bugün

zannedildiği gibi eski dinimize çok benziyordu masalı ile alakası yoktur.

tüm dinler cennet, cehennem, günah, sevap, kurban gibi konularda birbirleriyle benzerlikler taşırlar. ayrıca gok tanrı dininde içki, büyü gibi şeyler serbesttir. bununla birlikte gök tanrı dininde türkler tanrının halkıdır. ve tanrının çocukları bulunur. bu yönüyle islamiyetten daha çok hristiyanlığa ve museviliğe benzer.

türkler, islamiyetin yaygınlaştığı zamanlarda da tıpkı bugün olduğu gibi dağınık ve boylar halinde yaşıyorlardı. bu yüzden tüm turklerin muslumanliga gecmesini tek bir nedene baglayabilmek zordur.

ancak turkler ilk basta, emevi hanedanlığının ağır katliamlarına ve soykırımlarına maruz kalarak islamiyet dinine kılıç ile geçmişlerdir. haccac ve talkan adlı iki ayrı katliamda 100,000 türk öldürülmüştür. hatta bu türklerin kanıyla sulanan çiçeklerin kuteybe bin muslim tarafından devrin halifesine hediye olarak gönderildiği bile rivayet edilir.

turkler arasında bu dönem, islamiyet ile emevilerin yaptığının farklı şeyler olduğunu idrak edebilenler şia olarak islam dinine geçmişlerdir.

ve bu şia olan türkler, abbasi hanedanlığı ile birleşerek emeviliğin sonunu getirmiştir.

karahanlılar ise kendi istekleriyle musluman olmustur. kaganin ve pek çok önemli kişinin islamiyete geçmesi itici güç olmuştur.

ayrıca kimse eski dinine benziyor diye din değiştirmez.
bir kac turk koyu erkek kadin cocuk demeden killictan gecirilerek musluman olduk. tipki diger musluman ulkeler gibi cihad yoluyla zorla . kac irk suana kadar kendi istegiyle musluman oldu ki biz olmus olalim.
(bkz: fazla kurcalama)
tam tabiriyle bir kısmı seve seve, diğer kısmı s.ke s.ke olmuştur.
şehadet getirerek olmuşlardır.
Şamanizme en yakın olan din islamiyet olduğu için tercih edilen durumdur.
şamanizme en yakın din islam olduğu için geçilidiğini söylenmesi tam bir safsata şaheseridir. Bugün karşınıza birisi gelse siz aman benim dinim buna benziyor o zaman neden yeni dini benimsemiyorum diye birşey der misiniz? doğal olarak demezsiniz. Aman bizim gök tengi aynı Allah, tıpkı ikiz o zaman neden Allah'a inanmıyoruz der misiniz? doğal olarak demezsiniz. Zira türkler de dememiştir. Yok demişse, musevi ve hristiyan olan türkler ne demiştir orası başka bir problemdir.
--spoiler--
Orta Asya Türk toplumları arasında 500'lerden itibaren değişik yönlerden gelen dinî akımların yoğun bir propagandaya başladıkları görülüyor. Bu propagandalar bir ölçüde de etkili oluyor hemen her dinî inanç büyük-küçük temsilci grupları oluşturuyor.

Orta Asya'da yayılmak isteyen bu dinî akımların en sonuncusu olan islâmiyet, 8-10. yüzyıllar arasında Doğu Türkistan'a kadar yayılarak hem o topraklardaki pek çok çalkantıları önleyerek insanları huzura kavuşturmuş hem de islâma tarih boyunca en dinamik unsurlarını teşkil eden yeni bir millet kazandırmıştır.

islâm orduları ilk önce Hazar Denizi'nin batısını yurt tutmuş bulunan Hazar Türklerine yönelmiştir. Ancak Hazar Hanlığı, Hıristiyan Bizans ordularına karşı olduğu gibi, müslüman arap ordularına karşı da bağımsızlığını korumak için Yahudiliği kabul etmiştir. Yabancı devletlerin, dini, kendi yayılmalarının bir aracı olarak kullanmak istemelerine karşı, Orta Asya Türklerinin de Budizmi ve diğer dinleri seçtikleri görülüyordu.

Kafkaslarda bu şekilde başarılı olamayan islâm orduları, daha sonra Hazar Denizinin doğusuna ve Orta Asya'ya yöneldiler.

ilkönce Çayardında (Mâveraü'n-nehir) sağlam bir köşe başı tutan islâm, daha sonra bazen silâh zoruyla bazen gönüllü kazanarak Orta Asya içlerine doğru yayılmaya başladı. Bu yayılmaya karşı başlıca iki engel vardı: bunlardan biri, Emevilerin dinden ziyade Arap milliyetçiliğine dayalı politikaları, Orta Asya'dan daha fazla cizye ve köle istemeleri; diğeri de Orta Asya'ya Budizmin iyice yerleşmiş, yüksek bir kültür geliştirmiş olması idi. Öyle ki, Budist olan Gazne ve Kâbul hükümdarları, müslümanlara yılda 2.000 Oğuz köle teslim ederdi. Bu Oğuz köle grupları, daha sonra Mısır'da Tolonoğulları (868-896) ve ihşitoğulları (937-969) devletlerini kurmuşlardı.

Emevilerin Orta Asya toplumlarına muamelelerinini kötü olması hem dinin yayılmasını engellemiş hem de dini kabul eden gruplar arasında merkeze sürekli isyanlar çıkmasına, değişik tarikat ve mezheplerin doğmasına neden olmuştur.

Bu ara dönemde Taocu "hakîm"ler, Budist "toyun"lar ve müslüman "abdal"lar, oradaki insanların kültür geleneğine ve hayat şartlarıına göre değişik din yorumlamalarına gitmişlerdir. Ebu Müslim Horasanî ve ishak et-Türk, Orta Asya inançları ve islâmı birbirine karıştıran "düalist" mezhepler ortaya koymuşlardır. Bu arada şiilik, alevilik, kalenderilik, abdâllık gibi birçok değişik yollar, islâma yeni girmekte olan grupları kendine çekmiştir. islâmın dinamizmi geçici bir süre Orta Doğu'dan Orta Asya'ya kaymış, Ebu Müslim Horasanî kuvvetlerinin baskısıyla halefilik Emevilerden Abbasilere geçmiştir.

Orta Asya Türk toplumları arasında genelde sünnî mezhepler yayıldı. ilkönce Şiilik şeklinde olan bu yayılma, Orta Asyalı Ebu Hanife'nin ortaya çıkması, ayrı bir kültür ve tabiatta doğan değişik problemleri tartışma "halka"larına getirerek değerlendirmesi ve "kıyas" yolunu açık tutmasıyla "Türklerin imamı" sayıldı ve Türklerin genelde bu inanç yorumunun içinde toplanmalarını sağladı.

islâm, Orta Asya Türk toplumları içinde önce Oğuzlar arasında "gâzi"ler ve din hocaları (murabit) tarafından yayıldı. Özellikle 751'deki Talas Savaşından sonra, Çin'in yayılmacılığına karşı Türkleri birleştiren, onlara yüksek bir moral gücü sağlayan bir din olarak Türklerin ana dini islâm oldu. Budizmin kültür merkezlerinden biri olan Kaşgar'da kurulan Hakanî Türk Devleti (Karahanlılar) (926-1220), Batı Türkistan'ın tamamı ile Doğu Türkistan'ın batı kısmının tamamen müslüman olmasını sağladı.

Müslümanlığın bu şekilde Orta Asya'ya yerleşmesinden sonra, ezici ve acımasız Kara-Hıtay ve Moğol saldırıları ile yüksek Uygur medeniyeti bile islâm karşısında tutunamadı ve islâmın manevi gücü karşısında yavaş yavaş müslüman oldular.
--spoiler--
dunyayi adaletle yonetebilecek tek millet olduguna inan turklerin, bu inanclarini muslumanlik ile pekistirirek dunyayi yonetme yolunda buyuk devletler kurmalarina yol acmistir ve en son osmanli imparatorlugu ile yuzyillar boyunca dunyayi yonetmistir.
değerli yazar erdoğan aydın'ın konu ile ilgili "baba" bir kitabı vardır.
bkz: http://www.idefix.com/kit...?sid=MMW58EI7DM2M4ZT8SJYN
türklerin araplar tarafından hak ettikleri şekilde davranılması, talkanıymış-curcanıymış gram üzülmem.
siyaseten dönemin hükümdarlarının işine geldiği için geçiş gerçekleşmiştir.
bu başlığı açan arkadaş gerçekten tarihle ilgili bir bölümde okuyup ardından tez felan yazmıştır demi yoksa safsatadan öteye geçemeyecektir.
yazar arkadaşların siyasi ve hayat görüşlerine göre yorumlandığı gördüğüm hadise, aslında genel hadise. günümüz tarih felsefesinde nedenler vardır kesinlikle bir neden yoktur ama bir neden vardır ki ulu neden diyebileceğimiz şeydir. tarih onun üzerine kuruludur aslında o da soyut halinde güçtür somut halde para eşittir ekonomidir. türklerin islamiyeti kabul sürecinde bir çok olay vardır tıpki diğer pagan inanışları mensup halklar gibi. örnek getireceksek ilk müslüman türk devleti olan bulgarlar, bağdat ile iskandinavya ve çin arasında ticaret yapmışlar. müslüman tüccarların misyoner çalışmaları etkili olmuştur, rakipleri hristiyan ve musevi misyonerlerden daha organize kalabalık oldukları kadarıyla onlardan daha zengindiler ve idil havzasında daha etkiliydiler. keza selçuk bey hepiniz bildiği tarihi bir şahsiyet cend şehrine gelmiştir, cend müslümanların çoğunlukta yaşadı bölgesinin ticaret merkezi bir yerdi. selçuk bey pagan oğuz yabgu devletinde bizimde çok bilmediğimiz nedenlerden ayrılmış buraya gelmiştir yeni bir heyecan siyasi güç olabilmek için. o zamanı şimdi düşünmek çok zor ama bağdat ın üzerine bir başka şehir yok yanına kimse yaklaşamaz ve islam imparatorluğu her alanda ihtişamlı böyle bir güçten herkes yararlanmak ister. türkler veya diğer ırklar da yararlanmıştır, hristiyan dünyasında da aynı örnekler söz konusu ama paganları anlamak hakkaten güç olduğu gibi şöyle bir gerçekte vardır, teoloji bilimine göre bir doktirin bir ilim gibi kitaplı sistemli dinlere karşı üstünlük kuramamışlardır veya üstünlüklerini sürdürememişlerdir, dinin evriminden kaynaklanan bir durumdur.
yazar arkadaşların siyasi ve hayat görüşlerine göre yorumlandığı gördüğüm hadise, aslında genel hadise. günümüz tarih felsefesinde nedenler vardır kesinlikle bir neden yoktur ama bir neden vardır ki ulu neden diyebileceğimiz şeydir. tarih onun üzerine kuruludur aslında o da soyut halinde güçtür somut halde para eşittir ekonomidir. türklerin islamiyeti kabul sürecinde bir çok olay vardır tıpki diğer pagan inanışları mensup halklar gibi. örnek getireceksek ilk müslüman türk devleti olan bulgarlar, bağdat ile iskandinavya ve çin arasında ticaret yapmışlar. müslüman tüccarların misyoner çalışmaları etkili olmuştur, rakipleri hristiyan ve musevi misyonerlerden daha organize kalabalık oldukları kadarıyla onlardan daha zengindiler ve idil havzasında daha etkiliydiler. keza selçuk bey hepiniz bildiği tarihi bir şahsiyet cend şehrine gelmiştir, cend müslümanların çoğunlukta yaşadı bölgesinin ticaret merkezi bir yerdi. selçuk bey pagan oğuz yabgu devletinde bizimde çok bilmediğimiz nedenlerden ayrılmış buraya gelmiştir yeni bir heyecan siyasi güç olabilmek için. o zamanı şimdi düşünmek çok zor ama bağdat ın üzerine bir başka şehir yok yanına kimse yaklaşamaz ve islam imparatorluğu her alanda ihtişamlı böyle bir güçten herkes yararlanmak ister. türkler veya diğer ırklar da yararlanmıştır, hristiyan dünyasında da aynı örnekler söz konusu ama paganları anlamak hakkaten güç olduğu gibi şöyle bir gerçekte vardır, teoloji bilimine göre bir doktirin bir ilim gibi kitaplı sistemli dinlere karşı üstünlük kuramamışlardır veya üstünlüklerini sürdürememişlerdir, dinin evriminden kaynaklanan bir durumdur.
yaptığımız en büyük yanlışlardandır.
bir zamanlar arapların türklere en büyük hediyesiydi. bilimin b'sinin bile olmadığı bir evrenin mutlak hakimi allah'tı çünkü.

fakat artık devir değişti. bilim artık dini yok etmeli, yerini kalıcı bir şekilde doldurmalıdır. alparslan kuytul, nihat hatipoğlu gibilerinden kurtulmalı ve yaşar nuri öztürk, zekeriya beyaz, ihsan eliaçık gibilerinin fikirlerine önem vermeliyiz.
türklerle müslümanlığın tanışması tam vaktinde olmuştur.Savaşlar neticesinde arapların hızla zenginleşmesi ile beraber neticede cihat hevesleri kırılmıştır.Bu sebeple askerlikte yaman olan köle statüsündeki türklere bu iş kalmış ve onlarda layıkıyla bu görevi yerine getirmişlerdir.
Kısacası bu buluşmadan islamiyet asker kazanmış olup , türkler ise medeniyet kazanmıştır.iki taraf için de karlı olmuştur.
müslüman generallerin türk kanını nehir gibi akıttığı katliamlarla olmuştur. tarihteki en acıklı asimilasyon öykülerinden biridir belki de türklerin araplaşması...
ya şimdi bakıldığı zaman tam olarak geçilememiştir.
Recep tayyip Erdoğan gibi kaliteli bir liderin oluşmasına zemin hazırlamıştır.
Türkler Talkan ve Curcan katliamından sonra Müslüman olmaya başlamadı... Bu da yanlış bir düşünce... 670 yılında Araplar'ın ilk saldırısı 673'te ise ikinci saldırıları geldi... ilk Müslüman Türkler pek bilinmesede idil Bulgarları idi 9. Yüzyıl'da islamiyete girdiler. islamiyeti zorla kabul etmek TÜRK yapısı ve kanına uygun değildir. Bir TÜRK istemediği birşeyi yapmaz, TÜRK'e kimse zorla birşey yaptıramaz. Katliamlar gerçektir evet lakin bu katliamlar sonucu TÜRK'ler islam'a geçmediler. Arada 150 yıllık uzun bir zaman dilimi var. Bu 150 yıllık zaman dilimi içerisinde daha önce nasıl Budizm, Hristiyanlık, Maniheizm gibi dinleri "kendi hür iradeleri" ile kabul ettilerse islamiyet dediğimiz dinide kendi istekleri ile kabul etmiştir. Tarih boyunca TÜRK kavimlerine zorla birşey yaptırıldığı hele ki fikirlerinden feragat edip başka bir dini başka bir düşünceyi zorla benimsetildiği asla duyulmamıştır. Türkler birşeyi isterse yapar, istemezse yaptırmaya çalışanın kafatasını tuğ diye kaldırır.
Göktanrıcılık veya Tengricilik de islam dini gibi tek tanrılı bir din olduğu için ve islami ibadetlerin(sünnet, abdest vb.) Tengricilik e uyarlayarak zamanla islam dinine geçmişlerdir Kırgızlar böyle mesela

Almış han ve Satuk Buğra han ilk adımı atmışlar gerisi zaten çorap söküğü gibi gelmiştir.
müslüman araplar türklerin evlerine yerleştirilmişti. böylece namaz kılmayanlar arap komutanlara ihbar ediliyor, türlü işkenceler görüyordu. bu şekilde bir çok türk islama inanmasa da namaz kolmaya başladı. (bkz: nasıl müslüman olduk)

türklerde müslümanlık ve riyakarlığın beraber gelişmesi belki o günlere dayanıyordur.
hoşgörü dini islamın orduları kapıya dayanır ve seçenekler sunar,
a- ağır cizye vergileri ödeyeceksin
b- kafanı keseriz karını kızını cariye yapar sikeriz
c- müslüman ol