bugün

reşat nuri güntekin ve yeşil ikilisinden içeriğinine dair çokça şey anlaşılabilecek olan kitap.
tevhid-i tedrisat kanununun kabulünden sonra 1926 senesinde reşat nuri güntekinin eğitim sistemi hakkında yazdığı ve tek ideolojik polemik romanım dediği eseridir. romanda, öğretmen mektebini bitiren bir gencin anadoluya gitmesi ve oradaki halkı aydınlatmaya çalışması, bunu yaparken de kasabadaki hoca takımıyla olan mücadelesi anlatılır. güntekin eserinde medreseyi olabildiğince eleştirmekte ve medresenin köhnemiş bir kurum olmasının nedenini de islamdan kaynaklandığını iddia etmektedir. zaten romanın ismindeki yeşil de islamı temsil etmektedir.
yanlış hatırlamıyorsam 13-14 yaşında ilgiyle okuduğum ve daha o zamanlarda islam'ın ancak çalışan bir kafayla anlaşılabileceğini ve laik cumhuriyet'in de kafası çalışan nesiller yetiştirmesi gerektiğini düşündüren reşat nuri güntekin romanıdır. dili çok sade olmasa da arapça sözcüklere az biraz ilginiz varsa kitabın o ahenkli dili hoşunuza gidecektir. dönemin atmosferini anlamanız için bir rehber gibidir.
adından da anlaşılacağı gibi dinin getirdiği cehaleti anlatan bir roman. açıkçası biraz sıkıcı, yaşınız geçkin değilse, iyice sıkıcı. bunun sebebi çok yavaş ilerliyor olması olabilir ama genelde güzel bir kitap, çok hoş cümleler kalıyor akılda sonra.. şunun gibi bir şey vardı, "mesela, başlarını kapatmadıkları için kullarına kızan çatık kaşlı bir tanrı?"
--spoiler--
bir süre medreselerde okuduğu için sarıklıların iç yüzünü öğrenen ve memleketi yalnız yeni mekteplerin kurtaracağına inanan şahin öğretmenin kendi isteğiyle gittiği dehşet verici geri bir kasabada medreselilerle girdiği mücadeleyi anlatan resat nuri güntekin romanıdır. çalıkuşu'ndaki feride ile bu şahin birbirlerine çok benzerler. ikisi de atatürk'ün eğitim ve öğretmenler üzerine sözlerini destekleyici romanların kahramanlarıdır.
--spoiler--

günümüz eğitim sisteminde bu destekler yerini köstekleyicilere bırakmıştır.
ataturk'ün 'öğretmenler; cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister' sözüne karşılık günümüzde öğretmenlerin bu özellikleri zor hayat şartlarında bırakılmak ve mütemadiyen sesi kısılmak suretiyle çoktan ellerinden alınmıştır. günümuzde şahin öğretmen kalmamıştır.
toplumsal yönü ağır basan bu romanda, medresede yetişen, ancak sonra öğretmen okulunu bitirerek ege bölgesi'ndeki bir kasabada, gerici ve çıkarcı birtakım güçlerle savaşan, idealist bir gencin serüveni ele alınmıştır.
en vurucu cümlesi baş karekter şahin efendi 'nin iç sesinden gelen romandır; öyle ki tüm anlatılanların da özetidir: "insanları işte bu yeşil gece' nin altında kandırdılar."

büyük usta reşat nuri 'nin dönemin ruhuyla kaleme alınmış, en toplumsal romanıdır. idealist ve vatansever ancak dogmatik bir eski islamcı şimdinin ateisti(romanda hiç bahsedilmez ama ateisttir) bir gencin adeta sosyoloji olan savaşını ele alır roman. bakıldığında dönemi açısından çok cesur bir romandır. tabii değinmeden geçmek olmaz, kanımca romanı bu kadar mistikleştiren şeylerinde başında şu yeşil gece metaforu gelir. yeşil islamı, yeşil geceyse islamın karanlığını temsl eder. tabii bu sembol objektif olarak islam dini için değil, kitlelerin bilim dışı islam algılarına karşı getirilmiş bir eleştiridir.
Cumhuriyet kurulmadan önceki çıkar ilişkilerini anlatan ve bu çıkar ilişkileri arasında kalarak ülkenin içinde bulunduğu işgale karşı gizlice mücadele eden ama mücadelesi daha çok çıkarcılar ile olan, roman kahramanın gözünden bir Cumhuriyet öncesi dönemin anlatıldığı Reşat Nuri Güntekin romanı.