entry'ler (45)

roaccutane

yağlı cilt, saç belası ve akne sorunları sebebiyle artık illet edip kullanmayı düşündüğüm ilaç. sabah yıkadığım saç akşam yağlanmasın istiyorum artık amk. akne sorunları ise ayrı bir bela. her riskini göze alıp kullanmayı düşünüyorum ama. ama;

yine de var mıdır tavsiyede bulunmak isteyen bir yazar? ''aman etme birader'' ya da ''yok b'olum abartıldığı kadar tehlikeli değil'' tarzında?

çok kafamı kurcalıyor bahsi geçen yan etkileri. tavsiye verebilecek arkadaşlar varsa çok makbule geçecek.

minoxil

başınıza bela olacak bir ürün. tam manasıyla böyle. niye derseniz,

ilacı 2 yıl civarı kullanan biri olarak söyleyebilirim ki; saçınızın dökülmesini düzenli kullanmanız halinde kesin olarak durdurur, hatta ufak ufak saç teli filizlendirdiği de doğrudur, ancak...ancakları da bir bilin, duyun;

1. inanılmaz kıllanma yapıyor bu meret, saçları kurtarıyorsunuz, kalan sağlar sizin oluyor ama ters evrime de hazırlıklı olun, maymun adam olmanıza ramak var. omuz üstü, sırt bölgesi inanılmaz derecede kıllanmaya başlıyor, ilacı bu yüzden, buna bir çözüm bulamazsam bırakma arefesindeyim.

2. ilacı kullanmaya başladığınız ve olumlu sonuçlar görmeye başladığınız andan itibaren bu ilacın bağımlısısınız. sike sike her allahın günü sıkmak, o gün de saçınızı yıkamak zorundasınız. her allahın günü. artık saçımın aldığı halden memnunum, bu kadar yeter durumu yok. bıraktığınız an çok feci bir hızla dökülmeye tekrar başlıyor. ilacı kullanmamış olsaydınız ne hale gelcekseniz, o hale dönüyorsunuz hızlı bir biçimde.

3. kalp ağrısı konusunda birşey diyemeyeceğim, doktorlara danışmak gerek, ben yaşamadım (sanırım, yaşadıysam da ona hiç yormadım)

merak eden arkadaşlar olursa sorularını iletebilirler, ayrıca benim gibi uzun müddetli kullanan ve bu kıllanmadan şikayetçi olan arkadaşlar varsa allaaşkına bir yeşillendirin var mı bunun bir çaresi? yoksa kel olmayı göze alıp tozlu raflara gömecem bu fısfısı.

yıldırım beyazıt üniversitesi

psikoloji, ya da ibf'nin ingilizce bölümleri hakkında bilgi sahibi olmak istediğim üniversitedir. yardımcı olabilecek arkadaşlar mesaj atarlarsa çok sevinirim.

abant izzet baysal üniversitesi

pdr bölümüyle ilgili bilgi sahibi olmak istediğim üniversitedir. hoca kalitesi, bölüm imkanları, yurt imkanları vs önerilir mi merak ediyorum, tavsiye verebilecek arkadaşlar mesaj atarsa çok sevinirim.

eskişehir osmangazi üniversitesi

pdr bölümü hakkında bilgi almak istediğimdir. ve de ikinci öğretim ders saatleri hakkında.

üniversite tercihi yapacaklara tavsiyeler

ve de kırıkkale üniversitesi hakkında tavsiye isteyenlere her türlü bilgilendirmeyi yapmaya hazırım.

özellikle 'ankara'ya yakın nasıl olsa, yazayım gitsin' mantığında düşünen arkadaşlar için.

üniversite tercihi yapacaklara tavsiyeler

tm3 28 bin, tm 2 40 bin, tm1 50 bin civarına ihtiyaç duyulan tavsiyelerdir.

ankara içi kalıp hacettepe, ankara üniversitesi sosyal hizmet, hacettepe uluslararası ilişkiler, ankara üniversitesi uluslararası ilişkiler mi, ya da civar illerde psikoloji ya da pdr mi? kardeşim için düşünüyoruz ve adam akıllı tavsiyelere çok ihtiyacımız var.

ayrıca yıldırım beyazıt'ta okuyan varsa ve okul hakkında bilgilendirirse çok yardımcı olacaktır.

sözlük yazarlarının bölüm önerileri

sosyal hizmet, pdr ve psikoloji hakkında bilgi edinmek istediğim tavsiyelerdir.
kardeşim için ankara'da kalıp sosyal hizmet, hacettepe uluslararası ilişkiler vb. okuması mı daha mantıklıdır, yoksa civar illerde (bolu, sakarya gibi) pdr ya da psikoloji okuması mı daha mantıklıdır kararsız kaldık. yardım ey sözlük! :(

en güzel üniversite kampüsü

abant izzet baysal eğitim fakültesi, sakarya üniversitesi eğitim fakültesi, yıldırım beyazıt üniversitesi eğitim fakültesi ve eskişehir osmangazi üniversitesi eğitim fakültesi hakkında bilgi edinmek istediğim başlıktır.

bilgi sahibi olan yazarlar varsa çok sevineceğim.

not: bahsi geçen okullarda bilassa pdr ya da psikoloji bölümü düşünülmektedir.

sosyal hizmet mi pdr mi

ankara'da kendi şehrinde okuyup hacettepe, ya da ankara üniversitesi'nde sosyal hizmet okumak mı, yoksa civar illerde pdr okumak mı daha mantıklıdır sözlük?

kardeşimin tercihlerini belirleme aşamasındayız ve çok kararsız kaldık, yardımcı olabilecek arkadaşlar varsa çok çok makbule geçecektir.

los angeles lakers

Bu sezon, Kobe'nin 30+ attığı maçlarda 1 galibiyet 11 mağlubiyet almıştır. Geçtiğimiz 5 sezonda ise bu rakam 89 galibiyet 40 mağlubiyet şeklinde.

yağmurlu havada dinlenecek şarkılar

(bkz: 9 crimes)
*

israil türkiye savaşı

olmayacağı aşikardır fakat olsa dahi, zibilyon tane generali, muvazzaf subayı içeri 'atılmış', ordusu yıpratılmış bir ülkeden mütevellit söylüyorum ki:

(bkz: sikeller)

ki hoş şuanki politikaları gereği sam amca'ları pek müsade etmez bu duruma.
bu gerilimin de tamamen 'sidik yarışı göstermeliği'nde olduğu kanısındayım.

sahi bi füze kalkanı vardı noldu ona...

mehmet ali aydınlar

türk futbolunu küme düşürmüştür.

johan elmander

kurabiye tadında volesiyle çocuğu koymuştur.

emmanuel emenike

(bkz: formasının arkasına emenike yazdıran fenerbahçeli)

formasının arkasına emenike yazdıran fenerbahçeli

an itibariyle öfkelidir.

galatasaray

yeni sezonda şu onbirle mücadele etmesini istediğim takımım:

muslera
eboue ujfalusi servet çağlar(?)
kazım(?)melo selçuk arda
elmander baros (?)

stopere bir yabancı, bir yerli futbolcu ihtiyacı olduğu aşikar sanırım. artı iki seçeneğinde kullanılabilecek bir yabancı stoper, ve servet'i yedekleyebilecek hatta onla rekabet edip zorlayabilecek bir yerli de çok ihtiyaç duyulan bir durum. gökhan zan bu konumda bir oyuncu değil malesef, olmayacak da. benim önerim bursa'daki serdar aziz ama görünen o ki böyle bir düşünce şuan mevcut değil.

eboue gündemde, çok isterim sağ bekimize artık adam akıllı, hücuma katkı yapabilecek bir oyuncunun gelmesini. ofansif üretkenlik açısından kısır olmamızın bence en büyük sebebi hücum varyasyonu olmayan beklere sahip olmamız.

sol bek için keşke düşünseler ve imkanları zorlayıp hasan ali kaldırım'ı alabilseler. imkanları zorlayıpdan kastım kayserispor'un oyuncu transferi konusunda bize yaşattıkları zorluklardır.

kazım'ın yerine volkan şen, fatih terim tarafından mental olarak iyileştirilebilirse eğer iyi bir seçenek olur.

baros'un yerine de en az 25-30 maç garanti edebilecek sağlam bir forvet oyuncusu alınması şart,
zira son 2-3 yıldır, çok çekmiştik o bölgede devamlılığı olmayan oyunculardan.

biraz lüks ihtiyaç olarak gözükebilir bu sene ama, selçuğun yokluğunda kullanılabilecek o mentalitede yerli bir orta saha, ve forvete de yerli bir yedek oyuncu da takım olgusu için çok önemli hamleler olur fikrindeyim.

gaza getiren dizi replikleri

sanırım son zamanların en popüleri:

(bkz: winter is coming) *

love

insanın içini titreten cinsten, ayrılık zamanları dinlenmemesi gereken muazzam ötesi bir rosey şarkısı. *