bugün

google'da "fa" yazınca "facebook" "ho" yazınca "hotmail" çıkmasına acayip derecede alışan yazarın bilgisayarın açılış şifresinin ilk iki harfini girdikten sonra alt tarafta şifrenin çıkmasını beklemesi çıkmayınca sinirlenmesi durumu yaklaşık 10 saniye sora farketmesi.

edit:imla
mercedesin kapısını ev anahtarı ile açmaya çalışmak. açılmadığı görüldüğünde bu anahtar bozuk demek, tüm bunlar olurken 0 promil alkollü olmak.
henüz ilkokuldaydım. ilk defa hastalanma numarası yapıp öğretmene ailemi aratacaktım ve bu sayede o gün okuldan yırtacaktım.

planı uygulamaya koydum. iki elimi de karnıma bastırarak "üff, ıhh, off" şeklinde inledim. amacım benim oturduğum sıranın yakınındaki sıralarda oturan arkadaşlarımın hasta olduğumu sanmalarını sağlamaktı. mutlaka içlerinden biri "öğretmenim, arkadaşın karnı ağrıyormuş." diyecekti. planımı hız kesmeden devam ettiriyordum.

en sonunda yanımda oturan arkadaşlarımdan biri "neyin var?" diye sordu. "ıhh karn... ıhhhh karnım ağırıyo..." dedim. arkadaşım da öğretmene karnımın ağrıdığını söyledi. planımın ilk bölümünü başarıyla tamamlamıştım.

sıra ikinci bölümdeydi. öğretmen eline küçük bir kağıt parçası alarak yanıma geldi. neyimin olduğunu sordu. karnımın ağrıdığını söyledim. öğretmenimiz ev telefonumuzun numarasını sordu. işte o an aptalca bir dalgınlık yaptığımı anlamıştım. uzun zaman önce öğrendiğim numarayı bir türlü hatırlayamıyordum. annem ve babam benim ne kadar unutkan bir çocuk olduğumu bildikleri için telefon numaralarını benim defterime yazmışlardı. ama ben o defterde telefon numaralarının yazılı olduğunu da unutmuştum. bunu öğretmene söylediğimde öğretmen beni azarlamıştı. ordan bir kaç tane yalaka da "ben iki yaşımdan beri hem annemin, hem babamın, hem de evimizin telefon numaralarını ezbere biliyorum." diyordu. diğeri hem annesinin, hem babasının, hem de diğer akrabalarının telefon numaralarını çok küçükken ezberlediğini ve hiç unutmadığını iddia ediyordu. bütün bunlar olurken ben o an sınıfta bulunan herkese küfürler yağdırıyordum. tabii bunu içimden yapıyordum.

planım yatmıştı. beni de yatırması an meselesiydi. birdenbire karnımın ağrısının geçtiğini söylesem öğretmen durumdan kıllanırdı. yalan söylediğimi anlardı ve iki kat daha fazla azarlardı. öğretmen yatıp dinlenmemi istemişti. ben de kafamı sıraya dayayıp yatmıştım.

işte o gün hayatım boyunca unutamayacağım aptalca dalgınlıklardan birini yapmıştım.
sex sonuna doğru, boşalmayı unutmak. *
otobüsteyken durağa az mesafe kala bir yere odaklanıp bakakalmak ve sonrasında geçilen durağa ulaşmak için gerisin geriye yürümek.
masaustu bilgisayar kullanırken masayı touchpad sanıp parmagı masada dolaştırmak ve imlecin hareket etmediğini görünce de imlece küfretmek.
Kurabiye yaparken sıvı yağ yerine bulaşık deterjanı dökmektir.
ingilizce yazarak ve okuyarak geçirilmekte olan bir akşam, kafa iyice pide olmuşken, arkadaşla sigara almaya çıkmak. su birikintisi olan bir yerden geçerken, alışkanlıkla "destur bismillah" demek istemek, bunun yerine ağızdan "destroy bismillah" diye bir laf çıkması.

edit: iyice cihat kafası olmuş lan bu
kar yağarken montu almadan dışarı çıkmak yetinmeyip anahtarı da almamak mal gibi kalmak.
kız arkadaşın elini tutarken akbil doldurmak daha sonra para üstünü alıp arkada duran kızın elini tutmak, hem kız arkadaşının gözleri önünde bunu yapmanın hazin sonunu hem de arkadaki kızın erkek arkadaşının sub-zero bakışını yemek ve olayı üstünden 5 yıl geçse de unutamamak *
1. gün yemekhanede yemek tabağını çatal kaşıkların konulması gereken deterjanlı yere dökmek.
2. gün tabaklarla beraber umarsızca merdivenlere doğru yönelmek ve ustanın "hoop" sesiyle birden motorun tekrar devreye girmesiyle dünyaya geri dönmek.
Olay şöyle olmuştur:
Gece arkadaşın evinin önünde sigara tüttürüyoruz. Arkadaş karşıdan bir anda beliren babasını görünce sigarayı yere atmaya davranırken atma len diyecekken arkadaş atmış bulundu. Ve arkadaşın babası:
Baba: eve gireceksin nasılsa diyerek içeri girdi.
Arkadaş: bana dönüp olum sıçtım ben ya
Ben: Lafımı dinleseydin sıçmamıştın
Arkadaş: Ne alakası var be
Ben: Ulen yere attığın sigaradan bi sürü kıvılcım çıktı elinde tutsaydın gözükmeyecekti.
Arkadaş: Heee doğru diyon.
odamı süpürürken babamın söylediği bir kaç kelimeyi görültüden duyamıyorum diye süpürge yerine odanın ışığını açmış olmam, sonra ses niye kesilmiyor lan diye kapamış olmam, daha sonra ulan bi terslik var heralde diye defalarca elektrik düğmesine hışımla asılıp ampulü patlatmam.
aile kendini aşk-ı memnu'ya kaptırmıştır. ben, babam ve babannem oturmaktayızdır. hani bu göz pedleri vardır ya yatarken taktıkları. dalgınlıkla babanın ve babannenin yanında şu cümle kurulur:
"neden göz pedi diyorlar ki ? geceleri gözleri mi akıtıyormuş ?"
olayın farkına varıldığında çok geçtir.*
-staj yapılan bankada sertifikaların üstüne basarken, müdürün isminin yazılı olduğu kaşeyi yönetmenin masasına yanlışlıkla fırlatmak.
-fotokopi makinesinin içine su dökmek.
*
ağızda sigara varken motorun benzin deposuna bakarak benzin durumunu kontrol etmek.
yer: yalnız yaşanılan öğrenci evi.

olay: ''herşey tamam artık çıkabilirim, şu pencereyi açayım da oda da havalansın hele.'' dedikten sonra tüm gününü geçireceğin işyerine sabahın köründe gitmek, akşama kadar mesai yaptıktan sonra mis gibi havalandırılmış evinde yapacağın keyfi düşünerek bakkaldan iki bira alıp ,içeri girdikten sonra açık pencerenin önünde büyük bir gayretle yanan ufoyu görmek. akabinde tüm gün yanan ufonun getireceği elektrik faturasını dengelemek için bir hafta boyunca soğuktan tir tir titremek, geceleri uyuyamamak.''

yer: aynı ev.

olay: 8 saatlik uzun bir yolculuk sonrasında, sabahın 4 ünde çanakkale'de ki evinin önüe geldiğin vakit , yanlış anahtarı aldığını farketmek.gavur ölüsü kadar ağır olan bir valizle, sabahın ayazında açık bir kahve aramak.götün dona dona anahtarcıların açılmasını beklemek ve çilingire verilen 40 tl açma parası, üzerine bir de 20 tl kilit parası vermek.ara sıra kafa yapmıyor da değil ha.
maçtan geldikten sonraki yorgunlukla banyoya girmek ve banyo fayansına düşmektir.
x ve y isimlerinde, 2 ayrı gsm operatörünün hattını, 2 ayrı telefonda kullanan şahsım, numaralarını da telefonlara x ve y olarak kaydetmiştir. telefonlardan biri kayıptır, bulmak için y den x aranır. x in takılı bulunduğu telefon çalmaya başlar, telefon bulunmuştur fakat aramayı yapanın şahsım olduğu unutulmuştur. müşteri hizmetlerinin aradığı sanılarak telefon cevaplanmıştır.
okuldan aç ve yorgun dönülmüştür.elde ki yükte ağırdır.cepten anahtar çıkarılır ve kapı açılır.yukarı çıkılır ancak o da ne? elde anahtar yok.düşürdük mü acaba?diye bakılır ancak bulunamaz.yoksa denilir.aşağıya inilir ve gerçeklerle yüzleşilir.anahtar boynu bükük bir halde apartman kapısında orada sizi beklemektedir.
o donemlerde restoranda calisiyordum. gelen musterilerden hesabi alip para ustunu verirken "afiyet olsun" deme aliskanligi kazanmistim.

gunlerden bir gun eve giderken hacetimi gidermek suretiyle cami tuvaletini kullanmak zorunda kaldim.cikarken parayi verip "afiyet olsun" demisim. adam dovcek gibi bakinca anladim hatami.
tuvaletten çıktıktan sonra fermuarı çekmeyi unutup günün geri kalan zamanını havadar geçirmek ve bunu eve gelince farketmek.
Pizza sipariş edilip pizza geldiğinde adamın size 5 tl fazla para üstü vermesi ve "bozuğum yok kusura bakma" diyip bozuk para istemesinin ardından* o anki dalgınlıkla parayı az verdiği sanılıp "tamam tamam" denmesi, pizzacı yanınızda ufacık kalıyorsa* laf edemeden gitmesi, bütün bunların karlı ve soğuk havada olması, Adama 2 lira bahşiş verildi sanılıp 3 lira sokulması. ****

5 yıl sonra gelen edit: ben bunu unutmuştum yahu. o kadar zaman geçtikten sonra niye oyladınız ki şimdi? :(
motosikletle gittiğiniz cafeden akşam minibüsle gelmek.

(bkz: tecrübe ile sabittir)
Elektrikli sobanın önüne ayakları uzatarak, gerine gerine tv izlemek, sonrasında yanmış bir çorap kokusu almaya başlamak.