bugün

şezlonglarda güneşlenen insan sayısının azalması.
akşamları hırka giyerek oturmak.
çoğalan anketler.
öğleden sonra sokakta uzun kollu giyen insanlar görmek...
işyerinden senelik izin için "ne zaman çıkmak istersin?" sorusunun geldiği zamandır. hiçbir zaman yazın vermezler anasını satayım, sanki isviçre'de kayak yapacak maaş veriyorlarda kışın kullandırıyorlar senelik izinleri. almıyorum lan izin falan, verin izin paramı!
okulun açılması.
etrafta mini şortla dolaşan hatunları göremeyişimiz.
istanbul'da tekrar kıro insanları görmek.
mutluluğun sizi yoklamasıdır.
(bkz: eylülün kokusunu taa öteden alırım)
Soğuk suları götürürken, Sesinizin konuşmak için bile yetmeyecek derecede kısılması.
bugün ağustosun son gününü yaşıyor olmak .
(bkz: kalın giyinmek)
havuza düşmüş sarı yaprakların farkedildiği anlardır.
yatarken anne'nizin üstünüze pike örtmeye başlaması.
seda sayan'ın ekranlara dönmesiyle birlikte idrak edilen, bununla birlikte, insanın içini iki kat daha fazla burkan anlardan sadece bir tanesidir.

daha fazlası için;
(bkz: esra ceyhan ın ekranlara dönmesi)
okul hazırlıklarının başlaması.. bikinilerin kaldırılmasıdır.
kedinin kumunun balkondan alınıp içeriye koyulduğu andır.
dizilerin başlaması. televizyonun saçma sapan programlarla dolması.
yüzlerce leyleğin göçü.
kabuslara giren korkunç öğretmenler bunu gördüğünüz an sizin için yaz bitmiş, tatil bitmiş ve artık son bahar gelmiş demektir.
yazlıkçıların çekip gittiği boş bir sahil..
havanın soğumasına inat bermuda şort ve parmak arası terlikle şehirde dolaşmak.
(bkz: ramazan davulu)
kapı pencere kapalıyken de oturabilmek...
gündüz 30 dereece gecelerin ise 10 derece olması. oha bu kadar sıcaklık farkı olurmu demeyin ki eğer diyorsanız siz hayatınızda sivas'a gelmemişsiniz demektir.