bugün

(bkz: 2 yıl önceki ulU sözlük vs bugünkü ulu sözlük)
iç acıtandır, elden hiç birşey gelmeden öylece izlenerek günden güne göze batan üzücü gerçektir.

ayrıca bir anonim hikayedir;

--spoiler--

osman o gece yine incideki arkadaşlarından porno şifresi almak için sabahlara kadar uğraştı. uykusuz kalmıştı. yatması lazımdı, sabah 8:45 deki coğrafya dersine yine geç kalırsa devamsızlıktan sınıfta kalmaktan korkuyordu. diğer sözlüklerde gezerken ansızın yolu uludağ sözlük'e düştü,

"neden ben burda da yazar değilim ki?"

diye sordu kendine ve hemen üyelik için başvurdu. 10 tane entry girdi ardı ardına. entryleri şöyleydi;

1-) başlık: portakal

osmanın entrysi: meyvedir.

2-) başlık: dünyanın aslında yuvarlak olmaması

osmanın entrysi: yanlış önermedir!

3-) başlık: fenerbahçe'nin küme düşmesi

osmanın entrysi: haklı önermedir!

4-) başlık: futbol

osmanın entrysi: spordur!

5-) başlık: türk kızlarının rus kızlarından güzel olması

osmanın entrysi: bsg çay koy denmesi gerekendir!

6,7,8,9 ve 10. entrylerinde de osman benzer tanımları yapıp yatagına uzandı.

sabah telefonuna gelen bir smsle uyandı osman: selam crazy_boy! artık uludag sözlük'te yazarsın!....

osman çok şaşırmıştı. henüz 7 saat geçmişti 10 entry gireli ve girdiği entrylerin ne kadar sikik sokuk olduğunun farkındaydı. osman bir uludağ sözlük yazarıydı artık.

* osman eve hızla gelir, ceketini kapının eşiğinde bırakıp bilgisayırın başına otururdu. pc başında geçen her saat için yaklaşık 30 entry girerdi. yani günde sadece uludağ sözlük'te 200 entry girdiği olurdu. yine tarzı aynıydı osman'ın;

- önermedir!
- dogru önermedir!
- yanlış önermedir!
- güzeldir!
- sikilesidir!
- öpülesidir!

* osman eylemlere katıldı, 1 şubat dediler hemen coştu ne için eylem yaptıgını bile bilmeden.

* osman günde en az 100 yazara pm attı, belki kızdır umuduyla. en sikko yazarları bile överek nick altlarında aradı mutluluğu...

* osman sazan avlarının kurbanı oldu şakirtçi-laikçi başlıklarında.

* osman karma yapmak istedi herkes gibi; 10 tane yaran facebook iletisi girdi her gün.

günler geçti, osman gammaz olmak istedi. osmanı gammaz yaptılar.

* osman silik oldu, hiç siklemedi. biliyordu çünkü 10 entry girdikten en fazla 3 gün sonra yazar olacağını.

* osman da kendine göre haklıydı tabi, yazmak istiyordu. olan uludağ sözlüğe oldu, osmanlar çoğaldı hasanlar azaldı. uludağ sözlük gereksizleşti..

--spoiler--
en önemli faktör bitmek bilmeyen yazar alımıdır.

bir diğer faktör ise karma aşıkları piçlerdir efenim. asıl nickleri ile riske girip düşüncelerini ve yapmak istedikleri pislikleri yapamadıkları için gidip 2-3 hesap daha açmaktadırlar. isim de verebilirim. merak edenleriniz vardır.

ve açılan yeni hesaplar ile trollük yoluna düşerler, sözlüğün ırzına geçerler.

sözlüğün bozmasının iki temel nedeni bunlardır kanımca.

bir diğer neden ise her yerde ve her şeyde olduğu gibi ergenlerdir.
gereksizleşmekten ziyade hızlı yazar alımlarının yapılmasından ve sadece "sözlük yazarı" olmak için uludağ sözlüğe üye olan yazarlardan kaynaklanan bir kalite düşmesi durumu yaşanmış olabilir. sosyal medya üzerinde sürekli gündemde kalmak için ya kaliteyi hiç düşürmemek zorundasındır ya da ekşi sözlük örneği gibi belirli ve sık aralıklarla sansasyonel haberlerle gündem oluşturmak zorundasındır. yani ya kaliteli bulduğu için okuyan insaların "güzel ve seviyeli bir sözlük" önerisiyle yeni okuyuculara sahip olursun ya da "twitterda yine gündem olmuş bir bakayım ne oluyor acep bu sözlükte" düşüncesiyle gelen ve bir ihtimal ortamı, yazılanları severse kalabilecek olanlarla yeni okuyucuya sahip olursun. bu noktada da yönetime iş düşüyor, eğer "bu sözlük kalitesiyle gündemde kalacak" dersen, yeni üye olan herkesi 12 saat gibi bir süre zarfında yazar yapmayacaksın. yapacaksan da yazdığı o 10 tanımı okuyacaksın. herkes okuduğu metnin keyif verici olup olmadığını anlayabilecek bir zeka seviyesine sahip ne de olsa.
öte yandan sırf kendi fikrine hitap etmiyor diye açılan başlıkların altına sadece bakınız vererek ayar vermeye çalışan yazarlar var, hoş değiller. bir dur, bir sakin ol şampiyon, önce bir oku adam ne demiş, ondan sonraki ne demiş ve sen bu konuda ne düşünüyorsun. eğer o başlığa yazacak ve daha önce yazılmamış iki kelimen varsa yaz lütfen, ama bakınız verip "hohooo amma da ayar verdim eheheh" deme, fikrini yaz ki insanlar seninle aynı fikirde olmasa bile seni ciddiye alsın. en azından okuyucu seni yazar olarak tanısın, troll olarak değil. hatta illa ki "yok ben başlığa gönderme yapıcam" diyorsan, kısa ve net yaz, yıldızlı bakınız ver, en azından çirkin durmasın.
sözlugun artık yeteri kadar revaşta olmaması cogu cevrelerce ayrıca holiganızım tarzı yazıların ve onların getirdigi gereksiz yorumlar , saçmalık denebilecek anlam kargaşasının oluşması artık kullnılıcıların ilgisini azaltmaya ve farklı yonlere yoneltmeye başladı...
yukarda belirtilen sebeplerden uludağ sözlük çizgisini de kaybetmiştir.

eskiden ekşiye yakın olan sol frame, hoş bugünlerde sol taşak diyorlar afedersiniz,
bugünlerde inciyi aratmıyor.

yarın bir gün "hülya avşar ferresi beyler koşun" diye bir başlık açılırsa hiç şaşırmayın..

ulu sözlügün belirtilmiş olan sebepler yüzünden rotasını 180° değiştirmesi bu gereksizliğe yol açmıştır,
hali hazırda açmaktadır.
yazılanlar doğru çok doğru ancak, bu gereksizleşmenin amacı bu kadar aşikarken sözlüğün düşen kalitesi yahut denildiği gibi 'gereksizleşmesi'nin, konuyla ilgili rahatsız olan yazarların çabasını doğru bulmakla beraber, bu durumun önünün alınabileceğini düşünmüyorum ne yazık ki.. zira sözlük yöneticileri için sözlük kullanıcı sayısı ile aldıkları reklam sayısı doğru orantılıyken bir standart oturtup kalite yakalamak kimin umurunda. yine de sessiz kalmak edilgenliği kabul edip razı olmak doğru değil. dostoyevski der ki;

"şüphesiz böyle bir duvarın hakkından gelmeye gücüm yetmezse boşu boşuna yırtınacak değilim. ama karşımda bir taş duvar var diye büsbütün boyun eğmeye de razı olamam."
ne yazık ki göz önünde olan durumdur.

bendenizin buradaki yazarlık geçmişi çok da eskiye uzanmıyor. yazarlığım yanılmıyorsam geçen şubat' ın sonunda açıldı. ancak ilk zamanlarından beri uludağ takip ettiğim bir sözlüktü. uzun bir süre boyunca okuyuculuk yaptım, sonra kendim de bir şeyler söylemek istediğimi fark ettiğim anda ekşi sözlükle birlikte burada da hesap açtım. tabi aylar boyunca internete girmeyip çaylaklığı atlamak için gerekli entryleri hiçbir zaman yazmayınca iki hesap da puf oldu; ancak demek istediğim birkaç sene önce ben burayı ekşi sözlük' le eşdeğer görüp iki yerde de aynı gün içinde yazarlık hesabı açmıştım.

daha sonra ekşi sözlük' e tekrar yazarlık için başvurmadım; zira ekşi' nin iyi bir yere gittiğini düşünmüyordum. ancak sorun şu ki ben geçen şubat' ta burada hesap açarken uludağ' ın bugün olduğu yere geleceğini bilsem açmazdım.

yazmayı seviyorum, gerçekten çok seviyorum ve bu benim için bir ihtiyaç. oysa bugün uludağ' a girince bu arzum inanın kayboluyor. öncelikle yazdıklarımı kimsenin okumamasını isteseydim bunu internete değil, günlüğüme yazardım. gerçi bu neden yazma arzumun kaybolduğunu açıklamama yetmiyor, hatta yazdıklarımı kimsenin okumuyor oluşunu iyi bir şey bile sayabilirim - çünkü bu, o gün bir şeyler yazabileceğim bir başlık bulduğum anlamına geliyor.

kibar olmayacağım. uludağ sözlük bugün bir çöplük, bir lağım, hatta daha net bir tamlama kullanmak gerekirse bok yuvası. bir yıl önce böyle değildi. iki yıl önce böyle olacağını düşünemezdiniz. eğer bunları dediğim için silik olursam gerçekten gam yemem. ancak buna göz yumduğu için yönetim kendinden utanmalıdır. görevlerini yapmıyorlar. görevlerini gerçekten yapmıyorlar. ben inci sözlük yazarı olmak istemiyorum, sol frame' de açılan başlıkların yarısını kaldırmaktan bıktım usandım. ben buna mecbur değilim, ben her girdiğimde canımı sıkan bir internet sitesine girmeye devam etmek zorunda değilim. ama giriyorum, geçmişte bazı şeylerin daha iyi olduğunu bildiğim için. ve hala geç olmadığını bildiğim için. ve aslında o kadar basit ki çözümü. çok değil, sadece üç aylığına yeni yazar alımını durdurmak ve bu üç ayda, eldeki yazar havuzunu törpülemek ve belli bir kriterin altındakileri yollamak. ondan sonra yeni alınan yazarların da o çizginin üstünde olmasına dikkat edildiği sürece hiçbir sorun olmayacak. ama yok! kimsede herhangi bir çaba yok, çabayı geçtim gerçekten umursadıklarına dair hiçbir belirti yok. peki neden? ne geçiyor elinize ve ne kazanıyorsunuz bu durumdan gerçekten merak ediyorum? bir kanalizasyonun kralı olmak çok mu mutlu ediyor sizi?
git gide foruma benzemesi, sol framede cinsel içerikli başlıkların hiç eksik olmaması, her başık içersinde boş bkz entryleri, bir üstteki entrye cevap niteliğinde entrylerin olması ile yaşanan acı ama gerçek olgudur.
kelime daarcığı dar ve yetersiz olan, bilgi sahibi olman fikir sahi olan yazarlarla dolu olması en birinci faktörlerinden biridir.
karşıt görüşlü kişilerin oyun parkı olmuştur. biraz sakin yani... önce biraz okuyalım, sonra entry girelim. roman gibi entryler var sözlükte. mükemmel diye adlandırabileceğimiz çok uzun entryler de var. uzun yazmak marifet değil ama nüktedir önemli olan.

tarzlar, uslüblar hakarete varan boyutlarda. küfürlü başlıklar, entryler... herkes birbirine koyuyo sözlükte, bu daha ilginç. sanal cinsel ilişki yaşıyorlar resmen. üstteki entry beğenilmediği an hemen nick altı entry giriliyor. o yazar şöyle böyle dolduruyor.

yahu o yazarın kaç entrysini okudun da o karara vardın? oylama karma konusuna hiç gelmek istemiyorum aslında, ama sözlüğün kalitesini gösteren verilerdir. ama burada bir yazar mimlendi mi bütün entrylerine eksi veren yazarlar var.

ben yazar alımının bir süre durdurulmasını, içeride var olan forumcu yazarların temizlenmesinin ardından tekrar yazar alınması gerektiğini, yazar alımı kurallarının arttırılmasını ve içeride bulunan fake hesapların acilen silinmesini talep ediyorum.
bir çok yazarın en az 2-4 arası değişen yazarlığı var. biri çaylak edildi mi diğerine geçip oradan sözlüğün içine etmeye devam ediyor. ben yazılımcı falan değilim ama proxy ayarlarının değiştirilerek giriş yapıldığını bilmeyen yok. ee peki nasıl tespit edilecek? o kadar detay bilgim yok ama vardır bir yolu anlaşılması için. eskiden fake hesap açmak her iki hesabın silinme nedeniydi. temizlik şart diyorum.
eskiden gerçekten sözcük dağarcığımı geliştirmesinde bir roman okumaya eşdeğer gördüğüm ancak her girişimde sol frame de okuduğum başlıkları sayesinde daha çok bel altı sözcük dağarcığımı geliştirdiği düşüncesiyle artık sık sık ziyaret etmememe sebebiyet veren yerinde bir eleştiridir efendim..
sol frame mi desem sol çöplük mü desem başlıkları gördükçe katıldığım önermedir.evet bakıldığında bende 8. nesil yazar olarak gözüküyorum ama 3-4 yıldır takip ediyorum sözlüğü ve artık bilgi-kahkaha zaman zaman hüzün olarak yansıyan bu sözlük artık sadece zaman öldürmek için adam gibi başlık ve yazılar aramakla geçen bir yer oldu.Üzülüyorum bu haline.
doğrudur. diyip bırakacaktım ancak vicdan yaptım devamını da getiriyorum. sözlük giç bir zaman gereksiz olmaz ancak bünyesinde gereksiz yazarlar barındırdığı su götürmez bir gerçektir. ha bu yazarlar temizlendikçe daha güzel bir ortam olması kaçınılmazdır.
(bkz: sözlük başlıklarının kalitesizleşmesi)
moderatörlerin yerli yersiz absurt tepkileriyle bünyede oluşabilecek tepkidir.

küfrün, hakaretin diz boyu olduğu sözlükte "kişi yada kurumlara hakaret" sebebiyle çaylak olmak absurt evet.
(#14470253)
haklılık payı çok yüksek bir serzeniş. yazmaktan ziyade okumayı tercih eden bir yazar olarak katılmamam mümkün değil. tarihler güncelleştikçe entryler - çoğunlukla - kalitesizleşiyor doğru. buna benim entrylerimde dahildir, inanırım. karma çizelgesi, oylama kaygısı, popüler olma hevesi körüklüyor bu vahim durumu. öyle ki; adam itirafını yazmış, onu bile eksileyen var. he kötü mü yazmış, hayır gayet norma yazmış. yahu bu adamın yaşadığı, hissettiği belki de uydurduğu bir itiraf. ya da ankette sevdiği şarkıyı yazmış, eksilenmiş, neyini eksiledin ki adam seviyor bu şarkıyı. böyle olunca da, genelin zevkine/keyfine göre başlıklar açılıyor, entryler giriliyor çoğunlukla. kendimizi eleştirmeliyiz ve bu bağlamda yerinde bir konu bu. kıyaslama yapmak doğru değil ama ekşide ıncığın cıncığını arasan buluyorsun ama sanki burda hayal kırıklığı oranı daha yüksek, getir butonuna basınca.
kişiden kişiye değişecek düşüncedir. eğer ' bir gireyim de eğleneyim ' diyorsanız, uludağ sözlük biçilmiş kaftandır. ama ' bir giriş yapayım, bilgi entrysi gireyim ' diyorsanız yanlış yerdesiniz. en iyisi çok fazla ciddiye almayıp can isteyince girmek olacaktır.
bu nedir mına koyim. her türlü şeyi yapan adamlar sözlüğü en çok eleştirenlerin başında geliyor. beğenmiyorsan girmeyin efenim. tamam sözlüğün daha iyi yerlere gelmesini istiyorsunuz ama bokunu çıkartıyonuz. bokunu çıkarmadan yapın ne yapacaksanız.
aynı zamanda "justin bieber ölmüş mü" diye başlık açması da muhtemel olan yazarın başlığı.
sözlüğün bu duruma gelmesinde payı olan kesimin çoğunlukla okumaktan ziyade yazmakla meşgul olan nitelik olarak düşük nicelik olarak çok olan yazar tayfası olduğundan hemen hemen kimsenin şüphesi kalmamış. ancak bu durumdan muzdarip olanlar ve çözüm üretenlerin yine aynı kitleye birşeyler anlatamayacağı kesin. zira ortada kafasını kuma gömmüş bi devekuşu figürü var.

olaya ''beğenmiyosan okuma kardeşim, beğenmiyosan yazma bık bık bık'' tarzı, gerzekçe bi yaklaşımda bulunanları anlamaktaysa harbi zorluk çekiyorum. bunca insanın hiçbir ekonomik veya manevi çıkarı bulunmaksızın vakit geçirdiği zaman zaman belki sayfalarca yazarak emek harcadığı bi alanın daha iyi olması için düşünmesi, çare aramasına böyle andavalca bi yaklaşım sergilenemez. sorunun bi ayağınında bu insanlar ve bu zihniyet olduğunu da düşünüyorum ama neyse.

''burası zaten eylence amaçlı bi ortam yeeaaaa kasmayın bu kadr genşler '' tarzı yaklaşımlar var ki bunlar da kafası kumun altındayken serzenişleri duyan nadir kuşlardan zannımca. ne tür bir eğlence anlayışı yakalamış tam olarak anket okuyarak, bütün gün laik şakirt muhabbeti yaparak anlamak zor.

herkesin bas bas bağırdığı bi durum var. herkes şikayetçi durumdan ancak değişen birşeyler yok. çünkü sorunun kaynağı olanlar henüz sorun olduklarının farkında bile değiller. soruna çözüm bulabilecek olanlar ise hareketsiz. bu su böyle akar yatağını bulur.
şimdi çıksam, "aga çok sikko bir yer oldu bu sözlük yea. her önüne gelen yazar oluyor, kimse okumuyor, liseliler elleri sikinde tespit yapıyorlar. ergen yuvası..." falan filan desem çok hoşunuza gider biliyorum beyler ama diyemeyeceğim maalesef. şahsen hayatımda gördüğüm en büyük gereksizliklerden biri böyle bomboş, kimseye derman olmayacak afaki konuşmalar. ha yapanları tespit edip nick altlarına akıl mantık işi eleştiriler yapsan. entrysini gösterip desen ki "senin yazacağın entryi sikeyim." o zaman bile helal olsun derim. problemi tespit edip oraya odaklanmak bizde pek rağbet görmüyor. varsa yoksa anonim hikayeler, sorunu basitleştirip karikatürleştirmeye çalışmalar, nümayişler.

amına koyim kaç kere yazdığımı unuttum. burasının seviyesini düşüren laik şakirt başlıkları değil, liseli ergenler de değil, anketler hiç değil. bakın bakalım ekşi sözlükte bunlar yok mu? bakın bakalım biz zamanında bu konularla ilgili ne tespitler yapıp ne öneriler sunmuşuz (biz derken, bunu yapan bir sürü yazarı dahil ediyorum.) da elitist anonim hikayeler yazıp kimi işaret ettiği belirsiz hijyenik suçlamalar yapmadığımızdan kimse siklememiş.
tanım: ardından başlık açılması
örnek: ardından başlık açılması
sonuç: ardından başlık açılması
vs.

gereksiz olan bir şey hiçbir zaman daha fazla gereksizleşmez.

peki gereği yoksa burada ne işimiz var?

demek ki gereği ve ereği varmış, gereği olmadığı bile yine uludağ sözlük üzerinden yazılıyorsa gayet tabii gereklidir.
insanı yavaş yavaş sözlükten soğutmaya neden olmaktadır. her allahın günü sözlüğe girdiğimde sol framede gördüğüm başlıklar seviyesizliğin zirvesinde. am göt meme tarzı başlıklar sözlükteki yazarları buraya bağlamıyor , tersine buradan soyutluyor. ne kadar kötü ki artık uludağda yazan çoğu yazar yazdıklarına dahi özen göstermiyor bu saatten sonra. (evet aynı benim gibi.) neyse efendim, takılın kafanıza göre. hayat güzeel.
daha önce gerekli miydi ki şimdi gereksiz oldu? sorusunu akıllara getiren önerme.