bugün

* almanci olmanın ne demek oldugunu iyi bilen bir insan evladının vermesi gereken ders.
ezici üstünlüğümüze rağmen euro 2008 yarı finalinde bizi elemeyi başarmış takım. bunu bil yeter.
sadece ve sadece alışmaya çalışınız yeterdir; çok iyi ilişkiler içerisinde bulunmayı da denemeyin...

misal günün birinde ''hausarbeit'' denen ve de en az 15 sayfalık vuku bulması gereken şeyi, yani üniversitedeki seminerlerden birisine ait olan ödevimi yetiştiremediğim için, hocamın adresine internet adresinden bakıp da, evine ödevi götürmeye çalışmıştım. ulan hamburg'a geleli 2,5 bilemedin 3 ay olmuş; allah'tan da, internet denen bok o zamanlarda işe yarıyor, bana bir yol haritası çıkardı, 3 defa tren değiştir, 1 kere otobüse bin filan... o gece de o ödevi hazırlamak için, hiç uyumamışım, hatta üniversitenin yemekhanesinde de lap top u unuttum, sırtımda sırt çantası, sol kolumda lap top, bir de onun altında küçük bir çantada taşıdığım vize, pasaport, cüzdan cart curt filan...

neyse efendim, internette dediği gibi, bindim trene filan, ama gözlerimi zor açık tutuyorum, bir de ay ocak ayı; götüm buzun ta kendisi oldu, neyse evini buldum, saat 20.00 suları olsa da, in cin top oynuyor; bırakın insani, bir tane kedi görsem,

- selamunaleyküm birader, şu adresi biliyin mi ? diyeceğik. ama, o anda yarım yamalak olan almanca mla da, yaradana sığınıp, çevredeki evlere soruşturmaya giriştim... bakıyorum, yaklaşık 5 - 10 tane evin kapısını çalmışım; evin lambası yanık olup da, içeriden hayvani gürültüler olmasına rağmen kapıyı açan olmadı. sokaklar geniş, pek aydınlık sayılmaz, kimseler yok, evlerin de % 90 ı da bahçeli olduğu için, bir yerden uyku, bir yerden soğuk, bir yerden de korku bastırıyor; bir yerlerden ya freddy krueger çıkacak, ya da michael myers, bembeyaz suratı, ısıl işleme tabi mamul kesmeye yarayan bıçağıyla, ''hayırdır birader ne işin var bu vakit burada'' diyecekler...

neyse efendim, yaklaşık 1 saatlik uğraşlarımın kesinlikle bir çaba vermemesi üzerine, adama mail olarak ödevi gönderdim, dersten de geçtik şükür... sonra da yurda gidip, italyan kardeşilerimle biraz kafayı cilaladık, Allah'tan cuma gecesiydi...

ama, çıkarılacak sonuç, işinizin çoğunluğunu, çok çok zorda kalmadığınız durumda kendinizin halletmesidir... Almanya'da boka püsüre bile dikkat ederler; belge mi lazım oldu, ne lazımsa, hatta bazen de daha fazlasını isterler, fakat biraz güleryüz, biraz da sempati ile işi yırtarsınız, bir de - sözüm meclisten dışarı - ilk bakışta, sen türk değilsin, avrupalısın!' tarzında bir tipiniz varsa, yaşadınız canlarım benim...

- faideli almanya hattı bildirdi ! -

(bkz: hamburg)
*kurallara uyun.
*çevrenizdeki her almanın muhtemelen haftaiçi bir robot, haftasonu bir ayyaş olduğndan haberdar olun.
*kurallara uyun. ama mutlaka uyun.
*bir almanı kankaya bağlamaya çalışmayın, soğuklardır, en iyi ihtimalle arkadaş olabilirsiniz o kadar.
*kurallara uyun. istisna gözetmeyin, esnetmeye çalışmayın.
*araba kullanacaksanız hız sınırlarını aşmayın. hız sınırı demişken.. şehiriçi yollarda insanı çıldırtacak kadar yavaş giden almanların otobana çıktıkları zaman neden cinnet geçirip gaza abandıklarını sorgulamayın. milletçe prensipleridir, otobanda basılır.
*kurallara uyun. nası olsa araba yok kırmızıda geçsem de olur demeyin. kırmızıda durulur, kural budur, yayalar için de geçerlidir.
*sürekli yağmur yağabilir, şaşırmayın
*ne kadar çok kurala sahip oldularını görüp şaşırmayın, sadece uyun o kurallara.
*bir almanın ne kadar domuz olabileceğini hiç aklınızdan çıkarmayın. size domuzluk yapan almana siz de domuzluk yapın.
*eğer doğudaysanız, dazlaklardan uzak durun, bulaşmayın, onlar size bulaşırsa eşhedüenla nidalarıyla tabanları yağlayın.
*ve son olarak, kurallara uymayı öğrenin. çünkü türkiye'den farklı olarak, almanya'da var olan kurallara uyulur.
ortama ayak uydurmak için birlikte içmeye kalkmayın. asla.
öncelikle "kendi vatandasimdir, bana yardimci olur" düsüncesi ile türklere pek sokunulmamalidir. en büyük kazik onlardan gelir. topraginin insani gibi degillerdir.
Hatta sizinle beraber gelmis bile olsalar; havasindan midir, suyundan midir, nedir? degisebilir dikkat edilmeli.

ikinci sirada cebinizdeki parayi yeterince tutarli harcamaya calisilmamali. eglence anlayisi kit olan bir ülkede, maddi yollarin da kisitli olmasi sebebiyle daha makul eglence sekillerini kendiniz uydurmalisiniz.

gece gündüz ve hatta yilin 310 günü yagmur yagdigindan, 35 günü toplam (taksitlere bölünerek cikar), 15-20 gün boyu da kar oldugundan pek bisi yapilamaz. ev - is veya ev - okul (dikkat edildiyse hep ev var)

kanun ve kurallara itimat edilmeli aksi taktirde cok pahaliya mal olabilir.

kaybolmanin imkani yoktur. bütün sehirler mutlaka yuvarlak bir cember icinde kurulmus olup, birbirlerine cok benzerler. "xxx Tor" isimli cadde görürsenin bilin ki sehirin ortalarinda bi yerlerdesiniz.

saat 20´e kadar alis veris yapildi yapildi, yapilmadi? saat 22´e kadar acik olan bir market bulmak icin aranmaya baslanilir, ac kalma riski vardir.

hic bir zaman bir almana, ne kadar yakin bir arkadasiniz olsa da, sarilmayin. adinizi homoseksuele cikarabilir.

özellik erkekler icin; sanildigi gibi "her alman kizi verir" gözüyle bakilmamali, aksine nefret ederler, basinizi belaya sokabilirler.

dil ögrenilmeli; evet alman dilini ögrenmeniz önünüzü acacak elementlerden biri. en azindan alis veris, özellikle evrak islemlerinizi yaparken islemlerinizi geciktirebiliyor ve cogu zaman sallanmayabilirsiniz.

müslüman olup domuz etine karsi olanlar icin; "helal kesim" yazan herseyi almayin. gidin tavuk yiyin.

hafta sonlari, özellikle cumartesi günleri (pazarlari zaten ölü bir ruh havasi olur) eglenilecek yerlerden biri olan diskolardan uzak durulmali.

okumak icin gelindiyse; okuldan baska bisi düsünülmemeli. aksi taktirde hayatinizin en büyük hatalarini yapabilir, bundan da ömür boyu pismanlik duyabilirsiniz.

calismak icin gelindiyse; kirathanelerden uzak durulmali. para makinalarina kaptirilan paranin, ömür boyu oynansa ancak %5´ini geri toplayabilirsiniz. sirf bu yüzden hayatinizdan olma ihtimaliniz bile olabilir.

evlenip gelindiyse; cevrede ilk baslarda saygi gören biri olabilirsiniz, fakat ileride alisildikca sayginliginizi yitirmeniz mümkündür. kendinizi dil gelistirme üzerine ilk baslarda sartlandirmalisiniz. kesinlikle bir baska kisi icin evlenip, sizi yanina aldiran esinize ihanet etmemelisiniz. Ilk baslarda size sayginlik duyan kisiler, sizin sehiri terk etmeniz icin ellerinden geleni yapacaklardir. ömrünüzün sonuna kadar vijdan azabi ile yasamaya mahkum olursunuz.

size gelen faturalarin pesini asla birakmayin; aksi taktirde bol bol cezalar yiyebilirsiniz. hatta sirf park cezasi yüzünden hapse girmeniz bile mümkündür. *
kisaca;
semsiyesiz cikilmamali, kanunlar ögrenilmeli, her sehir birbirine benzer, herkese güvenilmemeli, tutumlu davranilmali, zamaninda davranilmali, davranislara dikkat edilmeli, dil sart, her türlü helal kesim helal kesim degildir. akil baska yerlerde olmamali, gidilecek yerler özellikle secilmeli, sadik olunmali, dakik olmakta fayda var. *
gönlünüzce yellenin, ancak kat'i surette geğirmeyin. biliyosunuz işte. *
edit: illa umut sarıkaya ya bağlamak gerekiyor evet.
yoktur. "almanya" vardır.
- pazar günü boşuna hayat beklemeyin şehirde. herkes evindedir. hele alışveriş yapmayı unutun. bu normal günlerde saat 8den sonra da geçerli.

- laboratuvarda asistan gaz çıkarırsa şaşırmayın, şaşırsanız bile tepki vermeyin.

- almanların beyinleri akacakmışçasına sümkürmelerine şaşırmayın, derse bunlarla da konsantre olmayı öğrenin.

- buradaki türklerden uzak durun, onlara bakarak ırkınızdan tiksinmeyin, büyük bir oranı tam bir alamancıdır,iyisi sayılıdır, alışın.

- kütüphanede takılın. çalışan insanları gördükçe utanır, çalışırsınız, işe yarar.

- sözlüksüz dolaşmayın ancak ekleye ekleye 99 harf yaptıkları kelimeleri bulmayı da beklemeyin.

- markete giderken mutlaka torbanızı götürün. bez ya da naylon. en olmadı sırt çantası. her seferinde poşete para ödemezsiniz.

- sağlamından bir şemsiye edinin. yanınızdan ayırmayın. cep telefonu bir bu iki.

- beslenme kutuları edinin. bir de termos. her almanın vardır. ayrıca çantanızın eskiden başka şeyler kullandığınız kısmını artık gerçek misyonu olan şişeler için kullanacaksınız. bunlar özellikle kütüphane kısmında çok işe yarar.

- trenlerde, metrolarda anonsları dinleyin, almancanızı geliştirmeye faydası olur. reklamları ve sloganlar da aynı şekilde.
ilk günleri zor gecer ama yillar sonra o zor günleri ararsin, güzel bi hayal olarak kalir aklinin bir ucunda.
güncel Önemli Başlıklar