bugün

(bkz: karşınızda oturana osmanlı tokadı yapıştırmak)

evet usta, ben bunu yaptım ama siz yapmayın. eşinizden, dostunuzdan olmayın.

adamın şaftı kaydı valla ama hakketmişti piç. şakayla karışık bi gömçürdüm sormayın, akıllara zarardı. 10 saniye şaşı baktı lan, imanı gevredi çocuğun.

hülasa bu çocuğun adı metin. bu metin vakti zamanında bana bi şaka yapmıştı. ' alo kukla hoplatmalık 2 tane hatun düşürdüm hemen eminönüne gel, oraya geldiğin zaman beni ara' demişti. bu lafı duyunca nasıl sevindim anlatamam, ısırmaktan yumruğumda diş izleri çıkmıştı. hemen telefonu kapatıp kırmızı tazmanya canavarlı baxerımı giymiş ve arabaya atladığım gibi soluğu eminönünde almıştım.

* seni sikeyim metin karılar nerde?
- geldin mi la?
* hı hı balıkçının ordayım.
- ne balıkçısı olum, bizim orda balıkçı yok ki?
* sen nerdesin.
- evdeyimmmmm
* ne evi olum, hani eminönünde buluşacaktık .
- ben sana eminönü demedim ki! evinönü dedim. kulağını sikeyim senin.
* metin seni çok değişik dövecem aga. yaz bunu.
- hahahaha allahın dingili.
* lannnnnnnn

öylece eminönü'nde sik gibi kala kalmıştım. martılar bile sanki bana kahkaha atıyor, kediler çok değişik miyavlıyordu. dellenmiştim amk. sinirden önümden geçen kelin birine bile şaplak atacaktım. o dereceydim. bi şekilde bunun intikamını almalı onu tokatlamalıydım ama nasıl?

düşündüm düşündüm ve sonunda o sikici şakayı buldum. evet ona yemek ısmarlayacak ve bulduğum bu şakayı ona uygulayacaktım.

meyhanede 3-5 bira çaktıktan sonra, metin'e seslendim ' la metin gel bi yemek yiyek, tanıdığım çok güzel bi restaurant var' dedim. ( tabi bu metin beleş mezar olsa oraya bile girer, üzerime toprak atan yok mu diye bağırır, öyle beleşçidir ibne)

'bendensin' lafını duyunca hemen gittik mekana. oturduk masaya. siparişleri söyleyip lavabonun yolunu tuttum. ( herşey çok inandırıcı olmalıydı ) ehehe şanslı masa yarışma programının şakasını yapacaktım. o döneme denk gelenler bilir, para kazanmak için eşine dostuna yapmadıkları kalmazdı insanların. neyse, lavabodan gelip oturdum masaya;

* bana anket doldurdular metin, yemekler beleşmiş. şanslı masaya oturmuşuz.
- hadi be.
* ciddiyim. ama görmemiş gibi yüklenme ha. sonuçta tanıyan var beni.
- duble duble söyleyecem, amına koycam bu restoranın olum. yupbiii.

tam o ara cebimden kalem çıkartıp ve altılı ganyan kuponuna ' lan dingil sakın çaktırma şanslı masa adlı yarışmaya katıldık, sana ne yaparsam yapayım sakın hayır deme, işin ucunda para var ' yazıp, yalandan yere 'aha bu attan yattım metin' demiştim. o ara lavuk bi kibarlaştı anlatamam. hani tv ye çıkcak ya,

- şans işte kuki, oysa karataş mükemmel bi jokeydir, nasıl getirememiş hayret.( bildiğim bileli karataş'a söver piç)
* lan geçen noldu kanka, benim arabanın tamponunu çocuklar çizmiş, tamponu çizmiş yani, o değil arabada çizelecek başka yer bulamamışlar tampona yüklenmişler. tampon lan bu, adı üzerinde tampon. dellendim bu tamponu görünce, eğildim tampona, elimle okşadım tamponu. tamponum seni kim çizdi böyle dedim. tampon tabi bu cevap verir mi? tampon konuşur mu la? (bir kelimeyi 15 kere tekrarlama etabı )
- iyi misin kukla? 10- 15 kere tampon dedin farkında mısın?
* tamponumu çizmişler metin. ben tampon demeyimde kim desin. hani kendimi tutamayıp tampon tampon tampon tamponummmm diye bağıracam zor tutuyom kendimi.
- sen hiç iyi değilsin valla?
* ne diyon lan sen, keserim seni bak. ( sanki arkadaşına bıçak çek demişler etabı )
- hehehe bırak olum o bıçağı.
* bi şartla bırakırım.
- ney?
* onun yerine sana tokat atacam. ( ehehe sanki arkadaşına tokat atcan demişler etabı)
- salaklaşma olum, manyak mısın sen? ben kimseye metin tokat yedi dedirtmem( şhow yapıyor göt)
* olum çok doluyum lan, deşarj olmam lazım.
- yavaş vurcan ama
* ayıp ediyon reis.

demiş ve tatar ramazan misali elimi kaldırıp bi gömçürmüştüm sorma gitsin. böyle mekanda nasıl yankı yaptı, garsonlar bize nasıl baktı anlatamam. el işareti yaptım garsonlara, allahtan tanıyorlardı beni. yok bişey deyip geçiştirdik. metin'de aynı kafasına çekiç yemiş fare jerry gibi gözler çapraz bi vaziyette bana bakıyordu.

* huu metin çok acıdı mı reis?
- hay senin elinin ayarını ., şey elinin ayrını kaçırdın galiba. ( hala oyun sanıyo mal)
* eğil metin bu sefer yavaş vurcam.
- hadi lan ordan.
* valla bak bu son başka vurmıcam. (sanki tekrar tokat demişler etabı)
- anca kendime geldim olum, manyaklaşma.
* metin hatamı affetmek istiyorum ve bunda çok israrcıyım, lütfen

bu mal 5000 lira kazanacaz diye gözlerini kıpraştıra kıpraştıra masaya doğru eğildi ve ben tüm hırsımı alırcasına allah ne verdiyse bi koydum aman allahım... şamaroğlanına çevirdim ibneyi. hayatımda hiç bu kadar eğlenmemiştim. o dingil öyle şaşı şaşı bana baktıkça aldığım intikamın hazı daha da katlanıyordu. (daha neler yaptım neler )

her neyse yemeklerimizi bitirdik ve garson geldi. metin hesabı öderken salak salak bana baktı. hiçbi şey demedi ama, sonra bunun koluna girip mekandan çıktık. metin şöyle bi mekana dönüp ' paraları almadık gukla' dedi. ' yürü lan ibne kaybettik' dedim ve o an gülmeye başladım. krize girdim, tutamadım kendimi amk.

bu nasıl manyadı nasıl aptallaşı görmeniz lazım, hani rahmetli kemal sunal gibi ' evet hıhıhı, evet ' modundaydı. sonra tüm olanları anlattım, eminönü'nün intikamı olduğunu, daha o günden tokatlayacağıma dair sözümü hatırlattım. 6 gündür konuşmuyor benle. ama şimdi mesaj çekcem akşam biralar benden diyecem, dayanamaz kesin barışır. 2 biraya sülalesini satar ibne. basur ameliyatı olduktan sonra sürekli acı yiyip bira içiyor. çok özlemiş birayı.

neyse ya, buda böyle sikimdirik bi anımdı işte. o değil biri masada manyak manyak hareket etsin, direk kalkar kaçarım aga. o şanslı masa yarışmasını izledikçe poronaya oldum. mazallah her an tokat gelebilir. sokmuşum 5000 lirasına. hiç işim olmaz yani.

şaka maka metin delikanlı çocuktur. kulakları çınlasın harbi adamdır.( kulakları da halen çınlıyordur belki hehehehe)

ses getirir ulan!!!
çorbayı höpürdetmemek.
gaz çıkarmak.
çok konuşmamak. zira birkaç arkadaşınızla yiyorsanız, onlar siler süpürür size bir şey kalmaz.
Ağız şapırdatmak, kaşığı tabağa çarptrırarak sinir bozucu sesler çıkarmak.
şuan dedem hayatda olsaydı ve bu başlığı göseydi ''yemek yerken konuşulmaz'' derdi. eminim.
bacak bacak üstüne atmak.
masanın altından ev sahibesinin bacaklarını taciz etmek.
şakalaşmak.
-dirsekleri yemek masasına koymak
-şapurdatarak yemek yemek
-yemek esnasında konuşurken elinde ki çatal yada kaşığı sallayarak konuşmak
-yemek bitiminde kürdan kullanılacaksa eğer, dişleri diğer elle kamufle etmemek
burnunu bızıklamak.
yemeğe tatlıdan başlamak.
olur mu? olmaz.
önce çorba. en son tatlı.
(bkz: adab ı muaşeret)
Ağızda debelenen yiyeceklerin dil ve damakla çıkardığı sese şapırdatma denir. Bu ses insanları çok ama çok rahatsız eder. hatta delirtebilir şapırdatma eylemini insanların yanında ulu orta heryerde yapmamak gerekir. Yapanların olduğu yerden hızlıca uzaklaşmak gerekir.
(bkz: uzanmak)
salyalı sümüklü bi şeyler izlemek ya da o konulardan bahsetmek. ıyy..
belgesel kanalı izlememek.
entry girmemeli.
burun karıştırmamak.
yer sofrasına değil masaya oturmaktır.

beslemesiz başlamaktır.
(bkz: mastürbasyon)
(bkz: erojen bölgeye doğru yapılan cücük hareketi)
ikide bir su içmemektir. şişkinlik yapar alimallah.
Ben yapıyorum siz yapmayın elinize tuzluğu alıp yanınızda oturan kuzene veya tanıdığınıza bütün yemek boyunca tuz atmak ahahaha çok eğlenceli oluyor.
At kafası demek. Kuzenime öğretmiştim, babama söylemişti..