bugün

sipariş edilen şeyin bitirilmesi konusunda takıntılıyım, eğer bitirmiyorsan söylemeyeceksin gibi. Ama bunun para ödemekle alakası yok sadece hoşuma gitmiyor.
külot diyince gülüyorum biri kilot derse daha çok gülüyorum.
Umrumda olmaması gereken şeyi umursar, umursamam gereken şeyleri yine umursarım.
aklımdakini yapmadan oturup dinlenemem. diyelim ki bir düğme düştü dikmek lazım.
aynı anda hem ağlayıp hem gülerken birinden sinirini çıkarmak için fırça kaymak.

bir dk önce dünya'nın en iyisi olup 1 dk sonra hüngür hüngür ağlamak.

her şeyi eşit yapmaya çalışmak. bir gözümü kırptıysam diğerini de kırptıktan sonra ikisini aynı anda kırpmalıyım.

japonca metal dinledikten sonra klasik müzik açabilmek, ya da tam tersi.
düşüncelerim çatışırken ben sadece yorumları okumaya geldim modunda takılmak.

eve dönüş yolundaki ağaçlara dokunup, selamlaşmak.

yüz ifadesi farklı gelen insanın düşüncelerini okumaya çalışıp, yaşamı hakkında fikir üretmek.

kim hapşurursa hapşursun sesli şekilde iyi yaşa demek. (kendimi sessize alacağım bir gün...umarım yani.)
kurşun ya da tükenmez kalem farketmez, kalemlerin arka kısmını ısırma ve koparma alışkanlığı.

plastik şişe kapaklarını dişlerimle terse bükme alışkanlığı.

alafranga tuvalette 10 dakikada bacaklarım uyuşurken, alaturka tuvalette 1 saat çömelerek oturabilmek ve sonrasında hiç bir şey olmamış gibi yürüyebilmek.

sigaraları ikişer ikişer, bazen üçer üçer içmek.

karanlıkta zorlanmadan yürüyebilmek.

bana el şakası yapan bir karşı cinse istemdışı olarak bunun 10 misli bir kuvvetle karşılık vermek.

en bozuk havalarda bile güneş gözlüğü ile gezme ihtiyacı hissetmek.
kahve tüketimi, 5 bardak civarı ve mümkünse amfetamin ile birlikte. 24 saatin 20 saati ayakta durup çalışabiliyorsunuz. önermem, çok uçuk hayat maratonunuz yoksa.
arkam dönükken arkamda birileri kendi aralarında gülüyorsa acaba bana mı gülüyorlar diye düşünüyorum.
Gece 2 de kalkıp çubuk kraker yemek.
Geceleri sarı yastığıma sarılmadan uyuyamam. Ota boka totem yaparım.
huysuz oluşu.
Yürürken kalas gibi dimdik yürüyorum.
Baya takıntılıyım birine taksam ne olsa bile ilgi alanımdan çıkmaz ta ki onun yerine baska birini takana kadar su anki takıntım tam iki yıldır var küçüklük fotolarına kadar topladım konuşmaları yaptığı yorumlar beğeniler vs manyagım heralde.
cafe, bar tarzı yerlerde yarım saatten fazla oturmam. sıkılıyorum.
Zifiri karanlik olmazsa uyuyamam.
Yastigi boynum ile omuzum arasina sikistirmadan uyuyamam.
Gunduz vakitleri uyuyamam.
Sabah ezani duyunca bi uykum geliyor ki sormayin tak diye fisim cekiliyor sanki.
Bulasik yikarken catal ve kasiklari ilk once sonra tabak en son tencere falan yikarim sira hic bozulmaz.
Kopegimi gezdirirken hep solumda tutmaya calisirim.
Simetri hastalığı var.
31 i bıraktım.
Bir pasta kutusunda son dilim kalmışsa onu yiyemem. Ya da karpuzun son dilimi kalırsa onu yiyemem. Çünkü bana 10 kişi dokunmuş hatta yalamış gibi gelir o derece tiksinirim son kalandan.
Kağıt bardakta meşrubatımı içtikten sonra onu çeşitli şekillere sokarak sanatçı ruhumu ortaya çıkarırım.
Ne kadar sıkışırsam sıkışayım tuvalete girdiğimde ona kadar sayıp öyle koyveriyorum .
iki metalin birbirine sürtünme sesi duyunca dayanamıyorum tüm tüylerim diken diken oluyor kulaklarımı kapatıyorum

Yanımda birisi hapşurunca öksürünce rahatsız oluyorum bi süre nefes almamaya çalışıyorum.

Yemek yerken şapırdayan ağzı açık yiyen birisi varsa yemek yiyemiyorum

Başkasının yaptığı yemeği kolay kolay yiyemiyorum

Aynadaki görüntüm beni tatmin etmeden evden çıkamıyorum sınava geç kalma pahasına bile olsa (ki kaldığım oldu) o görüntü içime sinmeden çıkamıyorum.

Yaz kış uyurken yorganı tepeme kadar çekmeden uyuyamam bir de muazzez var oyuncağım ona sarılmadan uyuyamıyorum.
geğirdiğim zaman kendime ; hössst ayıı ! derim.
çift sayı takıntım var. televizyonda sesi açarken ya da kısarken hep çift sayıda bırakırım. iki farklı renkte fayans varsa hep aynı renkten yürürüm, yürürken de sayarım. geceleri ocak açık mı, kapı kilitli mi diye bir çok kez kontrol ederim. eğer ortamda sıkıldıysam etrafta gördüğüm kelimelerin harflerini sayar, hepsini toplaya toplaya bir şekilde tek basamaklı bir sayıya -özellikle 8'e- tamamlamaya çalışırım. mor renkte herhangi birşey gördüğüm zaman saçma ve gereksiz de olsa çok beğenir, çoğu zaman da alırım. müzik dinlemeden hiç bir işimi istekli ya da keyifli yapamam, olmazsa olmazımdır ama birşeye konsantre olmam gerekiyorsa da hiç bir yerden ses gelmemesi gerekir yoksa dikkatim hemen dağılır. hevesle başladığım çoğu hobiyi yarım bırakırım, maymun iştahlının biriyim. daha birinin bile sonunu getiremedim. normal bir insanım işte, herkes kadar ruh hastası.
Bir şey olmadan, bir işe kalkışmadan, bir karar vermeden önce bir müddet içimde tutarım. Kesinleşene kadar yalana mecbur kalmazsam söylemiyorum.
Totem metodu yaşıyorum galiba.
Bir çeşit güvende hissetme. Bir inanış türü.
Bizim oralarda bu tarz tipler "sinikli" adıyla etiketlenir.
ilginç huyum sinik, teşekkürler.