ise trole aç yazarlarımızı fazlasıyla cezbetmiş ve onlar entry sayılarını artırırken ve aradıkları goygoy ortamını yakalarken, ipekgorgun nickli yazarımız da popülaritesini artırmıştır.
birde işin zall boyutu var elbet. o da tüm bu olanları ellerini ovuşturarak izlemekte, ipekgorgun gibi daha nice trollerin türeyebilmesi için gizliden desteğini vermektedir.
başlığın orjinali "ipekgorgun başlıklarının gammazlar ıçın bulunmaz bir cevher olması" idi ama kelime sınırına takıldı elbette.
ipekgorgun bilerek ve isteyerek sözlükte yeni bir akım başlattı ve malum bir şekilde açtığı başlıklar türlü küfürlere, hakaretlere ve format dışı gelişmelere sahne olmakta. hal böyle olunca sıradan bir gammaz sırf bu entryleri şikayet etse bile haftanın gammazları sıralamasında ilk 10'a rahatlıkla girebilir.
teşekkürler ipekgorgun, sözlükte yeni iş imkanları sunuyorsun.
edit: format bilmez trolcüklerimiz hemen eksilemeye başlamışlar.
ipekgorgun bilerek ve isteyerek sözlükte yeni bir akım başlattı ve malum bir şekilde açtığı başlıklar türlü küfürlere, hakaretlere ve format dışı gelişmelere sahne olmakta. hal böyle olunca sıradan bir gammaz sırf bu entryleri şikayet etse bile haftanın gammazları sıralamasında ilk 10'a rahatlıkla girebilir.
teşekkürler ipekgorgun, sözlükte yeni iş imkanları sunuyorsun.
edit: format bilmez trolcüklerimiz hemen eksilemeye başlamışlar.
şu videodaki adama 4:24 dayanabilirseniz ve ingilizce bilginiz de var ise teoride gerçekleşebilir ama pratikte nerdeyse imkansız olan bu olayı sebepleriyle birlikte öğrenebilirsiniz.
https://www.youtube.com/watch?v=70HSc6XLyzw
https://www.youtube.com/watch?v=70HSc6XLyzw
an itibariyle 4. çeyreği oynanan maçtır. spurs 2 sayı geride.
nba'de etiğe dikkat edilir belki bilirsiniz. daha doğrusu seyir zevkini düşüren şeyler kurallarda yazılı olmasa da kapalı kapılar ardında belirlenir diye düşünmekteydim. fakat öyle olmuyormuş demek ki. maçın 4. çeyreğinin başından beri san antonio spurs oyuncuları faul atma yüzdesi düşük olan DeAndre Jordan'a her pozisyonda faul yapıyorlar.
maçlarına gittiğim tek nba takımı olan san antonio spurs gözümden bu teknik fauller sonrası düşüyor maalesef.
edit: maçın sonu da beni şaşırtan bir şekilde teknik faulle bitti. clippers kazandı.
nba'de etiğe dikkat edilir belki bilirsiniz. daha doğrusu seyir zevkini düşüren şeyler kurallarda yazılı olmasa da kapalı kapılar ardında belirlenir diye düşünmekteydim. fakat öyle olmuyormuş demek ki. maçın 4. çeyreğinin başından beri san antonio spurs oyuncuları faul atma yüzdesi düşük olan DeAndre Jordan'a her pozisyonda faul yapıyorlar.
maçlarına gittiğim tek nba takımı olan san antonio spurs gözümden bu teknik fauller sonrası düşüyor maalesef.
edit: maçın sonu da beni şaşırtan bir şekilde teknik faulle bitti. clippers kazandı.
uludağsözlüğü trollerden ve abazalardan kurtaracak olan adımlar bütünlüğüdür.
neresinden başlasam bilemedim. sözlüğün düşen seviyesi malum. sol frame maalesef abaza ve troll mekanı. arada yazılan 3-5 iyi entry'de ne oylanıyor, ne okunuyor. ciddi bir şeyler yazılan başlıkların altına nerdeyse entry girilmiyor. özellikle son nesillerde rastladığımız bir özellik olarak kimse sözlük formatına uymuyor. geçtim ufak tefek hataları, bildiğiniz bazı başlıklar forum başlıklarına dönüyor ki türkiye'deki sıradan forumlar bile bura kadar seviyesiz değil maalesef. kimin kime küfrettiği, hakaret ettiği belli değil. sözlükteki bir çok entry 3 kelime 5 kelime. yani maalesef tanım değil. bkz'ların amacı dahilinde kullanıldığını görebilmek mümkün değil. daha saysak neler neler çıkar eminim, benim aklıma şu an gelenler bunlar.
peki tüm bunlar olurken moderasyon nerede? geri zekalı mı bizim moderasyon mensupları, sol tarafta açılan başlıkları hoş karşılayan kişiler mi? elbette sanmıyorum. yani kim ergenliğe yeni girmiş veyahut bir türlü çıkamamış, beyinleriyle cinsel organları yer değiştirmiş, seviyesiz ve trolce entryleri giren yazarları hoş karşılar ki? hiç kimse. peki neden karışmıyorlar? cevap çok basit, ne kadar çok üye varsa sözlüğe reklam alma işi o kadar kolay oluyor ya da sözlüğe alınan reklamın ücreti yüksek oluyor. yani kabul edelim, bu sözlük bilimsel ve entellektüel konuşmaların yapıldığı bir sözlük olsa şu an burada olan kişilerin yüzde kaçı bu sözlüğe uğrar?
ben uğrarım ve tanıdığım daha bir çok kişi de uğrar. her ne pahasına olursa olsun bu sözlüğün kalitesi artmalı. bunun için bazı önerilerim var ve bunları sıralamak isterim.
bildiğimiz üzre sözlükte bir adet karma, bir adet ulupuanımız var. bu puanlama sistemi tam olarak neye göre yapılıyor pek bilmesem de sonuçta belli kriterler mevcut. tahminlerime göre karma dediğimiz şey aldığımız artı oylar eksi eksi oylar (iki eksi art arda geldi artı olur mu?). ulupuan ise daha bir kompleks bir şey olsa gerek, yazdığımız entrylerden aldığımız puanlar, artı oylar, eksi oylar, istatistik dereceleri vs. yani öyle olmalı ama kabul edeyim onun da çok komplike bir şey olduğunu düşünmüyorum.
bu kadar giriş yeter, önerim şu sözlüğe kabul edilen yazarlara belli bir süre tanıyalım, bu süre içerisinde bu yazarların her şeylerini takip edip bir puanlama yapalım. bu puanlama sistemi şu kriterlere göre belirlenebilir:
-girilen entry sayısı
-alınan artı oy
-alınan eksi oy
-açılan başlık sayısı
-silinen entry sayısı
-silinen başlık sayısı
-başarılı gammazlamalar
-başarısız gammazlamalar
-oylama sayıları
-gün sonunda beğenilenler listesinde olmak
-girilen entrylerin kelime bazında uzunlukları
bu listede "oylama sayıları" işi manipülasyona açık. ama her halükarda sözlüğe katkısı olur. gerekirse entry başına oylama süresi 10 sn den 15 saniyeye çıkarılabilir. böylece seri oy verenlerin okumadan oy verme istekleri azalır. okuyarak oy verenler de zaten ortalama bir entry i 15 saniyeden daha fazla sürede okur sanırım.
herneyse tüm bu maddeler göz önüne alınarak oluşturulan puan belli sürelerde denetlenir. örneğin denilebilir ki 6 ay içerisinde 200 ulupuan yapamayan sözlükten atılacaktır. ya da 0-150 arası atılacak, 151-175 arasına ekstra 1 ay tanınacak, 176-200 arasında ekstra 3 ay tanınacak gibi.
tanınan süre zarflarında sözlüklerde entry girdiği halde yeterli puanı sağlayamamış kişilere güle güle diyeceğiz. sözlüğe girmeyen yazarlar için de durum daha farklı değerlendirilebilir. yani bir yazar 6 ay sözlüğe hiç giriş çıkış yapmadıysa veyahut aktivitesi yok ise o yazar silinmek yerine kenarda tutulabilir.
bu saydığım önlemler sözlükte yüzde yüz bir temizleme yapmayacaksa bile, bir çok trolü eleyeceğinden, burayı daha yaşanası bir yer yapacağından eminim. tüm bunlar olurken moderasyon yetkililerinin sayısı da artmalı ve böylece daha sıkı ve çabuk bir kontrol mekanizması da tahsis edilmeli.
bu sayılanlara ek önerisi olan arkadaşlar varsa beklerim. bu sözlük hepimizin.
edit: hayret edilesi, çözüm aradığım ve bir çözüm sunduğum şu entrynin eksilenmesi çok enteresan. troller bu fikri beğenmedi.
neresinden başlasam bilemedim. sözlüğün düşen seviyesi malum. sol frame maalesef abaza ve troll mekanı. arada yazılan 3-5 iyi entry'de ne oylanıyor, ne okunuyor. ciddi bir şeyler yazılan başlıkların altına nerdeyse entry girilmiyor. özellikle son nesillerde rastladığımız bir özellik olarak kimse sözlük formatına uymuyor. geçtim ufak tefek hataları, bildiğiniz bazı başlıklar forum başlıklarına dönüyor ki türkiye'deki sıradan forumlar bile bura kadar seviyesiz değil maalesef. kimin kime küfrettiği, hakaret ettiği belli değil. sözlükteki bir çok entry 3 kelime 5 kelime. yani maalesef tanım değil. bkz'ların amacı dahilinde kullanıldığını görebilmek mümkün değil. daha saysak neler neler çıkar eminim, benim aklıma şu an gelenler bunlar.
peki tüm bunlar olurken moderasyon nerede? geri zekalı mı bizim moderasyon mensupları, sol tarafta açılan başlıkları hoş karşılayan kişiler mi? elbette sanmıyorum. yani kim ergenliğe yeni girmiş veyahut bir türlü çıkamamış, beyinleriyle cinsel organları yer değiştirmiş, seviyesiz ve trolce entryleri giren yazarları hoş karşılar ki? hiç kimse. peki neden karışmıyorlar? cevap çok basit, ne kadar çok üye varsa sözlüğe reklam alma işi o kadar kolay oluyor ya da sözlüğe alınan reklamın ücreti yüksek oluyor. yani kabul edelim, bu sözlük bilimsel ve entellektüel konuşmaların yapıldığı bir sözlük olsa şu an burada olan kişilerin yüzde kaçı bu sözlüğe uğrar?
ben uğrarım ve tanıdığım daha bir çok kişi de uğrar. her ne pahasına olursa olsun bu sözlüğün kalitesi artmalı. bunun için bazı önerilerim var ve bunları sıralamak isterim.
bildiğimiz üzre sözlükte bir adet karma, bir adet ulupuanımız var. bu puanlama sistemi tam olarak neye göre yapılıyor pek bilmesem de sonuçta belli kriterler mevcut. tahminlerime göre karma dediğimiz şey aldığımız artı oylar eksi eksi oylar (iki eksi art arda geldi artı olur mu?). ulupuan ise daha bir kompleks bir şey olsa gerek, yazdığımız entrylerden aldığımız puanlar, artı oylar, eksi oylar, istatistik dereceleri vs. yani öyle olmalı ama kabul edeyim onun da çok komplike bir şey olduğunu düşünmüyorum.
bu kadar giriş yeter, önerim şu sözlüğe kabul edilen yazarlara belli bir süre tanıyalım, bu süre içerisinde bu yazarların her şeylerini takip edip bir puanlama yapalım. bu puanlama sistemi şu kriterlere göre belirlenebilir:
-girilen entry sayısı
-alınan artı oy
-alınan eksi oy
-açılan başlık sayısı
-silinen entry sayısı
-silinen başlık sayısı
-başarılı gammazlamalar
-başarısız gammazlamalar
-oylama sayıları
-gün sonunda beğenilenler listesinde olmak
-girilen entrylerin kelime bazında uzunlukları
bu listede "oylama sayıları" işi manipülasyona açık. ama her halükarda sözlüğe katkısı olur. gerekirse entry başına oylama süresi 10 sn den 15 saniyeye çıkarılabilir. böylece seri oy verenlerin okumadan oy verme istekleri azalır. okuyarak oy verenler de zaten ortalama bir entry i 15 saniyeden daha fazla sürede okur sanırım.
herneyse tüm bu maddeler göz önüne alınarak oluşturulan puan belli sürelerde denetlenir. örneğin denilebilir ki 6 ay içerisinde 200 ulupuan yapamayan sözlükten atılacaktır. ya da 0-150 arası atılacak, 151-175 arasına ekstra 1 ay tanınacak, 176-200 arasında ekstra 3 ay tanınacak gibi.
tanınan süre zarflarında sözlüklerde entry girdiği halde yeterli puanı sağlayamamış kişilere güle güle diyeceğiz. sözlüğe girmeyen yazarlar için de durum daha farklı değerlendirilebilir. yani bir yazar 6 ay sözlüğe hiç giriş çıkış yapmadıysa veyahut aktivitesi yok ise o yazar silinmek yerine kenarda tutulabilir.
bu saydığım önlemler sözlükte yüzde yüz bir temizleme yapmayacaksa bile, bir çok trolü eleyeceğinden, burayı daha yaşanası bir yer yapacağından eminim. tüm bunlar olurken moderasyon yetkililerinin sayısı da artmalı ve böylece daha sıkı ve çabuk bir kontrol mekanizması da tahsis edilmeli.
bu sayılanlara ek önerisi olan arkadaşlar varsa beklerim. bu sözlük hepimizin.
edit: hayret edilesi, çözüm aradığım ve bir çözüm sunduğum şu entrynin eksilenmesi çok enteresan. troller bu fikri beğenmedi.
öncelikle belirtmek isterim ki başlığı türkiye'ye göre açtım fakat bu maç amerika'da 19 şubat 2015 tarihinde oynanıyor.
tanıma gelecek olursak, nba'e verilen all star arasından sonra oynanan ilk maç. şu an itibari ile tnt'den izlemekteyim.
bir dallas mavericks sever olarak dallas'ın 3. çeyrek itibari ile 22 sayı geri düşmesine üzülmüştüm ki mola geldi. moladan sonra biraz toparlanma yaşadı dallas ve 6-0 seri ile başladı, şu an fark 16. zor ama umarım geri dönerler.
tanıma gelecek olursak, nba'e verilen all star arasından sonra oynanan ilk maç. şu an itibari ile tnt'den izlemekteyim.
bir dallas mavericks sever olarak dallas'ın 3. çeyrek itibari ile 22 sayı geri düşmesine üzülmüştüm ki mola geldi. moladan sonra biraz toparlanma yaşadı dallas ve 6-0 seri ile başladı, şu an fark 16. zor ama umarım geri dönerler.
maalesef motta'nın sarsak oyunu sebebiyle daha maçın ilk yarısında attığım tweet gerçek oldu, motta ağzımıza sıçtı. sağlık olsun, ümitler 2. maça.
tanım: beşiktaşımızın 1-0 kaybettiği maç.
tweetler: maç heyecanıyla ikinci tweet de özne yüklem uyumsuzluğu bile yapmışım.
görsel
tanım: beşiktaşımızın 1-0 kaybettiği maç.
tweetler: maç heyecanıyla ikinci tweet de özne yüklem uyumsuzluğu bile yapmışım.
görsel
başlık garip gelecek ama gerçek olan durumdur.
öncelikle belirtmek isterim ki 9 sene önce bir fen lisesinden mezun olmuş biri olarak bu gerçeğin farkına hemen hemen yeni vardım. benim mezun olduğum erzurum ibrahim hakkı fen lisesi adına konuşacak olursam, benim okuduğum dönem olan 2002-2006 arasında vizyon sahibi hoca sayısı sıfır (rakamla 0) idi.
derslere girip çıkan hocaların öğrenciye hiçbir şey vermedikleri veremedikleri gerçeğinin yanı sıra, çoğu yobaz ve o günün jargonuyla cemaatçi, bugünün jargonuyla paralelciydi. maalesef bazı derslerimizde notlar abilere ya da ablalara gidip gitmeyişimize göre verilirdi.
benim takıldığım nokta bu değil. bu okullarda öğrenciler okuması gerektikleri alanlar hususunda doğru yönlendirilemiyorlar, benim takıldığım nokta bu. eğer bir öğrenci, hangisi olduğu önemli değil, tıp, dişçilik veyahut eczacılık fakültelerini kazanıyorsa o öğrenciler harika yok efendim geri kalan mühendislik vs. alanları kazanıyorlarsa hep bir dudak bükme. kazanılan mühendislik odtü, boğaziçi ya da itü olsa dahi herhangi bir şehirde tıp fakültesi kazanmış öğrenci kadar değeri olmaz. hal böyle olunca o mükemmel sayısal zekalı insanlar kusura bakmasınlar ama sırf yanlış yönlendirme ve para kazanma hırsıyla gidip tıp okuyorlar ve 6 sene sonra mezun olup reçete yazmaya başlıyorlar.
bakın yanlış anlaşılmasın, doktorluk mesleğini küçümsemiyorum, asla. haddime olmadığı gibi her meslek grubunun eşit derecede önemli olduğunu düşünen biri olarak küçümseyemem. lakin bazı kişilerin zekası, eğer akademisyen doktor olmayıp literatüre katkı yapmayacaksa, doktorluk mesleğiyle körelip gidiyor ve bence harcanıyor. oysaki benim okuduğum dönemde tanıdığım insanların çoğu, amerika'da dahi okusalar çok büyük başarı elde ederler ve hatta çoğunun ismini 20 yıl içinde gazetelerde şurda burda duyabilirdik, görebilirdik.
ha benim okuduğum dönem içerisinde adını gazetelerde gördüğüm arkadaşım olmadı mı, oldu. fakat tam da bahsettiğim duruma paralel olarak adını gazetelerde duyduğum arkadaşlarım doktor değil, mühendisti.
işin özü fen liseleri sadece mühendis yetiştirsin demiyorum. bu okullara daha vizyon sahibi eğitimciler atansın ve körpecik beyinleri "doktorluk en büyük başarı" mantığıyla yetiştirmesinler. bu ülkenin gelişebilmesi için doktordan çok mühendise ihtiyacı var bunu unutmamak lazım.
öncelikle belirtmek isterim ki 9 sene önce bir fen lisesinden mezun olmuş biri olarak bu gerçeğin farkına hemen hemen yeni vardım. benim mezun olduğum erzurum ibrahim hakkı fen lisesi adına konuşacak olursam, benim okuduğum dönem olan 2002-2006 arasında vizyon sahibi hoca sayısı sıfır (rakamla 0) idi.
derslere girip çıkan hocaların öğrenciye hiçbir şey vermedikleri veremedikleri gerçeğinin yanı sıra, çoğu yobaz ve o günün jargonuyla cemaatçi, bugünün jargonuyla paralelciydi. maalesef bazı derslerimizde notlar abilere ya da ablalara gidip gitmeyişimize göre verilirdi.
benim takıldığım nokta bu değil. bu okullarda öğrenciler okuması gerektikleri alanlar hususunda doğru yönlendirilemiyorlar, benim takıldığım nokta bu. eğer bir öğrenci, hangisi olduğu önemli değil, tıp, dişçilik veyahut eczacılık fakültelerini kazanıyorsa o öğrenciler harika yok efendim geri kalan mühendislik vs. alanları kazanıyorlarsa hep bir dudak bükme. kazanılan mühendislik odtü, boğaziçi ya da itü olsa dahi herhangi bir şehirde tıp fakültesi kazanmış öğrenci kadar değeri olmaz. hal böyle olunca o mükemmel sayısal zekalı insanlar kusura bakmasınlar ama sırf yanlış yönlendirme ve para kazanma hırsıyla gidip tıp okuyorlar ve 6 sene sonra mezun olup reçete yazmaya başlıyorlar.
bakın yanlış anlaşılmasın, doktorluk mesleğini küçümsemiyorum, asla. haddime olmadığı gibi her meslek grubunun eşit derecede önemli olduğunu düşünen biri olarak küçümseyemem. lakin bazı kişilerin zekası, eğer akademisyen doktor olmayıp literatüre katkı yapmayacaksa, doktorluk mesleğiyle körelip gidiyor ve bence harcanıyor. oysaki benim okuduğum dönemde tanıdığım insanların çoğu, amerika'da dahi okusalar çok büyük başarı elde ederler ve hatta çoğunun ismini 20 yıl içinde gazetelerde şurda burda duyabilirdik, görebilirdik.
ha benim okuduğum dönem içerisinde adını gazetelerde gördüğüm arkadaşım olmadı mı, oldu. fakat tam da bahsettiğim duruma paralel olarak adını gazetelerde duyduğum arkadaşlarım doktor değil, mühendisti.
işin özü fen liseleri sadece mühendis yetiştirsin demiyorum. bu okullara daha vizyon sahibi eğitimciler atansın ve körpecik beyinleri "doktorluk en büyük başarı" mantığıyla yetiştirmesinler. bu ülkenin gelişebilmesi için doktordan çok mühendise ihtiyacı var bunu unutmamak lazım.
(bkz: cağ kebabı)
(bkz: kadayıf dolması)
(bkz: soğuk)
(bkz: dadaş)
not: aslen tokat, turhallı olmama rağmen 25 sene 6 ay erzurum'da yaşamış olmanın hissiyatıyla kendimi bir yandan da erzurum'lu gibi hissetmekteyim.
(bkz: kadayıf dolması)
(bkz: soğuk)
(bkz: dadaş)
not: aslen tokat, turhallı olmama rağmen 25 sene 6 ay erzurum'da yaşamış olmanın hissiyatıyla kendimi bir yandan da erzurum'lu gibi hissetmekteyim.
seksendört'ün akuistik performansıyla daha bir güzelleşen, şarkı. merak edenler şurdan izleyebilirler ve dinleyebilirler.
https://www.youtube.com/watch?v=Q9zeLNHJsz8
son günlerde yaşadığımız kötü olaylar ve toplumsal psikolojinin diplerde dolandığı gerçeğiyle birleşince daha da anlamlı sanki.
"masum değiliz hiçbirimiz"
https://www.youtube.com/watch?v=Q9zeLNHJsz8
son günlerde yaşadığımız kötü olaylar ve toplumsal psikolojinin diplerde dolandığı gerçeğiyle birleşince daha da anlamlı sanki.
"masum değiliz hiçbirimiz"
öncelikle belirtmek isterim ki "bug" kelimesinin çevirisini "hata" olarak mı yapayım diye düşündüm fakat durumu tam olarak karşılamadığını fark ettim. bilgisayar programlama ya da bilgisayar mühendisliği alanında okuyan arkadaşlar bu yazacağım duruma tam olarak ne dendiğini söyleyebilirler sanırım.
şimdi hata şu, normalde biz yazarlar entryleri okuyoruz değil mi, sözlükler bunun için varlar sonuçta. hah tam da bu noktada, eğer yazılmış entry güzel ise ya da tam tersi ağır trol ise (yani hemen hemen her durumda) ve yazarı tanımıyorsam yazar bilgilerine bakarım. takip etmeye değer mi, daha önce ne yazmış vs. merak ederim.
hata da tam bu noktada kendini gösteriyor. bu işlemi yaptıktan sonra yani yazar bilgi penceresini kapattığımda sayfa en üste geliyor. yani bir nevi "home" tuşunu kullanmışım gibi oluyor. oysa böyle olmaması lazım, sayfa kaydırdığımız yerden devam etmesi lazım. bu bana kalırsa basit bir kodlama hatası ve düzeltilebilir bir şey. bu sebepten yazmak ve moderasyonu uyarmak istedim.
eleştiri: sözlükte genelde 3 kelime entry girildiğinden sayfalar kaydırılacak kadar uzamıyor, belki bu yüzden gözünüze çarpmamıştır.
not: ağır işsiz olduğuma dair yorumlar gelecektir elbet, hazırlıklıyım.
peşin not: sözlük formatı bilmeyen, hayatında bir kez dahi okumayan, burayı forum siteleriyle karıştıran bazı yazarlarımız olacaktır her zamanki gibi. onları entry girmeden önce sözlük formatını okumaya davet ediyorum.
(bkz: sözlük formatı)
son not: ingilizce q klavye ile türkçe yazdım. gözümden kaçan harf hatalarını mesajla bildirebilirsiniz elbet.
şimdi hata şu, normalde biz yazarlar entryleri okuyoruz değil mi, sözlükler bunun için varlar sonuçta. hah tam da bu noktada, eğer yazılmış entry güzel ise ya da tam tersi ağır trol ise (yani hemen hemen her durumda) ve yazarı tanımıyorsam yazar bilgilerine bakarım. takip etmeye değer mi, daha önce ne yazmış vs. merak ederim.
hata da tam bu noktada kendini gösteriyor. bu işlemi yaptıktan sonra yani yazar bilgi penceresini kapattığımda sayfa en üste geliyor. yani bir nevi "home" tuşunu kullanmışım gibi oluyor. oysa böyle olmaması lazım, sayfa kaydırdığımız yerden devam etmesi lazım. bu bana kalırsa basit bir kodlama hatası ve düzeltilebilir bir şey. bu sebepten yazmak ve moderasyonu uyarmak istedim.
eleştiri: sözlükte genelde 3 kelime entry girildiğinden sayfalar kaydırılacak kadar uzamıyor, belki bu yüzden gözünüze çarpmamıştır.
not: ağır işsiz olduğuma dair yorumlar gelecektir elbet, hazırlıklıyım.
peşin not: sözlük formatı bilmeyen, hayatında bir kez dahi okumayan, burayı forum siteleriyle karıştıran bazı yazarlarımız olacaktır her zamanki gibi. onları entry girmeden önce sözlük formatını okumaya davet ediyorum.
(bkz: sözlük formatı)
son not: ingilizce q klavye ile türkçe yazdım. gözümden kaçan harf hatalarını mesajla bildirebilirsiniz elbet.