bugün

entry'ler (3389)

27 şubat 2017 galatasaray beşiktaş maçı

çoğu kişinin mecburen radyodan dinlemek zorunda kalacağı maç. (bkz: anla beni sözlük)

20 kasım 2016 fenerbahçe galatasaray maçı

digiturkten naklen yayınlanacak olan karşılaşma. digiturke sahip olmayanlar ise yine radyodan dinleyeceklerdir. (bkz: anladın)

5 mayıs 2016 ahmet davutoğlu nun istifası

Bana göre bir siyasi taktikten ibaret hamle.

Davutoğlu-Erdoğan tartışması bence tamamiyle bir taktik.. Hemen balıklama atlamamak lazım. Çünkü;
Erdoğan'ın en son 7 Haziran seçimlerinden 1 Kasım seçimlerine kadar olan süreçte nasıl taktik hamleler yaptığını gördük. Daha seçim gecesi Baykal'la bir araya gelmesi, koalisyonu istememesi vs. Ondan önce de bir çok kez de gerek gündemi değiştirerek gerekse bir takım suni tartışmalar çıkararak istediği sonuçlara ulaştığını gördük.. Kendisi siyaseti satranç gibi görüyor. insanlar hep buzdağının görünen yüzüyle ilgileniyor.. işin aslı başka..

Önümüzdeki aylarda Anayasa ve başkanlık tartışmaları hızlanacak. Fakat halkta başkanlığa karşı bir ilgi yok. Hatta yeni anayasa için de bir heyecan yok.. Bunun için bişeyler yapmak lazım.. Halkı başkanlığa itecek bir problem meydana getirmeli. "Bakın başbakan seçilemiyor, (veya sürtüşme oluyor) memleket iki başlı yönetiliyor" gibi bir hava oluşturulacak.. Tıpkı 7 Hazirandan sonra "koalisyon olursa memleket sıkıntıya giriyor" algısı oluşturmak için koalisyona girmedikleri gibi.. Yoksa şu atmosferde ne Anayasa ne de başkanlık sistemi halkın önüne getirilemezdi. Getirilse bile halkta ona oy verecek bir heyecan yoktu..

Cumhuriyetin ilanı sırasında da bir hükümet krizi vardı ve bu bahane edilerek meclis hükümeti sisteminden Cumhuriyete bir anda geçilmişti..

Yıllarca Erdoğan'a başdanışmanlık yapmış bir adamın, Erdoğanla birden derin bir anlaşmazlığa girmesi ve memlekette ciddi problemler varken ve sorumluluk da kendilerindeyken birden uzlaşmaz bir tutum sergilemeleri çok mantıksız.. Bir partinin başına lider getirmek onu halka kabul ettirmek çok büyük zaman isteyen riskli şeyler. Genel Müdür değil ki bu, birisi gitsin diğeri gelsin.
Her şeyi en ince ayrıntısına kadar planlanmış, senaryosu kurgulanmış, Medya ve kamuoyu tarafından inandırıcı olmak için her türlü detayı düşünülmüş büyük bir taktik oyun izliyoruz şu an.. Başkanlık ve Anayasa değişikliği için gerekli zemin hazırlanmıştır.

iphone se

boyutunun küçük olmasından mütevellit insanın kafasını karıştıran telefon. 4 inç bir telefon hiç kullanmadık, acaba facebookta resimler nasıl gözükür, whatsapta makine gibi mesaj yazabilir miyiz yine. bu soruların cevabı muamma. 2 bin lira verdikten sonra galaxy s6 da cazip.

katil devlet

pkk köy basıp kundaktaki çocuklara sıktığında sesini çıkarmayanların zırvası.

samsung galaxy tab s

lollipop güncellemesinin gelip gelmediği meçhul alet. 10.5 modeline lollipop güncellemesi geldi mi gelmedi mi, yeşillendirirseniz sevinirim.

ipad air 2

hoparlör sorunu olan tabletimsi.

evet sevgili sözlük, internetten bu cihazı sipariş ettik, hayatımda ilk ios deneyimim olacaktı, akşam tableti kutudan çıkardım, gerekli ayarları yaptım, online bir film açtım. ama o da ne, sesi biraz açınca tablet zangır zangır titriyor, dahası ses çok tiz geliyor. sesi yükselttikçe konuşmalar zor anlaşılıyor. hd birkaç klip açtım onda da durum aynı. hoparlörleri elimle kapatırsam ses biraz düzeliyor ama o zaman da kalınlaşıyor. haporlörler açıkta olunca sesin cızırtısı ve tizliği insanı çok rahatsız ediyor. tablet, haporlörden gelen sesten dolayı kesintisiz olarak sürekli titriyor. ellerin uyuşur karıncalaşır ya aynı öyle. 1 saat kullanıp tableti kutusuna koydum, iade için alışveriş sitesine kayıt açtım.

Eşşek kafam, zengin bebesi gibi ipade heveslenirsen olacağı bu. ipad kullananlar da bu berbat durumun farkında ama, sanki tarikata girmişler ve şeyhlerine toz kondurmayacaklar ya "titreşime alıştım, hatta sonradan güzel bile gelmeye başladı" diyorlar. Ulan alet her an elektrik çarpıyor gibi titriyor, son sese getirince seslerin şaftı kayıyor, ama ipad tarikatının müritleri hala cihazı normal buluyor. Neymiş, apple store varmış, uygulama zenginmiş, neymiş ios kararlı sürümmüş. Lan biraz film izleyim, biraz da forumlarda takılayım diye aldım şu mereti, yatakta uzanırken belgesel izleyelim, bilgisayarın başına çakılmayalım diye hayal ettik, on dakka bile video izlemeye kulaklarım dayanmadı. Elim karıncalaştı.

300 TL civarı Kipa'dan aldım dandik bir tablet vardı, dokunmatiği bile düzgün algılamıyordu, o tabletin bile sesi bundan daha mantıklı ve net çıkıyordu amk.

ben bir kedi öldürdüm

içine ışid kaçmış mal beyanı.

iphone 6

bataryasının 1 gün bile idare etmediği iddia edilen telefon. malesef video incelemelerde bu durum sıklıkla dile getiriliyor. ben telefonda hiç oyun oynamam, saatlerce face twitterda da akmam ama arada bi haber vs nolmuş okurum, buna rağmen 1 gün bile dayanmadan beni yarıyolda bırakacaksa bu telefona 2700 TL nasıl vereyim ben bilemedim. hiç iphone deneyimim de yok, alıp almama konusunda tereddütlüyüm.

samsung galaxy s4

yüklenirken dikkatli olunması gereken güncellemedir. bazı sitelerde, yükleyenlerin sorunlar yaşadığını okudum. telefonumu bu aralar elden çıkarmayı düşünüyorum, güncellemeyi yükleyip sakata gelmek istemem. o yüzden güncellemeyi indirirken iptal ettim.

aleviler müslümansa cemevi niye var

haklı bir sualdir. cemevi islamiyetten çok sonra uydurulmuş bir yerdir. ibadethane değildir, çünkü islamda ibadetler bellidir, ayrıca kadınlı erkekli ibadet dinen mümkün değildir. islamda tek ibadethaneler mescitlerdir, onlar da namaz yüzünden kurulmuşlardır, bunun dışındaki toplanma yerlerine dergah denir.

kenan evren

sokak ortasında adam vuran sağcı ve solculardan daha çok suçlu değildir. sizin sapık ideolojinize sokayım, memlekette sokağa çıkılamıyordu hala "adam niye darbe yaptı" deniyor. Lan polisi s..ne takan yok, sokakta güvenlik yok, nasıl olacak bu iş, şimdi oturduğun yerden kolanı yudumlarken sallıyorsun da o dönem yaşasaydın kıçına yiyeceğin sopaları kurşunları hiç hesaba katmıyorsun.

kenan evren

Tatlı su solcularının ve klavye delikanlılarının, arkasından bol bol salladıkları eski cumhurbaşkanı.

Kenan Evren'in ölümünden sonra, sanal ortamda, ezbere Kenan Evren düşmanlığı baş gösterdi. Adam 1990 doğumlu, 12 Eylül'ün semtinden geçmemiş bin yıllık devrimci gibi Evren'e saydırıyor.

1980 darbesinden önce; her gün sokakta insanlar öldürülüyordu, sabah evden çıktığınızda eve dönebileceğiniz garanti değildi, o dönemin sağcı solcularında beyin bulunmadığından dış mihrakların etkisiyle birbirlerini boğazlıyorlardı, kahvehane taranması rutin hale gelmişti.

O dönem ortalığı kan gölüne çeviren sağcı ve solcular masum, Kenan Evren mi suçlu? Evren masum olmayabilir ama sokakta birbirini boğazlayan o beyinsiz genç tayfa olmasaydı Evren'in darbe yapmaya bahanesi de olmayacaktı.

Türkiye'deki makul sebeplere dayanan tek darbe 12 Eylül darbesidir. Tabi ki sonrasındaki durumları tasvip edemeyiz ama o gün birbirini boğazlayıp sokakta adam kurşunlayan sağcı ve solcuların torunları bugün Evren'in arkasından ahkam kesemezler.

akp nin başörtüsü temalı reklamı

şimdi reklamından utanç duyanların, başörtüsü yasak olduğu yıllarda hiç s..ne takmadıkları durumdur.

akp nin başörtüsü temalı reklamı

kurnazca yapılmış reklamdır.

Ak Parti'nin yaptığı başörtülü reklamda hata bulduğunu zanneden aynştayn beyinler, bu reklamların çok profesyonel reklam ajansları tarafından yapıldığını ya bilmiyorlar ya da salağa yatıyorlar. Eminim bu reklam için de binlerce lira para verildi reklam ajansına ve o reklam ajansında çalışanlar, Kemal'in uçuk kaçık vaadlerine inanan muhalif seçmenler gibi cahil değiller.

Eee bu başörtüsü reklamındaki hatalar niye yapıldı diyecek olursak..
Bu reklam, bir ürün reklamı değil, ortalığa hitap etmiyor. Hedef kitlesi tamamen "ak parti seçmeni".. Anladınız dimi bu noktayı.. Ak Parti seçmenine diyor ki; "bu ülkede bir başörtüsü sorunu vardı, insanların hayatı karartılıyordu, bu sorunu biz çözdük" diyor. Yani bu tamamen Ak Parti seçmeniyle Ak Parti arasında bir diyalog. Oradaki diplomanın tc numarası var dediğinde Ak Parti seçmeninin umrunda olmaz, çünkü o sadece başörtüsü zulmüne bakar.

ikinci mesaj ise, ikna odaları ve ikna odalarının mucidi olan muhalif parti milletvekiline dikkat çekmek..ikna odası mucidi bayan milletvekilini hepimiz biliyoruz. Yani ak parti giderse başörtüsü yasağı yavaş yavaş gelir demeye getiriyor, ki buna ben de inanıyorum. Bunca başörtüsü düşmanı bir anda ikna olmadı, şu an karşı koyacak gücü bulamadığı için, tabiri caizse diş geçiremediği için pusuda bekliyorlar. Sırf başörtülü olduğu için havaalanındaki bir görevliye işlem yaptırmadığını söyleyen kelli felli adamlar var hala.

Ve hala muhalifler, "evet bir zamanlar böyle bir zulüm vardı" diyeceği yerde, yine başörtüsü meselesini küçümsemeye, güya reklamı eleştirerek işi sulandırmaya çalışıyorlar. Ak Partiyi gerçekten zeki insanlar yönetiyor, muhalefeti yine tongaya düşürdüler. Muhaliflerin, din ve başörtüsü temalı konulara bodoslama ve alaycı gireceklerini muhtemelen biliyorlardı. Bir ihtimal, bu reklam filmindeki o hataları bilerek yaptılar, böylece hem reklam filminin reklamını yaptırdılar hem de muhaliflerin, bilinçaltında (şimdilik) sakladıkları başörtüsü düşmanlığını su yüzüne çıkarıp, "alın işte bunlar hala böyle" mesajı verdiler.

Bu arada; 1997 yılında imam hatiplerin Tıp Fakültesine gitmesine hiç bir yasal engel yoktu. Hataları bulan arkadaşın cahilliğini burdan anlayın

hidayet karaca ve polislere verilen tahliye kararı

paralel çetenin gözü döndüğünde neler yapabileceğinin bariz kanıtı. eğer durdurulmazlarsa şu aşağıdaki senaryo gerçek olacaktır.

Son dakika:

Sayın seyirciler, az önce aldığımız bilgiye göre, istanbul ...Aile Mahkemesi, paralel yapı operasyonunda tutuklanan tüm tutukluların tahliyesine karar verdi. Kararın uygulanması için avukatlar cezaevi önünde bekliyor.

Artık kayışı kopardılar, meslekten atılacağını bile bile böyle kamikaze dalışlar yapıyorlar, ama bu kamikaze dalışların, japonların vatanlarını kurtarmak için yaptıkları onurlu davranışla alakası yok.

hidayet karaca ve polislere verilen tahliye kararı

paralel çetenin son çırpınışları.

--spoiler--
bu paralelcilerin masum ayaklarına yatmaları yok mu. dün gece yaptıkları iş baya kurnazca, ama devir eski devir değil. öyle kafana göre at koşturamıyorsun. aşağıda vereceğim bilgileri, beyinlerini pensilvanyaya bağlamış bünyeler okumayabilir, onlar gerekirse matematiğe bile karşı çıkarlar işlerine gelmezse *

Şimdi bu paralelciler ne yaptı dün? Önce reddi hakim talebinde bulundular, kim için bulundular, istanbuldaki 10 Sulh Ceza Hakiminin hepsi için bulundular. Buraya dikkat edin! Reddi hakim talebi, sadece o hakimin kişisel durumuyla ilgilidir. O hakimle bi husumetiniz olmuştur, tarafsızlığıyla ilgili ciddi şüpheleriniz vardır (bunu ispatlamanız lazım, öyle kafanıza göre olmaz) veya başka bir mühim gerekçe olmalı. Üstüne basa basa söylüyorum, reddi hakim talebi o hakimin kişisel durumuyla ilgili verilir. Ama bizim paralelciler ne yapmış, istanbuldaki 10 Sulh Ceza Hakiminin tamamının reddini istemişler. Yani bir adliyedeki tüm sulh ceza hakimlerinin adil olmadığını iddia etmişler, ki bu adliye tarihinde ilktir. 10 tane hakimin tamamıyla nasıl bir kişisel husumetiniz olabilir.

Hadi bu avukatlar 10 hakimi birden reddetti. Peki bu reddi hakimi inceleyen mahkeme normalde ne yapar. "Kardeşim bu adliyede 10 tane sulh ceza hakimi var, hepsini birden toplu reddetmek neyin nesi" der ve talebi reddeder değil mi. Ama öyle yapmıyor. Bu hakimlerin tek tek red gerekçelerini incelemek yerine (ki böyle bi inceleme haftalar alır) pat diye istanbuldaki bütün sulh ceza hakimliklerini bypass ediyor. Düşünün, koca istanbul adliyesinde bu davaya bakacak tek bir tarafsız sulh ceza hakimi yok demeye getiriyor. Bunu yaparken de, şüphelilerin klasör klasör dosyalarını inceleme gereğini de duymuyor. (Dosyaları savcılık mahkemeye göndermedi) Ciddiyetsizliği siz düşünün.

ikinci safhada ise, istanbulda sulh ceza hakimi kalmadı diyerek asliye ceza mahkemesi hakimi tahliye kararı veriyor. Fakat kanunda bu işler tamamen Sulh Ceza Hakimliğine bırakılmış, Asliye Ceza Mahkemelerinin, sulh ceza hakimliklerinin kararlarını inceleme/kaldırma yetkisi artık CMK'da yok.

ismindeki "ceza" kelimesi sizi yanıltmasın. Bu tahliye kararı o kadar skandal ki, ha Asliye Ceza Mahkemesi tahliye kararı vermiş, ha Aile Mahkemesi tahliye kararı vermiş. Şimdi "canım mahkeme kararı uygulanmalı" mantığıyla gittiğimizde, yarın öbür gün paralelci bir Aile Mahkemesi hakimi bi tahliye kararı yazıp cezaevine yollarsa onu da mı uygulayacak bu savcılık.

Nitekim istanbul 10. Sulh Ceza Hakimliği, bu garabeti önleyerek, Asliye Ceza Mahkemelerinin tahliye kararı vermeye yetkili olmadığını ve Sulh Ceza Hakimliklerinin kararlarını inceleyen bir üst merci durumunda bulunmadığını belirten başka bir karar aldı. Ama paralel kanallara bakarsan, alt mahkeme, üst mahkemenin kararını nasıl yok sayarmış diyorlar. Oysa Asliye Ceza Mahkemesi, Sulh Ceza Hakimliklerinin kararlarına karşı bir üst mahkeme değil. Bunu o paralelci avukatlar da biliyor ama hem içerde hem dışarda "mahkeme kararı uygulanmıyor" edebiyatı yapmak işlerine geliyor.

Durum budur.
--spoiler--

air crash investigation

national geographic izleyen bu ülkede binlerce insan var ve bir tanesi bile şu belgeseli kayıt yapıp internete koymuyor, kafayı yememek elde değil.

air crash investigation

belgeselin tüm bölümlerinin türkçe dublajlı şeklini elinde bulunduranları saygıyla selamladığım muhteşem seri. mesaj kutumu yeşillendirin de sevindirin şu garibi.

recep tayyip erdoğan han

milletin giydiği şapkaya kadar karışan, her söylediği kanun olan kişi veya kişiler için değil de, her seçimde milyonlarca oy alan kişiye layık görülmüş ünvan. ayrıca gayet gurur verici bir ünvandır, laf sokmayı bile bilmiyo bu kemocanlar.