bugün

bilgi sahipleridir. allah'tan başka ilah olmadığına allah ve meleklerle beraber adaletle şahitlik edenlerdir.
"allah, melekler ve ilim sahipleri, ondan başka ilâh olmadığına adaletle şâhitlik ettiler. o’ndan başka ilâh yoktur. o, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir." âli imran suresi 18. ayet
(bkz: Tanrının varlığının ve tekliğinin ispatı)
(bkz: Bilgi)
(bkz: Epistemoloji)
sıfat ve evsafı hakkında bilhassa tefsirlerde ziyade mütalâada bulunulmuş olan mühim kadrodur. Nitekim büyük müefssir Fahreddin er-Râzî onları kısaca şöyle tanıtmıştır:

--spoiler--
Âyetteki "ilim sahiplerinden maksad, Allah'ın birliğini kat'î delillerle bilen kimselerdir. Çünkü şahadet, ancak bir bilgiye dayalı olarak yapıldığında makbul olur. işte bundan ötürü Hz. Peygamber (aleyhisselam), "Bir şeyi güneş gibi iyice bildiğin zaman, şahadet et" buyurmuştur.

Bu, bu yüce mertebenin ve şerefli derecenin ancak usûl âlimleri (kelâmcılar) için söz konusu olduğunu gösterir.
--spoiler--