bugün
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım16
- uzağı göremeyen insan19
- kekeme olan biri doktor olurmu10
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı19
- evlilik20
- bir şarkı sözü der ki11
- anın görüntüsü21
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz15
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız10
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel17
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- ali erbaş12
- bik bik moderatör olsun19
- icardi19058
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi13
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek24
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır21
- istanbul suriyenin başkentidir12
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı46
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın8
- türkiyede çok abartılan arabalar18
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- almanya8
- boşuna yaşıyorum hissi15
- icardi1905 silik olsun kampanyası31
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler8
- sözlük kızlarının don renkleri19
- kanınıza rengini verir misiniz15
- aristoteles'in orta yolu10
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri15
- patiswiss14
- integralin müfredettan kaldırılması12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak16
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı9
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız8
- escort fiyatlarının güncellenmesi12
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi17
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı14
- futbolcu ismiyle nick almak14
uyarı : fena halde propaganda (!), provokasyon (!), iftira (!), yalan (!) içerik ihtiva eden bir fethullah gulen iyi guler entrysidir.
19601980 arası dönemde Türkiyede ilk ortaya çıkmış ve sosyalist düşüncenin yaygınlaşmasında en etkili olmuş grup kuşkusuz Yön Hareketidir. Yön Hareketi ismini ilk olarak 20 Aralık 1961de yayınlanmış Yön Dergisinden alır. Yön Dergisi kurulurken 27 Mayısın da coşkusuyla dönemin bütün entellektüellerinden destek görmüştür.
Derginin yayın hayatı Haziran 1967ye kadar sürmüş ve derginin yayınları özellikle askeri-bürokratik elit ve üniversite gençliğiyle entellektüel kesim üzerinde etkili olmuştur. Derginin imtiyaz sahibi ve başyazarı daha çok Türkiyenin Düzeni adlı eseriyle bilinen Doğan Avcıoğludur (1926-1983). 1926 Bursa doğumlu olan Avcıoğlu, ilk, ortaokul ve lise eğitiminin ardından Fransada siyaset bilimi eğitimi almış ve yurda döndüğü 1955 yılından itibaren çeşitli dergi ve gazetelerde yazdığı ve kemalizm-sosyalizm sentezi üzerine kurulu siyasal, iktisadi ve tarihi makaleleriyle dikkat çekmiştir.
Avcıoğlu sonrasında Türkiyenin Düzeni ve Türklerin Tarihi gibi çok önemli kitaplara da imzasını atacaktır. Avcıoğlu haricinde dergide sol kesimin değişik grup ve fraksiyonlarından çok değerli aydınlar yazılar yayınlamışlardır. Sadun Aren, Çetin Altan, Mihri Belli, Mümtaz Soysal, Şevket Süreyya Aydemir, Ahmet Taner Kışlalı, ilhan Selçuk, Hasan Cemal ve Abdi ipekçi bu isimler arasındadır. Değişik görüşlerde olmalarına karşın tüm bu isimler Türk sosyalizmi adı altında birleşmiş ve Yön Dergisinde yer almışlardır.
Yön Grubu 1960larda çok etkili olmuş ve Sosyalist Kültür Derneğini de kurmuştur. Sosyalist Kültür Derneğinin kurulması Türk solunda bölünme yaratacağı için Behice Boran ve Erdoğan Başar gibi dönemin TiP liderleri tarafından eleştirilmiştir.
Yön Hareketinin bazı yazarları mesela Şevket Süreyya Aydemir sosyalizmi komünizmin pan zehri olarak görmüş ve bu yönde yayınlar yapmışlardır (igor Lipovsky, The Socialist Movement in Turkey, sayfa 88). Hareketin merkezi ideologu Doğan Avcıoğlu hareketin temel amaçlarını şu şekilde açıklamıştır;
- Emperyalizm Türkiyenin sosyal ve ekonomik gelişmesinin önündeki en büyük engeldir.
- 1960lara kadar uygulanan yabancı sermaye ve yerli burjuvaziye dayalı ekonomik gelişme modeli başarısız olmuş ve yeni bir ekonomik politika gereksinimi doğmuştur.
- Türkiyenin tarihsel-yapısal koşullarına bakıldığında kapitalist bir gelişmenin başarısız olduğu ve olmaya devam edeceği aşikârdır.
- Türkiye gelirinin üçte birine sahip yerli burjuvazi sanayileşmeye gereken önemi vermemekte ve yabancı sermayeyle iş birliği yaparak komprador burjuvazi görevi görmektedir.
- Sosyoekonomik çelişkiler ve çatışmalar azalmadığı gibi gitgide artmaktadır.
- Türk burjuvazisi sosyoekonomik gelişmenin önünde engel teşkil etmektedir. Aynı şekilde tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye ideali için Türk burjuvazisinin yararlıdan çok zararlı olduğu görülmektedir. (igor Lipovsky, The Socialist Movement in Turkey, sayfa 91).
Avcıoğluna göre devletlerin benimseyebileceği 3 temel tip kalkınma modeli vardır. Bunlardan birincisi tarihsel koşulların uygun olduğu ve sermaye birikimi sonrası burjuva devrimlerinin gerçekleşebildiği Amerikan tipi kapitalist kalkınma modelidir. ikinci model, Sovyetler Birliğinin benimsediği sınıf esasına ve proletarya diktatörlüğüne dayalı sosyalist modeldir. Üçüncü model ise, tarihsel olarak modernleşme yarışında geride kalmış ülkelerin uygulaması gereken ve Bulgaristan, Romanya gibi ülkelerde başarıyla uygulanan devletçi ancak proletarya diktatoryasına dayanmayan ulusal sosyalist bir modeldir. Doğan Avcıoğlu ve Mümtaz Soysal parlamenter demokrasinin burjuvazinin çıkarına gelen bir yönetim biçimi olduğunu iddia etmiş ve gerçek demokrasiye bu şekilde ulaşılamayacağını iddia etmişlerdir.
Yön Hareketi yazarları TiPin aksine hedeflerine ulaşmak için demokratik metotları değil, askeriye-bürokrasi-gençlik ve işçi-köylülerden oluşacak birleşik bir grubun, askeriyenin sol kesimlerinin yapacağı bir darbe sonrası başa geçecek olan partilerine güvenmişlerdir.
Yön Grubuna göre ülkenin sosyoekonomik geriliği demokratik yollarla bu ilerici hareketin gerçekleşmesine izin vermeyecektir. Bu nedenle Avcıoğlunun zinde güçler adını verdiği askeri-bürokratik elit önderliğinde yapılacak bir darbe, gençlik ve çeşitli sosyal sınıflar tarafından desteklenmeli ve ortak bir parti kurulmalı, devlet yönetimi bu tek partiye bırakılmalıdır. Burada, herhangi bir sınıf ayrımı gözetmeksizin, aydınlardan ve yöneticilerden söz edilmektedir. Bu doğrudan doğruya, Yön çevresinin devrim anlayışına bağlıdır (Türkiye Solunun Eleştirel Tarihi-1, sayfa 232).
Yön Hareketi aynı Kadro Hareketi gibi henüz tam kapitalistleşmemiş bir Doğu toplumu olan Türkiyede sınıf çatışmalarının henüz tam anlamıyla oluşmadan önlenebileceğini ve bunun için devletçi bir ekonomik anlayışın var olması gerektiğini savunmuşlardır. Avcıoğlu anti-emperyalist ve halk çocuklarından oluşan Türk Silahlı Kuvvetlerini diğer burjuvazi koruyucusu olan ordulardan ayırmış ve TSK önderliğinde devletçi, ulusal bir devrimin gerçekleşebileceğini savunmuştur.
Yine bu anlayışa paralel olarak Türkiyedeki ara tabakaların yani asker-sivil-aydın zümrenin ya da zinde güçlerin tarihten gelen bir devrimci geleneği (Tekeli & ilkin, Kadrocuları ve Kadroyu Anlamak, sayfa 469) olduğu iddia edilmiştir. Yönün yaydığı fikirler o dönemde inanılmaz popüler ve olmuş ve Albay Talat Aydemirin 1962 ve 1963te iki defa darbe yapmaya çalışmasında büyük rol oynamıştır.
Nitekim 1963'teki 2. darbe sonrası Yön Dergisi bir kaç aylığına kapatılmıştır. Büyük bir olasılıkla bu kapatma olayında Yönün doğrudan ilişkili olmasa bile, savunduğu fikirlerle Albay Talat Aydemirin önderlik ettiği askeri darbe girişimlerindeki rolü etkili olmuştur (Hikmet Özdemir, Kalkınmada Bir Strateji Arayışı Yön Hareketi, sayfa 57). Ayrıca Avcıoğlu ve ekibinin örgütlediği bir grup albay ve subay 9 Mart 1971 tarihinde bağımsızlıkçı bir darbe yapacakken son anda durdurulmuş ve 12 Martta özgürlükleri kısıtlayıcı ve sol karşıtı bir askeri müdahale gerçekleşmiştir.
Yön grubu Türkiyenin siyasal bağımsızlığını Atatürk sayesinde kazandığını ancak daha sonra uygulanan yanlış ekonomik politikalar ve dış siyaset sonrası bunun giderek azaldığını ve bu nedenle Türkiyenin milli demokratik devrimini gerçekleştirmesi gerektiğini vurguladılar.
Aynı TiP gibi toprak reformunun gerekliliğini ve Kemalist Devrimin bu konudaki başarısızlığını işaret ettiler. Avcıoğluna göre Demokrat Partinin 1950lerdeki başarısının sırrı da buydu. Toprak reformu aleyhtarlığı, Demokrat Partinin doğuşuna yol açan nedenlerden biri olmuştur (Doğan Avcıoğlu, Türkiyenin Düzeni, sayfa 493).
CHPnin Atatürk sonrası giderek devrimci kimliğinden uzaklaşması ve toprak reformu yerine toprak ağalarıyla ittifak yapması Avcıoğlunun en önemli eleştiri noktalarından birisi olmuştur. Ayrıca 1930larda uygulanan devletçiliğin yetersizliğine dikkat çeken Avcıoğlu bu konuda şunları söylemiştir; Devlet, bu dönemde tek başına işletmeler kurmuş ve işletmiştir. ilk Beş Yıllık Kalkınma Planı (1933-1937) yürürlüğe konmuş ve uygulanmıştır. Bu plan, bugün anladığımız biçimde bir plan değildir. Yalnızca devletin, dar anlamda sınai yatırımlarını ihtiva etmektedir (Doğan Avcıoğlu, Türkiyenin Düzeni, sayfa 449).
Avcıoğlu o dönemdeki sosyalist gruplara da oldukça şüpheyle ve eleştirel bir gözle bakmış ve Türkiye için kısa zaman sonra sosyalist kalkınma modelinin faydalı olacağını iddia etmesine karşın, milli demokratik devrim yapılmadan sosyalist sloganların atılmasının yersiz olduğunu ifade etmiştir. Yön Hareketi işçi sınıfı kadar nüfusun o dönem Türkiyesinde yüzde 75ini oluşturan köylülere önem vermiş ve köylülerin katılımı olmadan birleşik cephenin kurulamayacağını ve milli demokratik devrimin yapılamayacağını iddia etmiştir. Yön yazarları Atatürke de her zaman ilerici kurucuları ve siyasal bağımsızlığın mimarı olarak saygıyla yaklaşmış ve suçu Kemalist Devrimden çok Atatürk sonrası başa geçen yetersiz devlet adamlarına yüklemişlerdir.
Yön Hareketi ile 1930ların Kadro Hareketi arasında da birçok paralellikler bulmak mümkündür. Aynı Kadro Hareketi gibi Sosyalizmle Kemalizmi harmanlamaya çalışan Yöncüler, Kemalizm ile Sosyalizmin devletçilik gibi çok önemli bir ortak noktaları olduğuna dikkat çekmişler ve Baas rejimlerine benzer bir model önermişlerdir.
Şevket Süreyya Aydemirin her iki harekette de varlığı ve Yön Dergisinde Kadro Hareketini öven yazıların çıkması bu iki hareket arasındaki ortaklıkları göstermek açısından önemli kanıtlardır. Her iki hareket de, Kemalizmi Sosyalizmle harmanlamaya çalışmış ve Kemalizm içerisinde bulunan devletçilik, laiklik, halkçılık gibi prensiplere dikkat çekmişlerdir. Kadro Hareketi dönemi itibariyle sınıfsal çözümlemelerden uzak durmaya çalışmış ancak Yön, 27 Mayıs ve 1961 anayasasının getirdiği özgürlük ortamının da etkisiyle sınıfsal analizler konusunda daha açık davranmıştır.
Ancak her iki hareket de Kemalizmin sınıfsal kökenlerini aramaya çalışmamış ve askeri-bürokratik eliti sosyal sınıflar üzerinde bir güç olarak düşünmüştür. Yine Türkiyenin Batıdan farklı ve geri kalmış gelişme tarihinde devletçi ekonominin sınıfsal çatışmaları önleyebileceği tezi bu iki hareketi de Kemalizmin solidarizm anlayışına yaklaştırmıştır. Yönün eklektik ideolojisinde sosyal demokrasi, sosyalizm, Kemalizm ve Maoizm öğelerini bulmak mümkündür. Her iki hareket de, yerli burjuvaziyi ağır eleştirmiş ve komprador burjuvazi olmakla suçlamıştır. Yön açıkça TSKyı gerçek Kemalist bir devrim için sivil siyasete müdahale yapmaya davet etmiş, Kadrocular ise CHP için parti dışından bir ideoloji oluşturmaya çalışmışlardır.
KAYNAKÇA
- Lipovsky, Igor, The Socialist Movement In Turkey, 1992, New York: E.J. Brill
- Akdere, ilhan & Karadeniz, Zeynep, Türkiye Solunun Eleştirel Tarihi-1, 1994, istanbul: Evrensel Basım Yayın
- Tekeli, ilhan & ilkin, Selim, Bir Cumhuriyet Öyküsü: Kadrocuları ve Kadroyu Anlamak, 2003, istanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları 134
- Özdemir, Hikmet, Kalkınmada Bir Strateji Arayışı Yön Hareketi, 1986, Ankara: Bilgi Yayınevi
- Özdemir, Hikmet, Doğan Avcıoğlu Bir Jön Türkün Ardından, 2000, Ankara: Bilgi Yayınevi
- Avcıoğlu, Doğan, Türkiyenin Düzeni Dün, Bugün, Yarın, 1974, istanbul: Cem Yayınevi
19601980 arası dönemde Türkiyede ilk ortaya çıkmış ve sosyalist düşüncenin yaygınlaşmasında en etkili olmuş grup kuşkusuz Yön Hareketidir. Yön Hareketi ismini ilk olarak 20 Aralık 1961de yayınlanmış Yön Dergisinden alır. Yön Dergisi kurulurken 27 Mayısın da coşkusuyla dönemin bütün entellektüellerinden destek görmüştür.
Derginin yayın hayatı Haziran 1967ye kadar sürmüş ve derginin yayınları özellikle askeri-bürokratik elit ve üniversite gençliğiyle entellektüel kesim üzerinde etkili olmuştur. Derginin imtiyaz sahibi ve başyazarı daha çok Türkiyenin Düzeni adlı eseriyle bilinen Doğan Avcıoğludur (1926-1983). 1926 Bursa doğumlu olan Avcıoğlu, ilk, ortaokul ve lise eğitiminin ardından Fransada siyaset bilimi eğitimi almış ve yurda döndüğü 1955 yılından itibaren çeşitli dergi ve gazetelerde yazdığı ve kemalizm-sosyalizm sentezi üzerine kurulu siyasal, iktisadi ve tarihi makaleleriyle dikkat çekmiştir.
Avcıoğlu sonrasında Türkiyenin Düzeni ve Türklerin Tarihi gibi çok önemli kitaplara da imzasını atacaktır. Avcıoğlu haricinde dergide sol kesimin değişik grup ve fraksiyonlarından çok değerli aydınlar yazılar yayınlamışlardır. Sadun Aren, Çetin Altan, Mihri Belli, Mümtaz Soysal, Şevket Süreyya Aydemir, Ahmet Taner Kışlalı, ilhan Selçuk, Hasan Cemal ve Abdi ipekçi bu isimler arasındadır. Değişik görüşlerde olmalarına karşın tüm bu isimler Türk sosyalizmi adı altında birleşmiş ve Yön Dergisinde yer almışlardır.
Yön Grubu 1960larda çok etkili olmuş ve Sosyalist Kültür Derneğini de kurmuştur. Sosyalist Kültür Derneğinin kurulması Türk solunda bölünme yaratacağı için Behice Boran ve Erdoğan Başar gibi dönemin TiP liderleri tarafından eleştirilmiştir.
Yön Hareketinin bazı yazarları mesela Şevket Süreyya Aydemir sosyalizmi komünizmin pan zehri olarak görmüş ve bu yönde yayınlar yapmışlardır (igor Lipovsky, The Socialist Movement in Turkey, sayfa 88). Hareketin merkezi ideologu Doğan Avcıoğlu hareketin temel amaçlarını şu şekilde açıklamıştır;
- Emperyalizm Türkiyenin sosyal ve ekonomik gelişmesinin önündeki en büyük engeldir.
- 1960lara kadar uygulanan yabancı sermaye ve yerli burjuvaziye dayalı ekonomik gelişme modeli başarısız olmuş ve yeni bir ekonomik politika gereksinimi doğmuştur.
- Türkiyenin tarihsel-yapısal koşullarına bakıldığında kapitalist bir gelişmenin başarısız olduğu ve olmaya devam edeceği aşikârdır.
- Türkiye gelirinin üçte birine sahip yerli burjuvazi sanayileşmeye gereken önemi vermemekte ve yabancı sermayeyle iş birliği yaparak komprador burjuvazi görevi görmektedir.
- Sosyoekonomik çelişkiler ve çatışmalar azalmadığı gibi gitgide artmaktadır.
- Türk burjuvazisi sosyoekonomik gelişmenin önünde engel teşkil etmektedir. Aynı şekilde tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye ideali için Türk burjuvazisinin yararlıdan çok zararlı olduğu görülmektedir. (igor Lipovsky, The Socialist Movement in Turkey, sayfa 91).
Avcıoğluna göre devletlerin benimseyebileceği 3 temel tip kalkınma modeli vardır. Bunlardan birincisi tarihsel koşulların uygun olduğu ve sermaye birikimi sonrası burjuva devrimlerinin gerçekleşebildiği Amerikan tipi kapitalist kalkınma modelidir. ikinci model, Sovyetler Birliğinin benimsediği sınıf esasına ve proletarya diktatörlüğüne dayalı sosyalist modeldir. Üçüncü model ise, tarihsel olarak modernleşme yarışında geride kalmış ülkelerin uygulaması gereken ve Bulgaristan, Romanya gibi ülkelerde başarıyla uygulanan devletçi ancak proletarya diktatoryasına dayanmayan ulusal sosyalist bir modeldir. Doğan Avcıoğlu ve Mümtaz Soysal parlamenter demokrasinin burjuvazinin çıkarına gelen bir yönetim biçimi olduğunu iddia etmiş ve gerçek demokrasiye bu şekilde ulaşılamayacağını iddia etmişlerdir.
Yön Hareketi yazarları TiPin aksine hedeflerine ulaşmak için demokratik metotları değil, askeriye-bürokrasi-gençlik ve işçi-köylülerden oluşacak birleşik bir grubun, askeriyenin sol kesimlerinin yapacağı bir darbe sonrası başa geçecek olan partilerine güvenmişlerdir.
Yön Grubuna göre ülkenin sosyoekonomik geriliği demokratik yollarla bu ilerici hareketin gerçekleşmesine izin vermeyecektir. Bu nedenle Avcıoğlunun zinde güçler adını verdiği askeri-bürokratik elit önderliğinde yapılacak bir darbe, gençlik ve çeşitli sosyal sınıflar tarafından desteklenmeli ve ortak bir parti kurulmalı, devlet yönetimi bu tek partiye bırakılmalıdır. Burada, herhangi bir sınıf ayrımı gözetmeksizin, aydınlardan ve yöneticilerden söz edilmektedir. Bu doğrudan doğruya, Yön çevresinin devrim anlayışına bağlıdır (Türkiye Solunun Eleştirel Tarihi-1, sayfa 232).
Yön Hareketi aynı Kadro Hareketi gibi henüz tam kapitalistleşmemiş bir Doğu toplumu olan Türkiyede sınıf çatışmalarının henüz tam anlamıyla oluşmadan önlenebileceğini ve bunun için devletçi bir ekonomik anlayışın var olması gerektiğini savunmuşlardır. Avcıoğlu anti-emperyalist ve halk çocuklarından oluşan Türk Silahlı Kuvvetlerini diğer burjuvazi koruyucusu olan ordulardan ayırmış ve TSK önderliğinde devletçi, ulusal bir devrimin gerçekleşebileceğini savunmuştur.
Yine bu anlayışa paralel olarak Türkiyedeki ara tabakaların yani asker-sivil-aydın zümrenin ya da zinde güçlerin tarihten gelen bir devrimci geleneği (Tekeli & ilkin, Kadrocuları ve Kadroyu Anlamak, sayfa 469) olduğu iddia edilmiştir. Yönün yaydığı fikirler o dönemde inanılmaz popüler ve olmuş ve Albay Talat Aydemirin 1962 ve 1963te iki defa darbe yapmaya çalışmasında büyük rol oynamıştır.
Nitekim 1963'teki 2. darbe sonrası Yön Dergisi bir kaç aylığına kapatılmıştır. Büyük bir olasılıkla bu kapatma olayında Yönün doğrudan ilişkili olmasa bile, savunduğu fikirlerle Albay Talat Aydemirin önderlik ettiği askeri darbe girişimlerindeki rolü etkili olmuştur (Hikmet Özdemir, Kalkınmada Bir Strateji Arayışı Yön Hareketi, sayfa 57). Ayrıca Avcıoğlu ve ekibinin örgütlediği bir grup albay ve subay 9 Mart 1971 tarihinde bağımsızlıkçı bir darbe yapacakken son anda durdurulmuş ve 12 Martta özgürlükleri kısıtlayıcı ve sol karşıtı bir askeri müdahale gerçekleşmiştir.
Yön grubu Türkiyenin siyasal bağımsızlığını Atatürk sayesinde kazandığını ancak daha sonra uygulanan yanlış ekonomik politikalar ve dış siyaset sonrası bunun giderek azaldığını ve bu nedenle Türkiyenin milli demokratik devrimini gerçekleştirmesi gerektiğini vurguladılar.
Aynı TiP gibi toprak reformunun gerekliliğini ve Kemalist Devrimin bu konudaki başarısızlığını işaret ettiler. Avcıoğluna göre Demokrat Partinin 1950lerdeki başarısının sırrı da buydu. Toprak reformu aleyhtarlığı, Demokrat Partinin doğuşuna yol açan nedenlerden biri olmuştur (Doğan Avcıoğlu, Türkiyenin Düzeni, sayfa 493).
CHPnin Atatürk sonrası giderek devrimci kimliğinden uzaklaşması ve toprak reformu yerine toprak ağalarıyla ittifak yapması Avcıoğlunun en önemli eleştiri noktalarından birisi olmuştur. Ayrıca 1930larda uygulanan devletçiliğin yetersizliğine dikkat çeken Avcıoğlu bu konuda şunları söylemiştir; Devlet, bu dönemde tek başına işletmeler kurmuş ve işletmiştir. ilk Beş Yıllık Kalkınma Planı (1933-1937) yürürlüğe konmuş ve uygulanmıştır. Bu plan, bugün anladığımız biçimde bir plan değildir. Yalnızca devletin, dar anlamda sınai yatırımlarını ihtiva etmektedir (Doğan Avcıoğlu, Türkiyenin Düzeni, sayfa 449).
Avcıoğlu o dönemdeki sosyalist gruplara da oldukça şüpheyle ve eleştirel bir gözle bakmış ve Türkiye için kısa zaman sonra sosyalist kalkınma modelinin faydalı olacağını iddia etmesine karşın, milli demokratik devrim yapılmadan sosyalist sloganların atılmasının yersiz olduğunu ifade etmiştir. Yön Hareketi işçi sınıfı kadar nüfusun o dönem Türkiyesinde yüzde 75ini oluşturan köylülere önem vermiş ve köylülerin katılımı olmadan birleşik cephenin kurulamayacağını ve milli demokratik devrimin yapılamayacağını iddia etmiştir. Yön yazarları Atatürke de her zaman ilerici kurucuları ve siyasal bağımsızlığın mimarı olarak saygıyla yaklaşmış ve suçu Kemalist Devrimden çok Atatürk sonrası başa geçen yetersiz devlet adamlarına yüklemişlerdir.
Yön Hareketi ile 1930ların Kadro Hareketi arasında da birçok paralellikler bulmak mümkündür. Aynı Kadro Hareketi gibi Sosyalizmle Kemalizmi harmanlamaya çalışan Yöncüler, Kemalizm ile Sosyalizmin devletçilik gibi çok önemli bir ortak noktaları olduğuna dikkat çekmişler ve Baas rejimlerine benzer bir model önermişlerdir.
Şevket Süreyya Aydemirin her iki harekette de varlığı ve Yön Dergisinde Kadro Hareketini öven yazıların çıkması bu iki hareket arasındaki ortaklıkları göstermek açısından önemli kanıtlardır. Her iki hareket de, Kemalizmi Sosyalizmle harmanlamaya çalışmış ve Kemalizm içerisinde bulunan devletçilik, laiklik, halkçılık gibi prensiplere dikkat çekmişlerdir. Kadro Hareketi dönemi itibariyle sınıfsal çözümlemelerden uzak durmaya çalışmış ancak Yön, 27 Mayıs ve 1961 anayasasının getirdiği özgürlük ortamının da etkisiyle sınıfsal analizler konusunda daha açık davranmıştır.
Ancak her iki hareket de Kemalizmin sınıfsal kökenlerini aramaya çalışmamış ve askeri-bürokratik eliti sosyal sınıflar üzerinde bir güç olarak düşünmüştür. Yine Türkiyenin Batıdan farklı ve geri kalmış gelişme tarihinde devletçi ekonominin sınıfsal çatışmaları önleyebileceği tezi bu iki hareketi de Kemalizmin solidarizm anlayışına yaklaştırmıştır. Yönün eklektik ideolojisinde sosyal demokrasi, sosyalizm, Kemalizm ve Maoizm öğelerini bulmak mümkündür. Her iki hareket de, yerli burjuvaziyi ağır eleştirmiş ve komprador burjuvazi olmakla suçlamıştır. Yön açıkça TSKyı gerçek Kemalist bir devrim için sivil siyasete müdahale yapmaya davet etmiş, Kadrocular ise CHP için parti dışından bir ideoloji oluşturmaya çalışmışlardır.
KAYNAKÇA
- Lipovsky, Igor, The Socialist Movement In Turkey, 1992, New York: E.J. Brill
- Akdere, ilhan & Karadeniz, Zeynep, Türkiye Solunun Eleştirel Tarihi-1, 1994, istanbul: Evrensel Basım Yayın
- Tekeli, ilhan & ilkin, Selim, Bir Cumhuriyet Öyküsü: Kadrocuları ve Kadroyu Anlamak, 2003, istanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları 134
- Özdemir, Hikmet, Kalkınmada Bir Strateji Arayışı Yön Hareketi, 1986, Ankara: Bilgi Yayınevi
- Özdemir, Hikmet, Doğan Avcıoğlu Bir Jön Türkün Ardından, 2000, Ankara: Bilgi Yayınevi
- Avcıoğlu, Doğan, Türkiyenin Düzeni Dün, Bugün, Yarın, 1974, istanbul: Cem Yayınevi
güncel Önemli Başlıklar