bugün

Z. Livane' linin sesinden ve yorumundan dinlenmelere doyulamayan şarkı.

Okulda defterime, sırama ağaçlara
Yazarım adını

Okunmuş yapraklara, bembeyaz sayfalara
Yazarım adını

Yaldızlı imgelere, toplara tüfeklere
Yazarım adını...
aidiyetlik hissetmeye meyilli insanoğlunun hiç deneyim edemeyeceği bir ütopyadır. en küçük aidiyetlik bile, yanında belli başlı, önemli - önemsiz sorumluluklar getirir. bireye yüklenen sorumluluk, eylem alanını kısıtlar.
Ütopik bir kavram olsada peşinde koşmaya, değerdir.
ölene kadar mümkün olmayan şeydir. gerçi ölünce de tam olarak özgür olamıyorsun ama en azından diğer insanlardan ve aklını, ruhunu sınırlayan bedenden özgür kalıyorsun.
Kuytularda kotuluk planlari yaparak gecinen, Kendini ciddi ciddi secilmis iyilik kaynagi sanan gerizekali asalak kolonisi ozgurluk evi kurmus (bkz: freedom house), sozlukteki gerizekali asalaklar da (bkz: yhd) ozgurluk hakkinda ahkam keser.

Yalniz o iple o yorgan dikilmez , her gun "bir daha asla" diye sayiklarsan, (bkz: sakinan goze cop batar).
(bkz: çingene soykırımı/#42813867)
hiç bir canlı tam olarak özgür değildir bana göre martılar gibi özgür olmak istiyorum derler ya onlar neden bütün gün gemilerin peşinde bir parça simit için hiçbir ölümlü canlı asla tam olarak özgür değildir. ama şahsen doğal bir adada yalnız başıma yaşasam özgür hissederdim.
Ülkemizde alanı yavaş yavaş kısıtlanıyor.
Dünyadaki tüm canlıların hayali olan, adı olup da kendisi olmayan garip bir fenomendir. Özgürlük sonu olmayan bir şeydir, biz zavallı homosapiensler gelistiğimiz kadar özgür olabiliyoruz. Ayrıca Türkiye'de bulunmayan bir şeydir.
görsel
"türkiye’de devletin en çok korktuğu şey, emin olunuz ki, özgürlüktür. devlet vatandaşın düşünmesinden, kendisi ifade etmesinden, ‘ben de varım’ demesinden, hatta bizatihi inanç ve duygularından korkuyor. nerede düşünen bir vatandaş, farklılığını belli eden bir kimse varsa, biliniz ki, devlet seçkinleri nezdinde en ‘tehlikeli’ kişi odur. açıkçası, bir ‘kişi’ olmanız, ‘insan’ veya ‘vatandaş’ olarak var olmanız, tek başına, tehlikeli sayılmanıza yetiyor.

sakıncasız olmak ise çok kolay. eğer insan ve vatandaş kimliğinizin bilincinde olduğunuzu belli etmezseniz, ‘devlet’ adına size buyurulanlara harfiyyen uyar ve resmî öğretilerden hiç şüphe etmezseniz, kısaca düşünmez ve sadece itaat ederseniz, devlet nezdinde en makbul ve muteber ‘vatandaş’ siz olursunuz. çünkü, devlet sizden düşünen, sorgulayan, doğrunun ne olduğuna ilişkin kararı resmî otoritelerden beklemeyen ve siyasal hayata katılan vatandaş olmanızı değil, aksine ‘hikmet-i hükûmet’ten şüphe etmeyen ve devlet’ karşısında ‘haddini bilen’ uysal tebaa olmanızı bekliyor, talep ediyor."

(mustafa erdoğan, 1994)
iki ucu boklu değnek olan kavram.

2020 Mart ayı itibarıyla coronavirüs'ün Avrupa'nın içinden geçmesine sebep olandır.
insanların yarıdan fazlası, virüs sebebiyle alınan önlemlerin bireysel özgürlüklerini sınırladığı düşünüyor ve bu önlemlere uymuyor! özgürlüğü cahile vereceğine hiç verme amk.
görsel
hayattaki en önemli şeylerden biridir. evet.
Özgürlük doğumunuzdan beş dakika sonraya kadardır. Ondan sonra adınıza, uyruğunuza, dininize, mezhebinize karar verecekler ve tüm hayatınızı seçmediğiniz şeyleri savunarak ve aptalca savaşarak geçireceksiniz.
Bizde Allah'a kul olmakla başlar. Her şeyden sıyrılırsın o zaman. Kuş gibi hafiflersin. Kimsenin ne düşündüğü önemli olmaz artık. Senin tek ve yegane amacın Allah'ı razı etmektir. Giyinişin, görünüşün nasıl olursa olsun O senin kalbini bilir.
Sonra... Sonra gönlün uçar işte. Sonra dünya küçülür. Sonrası peygamber, vuslat, aşktır.
Bazen bireyin kendisi için zararlı olabileceğine inanılan bir eylemi gerçekleştirebilme yetkinliği olarak da karşımıza çıkabilen olgu. Özgürlük savunuculuğuna soyunmuş bizler bu tür durumlarda fikir ayrılıkları yaşarız. (bkz: ötanazi)
yükselip ileri gitmek istediğim bir döngüde, özgürlük arayışındaki ben, kendimi bir şiirden, bir sözden, bir melodiden, bir filmden geçirip güzelleştiririm. Yoksa etrafı kuşatmış bu kadar saçmalığa can dayanmaz.
bu hayattaki en değerli şeydir özgürlüğünü kaybeden insan her şeyini kaybeder.
zülfü livaneli den dinleyin.

https://youtu.be/XKfSDe04BFo
özgürlüğümü sattım. kaç para eder ki özgürlük? ben biçmedim pahasını, bilmiyorum dahasını.
tanımı imkansız şey. Zira, tanım tanımı yapılan şeyi o tanımın çizdiği sınırlara hapseder ve bu, özgürgün doğasına daha en baştan aykırıdır. Özgürlüğe dair 47 sayfa boyunca yapılmış her tanım ortaya paradokstan başka bir şey çıkarmamıştır.
Her anlamda özgürlük insana verilmiş bir elmasın değerinden bile çoktur. Özgür ruhlar hapsedilemez. Edilen bir kabuktan başkası değil.
Von mises der ki "özgürlük, her zaman, devletten bağımsızlıktır".
Yapmayi istemediğimiz şeyleri yapmak zorunda olmamak.
(bkz: illüzyon)