bugün

entry'ler (121)

adalet ve kalkınma partisi

an itibariyle, yargıtay başsavcısının hakkında kapatma davası açtığı partidir.

murat belge

tsk'nın düzenlediği operasyonların maliyetini sorguladığı yazısıyla, bu konuyu tekrar tekrar yazabileceğini göstermiştir.
sadece terörist öldürülerek sorunların yok edilemeyeceğini gayet makul argümanlarla anlatıyor. ama bir sorun var, o da kamuoyunun marjinalize olması gereken kanadının bu operasyonların sorgulanmasını bile, hainlikle damgalamasıdır. yıllardır anti-militer söylemlerin en derinlikli olanlarını geliştiren fikir adamı olarak, 2008'deki operasyonları da kimseden çekinmeden sorgulaması, ne kadar sağlam bir omurgaya sahip olduğunun kanıtıdır.
bugünkü yazısında şuraya dikkat:
" Klasik soru, 'Şu kadar yıldır devam ediyor' diye neredeyse övünür gibi bir edayla anlattığımız bu savaşta harcanan para silaha değil, özellikle Güneydoğu'nun, ama tabii bütün ülkenin kalkınmasına yatırılsaydı (aslında bunu daha genişletmek şart) bugün nerede olurduk? "

link vermeden bırakmam.
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=249771

entry ve nick uyumu

#3123423 dikkat, cin çıkabilir.

türkiye nin en çok satan gazetesi

zaman gazetesi'nin bayi satışı önemsenmeyecek kadar düşük olduğundan ve posta denilen "şey"e de gazete denilemeyeceğinden, hürriyet'tir.

25.02.2008 - 02.03.2008 tarihleri arasında:

1.zaman/ 764.734
2.posta/ 638.301
3.hürriyet/ 522.552
4.sabah/ 426.625
5.milliyet/ 257.730

kaynak: medyatava

herkesin recep ivedik taklidi yapmaya calismasi

(bkz: bu ne kopuk hayat)

ssg

ayşe arman'ın kendisiyle yaptığı röportaj bugün yayınlanmıştır.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/8404648.asp

elektrik supurgesine tecavuz eden adam

(bkz: elektrikli supurgeye tecavuz)

devlet bahçeli

parti grubunda yanlışlarının doğruları götürdüğü bir konuşma yapmıştır. güneş operasyonunun zamanlaması, süresi, bitirilme tarihi hakkında gayet makul sayılabilecek fikirler var konuşmada. ama "topyekun imha"dan filan bahsetmiş. hatta operasyonun çapının yetersiz kaldığından filan bahsediyor. sanırım genelkurmay'ın açıklamalarındaki altmetni tam okuyamamış. genelkurmay brifinginde operasyonun çapı gayet belirgin anlatıldı aslında. "terörist unsurlara daha geniş çaplı darbe vurulmalıydı" filan diyor. uzun vadeli ve geniş çaplı bir harekatı, vasat kamuoyu gazlarıyla yorumlamamak lazım.

http://www.ntvmsnbc.com/news/437933.asp

elektrikli süpürgeye tecavüz

(bkz: nefes alsın yeter)

alıyor mu? alıyor.

ekşi sözlük

her geniş çaplı sosyal olayın akıbeti onun da başındadır. ne zaman geniş çaplı, işe yarar bir üretim olsa, hemen sağdan soldan:
-hocam, onun eski tadı kalmadı.
vb. absürditasyonlar üretilir. bunu geniş çaplı düşün. mesela şöyle de:
-hocam türkiye nereye gidiyor.
ya da:
-lost'un eski tadı kalmadı.
-beyaz show eski tadı vermiyor.
-ekşi sözlük'ün eski tadı yok.

bak nasıl arada kaynadı di mi? o yüzden tadı kaçan, bozulan bir sözlük değildir. 9 yıllık, bilgi deposu entry'leriyle, 84.44.114.44 adresinde duruyor. sen ister, "-eski tadı kalmadı" de, ister "-o benim açılış sayfam" de değişen pek bir şey yok. türkiye'de varolan kronolojik olarak da değerli en sağlam sözlüktür. yeni halini beğenmiyorsan hayvan ara'dan 3-5 yıl önceki entry'leri oku. benim için hayati bir referans kaynağıdır. senin için eski tadı yoktur. bilemem.

biz onlara cus demek icin gerideyiz

(bkz: muhalefete cus demek icin gerici olmak)
bu da var.

"Bizim istiklal Marşı'nda aksayan bir taraf var,
bilmem nasıl anlatsam.

Akif, inanmış adam.
Fakat onun ben
inandıklarının hepsine inanmıyorum.

Beni burada tutan şey
şehit olmak vecdi mi?
Sanmıyorum.

Mesela bakın:
"Gelecektir sana vaadettiği günler Hakk'ın".
Hayır.
Gelecek günler için ayet inmedi bize.
Onu biz kendimiz
vaadettik kendimize."

nazım hikmet

nazım hikmet'in söylediği de gayet net aslında.

marştaki islami temayı, "hakk", "vecde", "secde" vb. kelimelerle kalıplaştırıp kalan kısmını önemsememek kadar abidik bir durum olamaz. aynı şair aynı marşta, ırk temasını da yine türk'lük vurgusuyla müthiş şekilde işlemiştir. marşın tamamında hem ümmetçilik hem de ırk teması sonuna kadar kullanılıyor. aradaki bir kaç alıntıyla bütünselliği bozup, manasız çıkarsamalar yapmamak lazım.
mesela şu da var: "kahraman ırkıma bir gül, ne bu şiddet, bu celal"
bunu görmeyip manasız çıkarsamalar yapan da ya dayak yememiştir, ya da istiklal marşı'nı en son lise ders kitabında okumuştur.
zaten dünya üzerindeki bütün ulus devletlerin marşlarında, ırk ve din tematik olarak gayet gaz verici biçimde kullanılır. dolayısıyla şairin parlatarak kullandığı ırk ve ilahi din teması, sözkonusu marşı "milli marş" haline getiriyor. bu iki kavram, yani ümmet ve ırk vurgusu birbirine zıttır ama ulus-devletlerin milli marşlarının doğası bunu gerektirir.
ayrıca amerikan milli marşı olan, the star spangled banner'da "iman ettik yüce tanrı'ya..." diye bir söz vardır.

bi siktir git dedirten öğretmen lafları

standart din hocası formasyonuna, tipine, sakalına sahip hoca:
-çocuklar bugün allah'ın varlığını tartışacağız. allah yok diyen varsa, sınıfı terkedebilir.

muhalefete cus demek icin gerici olmak

nihat zeybekçi'nin akp denizli il kadın kolları genel kurulundaki konuşmasında çok ilginç başka sözler de var. mesela: "atatürk'e o kadar saygılıyız ki, onu ve diğer değerlerimizi seçimlere sokmayız."

(bkz: saygı duyuyorum)

tnt

yayınlanan prodüksiyonlarda çift dil seçeneği var. ama bunun yarattığı sorunu öngörememişler sanırım. şöyle: mesela lost'un birinci sezonunu yayınlamaya başladılar. iki seçeneğiniz var. ya ingilizce düblaj, ya da türkçe düblaj ile izleyeceksiniz. cnbc e'deki gibi ingilizce düblaj, türkçe altyazı seçeneği yok. dolayısıyla pek de heyecan veremedi bana. bu sorunu aşmak için sadece uyduya altyazı seçimi koyabilirler. ama o şekilde de dizi izlenmez. karasal yayın içinse sanırım sadece türkçe düblajlı yayın var. en baştan, orijinal ses-türkçe altyazı olmalıydı.

cnbc e

yayınlanabilecek filmleri tükettikten sonra tekrar abidik filmlere dönmüş kanal. şimdi tnt tvnin karşısında nasıl bir direnç gösterirler belirsiz. ama sanırım dizileri orijinal gösteriminden aylar sonra yayınlamaları ve filmleri tüketmiş olmaları cnbc e'nin izlenirliğini zayıflattı. dizilerin orijinal yayınlanma tarihleri ve türkiye'de yayınlanma tarihleri arasındaki fark digiturkte 1-2 ay, cnbc e'de neredeyse 1 yıl.

allah allah allah allah

(bkz: allah)
(bkz: allah allah)
(bkz: allah allah allah)
(bkz: allah allah allah allah)

şekillerine de girebilir.

(bkz: entry yazarken imana gelmek)

edit: eksi oy verilmiş. (bkz: allah allah)?

muhalefete cus demek icin gerici olmak

akp'li denizli belediye başkanı'nın söylediği veciz, harika söz. sanırım belediye başkanı hitabet sanatının kıvrak yöntemlerini çok iyi biliyor. hem karşı kutup için hem de kendi kutbu için kışkırtıcı anlam bütünlüğünü yakalayabilmiş. şöyle de fantastik kurguları var:

"muhalefet bizi gericiyiz diye eleştiriyor. olsun be, biz onlara çüş demek için gerideyiz."

akp'nin hitabet sanatını çok iyi kullandığına eminim de. bu sanırım overdose oldu.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/8361762.asp

doublemoon

pozitif organizasyonun plak şirketi. 90'ların sonunda ahmet-mehmet uluğ kardeşler ve cem yegül ortaklaşa kurmuşlardır. iki tane ay ne kadar fantastikse yayınladıkları albümler de o derece fantastiktir.

http://www.doublemoon.com.tr