bugün

yaşına yakışmayan şakalar yaptı, üstüne bana emir kipi kullandı, 3-4 yaş büyük diye ezebileceğini sandı. pişman değilim.
arkamdan yalan laf çıkarıp inkar etti, yüzleştirince hebele hübele diye kaldı.
dövmedim ama sağlam koydum bitane suratına, pişman değilim.
yıl 2011...

annemi rahatsızlığı sebebiyle kayseri erciyes üniversitesi tıp fakültesine yatırmışım. aniden annemin bir isteği oldu hastadır isteyecek başımız gözümüz üstüne.

arabayı da hemen yakın bir yere koydum otoparka girmeyeyim doludur diye. arabaya doğru gittim. baktım tam arkama bir lavuk arabasını park etmiş. sıfıra sıfır park etmiş bi de. çevredeki kafeteryalara sordum aracın sahibini tanıyor musunuz diye. yanımda da ablam var. bende çok sakinim. hiç olmadığım kadar.

neyse, 1 saat kadar bekledikten sonra çekici çağırmaya karar verdim. tam arayacağım bi adam bizim arabanın olduğu noktaya doğru yaklaşıyor içimden de ''heralde bu pezevenk'' diye geçiriyorum. böyle motorcu tipli 50 yaşlarında bir dayı. kirli sakal uzun saç. tipine baksan döversin zaten.

geldi arabasına binip gidecek aklı sıra. yok arkadaş! amca bir baksana dedim. bana değişi şu; ''hayırdır bilader'' böyle artistce söyleniyormuş gibi düşün.

zaten adama bir şeyler yapacaktım. çok sakindim. o lafından sonra tutta bağla beni. yer misin yemez misin. sonra çevre esnafı ayırdı. fakültenin güvenlikçisi beni tutuyor. izbandut gibiydi allahsız. bir yapıştı sıyrılamadım da. kurtulsam daha vurucam. adam hiç bir şey demeden kırmızı broadway'ine binerek gitti. gaza nasıl bastı ama. plakası hala aklımda. yine bir karşımda görsem o motorcu kılıklı dayıyı. ilk başlar çok sakindim hatta ablam bile şaşırdı bu duruma.

velhasıl kelam adam dayağı çoktan hak etmişti.
bana aynayı göremiyorum aşağ in dedi sinirleyim benle uğraşma dedim ama dinlemedi.
bana saldırmasıdır. nefs-i müdafaa diyelim.
internet cafede msni açık unutmuştum, ibnenin biri girip millete küfür etmiş. Bulup çok fena dövmüştüm, ayaklarını götüne vura vura kaçmıştı.
Düşündüm de birini dövmeyeli 6 yıl olmuş.
Favori anime karakterime hakaret etti, ses çıkarmadım. Kafama silgi tozu fırlatmaya başladı, Dizimi bacağına geçirdim.
ilk okuldaydık ve bana tekme atmiştı..
arkamdan kötü konuşmuş. çektim odaya nedenini sordum. cevap veremedi, inkar etti. kaynaklarıma güvenmeyi tercih ettim. kız başıma allah ne verdiyse daldım ama sinirimi alamadım. şimdi görüyüm, yine o siniri hissederim.
22 yıldır kimseyi dövmediğim için böyle bir sebep yoktur.
(bkz: zopa)
lafla dövdüm kısmı geçerliyse ; milyonlarca sebebim vardır elbet.
iş arkadaşlarımdan birinin çift karton bardakla içtiğim çayımı tek karton bardağını alıp çayımın yarısını içmek istemesiydi.çay öyle kuru kuru gitmez bir şeyler de yemen lazım deyip ağzından kan gelene kadar dövdüm. çok sinirlenirim konu yemek yada içecek olunca.
önce laf ile başlayıp, sonra el ile devam etmeye kalkan bir taciz girişimi.
aslında dövmek sayılmaz. etkisiz hale getirip olay yerinden uzaklaşmak denebilir.
yavru köpekler için yaptığımız ahşap kulübeyi kırıp tahtaları sobada yakan ve yavru köpekleri karın üzerine bırakan askeridir. öyle böyle de değildir..
bana bir şey fırlatmıştı sonra da tokat mı ne attı. daha önceki dövüşüm de aynı kişiyeydi. hatta hayatımda tek onunla dövüşmüşümdür herhalde. kardeşler çok sinir bozucu olabiliyor.
en son lisede bir çocuğun kolunu kırmıştım ondan beri kimseyi dövmedim. çünkü anneme küfür etmişti. her şeyi anlarımda hasta anneme küfür etmesi çok dokundu.
-tek tokat: karşımda geğirdi.
Içimden içimden ifrit oluyordum zati ne zamandır. Ufak bir hatasında çöktüm lavuğun tepesine. Allah ne verdiyse artık.