bugün

Ahmet Taner Kışlalı, Tokat`ın Zile ilçesinde 10 Temmuz 1939'da doğdu. Gazeteci-yazar Mehmet Ali Kışlalı'nın küçük kardeşidir. Kilis Kemaliye ilkokulu'ndan sonra, Kilis Orta Okulu'nu ve Kabataş Erkek Lisesi'ni bitirdi.

Kışlalı, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni bitirdikten sonra 1962-63 yılları arasında Yenigün Gazetesi'nde yazı işleri müdürlüğü yaptı. 1968-72 yılları arasında öğretim görevlisi olan Ahmet Taner Kışlalı, 1967 Paris Hukuk Fakültesi'nde doktorasını yaptı. Hacettepe Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olarak akademik yaşamına atıldı. 1988 yılında da profesör olan Ahmet Taner Kışlalı, 1977'de Cumhuriyet Halk Partisi`nden 5. Dönem izmir Milletvekili seçildi. Kışlalı, Bülent Ecevit tarafından kurulan 42. Hükümet'te 1978-79 yıllarında Kültür Bakanı olarak görev yaptı.

12 Eylül sonrasında üniversiteye dönen Kışlalı, Ankara Üniversitesi iletişim Fakültesi'nde siyaset bilimi dersleri verdi. Ahmet Taner Kışlalı, aynı zamanda Cumhuriyet Gazetesi'nde ''Haftaya Bakış'' başlığıyla köşe yazıları yazıyordu. Bu köşesinde Kemalizmi, laikliği, demokrasiyi, insan haklarını savunan ve eğitime önem veren yazılar yazdı. Kışlalı, 1971'de "TRT Bilimsel başarı Ödülü"nü aldı. Kışlalı, 9 Eylül 1995'te geçirdiği trafik kazasında, 28 mayıs 1968'de evlendiği ilk eşi Nilgün Kışlalı öldü, kendisi ağır yaralı olarak kurtuldu. ilk eşi Nilgün Hanım'dan Dolunay ve Altınay adında iki kız çocuğu olan Kışlalı'nın ikinci eşi Nilüfer Kışlalı'dan da Nilhan Nur adında bir aylık bir kız çocuğu vardı.

Kışlalı, 21 Ekim 1999 Perşembe günü, Ankara'da evinin önünde uğradığı bombalı saldırı sonucu vefat etti.

http://www.kimkimdir.gen.tr/kimkimdir.php?id=442
karanlıkla aydınlığın savaşımında sönen bir ışık.
gözlerinin içine bakıp tetiği çekemeyecek kadar korkak insanlarca öldürülmüş kişidir.
(bkz: vurulduk ey halkım unutma bizi)
büyük siyaset bilimci maurice duverger in asistanlığını yapmıştır. *'in büyük hocalarındandır. anısına ilef te derslik açılmıştır (bkz: ahmet taner kışlalı dersliği)
cenaze törenine dönemin genelkurmay başkanı orgeneral hüseyin kıvrıkoğlu da katılmış ve tören sırasında "ordu, millet omuz omuza" sloganları atılmıştır.
(bkz: uğur mumcu), (bkz: necip hablemitoğlu), (bkz: muammer aksoy) ve niceleri gibi...
"eğer cumhuriyet'i koruyabilirseniz, yitirdiğiniz demokrasiye bir gün yeniden kavuşabilirsiniz. ama eğer cumhuriyet'i yitirirseniz, demokrasiyi de zaten yitirmişsiniz demektir"

buyurmuştur kendileri.

sanırım hamasi kemalizm edebiyatını bir kenara bırakıp reel anlamda demokrasinin oluşturucusu olan ekonomi-politik üzerine eğilebilseydi meseleyi daha anlaşılır kılabilirdi.
olumunden sonra mersin adana karayolundaki ust gecite ismi verilen insan.
bir makalesi;

(#974893)
son yazısı için bkz.
http://www.islamiyetgerce.../tanerkislalisonyazi.html
ahmet taner kışlalı'nın eski asistanı, şimdinin profesörü eser köker'in çoğu ders öncesi gözleri sulanarak bu dersi aslında onun anlatması gerektiğini söylediği aydın kişi, bilim adamı. eminim şimdi kendi aydınlarına sahip çıkmayan bir memleket için rte'nin bile lüks olduğunu düşünüyordur.

ayrıca ölümünden sonra ilef'te, ismi bir amfiye ve sanat evine verilmiştir ve her yıl ölüm yıldönümünde anma töreni düzenlenir.
karanlığa gömülmüş bir ışık...
yüzde yüz türk.
bütün aydınlar gibi, aynı acı sonu paylaşan, fikirlerine tahammül edemeyen köpekler tarafından öldürülen yazar. ey büyük (!) türk devleti, bu mu ulan senin dağıttığın adalet, bu mu faillerin alacağı ceza, bu mu ulan, bütün suçu düşünmek olan olan, yazmaktan başka suçu olmayan insanları öldüren köpeklere verdiğin ceza.
hrant dink'in katilini ve azmettiricisini saatler içerisinde bulan devletimizin, cinayetinin failini bile bulamadığı aydın. toprağı bol olsun.
Ahmet Taner Kışlalı dan bir anektod...
"Geçenlerde başörtülü bir öğrenci sınıfta suçladı:

-Bir zamanlar Kuran, samanlıklarda gizli gizli okunurmuş...

Atatürk ü "din düşmanı" gösterme, gerici çevrelerin her zaman kullandıkları bir silah oldu. Alçakça, adice bir silah... Ama kendilerine "solcu" ya da "ilerici" diyen birtakım "entel" ler de onlara çanak tutmayı hep marifet bildiler.

Geçenlerde Ankara daki devrim tarihi öğretmenlerine bir konferans vermiştim. Salondan çıkarken birisi yolumu kesti.

-Siz, Atatürk'ün "dindar" olduğunu yazmışsınız... Doğru mu?

Dindar olduğunu değil, "dine karşı olmadığını" yazdığımı söyledim. Zamanım olsaydı, o sözlerime bir şeyi daha eklemek isterdim:

-Eğer Atatürk bugün yaşasaydı sadece laiklik düşmanlarıyla savaşmazdı... Kanımca, din karşıtlığını marifet sayan bir avuç entel ile de savaşırdı. Yani, dindarlıkla dine karşı olmamayı bir sayacak kadar bağnazlaşmış ya da aymazlaşmış olanlarla da!"
(A. Taner KIŞLALI - Cumhuriyet, 1 Kasım 1998 de yayımlanan makalesinden)
ülkeyi karıştırmak için katledilen aydınlardan biridir kışlalı
volkswagen bora markalı otomobilinin cam sileceğine misine ipi bağlanmış, ipin ucu poşetin içinde ki bombaya iliştirilerek düzenek hazırlanmış ve kışlanlının poşeti eline almasıyla havaya uçması bir olmuştur. keşke kışlalı otomobilini sitenin içine park etseydi. ama onun böyle korkuları yoktu ve karanlık eller bunu fırsat bildi.
öğrencisi olmakla gurur duyduğum; bana, "akademisyen böyle olmaldır işte" diye düşündüren aydın. derslerinde kusursuz bir fikir özgürlüğü ortamı ve gerçek bir demokrasi sağlamıştır. Öğretim üyesi olduğu Ankara Üniversitesi iletişim Fakültesi'nde*, kendini islamcı, ateist, solcu, sağcı, sosyalist, ülkücü, çevreci olarak tanımlayan bütün öğrencilerin de sevgi ve saygısını kazanmıştır. onu katledenlerin bir kez olsun dersine girmelerini dilerdim.
(bkz: öldürülen aydınlarımız)
dersin muhakkak bir kısmı; gidilen film, oyun, okunan kitap, dergi hakkında fikir alışverişi ile geçerdi. beyefendi, nazik, sakin bir insandı. sadece bir defa kızdığını gördüm. konu hakkında konuşurken öğrencinin birisi kalkıp "bu sizin hezeyanınızdır" dedi. hoca kızgın bir edayla "fikirlerimi beğenmeyebilirsin ama karşı çıkarken fikirler üzerinden hareket etmelisin" dedi. bütün sınıf; hoca olduğu için değil, haklı olduğunu düşündüğü için öğrenciye itiraz etti.

birinci sınıfın ilk günlerinde üst sınıflardan öğrenciler, tahtaya "atk, vizede geçirir finalde bırakır" yazmıştı ancak ben de tam tersi oldu. vizede baraj notunu zar zor alabilmişken finalde bayağı yüksek almıştım.
(#1819783)
çayyolu doktorlar sitesinde oturmuş ve bombalı bir saldırıya kurban gitmiş rahmetli harbi türk aydınlarımızdandır....
bugün ölüm yıldönümüdür.
21 ekim 1999 tarihinde demokrasiye şehit vermiştik kendisini.
izmir'in aliağa ilçesinde bir parka adı verilmiş terör kurbanı bilim adamı. o kadar çok insanın canına kıyılıyorki bu ülkede sanırım yakında çiçek adı taşıyan bir sokağımız kalmayacak.