bugün

evet aslında bunlarda vardır.insanlar bazı şeyleri yanlış okuyabilir bu vardır.yaran yanlış okumalar

ancak birde yaran yanlış anlamalar vardır.insanlık halidir olabilir.bir söyleneni yanlış anlayabilirsiniz.yorgunsunuzdur,aklınızda başka şeyler vardır.insanlık hali sonuçta.aşağıda buna benzer başıma gelmiş bir olayı söyleyeyim.

anneannenin kaldığı huzur evinin fotoğraflarına bakılıyordur.anneannenin anneye söylediğine göre huzur evi deniz kenarındaymış.manzarası iyidir.binanın dış resmine bakarak hangi odada kaldığı tahmin edilmektedir.

-annem
+baba

-denizi görüyomuş anneanne öyle dedi
+iyide bina zaten deniz kenarında hepsi denizi görüyodur.
-eski denizi mi?
+hepsi denizi!hepsi hepsii!

bunun gibi yanlış anlamalar olabilir evet utanmayın sıkılmayın.
doğrusu:meltem çatal kaşık bıçak seti.
anlaşılan:ben ten çatal kaşık bıçak seti.
anne çilekli sakız çiğniyordur.daha sonrasında gelişen olaylar..

ben:sen çilek kokuyorsun
anne:sinek mi ne sineği oğlum.
ben:puahahahah sinek değil çilek pauhaha
anne:haa puahahah
babanın telefonunu biri aramıştır ancak yetişememişimdir.arayan finansbank'tır.annem babama sorar:

annem:kim aramış
babam:finansbank
annem:nazan mı?

hayır annem geniş aile izlemiyor.kulağından rahatsızlığı da yok.
tamamen gercektir.

kadın:pardon dogan gilin ev nerdeydi.
babam:kim
kadın:dogan dogan
babam:yok abla sogan satmıyoruz isterseniz iki kök verem..
kadın benim hayvanca gulusumden sonra hızlıca kactı
bugün never neverland abimiz ile konuşurken başımdan geçmiş olaydır.olayın başlangıcı şöyledir.

dün never neverland ile güzel bir sohbete girdik.havacılıktan bahsettik falan daha sonra maket biriktirme olayına girdik.ben 43 oldum dedim ki bu 43 benim maketlerin sayısıdır.o zamanlar önce bırakmış bu işi.neyse bugün sabah never neverland'e günaydın abi deyince olay başlar

klavye:selamlar günaydın abi.
never neverland:ne abisi benim sana abi demem lazım.sen dün demedin mi ben 43 oldum diye ben 37 yaşındayım.
klavye:hı ne?ne 43 mü?

bu sırada atılan cevaplar kontrol edilir ve cevap bulunur.benim 43 oldum diye yazdığım mesajı never abi yaşım olarak algılamıştır.

klavye:abi o benim maket sayım yaşım değil öğrenciyim ben.
never neverland:ha ne hö?puhahha
klavye:puhahah
derslerde özellikle scary movie(türk aksanıyla) diye bağırıp hocanın beni s.kerim oni diye algılaması...
A: Hacı izlanda'daki kızlar ...
(bkz: Hızlandırmadaki kızlar)
- magazinsel kız
+ ben

- ya şimdi bu adamı niye dışişleri bakanı yaptılar anlamadım gitsin şarkısını söylesin
+ ne şarkısı
- artık yurtdışı gezilerinde nurcanımı söyler
+ ne diyosun sen kızım bi git kafa mı buluyosun benimle, nurcanım ne ya
- e yuh yani davut güloğlunu tanımıyorum deme

kızımız, ahmet davutoğlu yerine davut güloğlu anlamış.
kasaba girilmiş ve sorulmuştur...

+pardon burada multinet geçiyor mu?
-ney eti?
yıl 90'lar..

otobüsde kulaklıklar takılı müzik dinlenilmektedir.müziğin sesi yüksek olduğundan çevredeki yolcular da bir hışırtı duymaktadırlar.ve amcaların birinden bir soru gelir:

(amca 1)- yeğenim nedir bu gürültü , ne dinliyosun sen?
(ben) - metallica.
(amca 2)- ne dinliyomuş, ne dinliyomuş.
(amca 1) - mezdeke... ????????????????????
işbu entiride a annemi, b ise beni tarif etmektedir efenim.

a: dibinde hiç su kalmamış dimi?
b: anne naapcan simitçiyi ki sen?

'dibinde hiç su' kısmını 'simitçi' anlayan beynime ayrıca teşekkür ediyorum.

(bkz: algıda sıçıcılık)
msn'de bir resim hakkında konuşulurken;

a- o kim, hani senin yanındaki(on numara bir hatundur)?
b- oda arkadaşım
a- ne odası lan, sen ev mi tuttun?
b- yok canım yaaa. yanlış anladın oda arkadaşım.
a- lan kafayı mı yedin ne odası?
b- yaa oda değil, oda arkadaşım yani. başka bir arkadaşım
a- lan kapat lan konuyu...
b- ihihihi
a- yaa sabırrr...

meğerse "da" ekini ayırma özürlüsü imiş. son derece kıl olmuştum o gün hatuna.
cümlenin aslı: silent please.
anlaşılan: this is sahil polis..
Senin ikizin var mı?

Meali: Senelik iznin var mı?
- abla ben de sizin okulda 4. sınıfa gelsem keşke. olur mu?
- yok tatlım olmaz bizim ki lise *
- abla sen kiliseye mi gidiyorsun?
- *
akşam yemeği yenmektedir. ipek sacli kiz doyup doymamak arasında gidip gelmektedir. annesi bu durumu tam doyma olarak değiştirmek için şu cümleyi sarfeder ve diyalog gelişir:

+ dünden kalan tavuk var yersen?
- (içses: yumurtalık mı var? nasıl yaa?) ne dedin?
+ tavuk var dedim.
- cümleyi tam söylermisin az önceki gibi.
+ dünden kalan tavuk var yersen dedim.
- ben ne anladım?
+ ne anladın?
- yumurtalık var yersen.
+ ..... (mavi ekran)
- çılbır yiyoruz ya ordan çağrışım yaptı herhalde..
+ dün akşam, bağrışlarımız geldi mi yan odadan?(anlaşılması gereken)
- dün akşam bağışlarımız geldi mi yalovadan? (anlaşılan)
duştan yeni çıkılmıştır.saçlar taranacaktır ve şu diyalog geçer:
+ baba tarağı verir misin?(bu arada baba tv ye bakmaktadır)
- oha lan!
+ baba tarak dedim y.rak değil!asıl sana oha!
- he tamam.
paronayak herzamanki gibi doktora gitmiştir
hemşire: canım recete kağıdın varmı
paronayak: evet var
hemşire :nerde yanındamı
paronayak: yok çantamda
hemşire: getirirmisin
paronayak (iç ses) ne yapacak lan peçete kağıdını
çantadan peçete kağıdı çıkarılır hemşireye verilir hemşire şaşkın bir ifadeyle yüzünüze bakar ve gülmeye başlar siz yaptığınız salaklığın hala farkında değilsinizdir niye gülüyo diye bakarsınız hemşire canım ben senden recete kağıdını istedim peçete değil der.
kıpkırmızı bir suratla odadan ayrılırsınız.
gülmemek için bünyeyi zorlasanız da 2 dakikadan fazla dayanamayacağınız olaylardır.

mağazaya giren bir adam yardım için arkası dönük kısa saçlı bir çalışana seslenir.
- pardon hanımefendi?
- buyrun?
- pardon ben sizi bayan sandım.
- ben zaten bayanım.
kafede battle for middle earth 2 oynanmaktadır.

-oğlum şu işçini oradan çek güme gidecek yoksa.
finrod:içten bir ses (ne diyor bu yahu)
-oğlum tekrar söylüyorum işçini çek oradan.
finrod:yemişçi mi ne yemişçisi ne diyorsun sen be adam.

dakikalar boyunca 3 arkadaş ve ben kahkaha krizine tutulduk.
anneniz kim?

hızlı söylendiğinde farklı yanlara çekiliyor.
cümlenin aslı:"tahtadaki notlar yeni mi?"
anlaşılan:"fazla külotu olan var mı"
asıl: andy warhol “bir gün herkes 15 dakikalığına şöhret olacak” demiş.
anlaşılan: andy warhol “bir gün herkes 15 dakikalığına sünnet olacak” demiş

(bkz: yorgunluk)