bugün

amerikanın ekonomisinin kalbi.borsa işlemlerinin merkezi.new york'ta bulunur.
başrollerinde michael douglas ve charlie sheen'in oynadığı, oliver stone'un yönettiği 1987 yapımı film. adından da anlaşılacağı gibi borsa piyasasında olup biten dalavereleri etkileyici bir şekilde sunan bir yapımdır. bu filmdeki rolüyle michael douglas en iyi erkek oyuncu oscar'ını almıştır.
(bkz: wall street journal)
(bkz: recep tayip erdoğan)
(bkz: amerikan askerlerine dua)

(bkz: serkeş çağrışım)
hollandalılar tarafından işgal edildikten sonra şimdiki down town ve uptown bölgelerinde yaşayan manhattan yerlilerinden korunmak için tam bu sokağın olduğu yerde bir duvar yapılmıştır sokak adını bu duvardan almaktadır.
1987 tarihli oliver stone filmidir. amerikan kapitalizminin çöküşü ve yine amerikan iş ahlakının acımasızlığı ile ilgili sinema tarihinde yapılmış en iyi filmdir kanımca. acımasız iş adamı tiplemesi gordon gekko (michael douglas) ve amerikan rüyasını çok çabuk elde etmek isteyen hırslı genç bud fox (charlie sheen) arasında adeta iyiyle kötünün modernize edilmiş savaşını görürüz. özellikle gekkonun ofisinde fox'la olan son diyaloğu sıkı bir vahşi kapitalizm tanımı içerir. barındırdığı eleştiri ve mesajı ile amerikan sinemasının yüz akıdır.
michael douglas, gordon gekko karakteriyle en iyi erkek oyuncu dalında oscar heykelciğini kucaklamıştır. fazlasıyla da haketmiştir.
douglası douglas, stone'yi stone yapan filmdir. modası geçmeyecek filmdir. özellikle amerikan dış siyasetinin son 15 senedir izlediği politikayı da düşünürsek filmin, çekildiği dönem için ne derece sert bir üslupa sahip olduğu rahatça görülür.
son olarak; greed is good
bush'a göre sarhoş olmuş borsa merkezi. basına kapalı bir alanda söylemiş bunu ama tam 1 saat sonra youtube'a düşmüş. gerçi biz farklıyız. youtube, avrupa ve abd hikayeydi değil mi?
amerika'nın new york kentinde bulunan ve en önemli finans kuruluslarının bulundugu sokaktır.amerikan iç savaşından önce bile bir finans merkezi olarak kabul ediliyordu bu sokak, günümüzde dünyadaki finans ve yatırım hareketlerinin simgesi konumundadır.
nyse bu sokağın 11 numaralı binasıdır.
2010 da yeniden çekilmesiyle vizyona girmiş film. seyir zevkini yükseltmek için birazda olsa borsa bilgisinin olması gereken büyük paralarla oynayan insanların dünyasını gözler önüne seren izlenesi film.
kapitalizmi nefis anlatan, oyunculukları ve mesajları çok sağlam, ve kendi efsanesine oluşturacak şekilde 25 milyon dolar kâr elde edirerek oliver stone faciasını yaratmış filmdir.

kendisi ve gerçeğe iz düşümüyle kapitalizmin ne büyük belalar yaratabileceğini anlattı.

--spoiler--
ama bud fox'ın yükselişini izlerken kim özenmemiş olabilir ki?

insanın zaafiyeti böyle bir şeydir işte.

--spoiler--

michael douglas karizmasına değenmezsek olmaz.

yalnız izlerken benim aklıma en çok gelen şey nedense kenan birkan oldu, bilemedim.

--spoiler--
bu arada bud fox'ın ismiyse barındırdığı kelime oyunuyla hayli manidar.

(bkz: bud fucks)
--spoiler--
dün akşam kardeşimle 1987 yapımını izlediğimiz filmdir. eski olması kuşkulandırmıştı ama adamlar harbiden sağlam yapmışlar.
Bilinçli tüketici geçinip hiç biskim bilmeyen koyunların, çakalları nasıl zengin ettiğinden bahseden film.
coşkunun olduğu yerdir eylem devam ediyor haklısınız kazanacaksınız! hele ki slovaj zizek konuşmaları oldukça o coşku o heyecan yaşanmaya değer! eğer ki merak eden bu nedir diyen arkadaşlar var ise -ki umarım vardır- okumanızı tavsiye ederim.

http://roarmag.org/2011/1...ll-in-love-with-yourself/
(bkz: occupy wall street)
Zamanında Hollandalı göçmenlerin ingilizleri dışarıda tutmak için kurdukları duvarın yerinde bulunan caddenn adıdır.
amerikalıların şu aralar eylem yaptığı yerdir. obamaya "wall streeti işgal et" diye eylem yapıyorlar.
1987 yapımı amerikan rüyası ve wall street balonunun gerçek hikayesidir. balon kelimesi içi boş anlamında değil, kölelerin efendilerini şişirmesini anlatmaktadır. yüzde 10 komisyonu alıp zil zurna sarhoş strip tease kulüplerine takılıp fahişelerle sabahlamalarını, büyük patronların da köleleri sayesinde ne tarzda yasadıklarına ışık tutmaktadır.

business is business kullanılan en etkili sözlerdendir.

bu wasp(beyaz protestan)'lar hakkında hatırlaman gereken şey; "hayvanları severler ama insanlara katlanamazlar"

sanırım bu söz bile size birçok şey hatırlattı. (bkz: beyaz türkler)

--spoiler--
bud fox'un, gekko'nun öğlen yemeği davetiyle gittiği restorantta gekko tarafından uyarılarak "buraya bu elbiseyle gelme" demesi bile manidardır.
--spoiler--

paper moon'a kiğılı'dan giyinip gitmek gibi.
borç alım satımı yapan dünyanın en büyük finans çetesi. şimdi bu orospu çocuklarını biraz daha yakından tanıyalım.

borç satma faaliyeti dünyanın en büyük kâr getirilerinden biridir. kredi borcu takasları ve tüketici borcuna karşılık teminatlı borç yükümlülüklerinden neredeyse tüm avrupa ekonomisini çökertmiş olan yatırım bankası goldman sachs ile yunanistan arasındaki hileli anlaşma gibi. tüm ülkelerin borçlarını maskelemek için kullanılan karmaşık ve uydurma projelere kadar her şeyi alıp satıyorlar. yani borsa piyasası ve wall street'ten bahsettiğimizde, nakit değer sıralaması nedeniyle ortaya çıkmış, tamamen yeni bir psikopatlık seviyesi görüyoruz. piyasalar hakkında bilmeniz gereken her şey, birkaç yıl önce wall street journal'da, "beyin hasarına uğramış yatırımcıdan dersler" başlıklı bir makalede bahsedilmekte. bu baş makale, hafif beyin hasarı olan bireylerin beyni normal işleyen bireylerden yatırımcı olarak neden daha iyi olduklarını açıklıyor. neden? çünkü hafif beyin hasarı olan birey empati sahibi değildir. işte kilit nokta burası. eğer empati sahibi değilseniz onlar gibi işinizi iyi yapabilirsiniz. dahası, new york borsası empati sahibi olmayan bireyler çoğaltmakla meşgul bu aralar. çünkü empati sahibi olarak oraya girmek ve düşüncesizce karar vermek, pişmanlık duymadan onların yaptığı ticareti yapmak vicdan sahiplerinin insanlıklarını etkileyebilir.

bu yüzden wall street çetesi bu tür robotlar çoğaltıyor. bu pisliklerin ruhları yok ve insanlara daha fazla ödeme yapmak istemediklerinden artık robotları çoğaltıyorlar. burda bahsedilen gerçek robotlar, yani algoritmik tüccarlar. yüksek frekanslı alım-satım skandallarında her zaman 1 numara olan goldman sachs yetkilileri new york menkul kıymetler borsası'na bir sistem koydular. bu bir çeşit bilgisayar gibi. bu eş-konumlu bilgisayar, borsa üzerinde alım-satımları yönetir ve alım-satımları karaborsa yollarla alım-satımdan alakasız kuruş ve sentlerle sipariş hacimleri ile vurur. parayı gün boyu hortumlamak gibi yani. geçen sene bir gün bile altına düşmeden düzenli 30 ya da 60 gün boyunca dörtte bir yol aldılar.

bu pislikler sadece borç alıp satmıyorlar. insanları da parayla satın alıyorlar.
wall street'te herkes rüşvet sayesinde terfi edilir. borsacı ofis müdürüne rüşvet verir, ofis müdürü bölge satış müdürüne rüşvet verir. bölge satış müdürü ulusal satış müdürüne rüşvet verir. bu durum onlar için çok sıradan. mesela noel zamanı sıradan bir borsa acente işinde, en büyük ikramiyeyi uyumluluk memuru alır. uyumluluk memuru bütün gün orda oturur ve onların marj sınırlarını ihlal etmediklerinden, ayrıca yasalara uygun davrandıklarından emin oluyormuş gibi yapar. tabiki neden olmasın. sonuçta uyumluluk memuruna da rüşvet verebilirsiniz. ne de olsa yasalara uyuyorsunuz öyle değil mi.

bu dolandırıcılık faaliyeti artık bir yan ürün değil. sistemin ta kendisi. eski bir woody allen fıkrası gibi:

- doktor, abim kendini tavuk sanıyor.
+ bir hap al.
- ama doktor bey, anlamıyorsunuz. bizim yumurtalara ihtiyacımız var.

yanisi şu; işlem harcı ve ikramiye üretmek için bankalar arasında sahte taleplerin gidip gelmesi, amerikan ekonomisinin gayri safi milli hasıla üretimini geliştirme makinesi halini aldı. gerçekte tamamen sahte talepleri takas ediyorlar ve bunların geri ödenmesi kesinlikle mümkün değil. aslında işledikleri şey "hiçbir şey". üretiyorlar ve yeniden menkul kıymete çeviriyorlar. bir kokteyl peçetesine 20 milyar dolar yazsam ve bunu john pierpont morgan'a satsam, jp morgan da bir kokteyl peçetesine 20 milyar dolar yazsa ve bu iki peçeteyi bir barda değiş tokuş etsek, her birimiz ücret olarak % 1'in çeyreğini ödesek, noel ikramiyesi için çok büyük para kazanırız.

her birimizin mali kayıtlarında o zamana kadar gerçek değeri olmayan 20 milyar dolarlık kokteyl peçeteleri olur. devlete gidip ödemelerini istesek sistem sahte peçete hesaplarını artık kapatamaz duruma gelir. bugün wall street ve global borsa yüzünden 700 trilyon dolarlık ödenmemiş sahte talep var. türevler olarak bilinen ve ve hala çökmeyi bekleyen talepler.

bu tüm dünyanın gayrı safi milli hasılasından on kat daha büyük bir değer demek. tabi bu sırada şirketlerin ve bankaların gülünç bir şekilde, yine bankalardan borç aldıkları paralarla hükümetler tarafından kurtarılmasına tanık oluyoruz. bugün koca koca ülkelerin başka ülke menşeli holdingler aracılığıyla mali yardım için uluslararası bankalardan para almaya uğraştığını görüyoruz. fakat bir gezegene nasıl mali yardım yapabilirsiniz ki? şu zamanda borca batmamış bir ülke yok. matematiksel olarak düşünülürse elimizdeki varsayılan katlanmış ülke borçları yalnızca başlangıçtır. sadece birleşik devletler'de hesaplanana göre yakın gelecekte sırf faizin karşılanması için bile gelir vergisinin birey başına % 65'e kadar yükselmesi gerekecek. onun haricinde, ekonomistler önümüzdeki 20-25 yıl içerisinde dünya ülkelerinin %60'ının iflas edeceğini tahmin ediyorlar.
Beta ayakkabının bir serisidir.
http://www.betashoes.com/wall-street.html
kalite fışkırtan ayakkabı cinsindendir.
1980\'li yılların iş dünyasını ve finansal çalkantılarını en iyi yansıtan michael douglas\'a oscar kazandıran bir oliver stone filmi.
görsel

Eskiler.
Kızılderililere karşı önlem alan beyaz adamların yaptığı duvar demektir.
Simdilerin para tezgahı.
Dünyadan silinmedigi sürece masum insanlar cehennem acısı çeke çeke ölmeye devam edecektir. Tüm pisliklerin çıkış noktası, çıban başı.
bizdeki "ataturk bulvari" gibi amerikada her sehirde oldugundan suphelenmeye basladigim sokak adi.
dutch west ındies company (wıc) atlantik’i yağmalıyordu. hudson nehrindeki ticareti kontrol edebilmek için wıc nehrin güneyindeki bir adada new amsterdam adında bir yerleşim kurdu. bu koloni kızılderililer tarafından tehdit ediliyor ve ingilizlerin de sıklıkla saldırılarına maruz kalıyordu. ingilizler 1664’te burayı ele geçirerek adını new york yaptılar. kızılderililere ve ingilizlere karşı wıc tarafından yaptırılan savunma duvarlarının kalıntıları, bugün dünyanın en ünlü caddesidir: wall street (duvar caddesi). bugünlerde ise wall street dünyanın finans merkezidir.