bugün

entry'ler (551)

6 nesil çok rerörerö

(bkz: altıncı nesil çok rerörerö)

koç burcu erkeği

burcuyla tek övünen burcun erkeğidir. bi taneyiz.

koç burcu kadını

koç burcu erkeğiyle olmayan burç kadınıdır. koç burcu erkeğiyle iktidarlık savaşına girerler kazanan olmayınca sıkılıp kendi yollarına giderler..

sözlüğü terk etse fark edilmeyecek yazarlar

benim nickimin kesinlikle olmayacağı liste. hayranlarım var lan benim. her gün düzenli mesaj atarlar bana. bi gün cevap vermezsem velveleye veriyorlar ortalığı.

koç burcu erkeği

yay burcu kadınlarla doğal bir çekim yaşayan erkektir. ulan son zamanlarda ne zaman bi kızdan etkilensem bakıyorum yay burcu çıkıyor. ama yay burcu da iyidir. koçla mükemmel ötesi uyumu vardır. sözlükteki yay burcu hanımlara selam eder mesaj beklerim.

aşktı bu

darmaduman şarkı, yeri geldiğinde çok fena damar etkisi yapar bu. aşktı bu amına koyim!

uludağ sözlük

artık vakit geçiremesemde burada çok fazla, güzel anılarımın olduğu sözlükmüş şimdi anladım. buradan ufak bir moderasyona sesleniyim de tam olsun. hacı şu yazar resimlerini görelim yakışıklı adamız sergileyemiyoruz kendi... öhöm öhöm neyse.

bugün şöyle eski mesajları kurcaladım da baya kişiyle muhabbet etmişim. eski yazılarıma baktım efsane şeyler yazmışım. türlü şakalar, komiklikler falan. uludağ sözlük halkıda beni sevmiş. en azından 2009 öncesi yazarlar beni sevmişler, bağırlarına basmışlar. resmen duygu seli yaşıyorum şu anda. şurada o kadar yazmazken bile efsane bir zirveye imza atmışım, iki sözlüğü halı saha maçında bir araya getirmişim. merak edenler geçmişimden bakıp görebiilirler. lanet olsun ki kendimi övmeyi farz bilmiş bir insanım. kendimi övmeden duramıyorum. eskiden konuştuğum adamların hepsi sözlükten gitmiş. yeni nesil çok bozdu diye espirimi de yapayım tam olsun bari. şimdi girimi bitirirken ben hala kendimi övmeye devam edicem.

esen kalınız.

abi kardeş diyalogları

sabah whatsupp bildirim sesiyle uyanılır. mesaj abiden gelmiştir. sevgilisine atacağı messajı bana attı herhalde. sabah mahmurluğuyla bende bozmayayım dedim.

abim: günaydın canım :*
ben: günaydın aşkım:*
abim: :p

çiğ köfte kadınları intihara sürüklüyor

(bkz: tembel avrat reyonu)

erkeklerden kızlara tavsiyeler

sakın bir koç burcu erkeğini kıskançlıkla tahrik etmeyin. bunu sakın yapmayın, anlık öfkelenen koç burcu erkeği gözü döndüğünde bir katile bile dönüşebilir. ısrarla tahrikten kaçının.

sözlük yazarlarının pişmanlıkları

hayatımın kadınını bırakmak. aşık olduğun kadını hırsların uğruna neden bırakırsın salak herif, her şeyini sana adamış bir kızı niye bırakırsın. senin için elinden gelenden fazlasını yapan bir kız. of işte amına koyim öyle işte. çok pişmanım. hayvanın tekiyim, itim, başıma ne gelse müstehaktır.

yazar nicklerinden meslek tahmini yapmak

sevdigim kiz abi deyince mahalle delikanlısı.

burnu açık ayakkabının içine çorap giyen mal kız

kendinden utanmayan kızlardır efendim. görünce ben utanıyorum ulan o ne öyle. hadi kendi mideniz yoksa başkalarının midelerini düşünün o ne iğrenç bişi öyle. ıyy. modanızı sikiyim afedersiniz. sakın öyle güzel olduğunuzu falan düşünmeyin la

kendini sikmek

imkansız olay. mecazende kullanıldığı görülmüştür, misal ben düşünüyorum. ulan harbiden kendimi sikesim var.

benim olayım nedir anlamadım ben. 24 yıldır kendimim aslında ama 24 yıl ağaçla yanyana dursan artık onun hislerini anlarsın di mi? yok arkadaş ben kendimi anlayamıyorum. neden böyle gerçekten bende bilmiyorum. kendimi yadırgamaya, dışlamaya başladım artık. neden böyleyim, neden böyleydim? kendimi düzeltmem mi gerekiyor? yoksa gerekmiyor mu? böyle mutlu muyum yoksa değil miyim? kendime tekme tokat dalasımda var. feridun abi ne güzel söylemiş aslında di mi bakın;

Bu gece dumanımda kaybolasım var
Bu gece kendimi unutasım var
Kuş olup uçamayasım.. denize düşüp boğulasım var;
Kendimden kurtulasım var. (bkz: gamlı uçak)

ben çok erken başladım bazılarımızın geç başladığı şeyleri yaşamaya. aslında tek sorunum şu. karşı cinsi arkadaş olarak hiç bir zaman görememek. vurmayın lan godoş değilim tabi ki. 14 yaşımdan beri ıssız adam modundayım. o zamanlar milli olmadık tabi ama var bi şeyler hissediyorum. sex yok ama bi güç var. biriyle en fazla 1 hafta takılıyorum. o zamanlar el ele tutuşmak bile olay zaten. çok mu egoluyum yoksa kendime çok mu güvensizim bilmiyorum gerçekten. yani ne zaman milli olduğumu ne şekilde nasıl yaptığımı başımdan geçenleri tabi ki anlatmayacağım burada yoksa çok uzun sürer. en uzun ilişkilerimden birisi 14 ay sürdü. bunun 12 ayında çok uzaktaydık 2 ayda bir gün falan görüşebiliyorduk sadece. kalan 2 ayda sık görüşmeye başlayınca bende bişeyler bitti. tabi işin içinde yalanlar falan da var. diğeri ise 6 ay. bu da uzak mesafe ilişkisiydi. ikisindende sevişmiyoruz diye ayrıldım. durun hemen vurmayın. benim en sevmediğim şeydir söz tutmamak. konuşurken her şey iyiydi ya? iş icraate gelince tık yok. bu benim için yalandan farksızdır. bilmiyorum belki de ben garip bir insanım. dur anlatıyorum işte, boşuna demiyorum kendimi sikicem diye di mi. sen beni yargılamadan ben kendimi yargılıyorum bile merak etme. bıktım çünkü, neyse konudan uzaklaşıyoruz. bak ne yazacağımı unuttum, dur sakin ol düşününelim biraz. lanet olsun ki garip bi huyum var benim. sevişmekten önce deli gibi sevdiğim insandan en ufak bi yamuk görsem bütün hevesim kaçar benim. aslında sevişememek bahane sanırım, bilmiyorum yani. bahane olmayabilirde. neyse.

çok doyumsuz bi insanım sanırım. birlikte olduğum birisinden daha farklı, daha bana yakın birini görsem direk birlikte olduğum kişiye ilgim bitiyor. ulan diyorum dünyada ne insanlar var. sonra yüz vermiyor bana hayat di mi pezevenk diyeceksiniz, haklısınız da. çabuk tükettim bazı şeyleri. son 1,5 yıldan beri hiç sevgilim olmadı. hayatıma giren kişilere hep fuckbuddy gözüyle baktım. duygusal hiç bir şey hissetmedim. en son seviştikten sonra arkadaşla yatakta konuşacak hiç bir şey bulamayınca kendime dur dedim. ne yapıyordum ben, iğrenç bi insan mıydım? yoksa gerçekten şanslı mıydım? her hafta yatağımda başka biri vardı. belki bazılarına göre şanslıyımdır, bazılarana göre "iğrençsin, ibne"yimdir. bilemiyorum. ben iğrençsin ibne laflarını üzerime alınmaktan hiç gocunmuyorum. haklısınız canlarım. iğrencim amk. neyse benim bi durulma dönemim oldu ki yaklaşık 5 ay falan sürdü. o sırada tabi aşık falan oldum tabi ama allahın sopası yok benim başkalarına yaptıklarımı başkaları bana yaptı. acı da çektim, ağladım, kendimi alkole vurdum. bi şekilde insan atlatıyo tabi. neleri unutmuyor ki insanoğlu di mi?

kendimi sikme isteğim böyle böyle ilerlerken son 1,5 ayda falan yaşadıklarım gerçekten bu isteğimi kabarttı. bilmiyorum yukarıda yazdıklarımı neye istinaden yazdım ama. sanırım çoğu şeyi erkenden tükkettime getirdim lafı bence. heh ne diyorduk? ben en son kendimle ilişkiye giriyordum, narsist değilim ha. sevgi açlığından mıdır, birilerini artık bağlanma tutkusundan mıdır yoksa adını bilmediğim başka bi boktan mıdır nedir benimle her ilgilenen kıza duygu patlaması yaşamaya başladım. ulan bildiğin aşık oluyorum gibi. kendi gözümle olaylara bakıyorum, harbiden kız benimle ilgilenmiş. güldü verecek diye espiri yapmayın bence çok itici oluyor. e tamam diyorum atağa geçeyim, sonuçta artık benimde sevmeye sevilmeye hakkım var değil mi? bence var. arkadaş olmuyor. bazen ne yaparsan yap olmuyor derler ya cidden olmuyor işte. iki bilemedin üç kere bu böyle oldu, içimde patladı olaylar. kendime güvenim azaldı. tabi bundan öncede azalmaya başlamıştı. aslında baktığım zaman giderim var yani. annemler, akrabalar falan der hep bu çocuk çok yakışıklı falan diye, bilemedim.

bi gün bi mucize oldu. hayatıma kırmızı saçlı bi kız girdi. yolda çarpışıp kitap toplamaktan daha acaip bişey yani, anlatsam burda ağzın açık kalır yemin ederim sevgili okur. neyse mevzu o değil. karakteriyle falan gerçekten karşıma çıkmasını dilediğim kız mucizevi bi şekilde karşımdaydı. benimleydi. ilk gördüğüm an aşık olmuştum kendi çapımda, bu arada yavuz çetin'den o'nun şarkısını hediye edemeden duramayacağım kırmızıya. 3-4 gün falan birlikte kaldık. birlikte zaman geçirdik, güzel zamanlardı. sonra bu eve gidip eşya alıcam diye gitti. bi dahada dönmedi tabi. hiç bir yanlışım yoktu, kız biraz özgür kız ayaklarındaydı o kadar. bağlanmaya sonuna kadar karşıymış arkadaş. e ulan bende bağlanmak istiyorum artık. sende siktin attın beni. eskiden olsa hazine bulmuş gibi olurdum oh ne güzel. iki tarafta fuckbuddy olmaktan memnun lakin ben istemiyorum. ben bağlanmak istiyorum artık. tabi beni sikince moralim bozuldu benim. gitmeseydi benimle kalsaydı her şey farklı olurdu belki tabi. benim kafam çok bozuldu, o sıralarda da 4 seneden beri görüşmediğim bi arkadaşla konuşmaya başladık. klasik şeyler işte "hiç arayıp sorma" sen gibi laflar. kendi şehrine davet etti, sonra ben onu istanbul'a davet ettim falan. sonra kafam çok bozuktu ya hani benim. istanbul'da sıkıldım artık, hep aynı ortam dedim biraz başka insanlar göreyim, tanıyayım hem kafa dağıtmış olurum diye. dedim ben geliyorum bekle beni.

ilk izin günümde atladım gittim. arkadaşım dişiydi, kendisiyle ilk tanıştığımız zamanlar bi meyilim vardı ama sevgilisi olduğunu öğrenince tamamen iki yakın arkadaş olduk ulan yemin ederim ki o günden beri kendisine yan gözle hiç bakmadım, hala da bakmam ayrı mesele. kendisi çok sıcak kanlı bi insandı her zaman bana, başka arkadaşlarına nasıldır onu hiç bi zaman bilemedim. çünkü çok iyi tanımıyorum. gittim sarıldık falan böyle, ilerleyen saatlerde bara gittik içiyoruz. hani arada bi birbirimize şaka yapıp sonra şakaydı diye sarılıyoruz falan. sonra bu sarılma işini o abartmaya başladı. yani belki normaldi sonuçta arkadaş arkadaşla sarılabilir illa arada bişey olmasına gerek yok. sonra beni yanağımdan öperek fotoğraf çekmeye falan da gitti olaylar. tamamen nötrüm ben. ne arkadaş gözüyle bakıyorum, ne başka bişi. ulan diyorum kendime kendine gel, anlam yüklemeye çalışma arkadaşın o senin. yani bu kafayla alakalı bişey değil sanırım. yani hislerime engel olamıyorum. işte gece boyunca sevgili gibiydik aslında. çünkü ben birbirine o kadar sarılan, o kadar öpen bi erkek-kadın arkadaş görmedim. belki vardır da ben hayvanca düşünüyorumdur bilmiyorum lakin biz babadan böyle gördük. çevremizde yoktu hiç böyle olay. neyse bizim kafalar güzel olmaya başladı falan. yine aynı yine aynı. artık eve döndük, biraz oturduk falan sonra birlikte uyuduk. tabi ki sarılarak. ama uyurken falan da birbirimizi öpüyoruz. allah benim bin belamı versin zaten, nasıl utanıyorum şimdi. sabah kalktık, ben bi kendime geldim silkelendim. ulan ne yaptım ben diye, hoş sonuçta sadece ben yapmadım o da yaptı ama yani çok ikilemde kaldım. duygularım farklı diyo, aklım kendini sik diyo. gece video falan çekmiştik, onları izledik kahvaltı yaparken. kızardım, öyle böyle değil kızardım. utandım kendimden. tamam o öptü ama benim zaten bu ara aklım başka çalışıyo sen niye yapıyosun di mi? sonra istanbul'a dönerken en son 10 yaşımda annemlerden ayrı bir yere giderken duyduğum acıyı hissettim kalbimde birinden ayrılırken. yani kendimi sikmem bi yana çok güzel vakit geçirmiştim.

şimdi hala düşünüyorum hala ben ne yapıyorum diyorum. şimdi kırmızıdan eser yok. kafam allak bullak oldu, yani kendimi sikesimde zaten bu yüzden var. allahım ben nasıl düzeleceğim? mantık olarak ona asla farklı bakmamam gerektiğini biliyorum lakin duygularım öyle demiyor sanki, diyor da olabilir. belki ben kafamı karıştırmak istiyor da olabilirim. yani bilmiyorum hiç bişeyi bilmiyorum. ne yapmalıyım, her benimle ilgilenene gülene bir şeyler hissetmek istemiyorum. kendimi sikmek istiyorum kısaca.

öyle işte.

ntv sözlük

eğer gerçekten herkese mesaj atılıyorsa teşrif etmeyeceğim. yok ama gerçekten benim gibi elit, yakışıklı, özel insanlara mesaj atılıyorsa seve seve katılırım tabi. şu mesajı alanlar bana bi ulaşsınlar canım, öpüyorum.

sözlükçülerin formspring sayfaları

http://www.formspring.me/menekay

uludağ sözlük beş yaşında zirvesi

kaçta başladığını bir türlü bulamadığım zirve. teşrif edeceğim feridun düzaağaç adına, yoksa uludağ sözlüğün çirkin kızlarını ne yapayım değil mi?

edit: buldum miki miki

marion cotillard

görüp görebileceğim en çekici, en sempatik, en tatlı aktris.

aşk acısı

acıtandır. boğazınızda tıkanır her şey, kalbinizde düğümlenir. aşıkken midenizde uçan kelebekler ölmüştür artık, kocaman bir kelebek mezarlığı olmuştur.. kokar, ağırdır.. gözler dolar, ağlayamazsın.. konuşamazsın, gülemezsin, eğlenemezsin.. yanında biri olsun istersin olduğunda istemezsin. yalnız kalmak istersin.. sessiz köşelerde ağlamak...

(bkz: #12315262)

kalp kırılması

can yakıcıdır.

güzel başlamıştı her şey, rüya gibiydi adeta. hayallerimi süsleyecek kadar güzel bi kadın vardı karşımda. etkilenmiştim, hemde çok etkilenmiştim. belki aşık bile olmuştum ilk görüşte.

gülüyorduk, eğleniyorduk.. ara sıra birbirimize uzun bakışlar atıyor sanki bi kıvılcım bekliyorduk ikimizde.. bilek güreşi yapmaya başladık, masada ki herkes kendi halinde biz kendi halimizde. kalbim güm güm atmaya başladı yüzü yüzüme yaklaştıkçta. "izin ver yeneyim seni" dedi, bende "bunun bitmesini istemiyorum, bitsin istiyorsan bırak ben yeneyim" dedim bırakmadı.. tekrar "izin ver" dedi.
"sana söyledim" dedim. alınlarımız birbinine değiyordu artık, bazen söylediğimiz şeyleri duymayıp kulağımıza fısıldıyorduk, "neden" dedi. kalbimin atışlarını dinlettim ona "başka açıklamaya gerek var mı" dedim, "yok" dedi. "isin ver yeneyim her şey farklı olacak, güzel olacak" dedi. bitmesini istemiyordum elini bırakmak istemiyordum "bırakmam" dedim kuluğına kendimi çekerken öpücük kondurdum yanağına, "izin ver yeneyim güzel olacak" diye fısıldadı kulağıma.. sonra çekilirken bi kere de o öptü, erimiştim sanki dünyada hiç bir şey umurumda değildi artık, midemde kelebekler uçuşmaya başlamış, puslu istanbul gecesi sanki güneşli bir ilkbahar gününe dönmüştü gözümde. arkadaşlar vardı yanımızda. yeni tanıştığım insanlar, o da farklı değildi.. "benimle gelir misin" dedim, terastan içeri geçtik, "ne oldu" diye sorduğunda "sadece sana sarılmak istiyorum" dedim.. sarıldım sımsıkı.. belki de hayatımda hiç olmadığı kadar spontane gelişmiş bir aşktı bu. planlı değildi hayatımda ilk defaa.. midemde ki kelebeklerin sayısı en az bir milyona ulaşmıştı sanki. kalp atışlarımın çokluğundan kalp krizi bile geçirebilirdim, çok mutluydum uzun zamandır mutlu hissetmediğim kadar mutluydum. o an ki duygularımla her şeyi yaşamaya değerdi, iyi ya da kötü.. sonu kötü oldu mu değdi mi bilmiyorum ama işe bile gidemedim bugün...

mekandan çıktıktan sonra, sarmaş dolaş istiklal'de yürümeye başladık.. istiklal o çok sevdiğim yer umurumda değildi, sadece o değil hiç bir şey umurumda değildi.. sadece onun yanında olmak, ona doya doya bakmak, ona sarılmak istiyordum. güzel de gidiyordu.. bu akşam benimle kal dedim, illa bi yere gitmemize gerek yok yanında olayım yeter, istersen burada sabahlayalım istersen gezelim, istediğini yapalım.. aklımın ucundan en ufak art niyet bile geçmiyordu.. olaylar olaylar olaylar.. onun arkadaşlarına gitmeye karar verdik. bugün işe de gelmeyecektim bir bahane bulup.. onu bulmuşken kolay bırakmak istememiştim sadece, güzel olsun istedim her şey. aşkımızın(?) ilk gününde çok güzel olsun her şey, mutlu olalım istemiştim.. minübüse bindik, eve gidiyorduk artık. nereye gittiğimiz her zaman ki gibi umurumda değildi. onun yanında olmak her şeye değerdi o an.. evin kapısından içeri girene kadar her şey güzeldi...

içeri girdik, başka arkadaşlar vardı onlarla tanıştık.. ben her şeyin güzel olacağını tahmin ederken, o sanki ben yokmuşum gibi davtanmaya başladı, yüzüme bile bakmıyordu, anlayamadım.. belki arkadaş ortamında yakınlaşmayı sevmiyordur diye düşündüm.. ama tek kelime laf etmedi bile bana.. kırılıyordum yavaş yavaş, gururum inciniyordu. ben onun için gitmiştim oraya ondan ve diğer arkadaşından başka kimseyi tanımıyordum.. en son benim uykum geldi yatacağım ben dediğinde ipler kopmuştu bende.. kırılmıştım, gururumdan eser yoktu.. azıcık kalanıyla da çektim gittim zaten..

gün daha aydınlanmamış saat 5 falandı. hiç bilmediğim bi yerde dışarıdaydım... üzüldüm çok, kırıldım, incindim.. uzun zamandır yaşamadığım mutluluk, bana hiç yaşamadığım bi üzüntü getirdi..

minübüsteyken sorduğu soru "ya seni üzersem" bende "şu an yaşadığım mutluluk için değer" demiştim. değdi mi bilmiyorum.. sadece çok kırgın olduğumu, gururumun incindiğini biliyorum.. değdi mi, değmedi sanki...