bugün

Bu ülkede yaşayıp, ekmeğini yedikten sonra yaşadığı yeri koruması gerektiği söylenince ''siktir et bir sürü enayi var'' demektir Vicdanı ret.

Gece yarısı yastığa başını koyup, rahatça sigarasını tüttürerek aşkını veya dertlerini tazeleyen insanların o an neden rahat olduğunu, sınırdaki askerler olmasa ''ben burda nah yatarım'' düşüncesini aklına getirmeden, askerliği markete gitmek gibi görüp ''amaaan ben mi kurtaracam lan vatanı'' şeklinde söylenenerek kendinde o hakkı görmeleri * ne kadarda doğal değil mi (!)
Sınırda bekleyen askerler enayi çünkü (!) Onlar da korumasın anasını satim, ne gerek var ?

düdüt; ne oldu ? kimin zoruna gitti ? hıı pardon. ben doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar lafını bir an için unuttum. üzgünüm.
en doğal hak! en vicdani hak...

yakın zamanda açıklayacağım!
yakın zamanda garfield ın vicdani reddine destek vereceğim.

tanım: zorlu süreçtir.
"var olmak için öldürmek gerekiyorsa, yok olmayı tercih ediyorum" demektir.
sonuna kadar desteklediğim. bi kaç ay sonra başvurular nereye yapılıyorsa yapacağım. ya da dilekçe meselesi işte. ömrümün en verimli çağında, düşünce anlamında veya yazın anlamında bir çok şey üretecekken sabahtan akşama kadar askeriyenin içerisindeki otları toplamak saçma geliyor.
şimdi bir kaç baba yiğit kalkıp da diyebilir, "toplayanlara ne olacak?"

o da onların sorunu. eğer ki dava açmayıp da mecburiyetten askerlik yapanlar varsa bu onların eşekliğidir. hiçbir şekilde bu duruma ses çıkarmayıp da askerlik yapanlarsa ya hala askerliği peygamber ocağı olarak görüyorlardır. ya da bi an önce bitse de gitsek derdindedirler.

gerçekten kafam almıyor bu durumu ama. nasıl bir zihniyettir bu. yüzbinlerce genç nüfusu toplayıp da onlara hapis hayatı yaşatmak. bi şekilde gençliklerini çalmak hangi faşist ve bağnaz düşüncenin ürünüdür. sorarım size, dünyanın hangi ülkesinde 15 ay askerlik var. komünizmle, diktatörlükle yönetilen ükkelerde dahi yok bu.
eee, o zaman bizim derdimiz ne? neyin savaşı bu? neyin mücadelesi? var mı tutarlı bi açıklaması olan?

benim 1 buçuk yılım alınacak ve karşılığında hiçbir şey verilmeyecek. oysa bi zamanlar şehit olmayı bile istediğimi hatırlarım. fakat o zamanlar çarkın böyle döndüğünü bilmiyordum. çocuksu bi vatanseverlikti benimkisi.
şimdi ne kutsallıklar umrumda ne içi şişirilmiş vasat vatanperverlikler.

ben sadece askere gitmediğim sürece bu ülkeye daha fayalı olacağıma inanıyorum. hepsi bu. mesela belediye işçisi olup da 1 buçuk yıl çöp toplayabilirim. en azından askeriyedeki o saçmalıkların hepsinden daha anlamlıdır. ya da kimsesiz çocuklar yurduna gidip de yıllarca orada o çocuklarla ilgilenebilirim. ya da bir huzurevine gönderilip sonsuza dek o meleklere yardım edebilirim.

ama bu askerlik işi biraz tutarsız geliyor. bir kaç aylık bir eğitim süreci ve uygulama olsa eyvallah da bir buçuk yıl çok zaman be mirim. ömür gidiyor. sen askere gittiğinde çocuğun yokken, geldiğinde birisi sana baba diyor. yuh!

neticede çağdışı. bağnazca. faşistçe. içi boş vatanseverlik: başka da bir şey değil.
(bkz: halkı askerlikten soğutmak)
zannımca türklüğü salt nüfus cüzdanındaki türkkiye cumhuriyet nüfus cuzdanı ibaresinden öte geçmeyenlerin savunacağı durum.

--spoiler--
ben sadece askere gitmediğim sürece bu ülkeye daha fayalı olacağıma inanıyorum.
--spoiler--

bu sözü sarf eden kişiye sadece altın çamura düşmekle değerini yitirmez diyorum.
(bkz: terörizmle vicdani ret hakkının ilintisiz olması)
(bkz: vicdani ret talebinin askerlikten sogutma olmamasi)
bir düşünce ya da eylem hakkında, hasbelkader, akıl meclisinden geçmiş kararın, yürek mahkemesinde red edilmesi durumu.

ayrıca,

(bkz: aihm den turkiye ye vicdani ret cezasi)
askerlik sistemi kayırma sistemi olduğu sürece destekleyeceğim harekettir. vicdani retciler genelde "kimse askerliğe gitmezse savaş olmaz." fikriyle ortaya çıkar. ütopiktir. sonuçta devlet dediğinin vicdanı olmaz, çıkarları olur. her devlet çıkarı için silahlı-silahsız müdahalede bulunur. türkiye bulunduğu coğrafyanın sosyo-ekonomik yapısı ve jeopolitik değeri nedeniyle her zaman güvenliği sağlamak için militarizme başvurmak zorunda kalmıştır. dış müdahale karşıtı militarizme yönelmek sorun değildir.

asıl sorun şudur sivaslı ali, çorumlu memet, edirneli hakan askere giderken kayırılan üst kademe insanlarının çocukları neden askere gitmemektedir?

bugünlerde üzerine birçok bok atılan mustafa kemal sıcak çatışmada göğsünden yaralanmıştır. mustafa kemal, celal bayar ve ismet inönü'den sonra hangi başbakan, cumhurbaşkanı göğsünde serhat boylarını diğer vatandaşlarıyla korumak gibi bir şanlı gururu taşıyabilmiştir?
(bkz: december18th org)
"ey bu topraklar için toprağa düşen
bir avuç toprağın var mıydı ölürken?..."
türk milletinin birlik duygusunun zedelenmesi, tsk'nın gücünün uzun vadede zayıflatılması, farklı insanlarla bir arada kardeşçe yaşayıp onları daha iyi anlamak için ortaya çıkan bir fırsatın mümkün olduğunca yok edilmesi, türk devletinin saygın kurumlarının yıpratılması, halk arasında infial yaratmak, ülkeyi bölmeye çalışmak gibi amaçlarla askerlik kurumunu zedelemeyi düşünen ve destekleyen; misyoner, emperyalist, terörist, bölücü gurupların götlerinden peydahladıkları kavram.

kendi güvenlikleri için şehit olan, aile düzeni bozulan insanları gördüğü halde vicdani sızlamayan; sözde vicdan tellalı kişilerin oyuncak edilerek veya yukarıda sayılan unsurları bizzat yapmayı deneyerek desteklediği kavramdır da.

askerliğin isteğe bağlı olmasını, uzun vadede kaldırılmasını amaçlayan bir düşüncenin sadece bir ayağıdır bu kavram.
askere gitmek istemeyen ve sahte çürük raporu alan birçok kişiden daha onurlu bir biçimde çıkıp ben askerlik yapmak istemiyorum diyenlerdir vicdani retçiler.evet gerçekten gönülden destekliyorum.kimse kimseye istemediği birşeyi yaptırmamalı.
bölücü kesimin malzemesi olduğundan ülkemizde tabu sayılan düşüncedir. esasında en az türban meselesi kadar(!) önemlidir.
filistin, israil'i ve israillileri yoketmek isteyen katil, barbar arapların yaşadığı yer, araplar kesinlikle yokedilmeli.

kürdistan, türkiye'yi yoketmek isteyen pis, kıro kürtlerin yaşadığı yer, kürtler kesinlikle yokedilmeli.

netice: iki cümle arasında bir fark olduğunu düşünen faşisttir, faşist köpeklerin de vicdani reddi anlaması beklenemez zaten.
kelimelerin ahangine ve büyülü hülyasına kapılmış insanın ciddi ciddi inandığı, üzerine insani ve alabildiğinde kutsal vasıflar yüklediği ve her zamanki gibi yine hedefi şaşırtarak kişiselleştirdiği bir diğer kavram. aynı demokrasi, insan hakları, özgürlük kelimeleri gibi. bizim memlekette böyledir gerçi, tumturaklı bir ifade görünce illaki onu kutsallaştırmamız, içini balık sırtı doldurmamız gerekir illaki. tabelanın üzerinde "sorsavuş beldesi yaşatma, yardımlaşma ve dayanışma derneği" yazar içeri girersiniz, ortam tilki çıkartmaya yetecek kadar sigara dumanına haiz ve dernek dayanışma ekibi bu dumanın altında pişpirik oynayabilecek kadar görev bilincine sahiptirler.
vicdani ret tanımlamasına da bu şekilde bir açıklık getirmek gerek, vicdani ret mefhumu ancak, ortada orantısız bir güç kullanımı varsa, göz göregöre bir insanlık suçu işleniyorsa, bir katliam ya da bir soykırım durumu varsa, savaş ve saldırı nedeni sayılması gereken koşullar ortada yoksa ancak böyle durumlarda kişi suça ortak olmamak için, kendi vicdanına ve insanlığına sığdıramadığı için vicdani retden bahsedebilir. yani gerçekten vicdanı ilgilendiren bir durum olursa vicdani redden bahsedilebilir. aksi takdirde durduk yere, keyfe keder, askerliğin vatani görev sayıldığı bir ülkede, karşı taraftan senin sivil halkının hayatını tehdit eden ve ülkenin bölünmez bütünlüğünü bozmak için insanlık dışı her tür suçu işleyen canilere karşı silah tutan körpecik askerler canlarını feda ederken vicdandan bahsedilemez.
neymiş efendim, insan öldürmeyi reddediyormuş. ulan dürrük sana kim insan öldür dediki ? altı üstü akşama kadar soğan soyacak, mıntıka temizliği yapacaksın. emir altına girmek istemiyorsan, g.tün yemiyorsa askerlik yapmayı çık doğruca söyle illaki bu duruşuna bir kutsallık atfetmek mecburiyetinde değilsin ki.
askerlik koşullarının çok ağır olduğunu, insan halet i ruhiyesine uygun olmadığını, mantıksız bulduğunu söyle açık açık, düzeltilmesi gereken eksikliklerini söyle ama bu vicdani red hikayesi de nedir arkadaş.
atilla olgaç'ların ülkesinde, her askerlik yapan adamın, hamaset edebiyatı ile harman ettiği sözüm ona kahramanlık hikayesini dinleyerek vicdani retçi olursan orda da bir dur demek gerekir.
açıkçası ben, türkiye'de her askerlik yapan askerin birilerini öldürmediğini, çatışmaya dahi girmediğini bildiğim için bu vicdani red olayından rahatsızlık duyuyorum.
ayrıca kimliğinde bir ülkenin ismi yazan bir fert, sivil asker dinlemeksizin katliamlar yapmış, gözü kan bürümüş bir düşmanı, bulunduğu ülkenin askeri zorunluluklarını yerine getirerek, gerektiğinde ülkesinin bekası, ait olduğu milletin zarar görmemesi için neden üzerine düşen vazifeden vicdan azabı duyar anlamıyorum.
haydi böyle bir durum sahneleyelim, diyelim ki vicdani redcinin biri zorunlu olarak askere alınmış, bir çatışmaya katılmış veya düşmanla karşı karşıya kalmış böyle bir durumda iken bu adam, kendi üzerine nişan almış bir adama karşı ben vicdani redçiyim dese, hatta götünü gökkuşağı renklerine boyayarak bayrak gibi sallasa dahi karşısındaki adam sırf bu sebeple onu vurmaktan vaz mı geçecektir ?
bu ülkenin evlatları, zulüm yapmanın zalimlik olduğuna inandı, ama zalimliğe boyun eğmenin, yapılan zulmü görmezden gelmenin de zalimlik olduğuna inandı. böyle bir durumda ortada suçsuz yere kaybedilen canlar varken, zulme göz yumamaz, gerçekleri göz ardı edip, vicdani retle falan ruhunu rahatlatıp ölümleri ört bas edemez.
Zaten çatışma yok gideceksin soğan falan soyacaksın. Diyerek aslında vicdani reddin ne kadar gereksiz olduğunu vicdani reddi anlamayanların açıklamasıyla öğrendim.
Aslında sorun şu ki
Vicdani reddi anlamamış ve anlamak istemeyenler sürekli saçma sapan sözler ile gereksizliğinden hatta olmaması gerektiğinden bahsediyorlar.
Anlayabilirler aslında ama istemiyorlar.
Bak arkadaşım biz başka bir dünyanın varolabileceğine inanıyoruz.
Ve inandığımız bu dünyayı yaratırken
Bu dünyada olmasını istemediğimiz şeyleri ortadan kaldırmaya çabalıyoruz.
Savaşmak barışı sağlamaz. Barış için savaşılmaz.
Menfaatler için savaşılır. *
Savaşarak zulüm bitmez.
Savaşarak silah sanayisi patronları zengin olur, ve diğer tüm çıkarı olanlar zengin olur.
Biz köpek gibi savaştıkça onlar zengin olur. Biz öldükçe daha da zengin olurlar.
Ben bu pislik çarkı daha fazla çevirmek için araya katmak istemiyorum.
Ordular varoldukça devam edecek oysa bu.
O zaman orduya katılmak istemiyorum.
Ordu otoritesini korumak için her zaman tehdit yaratacaktır. Savaş yaratacaktır. Ve sana şimdi olduğu gibi sev beni ben seni koruyorum diyecektir.
Hiçbir ordu şefkat bahçesi, anaokulu değildir.
Sonra tabi ki
Emir altına girmek zorunda değilim. soğan soymak zorunda değilim.
Erkekliğin ne olduğunu bana emirle öğreteceklere ihtiyacımda yok.

vicdani ret sadece benim canım insan öldürmek istemiyor, ben emir almak istemiyorum diyen bir hareket değildir.
bu hareket Daha iyi bir dünya için bir yaratacaktır.
Ama bunu diyince biliyorum ki söyle düşünebilirsiniz.
Vicdani ret olsa sadece böyle olmayacak keyfi istemeyende askere gitmeyecek, teröristi destekleyende askere gitmeyecek. Sadece o dünyayı arzulayanlar mı gitmeyecek diye.
iyi ya gitmesinler. Daha güzel vicdani ret hakkını kullanmak içinde. Savaşın olmadığı dünyanın arzusuyla yaşamakta gerekmez. Gitmiyor olması yeterli kalır kısmen.

Hele hele işkence yapmaktan çekinmeyen. Sadece vicdani retcilere mi peki ? hayır

http://www.milliyet.com.t...20istek&KategoriID=15

ve bu işkencelerde katillere kimse dokunamazken, onlar korunuyorsa.

Orada bana dair hiçbir şey yok.
benim kutsallarım için mücadele vermiyor. ayrıca ben kutsal saydıklarım için bile silahlı mücadeleye katılmam.
Henüz ben de askere gitmedim. Ama gideceğim.
işkence de ölmek istemiyorum.
Hele hele işkencede öldükten sonra bunları yapanların ellerini kollarını sallayarak gezeceklerini bilirken ölmek istemiyorum.
Benim yaşadığım yerde böyle şeyler olurken her gün daha fazla vicdanım elvermiyor katılmaya.
Sonra bir de hukuksal bir çıkmaz söz konusu.
Ama sizin vicdanınızın normal karşıladıklarını benim ki karşılayamıyor üzgünüm.
Ben gideceğim askere ama inanıyorum vicdani rettin yasallaşmasını görmeye ömrüm yetecek.(çatışmada falan ölmessem)

son olarak

kardeşim bir pilottu

bir pilottu kardeşim.
güzel bir günde emri geldi.
hazır etti çantasını
güneye doğru koyuldu yola.

bir fatihti kardeşim.
yerimiz yoktu yaşamaya.
topraklar ele geçirmekti

öteden beri hayalimiz.

kardeşimin fethettiği yer şimdi
guadarrama dağlarında
boyu tam bir seksen,
derinliği bir elli.

bertolt brecht
http://www.radikal.com.tr...05.2009&CategoryID=77

--spoiler--
Anayasa Mahkemesi,vicdani retçilerin sürekli cezalandırılmasına yol açtığı gerekçesiyle AiHM'nin Türkiye'yi mahkûm etmesine neden olan "emre itaatsizlikte ısrar" düzenlemesinin iptali istemini 'usul yönünden' reddetti
--spoiler--
apoletli amcalara bedava amelelik yapmak istemeyen er kişinin çıkış yolu. tatlı canım her türlü milliyetçi zırvadan kıymetlidir. şanlı türk ordusu kapıma dayandığında açıklayacağım.
şayet ülkede adamakıllı bir yönetim olsa, enseye sıkılacak tek kurşunla sona erecek düşünceler bütünüdür.
(bkz: siz dünyayı yaratın biz de koparız zaten)
#5449753 trafik kazasında ölebilirim diyerek, arabaya binmemektir bir nev i. peki yaya iken araba çarparsa?
vicdani ret'tini açıklayanların bu ülkede başına neler geldiğini görmek istemeyenler tarafından askerlikten kaçmak, göt yememesi olarak nitelendirilen kavramdır.*
osmanlıya ilk matbaa makinesinin gelmesi gibidir.
bunun suçlusu tabii ki halkın kendisidir. sanırım geç aydınlanıyoruz biz(sanırım mı?)

her bi boku çok biliyoruz ya, o yüzden burnumuz boktan çıkmıyor senelerdir. ekonomiyi düzelttik, insan haklarını layıkıyla sağladık, eğitim ve sağlığı parasız hale getirdik. şimdi bir tek vatan borcumuz kaldı.
güncel Önemli Başlıklar