bugün

4 sene önce bir biyoloji sınavı.Defter yüzü açılmadan sınava girilmiştir.
mavimelek: Granürlü er özelliği neydi damla?
damla: (Sınıfın sınav sessizliğiyle birden bağırarak) Ne karabiber mi?
mavimelek: ne karabiberi lan granürlü er. * Ve hoca dahil bütün sınıf koptu.

Not: benim karabiberle ilgili nekadar olayım var ya? *
3 yaşındaki kuzene büyüklerin elinin nasıl öpüleceği öğretilmeye çalışılır.
rapsodik ilk olarak minik kuzenin minik ellerini öper ve alnına koyar, sonra kuzenden yapmasını ister. ama kafası karışan küçük kuzen, rapsodik' in elini öptükten sonra kendi elini alnına koyar ve rapsodik kopar. *
Japonya' da hırsız yakalayan bi robot icat etmişler.
Amerika' da 5 dk da 118 hırsız yakalamış.
ingiltere' de 5 dk da 90 hırsız yakalamış.
Fransa' da 5 dk 50 hırsız yakalamış.
Türkiye' de 5 dk da robotu çalmışlar .
döner bıçağıyla saldırı
elektrikli testereyle saldırı
şeftaliye saldırı
anal sex
metrobüste durakların yazılı olduğu tabloyu* ters yapıştırılmış olarak görmek.
(bkz: giyotinle idam)
birkaç yıl evvel konyada tramvay yoculuğu yapılmaktadır lakin arıza sebebiyle tramvay bir süredir hareket etmemektedir.
ön koltuktaki çiftten hatun olanı:
- aşkııııım inelim de arkadaki tramvaya binelim miiii?*
kars'ta caddede arkadaşlarla yürürken karşıdan gelen izbandut gibi siyah paltolu bıyıklı güneş gözlüklü (burası soğuk memleket güneşte ayda bir açar) tam bir kıro vatandaşın geçmesi.

zaten gülmemek için zor tutarsın kendini ve arkadaşlarından biri adamın karşısına geçip

"ola ola ola metrix" demesi ve sizin yarıl yarıl yarılmanız.
tem otoyolundan şehir merkezine doğru yol alıyoruz. iett otobüsündeyiz ve şöför, yediği simidin kâğıt ve poşedini bilet kesen görevliye işaret ederek gösteriyor. görevli kabininden çıkıyor, otobüs yavaşlıyor ve kapı açılıyor, hoop direkt doğaya bırakılıyor bu çöpler, kendimi tutamayıp bağırıyorum: "ne yapıyorsunuz yahu siz! belediyeci adamlarsınız ne yapıyorsunuz?"
cevap: "biz dönerken alacaz onu hocam"

o çöp de orada sizi bekleyecek, hem de karşı şeritten gelirken, ona o kadar uzakken.
belanızı vermesin sizin,
minibüsteyim ortalarda oturuyorum.

şahıs 1: şunu uzatır mısınız?
ben şahıs 2'ye: şunu uzatacakmışsınız.
şahıs 2: neden şoförle dargın mısın?
ben: benim bir sorunum yok. sanırım parayı bana uzatan dargınmış. zaten psikolojik sorunları olduğu tipinden belli.
içimdeki ses: sanırım bu adam (şahıs 2) liseli.
bazen bir mesaj kadar yakındır.

sözlükle ilgili olarak yaşanan bişiy var burada. olay şu;

uludağ sözlük'te bir yazarın bana '' beni itü sözlük'te yazar yapabilir misiniz acaba?'' diye mesaj atması.

kaç gündür gülüyorum lan.

beni yetkili bi abiye benzetti sanırım.

bu entry sözlük mesajını deşifre etmek bilmem ne diye silinirse.. silinsin anasını satiyim.
staj yaptığım hastahanede gerçekleşen bir olaydır.

hasta bir yaşlı teyze doktora dert yanmaktadır.

teyze : doktor bey bir hal çaresine bakın valla her yere gittim.
doktor : nerelere gittiniz teyze?
teyze : samsun'a.

biz yıkıldık orda.
gece rüyasına şeytan ugramış suskun kardeşiniz ertesi sabah'a cenebet bir şekilde uyanır hemen banyoya koşar o esnada suların kesik oldugu ögrenilir.dışardan bir damacana su alınır ketılda ısıtılmak üzere, bu esnada çalışma arkadaşım ki bayan oluyorlar kendileri telefonla mesaj atar "nerdesin,gelmeyecekmisin"diyerek.benim ise ona yazdıgım mesaj kadınlar ve erkekler arasında ki eşitligi tekrar sorgulamanıza neden olacak nitelikte idi.
mesajı yazıyorum aynen;
" hede höde.hanım gece şeytana yenik düştükte banyo yapmam gerekiyor,evde de sular kesik bende gitdim bir damacana su aldım devamını anla"
not;bayan evli ama mutsuz.aramızda ki muhabbet'de biraz farklı boyutda oldugu için bukadar rahat ola bildim
Kuzenlerimin Bilgisayar şifresini saatlerce arayıp bulamayıp sorduğunda şifre 1 dediğimde dumur oluşları.
dün yolum güngören'e düşmüştü, güngören'e gelmişken eski bir arkadaşıma uğrayayım dedim. sokağın birinde arkadaşla laflarken bir teyze çıkageldi. dağınık uzun beyaz saçları vardır. yüzünde ilginç bir ifade ile gelip bize "yılanlar insan kılığına girmiş s*kişiyorlar." dedi. anlamsız ve şaşkın bakışlarımızı görünce "hem de dört katlı apartmanlarda..." diyip uzaklaştı. ben arkadaşımla nasıl yani diye birbirimize bakınırken, felsefe seven bir kişilik olarak teyzenin ne anlatmaya çalıştığına kafa yordum. etraftaki apartmanlara baktım ve hiçbiri dört katlı değildi. sonra teyzenin deli olduğunu çözdüm, bunu arkadaşıma söyleyip evime doğru yol aldım.
(bkz: fgam 14 yaşında ve arkadaşları ona einstein diyor)
bugün eve dönüş yolunda güzergah değişikli yaptım.iyiki de yapmışım çok güzel bir olay yaşamama sebep oldu.

metrodan çıktım eve doğru yürüyorum.baktım bir kız arkasındaki çocuğa bir şey deyip hızlıca yürümeye başladı.ben tabi anladım yine klasik tartışan sevgililerdi.çocuk elinde sigara kızın peşinde gidiyor ben de en arkalarındayım.ama çocuğunda iyi bir tipi var yani kıza zarar verecek birine benzemiyor.parktan çıkarken trafik ışıklarının olduğu yere geldik.sonra ben üst taraftan geçerken arkadan bir korna sesi duydum.tabi o yöne doğru bakınca gördüm ki bizim elemana araba çarpıyormuş.sonra aynı kaldırıma çıktık onlarla.burada işte beni yaran sözü eleman söyledi kıza "araba çarpıyordu lan!" kızın tepkisi de "bana ne be çarparsa çarpsın" oldu.sonra işte çocuk yine sineye çekip elinde sigarayla kızın peşinde yürümeye devam etti.ben yaşadoğım yere geldiğimden sonrasına tanıklık edemedim.
bugün banka kuyruğunda yaşadığım olay beni derinden etkiledi. efenim 3 arkadaş yaklaşık yarım saat çok biliyormuşçasına siyaset muhabbeti yaptılar ve işte o an bankanın duvarında yazan emeklilere büyük avantaj tarzında bi yazı. işte bu arkadaşlar yazıyı farketti ve annelerinin babalarının emeklilik muhabbetlerini yapmaya başladılar. aralarından sakalları olan kız şunu söyledi benim annem 31 yaşında emekli oldu diğer arkadaşı nası ya dedi cvp benim annem 13 yaşında çalışmaya başladı işte '' BÜLENT ÖZAL'' zamanında erken emeklilikte varmış dedi arkadaşlarının da evet onun zamanında herkes emekli olmuş demesi gülsem ağlasam mı bilememe noktasında bıraktı beni.
notu kıt olan uber ibne bir hoca ( sınavından en iyi not alan 60'tır ) final sınavında isim yazılmamış bir sınav kağıdı okur. sınıfa sınav sonuçlarını açıklarken '' gerizekalı bir arkadasınız üniversiteye gelmiş ancak sınav kağıdına adını yazmayı öğrenememiş ama ben yine de ona 30 verdim '' diye sözde adını yazmayan insanı itin götüne sokmayı amaçlamaktadır. herkesin notlarını acıkladıktan sonra bakar ki isim yazılı olmayan kağıt kendi hazırladığı cevap kağıdı...

öğrenciyi gerizekalı diye aşağılayan ileri zekalı hocanın kendine 30 vermesi,o anki surat ifadesi, tüm sınıfın hocayla taşşak geçmesi ve yarıla yarıla gülmesi,kesinlikle paha biçilmez bir andı.
avrupa kente yüzülmeye gidilir. havuza birisi atlar ve dengesiz atlar. kimdi o salak dedikten sonra ben cevabını almak. çünkü o kişi tam arkanızdadır.
Aslında olay mı durum mu tam çözemedim ama neyse işte, bugün çarşıdan eve gelirken gördüğüm bir kişi beni oldukça güldürdü;

50-55 yaşlarında bir amcamız elinde sigarası ve masasındaki meyve suyu ile oldukça ilginç bir görüntü oluşturuyordu. Bir fırt sigaradan çekip bir yudum meyvesuyu içiyordu. Önce zehir, sonra vitamin. Galiba ordan aldığı zehri orayla telafi etmek istiyordu...
hafta içi iş çıkışı, elimde telefon mesaj yazarak yürüyorum. hava yağmurlu ve dükkanların dibinden yürüyorum, fazla ıslanmamak için. bir vodafone bayiisinin önüne geldim. orhan gencebay'ın normal insan boyunda olan kartondan yapılmış bir poster gibi zımbırtısı var, bilirsiniz elleriyle dükkanı gösterecek şekilde durur öylece. dükkanların dibinden gittiğim için ve başım önümde olduğundan dolayı görmedim orhan babamızı, ve ona çarptım başımı kaldırdım pardon dedim, kenara çekildim. o an durdum ve laan dedim arkamı döndüğümde orhan babanın elleriyle dükkanı gösteren posteri öne arkaya sallanırken kendi kendime gülmeye başladım. öte yandan dükkanın içindeki elamanların kahkaha seslerini duydum. acıydı lan. beni yarmasa da o elamanları yarmıştı anlaşılan.
efendim şimdi sözlükten bir teori oluşturacağım belki yaşayanınızda vardır;

before~~

girdiğiniz bazı entrylerden ötürü çaylak olursunuz ve bunun üzerine size karşı cephe almış kişilerden mesajlar yağar.

- hahahah ulan bir sözlük yazarı bile olmayı beceremedin.

After

arada çok değil bir kaç gün geçer ve size o mesajı atan kişi aynı duruma düşer.

- hahahah dinime küfür eden troll ateist çıkmış.
Bodrum-istanbul seferini yapmakta olan onur air' e ait uçak istanbul hava trafiği yüzünden inişe geçememektedir. pilot anons yapar 10 dk havada turlayacağımızı söyler.

- haydaaa 10 dk turlucakmış bir edirne kırklareli yapıp döneriz heralde
+ee bilete dahil mi peki bu 10 dklık uçuş acaba
- yok ya inerken extra ücreti toplucak hostesler yalnız kredi kartı geçmiyormuş nakit çalışıyorlar

bu sırada yan sıramızda oturan teyzenin bize baktığını farkederiz yazık geyik yaptığımızı anlamamış ve sanırım içinden "ay yazıııkkk ilk kez bindiler heralde uçağa" der gibi bakıyordu. işin komiği bizim yaptığımız geyikten çok bize bakışı daha da çok gülmemize neden oldu.
kuzenim 3-4 yaşlarında.

bildiğiniz gibi 99 depremi diye bir şey var. bostancı'dayız. zemin katta oturuyoruz falan. evimiz de bayağı sağlammış, hiç hissetmemiştik. gecenin bilmem kaçı. uykuluyuz. uyuyoruz. bir baktık (daha çok duyduk) dışardan böyle insan diyecektim az daha, mandalar bağırıyor. anırıyor. inletiyor. hay amına koyayım ne lan bu gece gece dedik. babam yatağından hoplamış, (sinirlidir de) camdan dışarı bakıyor. başta anlam verememiş falan. neyse, bu teyzemler bize geldi, ntv açık, olanlara bakıyoruz. yalova felan inliyor. neyse, sabah oldu. bu kuzenim falan kalktı. çok şeker, çok sakin bir fırlamadır eşşolusu. bu depremin ölçüsü, ölü insan miktarı falan öğrenmeye çalışıyoruz, sen gel televizyonu kapat. bağırdım ben. "lan niye kapatıyorsun?!" diye. dedi ki "ezan okunuyor." iyi hadi öyle olsun dedim içimden. yapacağımı bilirim dedim. bu arada dedemler de övüyor bizimkini, "aferin evladım, aferin yavrum" şeklinde. iyi dedim. görüşürüz.

hacı, ertesi gün bir baktım, açmış çizgi film izliyor bu. gittim kapattım düğmeden. "yaa ne yaptığını sanıyorsun?" dedi bana. "ezan okunuyor şşşişt!" dedim. biter birazdan dedi ve televizyonu açıp, aramızda hiçbir şey geçmemiş gibi günlük yaşantımıza devam etti. böylesini de bir bunda gördüm yani. çok yaşa sen.
abazanlığın son seviyelerinden birini yaşayan erkektir. yazık yav biri el atsın onun eli yetmez artık