bugün

entry'ler (216)

anlatsam inanmazsin

Çoğu zaman dinliyormuş gibi yapıyorum artık. Keskin sınırlar, sert adımlar ve alınmış kararlar var. Hiç kimse etrafında ki herhangi bir insanı değiştirmeye çalışmamalı bana kalırsa. Zaman ”ben hiç değişmem hep aynıyım”ları bile değiştiriyor nasılsa. Gördüklerim kimi zaman yoruyor beni bu yüzden. Biliyor musun şehir uzakta, çok uzakta. Yaşamak istediğim yer mi burası, yoksa başka bir yerlerde mi kaldım bilemiyorum. Kafam karışık. Bir okyanusun içerisindeyim neler görüyorum, anlatsam inanamazsın.

yazarların şu an dinlediği şarkılar

irem derici, bir miyiz.

ben bu yazıyı sana yazdım

yani hayır diyorsam, hayır işte. neden uzatıyorsun ki? yeter diyorsam da yeter canıma tak etmiştir.O kadar… Laf sokma mesela, trip falan da atma bana; kızdıysan kızdım, kırıldıysan kırıldım, delirdiysen delirdim de. Doğrudan söv bana içine atma hiç bir şeyi, ağla zırla, afra tafra yapma mesela. açık açık konuş en ufak şeyi bile benimle. bir başkasıyla değil ama bak sadece ”benimle”. çözülmeyecek mesele yoktur ki hem; hele konu sen ve benken daha önemli ne olabilir ki? ılımlı yaklaşımlarımız olur böylece biliyorsun değil mi? bana rahatsız olduklarını doğrudan anlat, anlat ki bileyim mesela. seni mutsuz etmek ister miyim hiç bir düşünsene akıllım? yapar mıyım hiç bir daha suratın düşüyor, sinirleniyorsan? zarar verir miyim ”biz”e bile bile? insan tüm kalbiyle sevdiği, istediği birini üzmek ister mi ki hem hayır, hayır hiç sanmıyorum. ben yapamam zaten böyle bir şey. yaptığım anda da bilmeden yapmışımdır, affet hemen öyle zamanlarda. biliyorum en az benim kadar kırılgansın sende. zamanlamalarımız bazen tutmuyor hepsi bu. yoksa anlaşamadığımızdan değil. ha bir de çok sev beni, en çok beni ”sen” sev işte, bir başkası değil. belli et bunu, inandır kendine. kadınların inanma huyu umurumda değil, ben sadece ”sana” tüm benliğimle inanmak istiyorum be adam anlasana şunu artık. ihtiyacım olduğunda sırtını dönme bir de, sakın bak; o zamanlar bu adamla ben nasıl gelecek kuracağım diye düşünmek zorunda kalmayayım. ürkütmesin beni düşünceler. sonra bana güven ver, en çok ihtiyacım olan şeyi yani. aklım hep sende kalmasın korkuyla, diken üstünde oturayım istemiyorum tabi. aklım sen de kalır ama sadece ”seni” düşünerek kalır her daim bunu adın gibi biliyorsun sen de. ayrıca anlatmama gerek yok. öyle çok fazla kızlarla konuşma kıskancımdır ben, hele seni benimsemişken en ufak bir şey bile benim delirmeme neden olabilir, o zamanlar kendime hakim olamıyorum bilirsin. üstüme gelmek yerine sakinleştir beni. ah bir de suçlama nolursun, suçlu aramayalım tartışmalarımızda. ilişki sürdürüyoruz mahkemede değiliz ki? hem ben seni suçlamayı seviyorum falan mı sanıyorsun? dünyanın en masum aşkına sahip olduğumu düşünürken nasıl böyle bir şey yapabilirim ki? ihtiyacım olan şey sen de değilsin aslına bakarsan ”Biz”iz. daha açık ve net anlatamazdım sanırım bunu sana. mutluluk istiyorum, huzur vermeni istiyorum işte anlasana daha nasıl anlatayım? güçlü olduğumuzu tüm dünyaya duyur, beni sevdiğini saklama kimseden. ben çığlıklar atarken sen fısıldarsan olmaz mesela. kırılırım ben. üzülürüm çok. ha evet,unutmadan ben mi? sen bana bişey yaparak bir adım yaklaştığında, ben sana on adım koşarak gelirim zaten, ben sana hayatımı adayabilirim sadece gülümseyişini görebilmek için mesela, bunu da unutma…

yazarların şu an dinlediği şarkılar

sezen aksu, biliyorsun.

şükürler olsun

Bugün bir kez daha anladım ki, ben ne olursa olsun yaşadığım acıları çevremdeki insanlara belli eden bir insan olmadım... olamadım… aciz görünmekten mi korktum? Zayıf görürler daha çok üzerler mi? Dedim bilmiyorum ama olamadım işte… her zaman gülücükler dağıttım. En mutsuz olduğum, en acı çektiğim anlarda bile hiçbir şey olmamış gibi davrandım. Son günlerde iyice içime kapandım, evden dışarı çıkmadım. Sınavdan eve evden sınava gittim geldim. Kimse ile öyle oturup uzun uzun muhabbetler etmedim. Boğuldum da boğuldum… olanı biteni sürekli kafamda kurdum. Kendimi yedim bitirdim. Gitme vakti yaklaştıkça sessizleştim. Sadece uzaktan oturup izlemek istedim… iki gündür kalbimde oluşan ağrıları bile görmezden geldim. Her şey geçmiyor mu nasılsa? Diyerek görmezden geldim hem de. Yine kendimi önemsemedim. Başkalarını düşündüğüm kadar birazcık kendimi düşünebilsem keşke. Hayır hayır bencillik yapmak değil amacım sadece… sadece mutlu olmak için birazcık insanlardan önce kendimi düşünmeyi öğrenmeliyim. Bugün öyle bir an geldi ki, kalbimdeki o acı öyle bir kapladık ki bütün vücudumu, elimi göğsüme götürdüm nefes almak istedim. Başaramadım, gözlerim doldu, o an bu hayatta geçireceğim son saniyeler diye düşündüm. Gözlerimi kapattım derin bir nefes almak için çabaladım… son çırpınışlarım herhalde bunlar dedim. işte bak bu kadardı her şey, değdi mi kendini bu denli yıpratmana, sen demez misin hep her şey geçici diye… içimden geçirdiğin son cümlelerdi bunlar diye düşündüm o an. Apar topar hastaneye götürdü arkadaşlarım elim hala göğsümdeydi. Nasıl bastırdım o an göğsüme öyle kuvvetli öyle sert… doktorun odasına girmem ile kendimi sedyede ekg kablolarının vücuduma takıldığını görmem bir oldu. Bütün vücuduma tek tek bağladılar o kabloları. Tek damla yaş süzüldü gözümden. Korktum… hem de öyle bir korktum ki… daha çok erken değil miydi? Daha çok genç değil miydim? Dakikalar sonra doktorun elinde grafikler vardı. Stres dedi… uzak dur! Söylemesi kolaydı tabi. Uygulamak ise zor. imkansız değildi elbet. Her şey benim elimdeydi. Yapabilirdim… hiç bir şey için geç değil ama. Önümde upuzun yıllar var. Ve bu şehirde son yedi gün… sayılı gün bitince yeni bir hayat beni bekleyecek. Zor olacak her şey ama daha güçlü olacağım. Zamanın ve bu denli yaşanan sıkıntıların hepsi güçlü olmam içindi diye teselli ediyorum artık kendimi. Ve artık görmezden gelemiyorum kendimi. Kendim için yaşamayı öğrenmeliyim. Bir daha bu korkuyu yaşamamak için öğrenmeliyim. Bu hayatta belki de geçireceğim son gün bile olabilir bu gün. Artık bunu düşünerek yaşamalıyım. Kırmadan kırılmadan, severek sevilerek… her şey için yeni bir başlangıç olsun bu gün. Yepyeni bir sayfa. Daha mutlu daha huzurlu… ve son olarak dünüme bugünüme yarınıma binlerce kez şükürler olsun. Bir nefes daha fazla almayı nasip eden rabbime binlerce şükürler olsun…

her şey olacağına varır

Zaman su gibi akıp geçmeye devam ediyor. En son hatırladığım burada geçireceğim son bir ay dediğimdi. Şimdi ise son sekiz günüm diyorum.. Yıllarca buradan gitmenin hayalini kurarken şimdi canım öyle bir acıyor ki, gideceğim diye gözyaşı döküyorum. Böyle olmamalıydı, bu şekilde kırgın gitmemeliydim.. Ama olsun bu halde olmama kim sebep olduysa canları sağolsun. Elbet unutulur bunlarda elbet geçer bu zor günlerde. Bu hayatta her şey olacağına varacak nasılsa..

yazarların şu an dinlediği şarkılar

Fettah can, kalp ağrısı.

ben bu yazıyı sana yazdım

inşallah birisi seni benim sevdiğim kadar sevmez. Bu beddua değil, bu senin için dua. Sen bu kadar sevgiyi bir daha kaldıramazsın.

elveda

eskisi kadar değer vermeye ve insanları düşünmeye elveda.

sigara olmasaydı nolurdu

son beş sigaradır gecenin son sigarasını yakıyorum. altıncıyı da yakalım bari.

sözlük yazarlarının garip fobileri

insanların boyunlarını ve bellerini kütletmelerine tahammül edemiyorum.

manik depresif

Maniye girmiş kişi (yani “manik” hasta) son derece neşelidir. Güler, şarkılar söyler, herkesle sohbet eder. Hatta genellikle etrafına neşe saçar. Manik hastanın uyku ihtiyacı azalır. Mesela günde üç saat uyur, ama son derece zinde, dinç olarak uyanır. Manide insan son derece enerjiktir. Yerinde duramaz, sürekli gezer, koşuşturur, bir an durup dinlenme gereği duymaz. Manik hasta kendisini oldukça güçlü, zeki, önemli, güzel hisseder. Her şeyi başarabileceğine inanır. işyerinizde çalışan kendi halinde bir kadın günün birinde mesaiye alışılmadık derecede açık ve frapan kıyafetlerle gelebilir ve erkeklere laf atmaya başlayabilir. Manik kişi çok konuşur. Hatta genellikle hiç durmamacasına, neredeyse nefes bile almadan ve yüksek sesle konuşur. Manideki kişi konuşurken konudan konuya atlar, asla konu sıkıntısı çekmez. Manik hastanın düşünceleri hızlanmıştır. Aklına büyük bir süratle bin türlü düşünce üşüşür. Düşüncelerini durduramaz. Manide hastanın dikkati artmıştır, küçücük ayrıntıları gözden kaçırmaz, ama dikkatini belli bir konu üzerinde sürdüremez (yani dikkati dağınıktır). Manideki kişinin hafızası da güçlenmiştir. Çok zekice espriler yapar. Manide hasta neşeli olmakla birlikte, kolaylıkla da sinirlenir. Kendisiyle tartışmaya, fikirlerini eleştirmeye, taşkın davranışlarını engellemeye çalıştığınızda büyük bir öfkeye kapılır.

gerçek sevgi

"Sev beni diye yalvardı kadın. Ölene kadar koynumda kal diyen adamın sevgisini anlamayıp sevmesi için yalvardı. Adam ruhunu kadına karşılıksız veriyorken kadın emin olamadığı sevgi için yalvardı. Sevmek veya sevilmek değildi gerçek. Hissettiremediğimiz sevgi ne kadar gerçekti ki?"

en güzel ahmet kaya şarkıları

Hep sonradan, korkarım, ayrılığın hediyesi, yakamoz..

ben bu yazıyı sana yazdım

insanoğlu nankör, insanoğlu bencil… herkes sadece karşındakinin yaptıklarını görüyor. Sadece karşı tarafı yargılıyor. Kimsenin kendinden haberi yok. Kimse kendi yaptıklarından sorumlu tutulmak istemiyor. Bütün günahı, bütün vebali her daim başkalarına yıkıyor. Peki ya neden? Neden bu bencillik? Neden bu kör olma isteği? Bu hayatta eğer birinin değiştiğini düşünüyorsanız bu mutlak olarak sizin sayenizde olan bir şeydir. Kimse değişmiyor aslında karşımızdakilere şekil verenlerde bizleriz. Gerek ruhsal anlamda gerekse kişilik. Çoğu zamansa zihnimizin eseri oluyoruz. Kendi yaptığımız kuruntuların tesiri altında kalıyoruz. Ama değişmeyen en büyük şey ise bencilliğimiz… Bak şimdi ben bu yazıyı tam olarak sana yazıyorum. Hani belki bir insanı bu bencillikten kurtarabilirim belki diye. Hayatta sadece senin doğruların yok. Hayatta sadece senin isteklerin yok. Dünya sadece senin etrafında dönmüyor. Neden yapıyorsun bunu bana? Değer verdiğim için mi? insan yerine koyduğum için mi? Unutmak istemediğim için mi? Peki belki bunları hiç biri değil peki ya neden? Bende öyle bir aşk vardı ki sana karşı, öyle savunmasız öyle içten öyle tertemiz… ama sen ne yaptın biliyor musun? Tüm bu güzellikleri geri dönüşü olmayacak şekilde yok ettin. Artık içimden gelmiyor sana karşı güzel duygular beslemek. Köreldi yüreğim, kaskatı oldu sana karşı. Verilen sözler nerede peki şimdi diye soracaksın sen, verilen sözlerin hepsi arkadaşıma söylediğin o cümle var ya hani ‘’ ben başkasını seviyorum, onu gerçekten seviyorum’’ dan sonra yerle bir oldu… verdiğin sözleri tutmadın demek hakkın değil bundan sonra senin. Bundan sonra karşıma çıkman bile hakkın değil. Hele verdiği sözleri tutmadı ‘’yalancı’’ demek hiç hakkın değil! Çünkü bir insanın bu cümleleri sarf etmesi için ilk önce oturup bir düşünmesi lazım. Bende yalan yok, ben neysem oyum. Olduğu gibi görünmeyen sensin. iş çeviren sensin, yalan söyleyen sensin. Evet bunu ben sağladım. Değer verdim, serbest bıraktım, anlamaya çalıştım… yanlış yaptım. Değmedi… yaptıklarımın en ufak şekilde karşılığını göremedim. Ama anladım geç olsa da anladım. Mutlu olmak için, sevilmek için iyi olmak yetmiyormuş! Bundan sonrası için birkaç bir şey demek gerekirse eğer, herkes kendi yoluna gidecek. Aynı senin dediğin gibi olacak ‘’ her şey unutulacak ve bir daha asla biz diye bir şey olmayacak’’. Ve Ben seni asla affetmeyeceğim..

sözlük yazarlarına tavsiyeler

herhangi bir gece herhangi bir nedenden dolayı gözlerimi ıslak bir şekilde kapatsam yüzüm ve yastığım sırılsıklam olsa bile bildiğim bir şey var; ertesi sabah yeni bir gün ve yeni günlere daima gülümseyerek başlanır.

sevgiliye söylenecek son söz

Hayatın olmuş yalan dolan.

geri sayım başladı

Zaman doluyor, işte bitiyor her şey.. Gitme vakti yaklaştıkça derinden bir hüzün kaplıyor tüm benliğimi. Ne yani şimdi ben koca 3 senemi, tüm yaşanmışlıklarımı, tüm sevdiklerimi bu evi bu şehri geride bırakıp gidecek miyim sahiden? Hiç bu denli canımın yanacağımı tahmin etmemiştim.. Geri sayım başladı. Artık her şeyin hayırlısı..

yazarların şu an dinlediği şarkılar

Murat dalkılıç, bu nasıl aşk.

ben bu yazıyı kendime yazdım

varolduğun için kendini şanslı kılanlardan mısın? yoksa neden ”ben” diyenlerden mi? nefes alıyorsun ya işte daha ne istiyorsun demezler mi adama? derler. istersin; insanoğlusun sonuçta. peki kendine hakim olmayı denedin mi hiç? yada kendinden daha kötü olanları düşünüpte ”aman herkesin derdi kendine büyük” diyenlerden mi oldun yoksa… neden nefes alabildiğin için kendini şanslı kılmıyorsun, senden daha önemli hiçbir şey yokken neden kendine bu dünyayı zindan ediyorsun ki.. bak gülümsemeyi dene mesela, asık bir surattan daha güzel. üstelik diğer insanlara çok daha güzel görünmenin en basit yolu bu. Eğer ”insanları sevmem” diyenlerdensen toprağı sev, yağmuru sev. sonra yağmur yağdığında toprakla karışır ya işte o koku da belki aşkı hatırlatır sana ? aşkı hatırladığında ağlayanlardansan nehirlere bak, yağmur yağdığında nasıl da güçlenir taşar bunu hatırla, sende çektiğin acı ve gözyaşlarıyla güçlendin mesela.. ”ben güçlü değilim” diyeceksen şimdi gülümsetebildiğin insanları hatırla,bir insanı gülümsetebilmek nasıl bir güç bilir misin? ”bilmiyorum, sahte güldüler onlar” e uzaklaş? sahteliklere ihtiyacın yok. sana diyeceğim şu sahteliklerden bahsetmişken, nefes alıyorsun ve gerçeksin. şimdi sadece kendine izin vermeyi dene, bu kadar basit aslında..