bugün

uludağ sözlük yazarlarından korku hikayeleri

vakti zamanında iş yerine rahat ulaşım için taşınmak zorunda kalmıştım, bir muhitte ev bakıyorum. bir ev denk getirdik. ilginç bir şekilde, muhit ortalamasına göre oldukça uygun filan. iyi lan dört ayak üstüne düştüm diye seviniyorum. emlakçı evi gezdiriyor ama böyle acele hareketlerle, bir an önce çıkalım dercesine. neyse beğendik tuttuk evi. priz, ampul filan işleri var, eşyalar gelmeden halledeyim dedim. binada alt kat komşuya denk geldim apartmanda. adam "siz yeni komşumuzsunuz herhalde?" filan soruyor, kaça tuttunuz filan diye. madem komşu, sakınca yok filan diye anlattım, ucuza tuttuğumuzu filan. aq adam hiç şaşırmadı "nasıl o kadar ucuz olur ya" filan diye tepksiz kalınca kıllandım. sorayım dedim, "abi muhite göre çok ucuza kiraladık ama özel bir durumu mu var dairenin?" dedim. adam adeta kaçarcasına, sorumu duymamış gibi yarım ağız "bilmiyorum, hadi iyi günler" deyip topukladı.

benim aklıma da tabi dolandırılmak, evin sahibinin aslında evin sahibi olmadığı, başka sahibi olduğu vs. gibi maddi problemler geçiyor. adamın endişesi filan dedim kesin mafyatik mevzular var, ağız tadı ile otursak bari diye düşünüyorum. neyse, eşyalar geldi, taşındık, yerleştik. hiçbir sıkıntı yok, ev sahibini görmüyoruz, ay başı kirasını gönderiyoruz, arada su sızdı, tesisat damlattı diye arıyoruz, usta musta gönderiyor. her şey tıkırında yani hiçbir sıkıntı yok.

bir gün, eve geldim, mesai yoğundu o gün, yorgun argın yemeğimi yeyip, salonda koltuğa uzandım açtım tv'yi. adetimdir, böyle yoğun günlerde, eve gelince karnımı doyurur, sonra ışıkları söndürüp, salonda tv açarım, youtube'da uzun bir oynatma listesi açarım, o videolara bakarken de uykum gelir uyurum. yine öyle yaptım, açtım tv'yi, çok net hatırlıyorum, orta dünya-yüzüklerin efendisi kanalında murat sönmez'in orta dünya karakterlerini anlatan bir video serisi var onu açmıştım. uyku basınca tv yi kapadım yattım. tv ışığı ile aydınlanan oda tv'yi kapatınca kapkaranlık oldu tabi. mis gibi uyuyorum. birden TV açıldı. youtube'da menülerde gezerken "bık bık bık" diye ses gelir ya, birisi tv'yi açtı youtube'da menülerde geziyor. noluyor la diye doğruldum, abi bak yalanım varsa s.ksinler, diğer koltukta 3 tane 20'li yaşlarında kız oturuyor. kumandayı inceliyorlar. ben bunlar kim diye algılayamadım uyku sersemi, bunlar bana baktılar, ben kimsiniz demeye kalmadan bana bir kulak çınlaması verdiler var ya ölüyorum, kulaklarım çınnnn diye sanki beynimin içine bir diyapozon sokmuşlar.

normalde, cindir filan hani dinen inanırım kuran'da filan geçtikleri için ama gerçekte böyle tecrübeler yaşayanları filan iplemezdim, hikaye anlatıyorlar ya bunlar derdim. ama bildiğin 3 tane insan suretli cin evimde oturma odasında koltuğa oturmuş bana bakıyor. kulaklarıma bir çınlama veriyorlar. korkudan elim ayağım boşandı, zar zor ayağa kalktım. ama dokunsalar çökeceğim, dizlerim titriyor. kendimi zorlayarak besmele çekip, önce felak suresini, sonra da nas suresini okudum ama sesli okuyamadım kendimi zorlaya zorlaya ancak fısıltı olarak çıktı sesim. nas suresini okuduktan sonra kulaklarımdaki çınlama azaldı. ama dua biter bitmez yine arttı çınlama. 3 kız, birbirlerine bakıyorlar bir yandan bana bakıyorlar. çınlama dayanılmaz olunca tekrar felak ve nas suresini okudum, çınlama etkisi yine azaldı. biraz rahatlayınca bunlara "burası benim evim, benim evime benden izinsiz gelemezsiniz" dedim. ben böyle deyince sinirlendi en solda oturan, çınlamayı arttırdı. dayanamıyorum ama, elektrik gibi bir his de veriyor. ben tekrar felak ve nas surelerini okudum. bitti, tekrar okudum. sonunda ortada oturan kız "tamam yeter kuran okuyup durma. sana bir zarar vermeyeceğiz ve gideceğiz" dedi. yattığım koltuğa oturdum ama sanki ben değil de bir kuvvet beni ittirip koltuğa oturttu. felak ve nas okuya okuya döndüm arkamı, gözlerimi sıkı sıkı kapadım. kulaklarımdaki çınlama azaldı, elektrik etkisi azaldı ve bir rahatlama geldi. dua okuya okuya döndüm, koltukta kimse yok. tv hala açık, youtube ana sayfa açık duruyor.

kızların tipleri gayet normaldi öyle ayakları tersmiş filan hikaye. normal insan görünümündelerdi, hatta gayet de güzel göze hoş görünen tipleri vardı. ama kafanızın içinde seslerini duyabiliyorsunuz yani, orada normal 3 insan oturuyor olsa onların normal insan olduğunu anlarsınız, "siz kimsiniz, evimde ne arıyorsunuz" filan dersiniz, hırsız filan sanarsınız. ama bunlar görünümleri insan şeklinde de olsa, yaydıkları tuhaf bir enerjiden insan olmadıkları anlaşılıyor. yaklaştıkça bir elektrik çarpma hissi ve kulak çınlaması artıyor. kuran ayetlerine de tepki veriyorlar. kendinizin bile zar zor duyacağı hatta içinizden okuduğunuz duayı hissedip buna tepki veriyorlar.

bu olaydan sonra uzun süre geceleri uyuyamadım, salonda çok duramadım ama hiçbir olay ile de karşılaşmadım.

O dairede vakti zamanında falcılık, üfürükçülük işleri yapan bir kadın oturuyormuş. hatta baya sosyetede adı sanı biliniyor eskiden tv programları filan bile varmış. o kadın o daireden çıktığından beri, oraya kiracı olanlar hep yaşadıkları mevzulardan korkup, taşınmışlar. komşular filan da biliyormuş mevzuyu da korkmayalım diye gelip anlatmamış hiçbiri. ben baya oturdum o evde, 4 sene filan bu anlattığım şey dışında hiç enteresan bir durum, olay, vs. yaşamadım. sanırım o medyum abladan sonra da en uzun oturma rekoru bende. benden sonra da ne oldu bilmiyorum. bir kere önünden geçtim, perdeler vardı birileri oturuyor herhalde hala.

insan taşak geçerler diye başkasına da anlatamıyor bunu. gidip emlakçıya anlatsan mesela "abi gece kalktım evde 3 tane cin var" desen adamın vereceği tepkiyi önceden çıkaramıyorsun. "abi maalesef o evin öyle bir olayı var, o yüzden kimse tutmak istemiyor" filan demez herhalde. ya da ev sahibi... sonradan hiç muhabbetini de etmedim, evden çıkacağım zaman 1 ay kala adamı arayıp "bu son ayım taşınıyorum" dedim, adam itiraz etmedi, teşekkür etti, helalleştik, taşındım.