bugün

.. ve akp 20 yıl daha iktidar olur...
Babaannem öleli iki ay falan olmuştu. Evde yalnızdım. Şubat ayı. Annemin işten babamın kahveden dönmesini bekliyorum. Akşam saat 19.00 da gelecek annem. Sonra ayak sesleri duydum annem sandım ama kapımız açılmayınca camdan baktım. Balkonun ışığı açıktı. Annem rahat gelsin diye açık bırakmıştım. Birisi çatıya çıkıyordu. Beyaz ayicikli pijama vardı ve ayağında patikle terlik. Pijamanin üzerinde etek görülüyordu. Tek gördüğüm bu. Bu saatte kim bizim çatıya çıkıyordu? Diye düşünürken gördüğüm Pijamanin babaanneme ait olduğunu hatırladım. Çatıdaki demir kapı açıldı. Çarptı kapı . Kapı bir daha kapanmadı. Geriye kimse inmedi.
Korkudan bayılmak üzereydim ki annem geldi . Konuşamıyordum bile.
Çok güzel, muhteşem bir yaz akşamı..evlendim.

Bu kabusu bir buçuk senedir yaşıyorum.
Baştaki hikayeleri okudum iyi halt ettim.

Zaten evde tek başımayım hava 28 derece sinek vız vız uyuyamıyorum. Tuz biber oldu bu da.
sözlük yazarlarının anlattığı, gerçek, gerçek olmayan, doğaüstü hikayelerdir.

kaynak: forumtr.
korku oranı: 10/3
yaş sınırı: +12

Amerika'da bir baba ve oğlu beraber bir karavan yolcuğuna çıkmışlar. Alternatif bir tatil yapmayı planlıyorlarmış. Belli bir yol güzergahı çizmedikleri için macera olsun diye anayoldan sapıp, dar bir yola girmişler. Bayağı bir yol gittikten sonra çöl gibi bir yere varmışlar. Etrafta in cin top oynuyormuş. Bu sırada adam benzinlerinin azaldığının farkına varmış. Hemen haritayı açıp en yakın yerleşim yerini aramışlar. Karavan bir süre daha gittikten sonra, benzin bittiği için yolda kalmış.

Baba kasabaya gidip benzin alıp geleceğini söylemiş. Ancak çocuk bulundukları yerden hiç hoşlanmamış. Babasına kendisini de götürmesi için yalvarmış. Ancak adam çocuğun onu yavaşlatacağını düşündüğü için, karavanın kapısını kilitleyeceğini ve kısa sürede döneceğini söyleyerek çıkmış. Cep telefonunu da çocuğa bırakmış. Çocuk korku içerisinde beklemeye başlamış. Bir saat geçip babası geri dönmeyince paniğe kapılmış. Bir zaman sonra, karavanın tavanından "pıt pıt pıt" diye sesler gelmeye başlayınca telefona sarılıp, eyalet polisini aramış. On dakika sonra kasaba şerifi karavana ulaşmış. Şerif ve yardımcıları kapıyı kırarak açmışlar. Çocuk dışarıya çıkar çıkmaz babasının kasabaya gittiğini, ama çok geç kaldığını nefes nefese anlatmaya başlamış.

Ama şerif çocuğa bakacağına karavanın altında durduğu ağaca bakıyormuş. Sonra yardımcısına "Çocuğu buradan uzaklaştırın" deyince, çocuk arkasını dönüp ağaca bakmış ve düşüp bayılmış. Meğer karavanın üzerine pıt pıt diye damlayan, ağacın dalına asılmış olan babasının kafasız cesedinden akan kanın sesiymiş.
Merdivenlerden çıkarken orada olmayan bir adam gördüm
Bugün de orada değildi.
Keşke...keşke artık gitse dedim.
Salgının yeni merkezi
:::"the ankara":::
kaynak: forumtr.
korku oranı: 10/7
yaş sınırı: +16

Bu efsane, 80'li yıllarda dilden dile dolaşıyordu. Gazi Kız Öğrenci Yurdu'nda bir grup kız, eğlence olsun diye cin çağırmaya karar vermiş. Bi odaya toplanıp başlamışlar seansa. Cin çağırmadaki en önemli husus da, cini geri göndermekmiş. Kızlarımız cini çağırıp bi güzel eğlenmişler. Hatta dalga falan bile geçmişler, gülmekten yerlere yuvarlananlar olmuş.

işleri bitince cini göndermek istemişler ama cin gitmiyomuş. Saatlerce uğraşmışlar. Sonunda cin gitmiş. En azından öyle sanmışlar. Gece yarısından sonra ise katlardan tuhaf tuhaf gürültüler gelmeye başlamış. O aralarda da bi sapık hadisesi yaşanmışmış yurtta. Cin olayını bilmeyen diğer kızlar korku içinde gürültüleri yurt idaresine haber vermiş. Gene sapık geldi sanılmış ve yurt didik didik aranmış ama bi'şey bulunamamış. Herkes tekrar odasına çekilmiş. Ancak o tuhaf gürültüler hala devam ediyomuş. Bu kez polis çağırılmış. Bütün kızlar dışarı çıkarılıp bi de polis didik didik etmiş yurdu. Ama yine nafile. Hiiiç bi'şey bulunamamış.

Bu esrarengiz gürültüler durmuyomuş. Cin çağıran kızlar, olayı kendi aralarında konuşurlarken birisi, "Yaa yoksa bizim cin mi gitmedi mi, o çıkarıyo olmasın bu gürültüleri?" demiş. Aynı cini tekrar çağırmaya karar vermişler. Evet, gerçekten de önceki cin kendisiyle alay edildiği için gitmemiş ve cini kim çağırdıysa ancak o ikna edip gönderebilirmiş. Cini çağıran grubun başındaki kız panik olmuş. Çok da iyi bilmezmiş bu işleri. Ertesi gün bilenlerden cinlerle ilgili bi'şeyler öğrenerek cini göndermeye çalışmış. Ama o gürültüler durmamış. Cinin gidip gitmediği tam anlaşılamamış. Ancak o günlerde Gazi Yurdu'nun üst katlarından atlayarak intihar eden kızın, işte bu kız olduğu söyleniyormuş.
vakti zamanında iş yerine rahat ulaşım için taşınmak zorunda kalmıştım, bir muhitte ev bakıyorum. bir ev denk getirdik. ilginç bir şekilde, muhit ortalamasına göre oldukça uygun filan. iyi lan dört ayak üstüne düştüm diye seviniyorum. emlakçı evi gezdiriyor ama böyle acele hareketlerle, bir an önce çıkalım dercesine. neyse beğendik tuttuk evi. priz, ampul filan işleri var, eşyalar gelmeden halledeyim dedim. binada alt kat komşuya denk geldim apartmanda. adam "siz yeni komşumuzsunuz herhalde?" filan soruyor, kaça tuttunuz filan diye. madem komşu, sakınca yok filan diye anlattım, ucuza tuttuğumuzu filan. aq adam hiç şaşırmadı "nasıl o kadar ucuz olur ya" filan diye tepksiz kalınca kıllandım. sorayım dedim, "abi muhite göre çok ucuza kiraladık ama özel bir durumu mu var dairenin?" dedim. adam adeta kaçarcasına, sorumu duymamış gibi yarım ağız "bilmiyorum, hadi iyi günler" deyip topukladı.

benim aklıma da tabi dolandırılmak, evin sahibinin aslında evin sahibi olmadığı, başka sahibi olduğu vs. gibi maddi problemler geçiyor. adamın endişesi filan dedim kesin mafyatik mevzular var, ağız tadı ile otursak bari diye düşünüyorum. neyse, eşyalar geldi, taşındık, yerleştik. hiçbir sıkıntı yok, ev sahibini görmüyoruz, ay başı kirasını gönderiyoruz, arada su sızdı, tesisat damlattı diye arıyoruz, usta musta gönderiyor. her şey tıkırında yani hiçbir sıkıntı yok.

bir gün, eve geldim, mesai yoğundu o gün, yorgun argın yemeğimi yeyip, salonda koltuğa uzandım açtım tv'yi. adetimdir, böyle yoğun günlerde, eve gelince karnımı doyurur, sonra ışıkları söndürüp, salonda tv açarım, youtube'da uzun bir oynatma listesi açarım, o videolara bakarken de uykum gelir uyurum. yine öyle yaptım, açtım tv'yi, çok net hatırlıyorum, orta dünya-yüzüklerin efendisi kanalında murat sönmez'in orta dünya karakterlerini anlatan bir video serisi var onu açmıştım. uyku basınca tv yi kapadım yattım. tv ışığı ile aydınlanan oda tv'yi kapatınca kapkaranlık oldu tabi. mis gibi uyuyorum. birden TV açıldı. youtube'da menülerde gezerken "bık bık bık" diye ses gelir ya, birisi tv'yi açtı youtube'da menülerde geziyor. noluyor la diye doğruldum, abi bak yalanım varsa s.ksinler, diğer koltukta 3 tane 20'li yaşlarında kız oturuyor. kumandayı inceliyorlar. ben bunlar kim diye algılayamadım uyku sersemi, bunlar bana baktılar, ben kimsiniz demeye kalmadan bana bir kulak çınlaması verdiler var ya ölüyorum, kulaklarım çınnnn diye sanki beynimin içine bir diyapozon sokmuşlar.

normalde, cindir filan hani dinen inanırım kuran'da filan geçtikleri için ama gerçekte böyle tecrübeler yaşayanları filan iplemezdim, hikaye anlatıyorlar ya bunlar derdim. ama bildiğin 3 tane insan suretli cin evimde oturma odasında koltuğa oturmuş bana bakıyor. kulaklarıma bir çınlama veriyorlar. korkudan elim ayağım boşandı, zar zor ayağa kalktım. ama dokunsalar çökeceğim, dizlerim titriyor. kendimi zorlayarak besmele çekip, önce felak suresini, sonra da nas suresini okudum ama sesli okuyamadım kendimi zorlaya zorlaya ancak fısıltı olarak çıktı sesim. nas suresini okuduktan sonra kulaklarımdaki çınlama azaldı. ama dua biter bitmez yine arttı çınlama. 3 kız, birbirlerine bakıyorlar bir yandan bana bakıyorlar. çınlama dayanılmaz olunca tekrar felak ve nas suresini okudum, çınlama etkisi yine azaldı. biraz rahatlayınca bunlara "burası benim evim, benim evime benden izinsiz gelemezsiniz" dedim. ben böyle deyince sinirlendi en solda oturan, çınlamayı arttırdı. dayanamıyorum ama, elektrik gibi bir his de veriyor. ben tekrar felak ve nas surelerini okudum. bitti, tekrar okudum. sonunda ortada oturan kız "tamam yeter kuran okuyup durma. sana bir zarar vermeyeceğiz ve gideceğiz" dedi. yattığım koltuğa oturdum ama sanki ben değil de bir kuvvet beni ittirip koltuğa oturttu. felak ve nas okuya okuya döndüm arkamı, gözlerimi sıkı sıkı kapadım. kulaklarımdaki çınlama azaldı, elektrik etkisi azaldı ve bir rahatlama geldi. dua okuya okuya döndüm, koltukta kimse yok. tv hala açık, youtube ana sayfa açık duruyor.

kızların tipleri gayet normaldi öyle ayakları tersmiş filan hikaye. normal insan görünümündelerdi, hatta gayet de güzel göze hoş görünen tipleri vardı. ama kafanızın içinde seslerini duyabiliyorsunuz yani, orada normal 3 insan oturuyor olsa onların normal insan olduğunu anlarsınız, "siz kimsiniz, evimde ne arıyorsunuz" filan dersiniz, hırsız filan sanarsınız. ama bunlar görünümleri insan şeklinde de olsa, yaydıkları tuhaf bir enerjiden insan olmadıkları anlaşılıyor. yaklaştıkça bir elektrik çarpma hissi ve kulak çınlaması artıyor. kuran ayetlerine de tepki veriyorlar. kendinizin bile zar zor duyacağı hatta içinizden okuduğunuz duayı hissedip buna tepki veriyorlar.

bu olaydan sonra uzun süre geceleri uyuyamadım, salonda çok duramadım ama hiçbir olay ile de karşılaşmadım.

O dairede vakti zamanında falcılık, üfürükçülük işleri yapan bir kadın oturuyormuş. hatta baya sosyetede adı sanı biliniyor eskiden tv programları filan bile varmış. o kadın o daireden çıktığından beri, oraya kiracı olanlar hep yaşadıkları mevzulardan korkup, taşınmışlar. komşular filan da biliyormuş mevzuyu da korkmayalım diye gelip anlatmamış hiçbiri. ben baya oturdum o evde, 4 sene filan bu anlattığım şey dışında hiç enteresan bir durum, olay, vs. yaşamadım. sanırım o medyum abladan sonra da en uzun oturma rekoru bende. benden sonra da ne oldu bilmiyorum. bir kere önünden geçtim, perdeler vardı birileri oturuyor herhalde hala.

insan taşak geçerler diye başkasına da anlatamıyor bunu. gidip emlakçıya anlatsan mesela "abi gece kalktım evde 3 tane cin var" desen adamın vereceği tepkiyi önceden çıkaramıyorsun. "abi maalesef o evin öyle bir olayı var, o yüzden kimse tutmak istemiyor" filan demez herhalde. ya da ev sahibi... sonradan hiç muhabbetini de etmedim, evden çıkacağım zaman 1 ay kala adamı arayıp "bu son ayım taşınıyorum" dedim, adam itiraz etmedi, teşekkür etti, helalleştik, taşındım.
kaynak: forumtr.
korku oranı: 10/4
yaş sınırı: +12

En Güzel Hayalet Hikayeleri Kitabı'ndan ALINTIDIR!
1858 yılı civarında fransada oturan arkadaşımı ziyarete gitmiştim.adı albert ti.
evliydi.Karısıda çok genç ve güzeldi.nazik biriydi.oraya gittiğimden üç gün sonra bütün şehri gezmiştim.harabeleri yıkık dökük yerleri vs..gitmediğimiz bir tek yer kalmıştı.oradaki son günümdü.fakat biraz uzak bi yerdeydi.öğlende yola çıktık güneş batarken oradaydık hava serindi.çok geç kalamamak için erkenden dönmeye başladık.Hava kararmaya başladı.yolu yarılamaışken bi anda arkamda garip bir his duydum.albert in eşinin hemen arkasında gözleri oyuk yaşlı bir kadın gördüm.çığlık atmamak için kendimi sıktım.yaşlı kadın albertin eşinin alnına doğru giderek öper gibi yaptı.daha sonra bana döndü boğazımı sıkmaya başladı.albert leri heyecanlandırmamak için sesimi çıkarmadım.zaten bana inanmazlardı.bu sırada kadın kayboldu.ve albertin eşinin sesiyle kendime geldim."EŞARBIM YIRTILDI DiYE bağırıyordu.eve döndüğümüzde benimde boynumdaki atkının üzerinde beş tana delik olduğunu gördüm.sonra kadının boğazımı sıktığı aklıma geldi ve ürperdim.aynı kadın albertin eşinin eşarbını da yırtmıştı.fakat onların kadından haberi yoktu.parise ulaşınca albertten bir siyah mühürlü bir mektup aldım.mektupta eşinin oradan ayrıldığım gün öldüğü yazıyordu.
Süper kısa film olmuş bu.
Gece uyurken lojmandayım oda da yalnız. kemer de.

Duştan emrah emrah gel diye beni çağırıyorlar.

Tamamen gerçektir.
Bir kadın: "Yok bir şey"
Köyde dedemin evinde, yattığım oda ile tuvalet arası 25 metre civarıydı ve ışık yok. Zifiri karanlık, en delikanlıyım diyeni yarı yoldan geri döndürür.
Bir gece mesane dolmuş iş başa düştü tüm cesaretimi toplayıp tuvalete doğru yürürken bir karaltının uzaktan bana yaklaşıp sol tarafa doğru yöneldiğini gördüm. Bacaklarım inceden titremeye başladı. Ulan dedim bu saatte yapmaya kalkarsan her türlü mahlukat musallat olur. Sonra tırıs tırıs geri bastım. Neyse ki sonradan anladım dedem gece hayvanları kontrole gitmiş.
Halamla mesajlaşıyordum. Sonra babam aradı halamın 673 yıl önce öldüğünü söyledi.

Sonra halama fatiha yolladım görüldü attı. Hala neyin peşindesin mk?