bugün

entry'ler (148)

ielts sınavı denkliğinin kaldırılması

Ülkemizin en saygın kurumlarından biri olan ÖSYM kendi yaptığı YDS' ye denkliği olan IELTS'in denkliğini kaldırdı!
Zaten ne yapsalar haklılar! Siz ingilizlerin haddine mi düşmüş bizim ingilizcemizi ölçmek? Bizde her sınavı şaibeli, olaylı bir kurum dururken, size yedirirler mi sandınız? Sen bu sınavı 130 dan fazla ülke de tanıtmış, kabul ettirmiş olabilirsin. Ama burası Türkiye!!

IELTS ,1989 yılında Cambridge Üniversitesi tarafından başlatılan sınav Yabancılar için ingilizce Sınav Merkezidir, British Council ve IDP Eğitim Ltd tarafından düzenlenmektedir.
Cambridge Üniversitesi (University of Cambridge) ingiltere'de bir üniversitedir.Bu üniversiteden mezun olanlar Isaac Newton, Charles Darwin, William Harvey, Paul Dirac, J. J. Thomson, Ernest Rutherford, Jane Goodall, James Clerk Maxwell, Francis Crick, Alan Turing, Stephen Hawking bunlardan bazılarıdır.

Cambridge'i ingiltere'de küçük bir kasaba sanıyorlar göt kılları...

17 23 aralık yolsuzluk süreci

17 aralık - akp'li bakan ve çocuklarının da içerisinde bulunduğu bir kara para aklama ve rüşvet davası açıldı. (bkz: 17 aralık 2013 ihale ve rüşvet operasyonu) bunların bırakın dava konusu olması ima edilmesi bile neredeyse ülkede yasaktır. bu, operasyonun etkisini katlar. insanlar bu operasyonun burada kalmayacağına, akp'nin en yumuşak karnı olan ihale verme, ihaleye fesat karıştırma, kamu mallarının satılması gibi konularda yapılmış olması kuvvetle muhtemel yolsuzluklara gideceğine inanır. bu sırada akp'den konuyla ilgili ilk adım gelir.

18 aralık - (bkz: 5 emniyet müdürünün görevden alınması) bu adımın atılması ile beraber artık akp'nin operasyonun ilerlemesini engellemek istediği kanısı oluşur. hamlenin burada kalmayacağı açıktır.

18 aralık - akp operasyon devam ederken soruşturmayı yöneten iki savcının yanına "işlerin hızlandırılması" kisvesi altında iki yeni savcı daha ekledi. bu durumun operasyonun seyrine müdahale olduğu oldukça açıktı. bu iki savcının nasıl değerlendirileceği bir gün sonra ortaya çıkacaktı.

18 aralık - poliste görevden almaların ardı kesilmedi. 40'a yakın ilin kaçakçılık ve organize şube müdürleri görevlerinden alındı. takip eden bir iki günde görevden alınan yüksek rütbeli polis sayısı 100'ü aştı. bu görevden alınmaların bu kadar seri şekilde yapılabilmesi cemaat'in fişlenme iddialarını doğrular nitelikteydi neredeyse.

18 aralık - hsyk'nın aldığı bir kararla savcılar ve hakimlerle ilgili soruşturma yetkisi adalet bakanlığına bağlandı. bağımsız olması gereken yargının, bağlandığı cemaatten alınıp doğrudan hükümete bağlanması adına atılmış önemli bir adım oldu.

19 aralık - (bkz: 19 aralık 2013 hüseyin çapkın ın görevden alınması) ile birlikte en yüksek rütbeli polis görevden alındı. ancak çapkın'ın görevden alınma sebepleri diğerlerinden biraz farklıydı. akp, kendisiyle ilgili bu düzeyde bir operasyon hazırlığı yapılırken koskoca il emniyet müdürünün bu operasyonu fark ederek deşifre edememesini cezasız bırakmadı. akp'nin ilk günlerde yaptığı "iç işleri bakanın oğlu göz altına alınıyor ama bize haber verilmiyor" içerikli açıklamaları kendi yargısını nasıl oluşturduğunu da deşifre ediyordu aynı zamanda. çünkü tüm hukuk kuralları soruşturmanın gizliliğini korumuş ve bu konuda polisi iç işleri bakanına (yani iktidara) değil soruşturma savcısına bağlamıştır. artık akp'nin bu işten ne kadar tedirgin olduğu kesinleşmişti.

19 aralık - hüseyin çapkın'dan boşalan koltuğa alelacele hiçbir polislik altyapısı olmayan ve bugüne kadar kimsenin dikkatini çekmemiş (bkz: selami altınok) atandı. bu atama kamuoyu tarafından bir zamanlar yök'e yapılan yusuf ziya özcan atamasına benzetildi. (bkz: 39098711) (tamam yalnız ben benzetmiş olabilirim belki. ama ben de komuoyunun bir parçası değil miyim yahu!)

19 aralık - (bkz: 1 savcı yanına 2 savcı verip onay için 2/3 istemek) istanbul cumhuriyet başsavcısı turan çolakkadı savcılara "soruşturmada iki savcının onayı olmadan hiçbir adım atılamayacağına" dair bir yazı gönderdi. nihayet hükümet soruşturmada ipleri eline aldı. işte o haber

19 aralık - (bkz: operasyona yayın yasağı getirilmesi) istanbul cumhuriyet başsavcılığı rtük ve telekomünikasyon iletişim başkanlığı’na bir yazı yollayarak soruşturmanın gizliliğini ihlal edecek ya da kişileri suçlu gösterecek yayınlarla ilgili tedbir alınmasını istedi. artık iş iyice rayından çıkmıştı. akp tarafından atılan her adım kendi suçluluğunun bir itirafı olarak kabul görmeye başladı. ülkenin geçmiş dönemde yaşadığı birçok kritik davada belgelerin nasıl gazetelerde manşet olduğu, bu yayınların iktidar tarafından nasıl alkışlandığı kimsenin gözünden kaçmamıştı.

19 aralık - (bkz: 19 aralık 2013 sadullah ergin çolakkadı görüşmesi) akşam saatlerinde adalet bakanı istanbul cumhuriyet başsavcısıyla bir şeyler konuştu. toplantının, yarınki halısaha maçına gelemeyecek arkadaşların yerine yenilerini bulmak için yapıldığı iddia edildi. (içine zaytung kaçmış suser)

20 aralık - (bkz: masak başkan yardımcısının görevden alınması) maliye bakanlığı'na bağlı mali suçları araştırma kurulu başkan yardımcısı faruk elieyioğlu görevden alındı. faruk eliyioğlu soruşturmayı maliyeden onaylayan kişiydi.

20 aralık - (bkz: 20 aralık 2013 trt de görevden almalar) valla bunun soruşturmayla ilgisini pek kuramadım ama "pis cemaatçiler kadrolarımızdan defolun" hamlesi olması muhtemel.

20 aralık - bakan çocuklarının da dahil olduğu birçok sanık tüm savcıların ortak kararıyla tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildi. bu adımın akp adına gerçekten çok kritik olduğunu düşünüyorum. bu hamle ile tüm yurda "bakın yargıya müdahale etmiyoruz. sonradan giren savcılara rağmen operasyon oy birliğiyle ilerliyor." deme fırsatı buldular. belli ki bu bakanları kurtarmaya çalışmayacak akp. sadece olayı en az hasarla kapatmak istiyor partisi adına. esas hedef soruşturmanın ilerleyerek tayyip erdoğan'a ulaşmasını engellemek.

21 aralık - (bkz: 21 aralık 2013 adli kolluk yönetmeliği) bu değişiklikle içişleri bakanlığı ve adalet bakanlığı'nca ‘adli kolluk yönetmeliği’nde yapılan değişikliğe göre emniyet ve jandarma görevlilerinin, adli olaylarda amirlerine bilgi verme zorunluluğu getirildi. artık amacın ne olduğu konusunda kimsenin bir şüphesi kalmıyor; akp, her şeyi kabak gibi göz göre göre yapmak zorunda kalıyordu. aslında akp her şeyi zaten göstere göstere yapıyordu; ama ülkedeki gayrı resmi yayın yasakları sebebiyle kimse olup bitenlerden haberdar olamıyordu. bir şekilde toplumda fark edilirse, insanlar kızlı erkekli tartıştırılıp yola devam ediliyordu.

22 aralık - (bkz: basın mensuplarının emniyet binalarına alınmaması) istanbul emniyet müdürlüğü tarafından yapılan yazılı açıklamayla, türkiye genelinde basın mensuplarının bugünden itibaren emniyete girişlerinin yasaklandığı duyuruldu. bu yasak aslında mehmet baransu'nun ve onun gibi gazetecilerin önünü kesmek için atılmış bir adamdı. 1 gün önce yeni istanbul emniyet müdürü'nün, mehmet baransu'nun emniyet müdürlüğüne girişi hakkında inceleme başlattığı haberleri medyaya düşmüştü. baransu akp'nin en palazlandığı dönemlerde elde ettiği ayrıcalıkları gene akp döneminde kaybediyordu. devrim kendi evlatlarını yemeye devam ediyordu.

22 aralık - istanbul emniyet müdürlüğünde 25 şube ve ilçe emniyet müdürünün daha görev yerleri değiştirildi. artık emniyetteki görevden almalar kanıksanmaya, haber değerini kaybetmeye başlıyordu. bu görevden almaların sadece bu operasyonla ilgili olmadığını, esas amacın ülkenin bir çok şehrinde yapılması muhtemel belediye yolsuzluk soruşturmalarının önüne geçmek olduğu akp medyasınca açıklandı. yolsuzluğun değil bunu soruşturmanın aleni suç sayıldığı pervasız bir döneme merhaba diyorduk.

23 aralık - 2006 yılında yasa dışı dinlemeleri engelleme bahanesiyle kurulan ve tüm yasa dışı dinlemelerin merkezi olan telekomünikasyon iletişim başkanlığı'na bir yıldır yapılamayan atama gerçekleştirildi. mit'te hakan fidan'a olan yakınlığıyla tanınan (bkz: ahmet cemaleddin çelik) bundan sonra telefon dinlemelerinin başındaki kişi olacaktı. böylece bakanların ve iktidarın yasa dışı dinlenmesi ve bunların kamuoyuna yansımasının da önüne geçilmiş oluyordu. artık iktidar kimi yasa dışı dinleyeceğini de cemaate soracak değildi. dönem "yasa dışı dinlemeyi de en iyi biz biliriz" dönemi olarak kayıtlara geçti.

23 aralık - polis teşkilatındaki rutin görevden almalar devam etti. en düşüğü şube müdürü düzeyinde gerçekleşen görevden almalar bugün itibariyle 135 kişiye ulaştı:

7 emniyet müdürü
13 emniyet müdür yardımcısı
14 daire başkanı
101 şube müdürü

bu görevden almalarla, birilerinin yıllardır varlığını iddia ettiği için ömür boyu hapis cezalarıyla cezalandırılmasını sağlayan çete, ülkenin en yetkili ağzından onaylanmış oluyordu. bu zaten çokça dillendiriliyordu ama "ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz" düsturundan yola çıkılacak olursak yukarıdaki rakamlarla iş artık resmiyete dökülüyordu. akp, kendi eliyle oluşturduğu çeteyi hızlı bir şekilde yine kendi eliyle tasfiye etmeye başlamıştı.

bu tasfiyenin, ülkenin en büyük yolsuzluğunu ortaya çıkardığı için yaşanmış olması ise bu coğrafyaya özgü trajikomik hadiseler sınıflandırmasında üst sıraları zorlayacak cinstendi. soruşturmadan ve yaşanması muhtemel benzeri tüm soruşturmalardan giderek ümit kesilir oldu.

devlete itirafım var

Bu koyunlaşmaya yüz tutmuş milleti birer kurt halinde görmemek ve şuan ki güncel sorunları geçiştirmek için ;

1. Milliyetçilik kullanıldı.
2. Din kullanıldı
3. Aile kavramı kullanıldı.

Yapmacık düşüncelere ve insanlara tek bir sözüm var Fuck off...

memleket suali

Ben aslında Adana da doğdum ama kendi memleketimi (urfa/birecik) diye söyler dururum.Sorarlar hep;

+ (Neden?) diye.
- Bana ait güzel anılar yok ki orda ,insan kendini nereye ait hissederse oralı oluyo işte
hele birde bıraktığı yerle bütün bağları kopmuşsa, orada hatırlayacağı kimse kalmamışsa yada onu
hatırlayacak kimse yoksa ; yanlızlık denilen o kaca boşluğu doldurmak için başka yerlerde
başkalarına sarılmışsa dört elle, nerde nefes alabiliyosa oralı oluyo işte insan...

en yakındaki kitabın 93 sayfasının 4 cümlesi

'' ve kız sessizce sokuldu yanıma ama konuşmuyordu adeta her nefes alışında haykırıyordu beni istediğini...''

nihat doğan

Bir insan demosunun gariptir ki kendinden 3. tekil şahıs gibi bahsetmesinden doğan saçmalık abidesi...

makine mühendisliği

okutulan bazı derslerinden ders hocalarının bile pek fazla bişey anlamadığı garip bölüm...
hayır, geçtim ben bu derslerden bi de ona şaşıyorum.

(bkz: makina elemanları)
(bkz: akışkanlar mekaniği)
(bkz: mekanizmalar)

okulu bitirirken ne kadar fazla teorik bilgiye sahip olursanız olun, pratik eksikliği nedeniyle maymun yerine konulacağınız meslektir. zira siz makina elemanları dersinde civataya gelen gerilimleri hesaplamayı öğrenmişsinizdir de bir kaplin nedir ya da flanş çeşitleri nelerdir vs. bilmezsiniz, bilseniz dahi isim bazında kalır bilgileriniz. dolayısı ile şebek yerine konulabilirsiniz bazen. akışkanlar mekaniğine kök söktürüp, imalat konusunda at koşturuyor olmanız ilgilendirmez kimseyi. tabi bu gibi eksikliklerden yararlanıp, kendini büyük görmeye çalışanlar genellikle, mekanik işlerinin alt kademelerinde bulunan kişilerdir ki onlarda çoğu zaman işi götüren ve kurtaran adam pozisyonunda olmalarına rağmen bir çekememezlik duyarlar size karşı. okuyup diploma sahibi olmanız bir suçmuş gibi hissettirilir makina mühendisliğinde.
bunun tersine mesleki olarak yüksek kademelere çıkıldıkça, alınan keyifin de arttığı mesleklerdendir. zira, tamam ben oldum artık diyemezseniz asla. mutlaka daha yaratıcı bir çözüm vardır. eşekçe bir hata yapmış olsanız bile, nedenleri üzerinde dakikalarca toplantı yapılabilir ve bu toplantı sonunda kendinize yeni bilgiler sağlamış olabilirsiniz. özellikle şirketinizin tecrübeli olmadığı bir alanda görevli makina mühendisi olmak, keyiflerin en büyüğüdür. zira her zaman danışacak birisine sahip olmakla birlikte, medet umulan adam pozisyonunda siz varsınızdır ilk etapta ve bilgi toplayıp çözüm üretmenin keyfine varırsınız.
her tür mühendislikte çözüm üretme keyfine varmak mümkün olsa da; 4 senelik eğitim ve ardından gelen 2-3 senelik tecrübe yardımı ile daha işin başında olacağınız ender mühendisliklerdendir. hayata toz pembe bakmıyorsanız kendinizi öyle kolayca adamdan sayamazsınız makina mühendisliğinde. bir şekilde diğer mühendisliklerden daha fazla kasıldığımızı düşünsek de, diğerlerinden daha iyi olduğumuzu düşündürtmeye izin vermeyendir makina mühendisliği.

mete nin grubuna isim önerileri

(bkz: grup atın intikamı)

ösymnin herkesi göt etmesi

yer : adana
tarih: 27.03.2011
sınav: ygs
neden: süre sıkıntısı
sonuç: önümüzdeki maçlara bakalım!

aslında herkez aklından geçirmiyor da deil hani bu sınavda süre yetmezse ne olacak diye
ve olan oldu matematik bölümünde yapılabilir ve bi okadar da uğraştıran sorular çıkınca
haliyle herkezin hüsran olduğu durumdur.

chp liderlerindeki ahlak sıkıntısı

(bkz: sıkıntı var beyler dağılın)

her derbi sonu boktan taraftar muhabbeti

an itibariyle 18 mart günü gerçekleşen alışılagelmiş,
uyduruktan teyyare konuşmalardır.

(bkz: g te giren şemsiye açılmaz) diye bir söz vardır arkadaşlar.

askerler katledilirken bir şarkıcının olay olması

bunun sadece tek bir açıklaması vardır;
insanlar küstahtir.
evt,tek açıklaması budur.dağdaki, ovadaki gençler ülkelerini korumak için
kanlarını,terlerini dökerken diyer tarafta yeri geldiğinde pkk ya bile yardımı
dokunmuş bir sanatçının vurulmasından olay çıkartılmasıdır.

peki kendinize bir türk vatandaşı olarak şu sorunsalı aynı olay başınıza
gelse acaba ne olurdu?

ben hemen cevabını verim:

büyük bir hiç...

tipine uludağdan kaydığım

an itibariyle justin bieber'dır.

laikliğin hat safhaya ulaştığı durum

şahsen benim anıtkabir'in önünden geçerken duyduğum hazdır.

2011 öğrenci affı

2011 öğrenci affı olarak adlandırılabilecek olan kanun "25.02.2011 tarihli 1.mükerrer resmi gazete"de yayınlanmıştır. kanunun başlığı "bazi alacaklarin yeniden yapilandirilmasi ile sosyal sigortalar ve genel sağlik sigortasi kanunu ve diğer bazi kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik yapilmasi hakkinda kanun"

linki http://www.resmigazete.go...r/...11/02/20110225m1.htm

bu kanun içinde öğrenci affı ile ilgili bölüm: "madde 173- 2547 sayılı kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir" diye aratılıp bulunabilir.

bu geçici maddenin başvuru tarihi ile ilgili bölümünü de kopyalıyorum:

"bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş ay içinde ilişiklerinin kesildiği yükseköğretim kurumuna başvuruda bulunmaları şartıyla bu kanunun 44 üncü maddesinde belirtilen esaslara göre 2011-2012 eğitim-öğretim yılında öğrenimlerine başlayabilirler. 2010-2011 eğitim-öğretim yılı bahar dönemi için bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren on gün içinde başvuranlardan durumu kurumlarınca uygun bulunanlar 2010-2011 eğitim-öğretim yılı bahar döneminde eğitim-öğretime başlayabilirler. "

yani bu aftan yararlanmak isteyenler 25 şubat 2011'den itibaren 5 ay içinde başvurabilirler. ilk 10 gün içinde (yani bu da 7 mart 2001 son gün olmak kaydıyla) başvuranlar durumları uygun görülürse 2010-2011 eğitim-öğretim yılı bahar döneminde (yani içinde bulunduğumuz dönem oluyor bu) başlayabilecekler. diğerleri ise 2011-2012 eğitim-öğretim yılında (yani gelecek sene sonbahar döneminde) öğrenimlerine başlayabilecekler.

yani nedir? durumu uygun olanlar 7 ay gibi uzun bir süre kaybetmeyecekler.

allahcc

http://twitter.com/#!/allahcc
anomim bir kişinin açtığı ilginç twitter profil ismidir.
yeri geldiğinde düşündüren,yeri geldiğinde ise güldüren
açıklamalarıyla bir şahısın kendisini allah yerine koyması durumudur.

korku bilmez soyumuz

(bkz: koştursun efenim)

alkol yasağını anıtkabir e şikayete gidiyoruz

(bkz: kafası iyi kemalist)

recep tayyip erdoğan ı anıtkabir e gömmek

(bkz: anıtkabire yapılacak olan saygısızlık)

uzaya çıkan ilk türk ün yapacağı ilk şey

(bkz: kebab)