bugün

boş işlerle uğraşmak, zihni tembellik ve insanı edilgen konuma sokan tv programlarına vakit harcamak gibi sebepler olsa gerektir.

mücadeleci insan ruhunu besleyen, matematiksel ve eleştirel düşünmeyi geliştiren bu oyun ülkemizde neden gerektiği değeri bulamaz, hülasa; anlanmış değildir.
sabır bizde en var olmayan şey. en önemlisi budur.
satranç düşünmeyi ve planlamayı gerektirir.
ülkemiz insanı ise planlamadan hareket eder.
satranç ilerilerde oluşacak hamleleri hesaba katar.
insanımız kısa yoldan sonuçlar bekler.
sabırlı olmayı öğrenene kadar satranç konusunda bir gelişim göstermek, ancak çocuk yaşta yetiştirilerek olur.
(bkz: cübbeli ahmet hoca)

zira türkiye'de bu din şarlatanına inanan milyonlarca beyinsiz mevcut!
Satrancın gelişmesi gerekmiyor ki. Zeka geliştirici bir oyun olduğu için sırf, herkesin zevkine uyması, herkesin sevmesi gerekmiyor. Adı üstünde oyun bu.
ülkemizde bale, dans, tiyatro, kayak, su sporları vs vs de gelişmiyor. satranca sıra gelene kadar...
(bkz: satrançta neden ilk hamle beyaz taşla yapılır)
zekamızı boşa harcamamak için (ilgi alanı dışında bişey kafamıza vura vura öğretilmediği sürece öğrenmekten kaçındığımızdandır yüksek ihtimalle).
dünya genelinde oldukça prestijli bir imajı bulunan bu akıl oyununda, pek çok alanda da olmadığı gibi kayda değer, dünya çapında bir başarı ve konum elde etmiş değiliz. bunın başlıca sebeplerinden biri millet olarak bu tarz bir sporun ilgi ve gelişimi bakımından yeterli zihinsel alt yapımızın olmayışıdır.

malesef kahvehane kültürü o kadar yaygın ki batak, okey ya da iskambil gibi yalnızca boşça vakit geçirmeye yarayan basit oyunlar oynanıyor. bireyi zihinsel ve düşünsel olarak geliştirmesine destek olacak ve hem de daha hoşça vakit geçirmesine olanak sağlayacak satranç, briç ve go gibi oyunların oynanmayışı aynı zamanda millet olarak ta düşünsel anlamda tembel bir yapımız olduğunu gösteriyor..

yani etrafta onca saçma ve boş işlerle ilgilenen ya da bolca boş vakti olan yığınlar var iken, böylesine anlamlı ve güzel bir faaliyetle iştigal olunursa bu, insanı ruhsal olarak ta daha iyi bir yere taşır. dolayısıyla ruhsal olarak daha sağlam yapılı bireylerden oluşan ve berrak düşünebilen bir toplum daha huzurlu ve mutlu olur ve kazanımlar arttıkça da dünya çapında ilerlemeye devam ederiz.

Öncelikle ciddi anlamda bir reklam ve özendirme çalısması yürütülmüyor. üç büyük spordan başka bu sporların da daha da gelişitirilmesi için daha fazla kaynak,alt yapı ve destek sağlanmalıdır.

devlet bütçesinden türkiye satranç federasyonu na bütçe desteği sağlanmalıdır ve daha fazla ve nitelikli satranç turnuvaları düzenlenmeli, yediden yetmişe herkesin bu oyunu öğrenmesi sağlanmalıdır.

özellikle okullarda satranç zorunlu ders olarak müfredatta yer almalıdır.
kahvehanelerde oynanan tavla, okey gibi oyunlar yerini satrancın alması için halk teşvik edilmelidir. . bunun için çok daha sık biçimde yüksek ödüllü turnuvalar düzenlenmeli ve bu oyunun profesyonel olarak oynanabilmesine zemin hazırlanmalıdır.
lise ya da üniversite sınavlarında satrançtan da sorular sorulabilir.

özel satranç eğitim merkezleri açılmalı ve satranca ilgisi olanlar buraya gelerek ücretsiz olarak eğitim almalıdır.
dünyaca ünlü satranç oyuncuları daha sık ülkemize gelmelidir.
devlet tarafından her eve ücretsiz satranç setleri ve eğitim kitapları dağıtılmalıdır.
her yıl ülke genelinde satrançta başarılı olan her şehirden üç kişi seçilerek bunlar özel bir kampta eğitim görmeli ve dünya tunuvalarını da bu kişiler gönderilmelidir.

bu şekilde muhakkak dünya çapında oyuncular yetişecek ve elde edilen başarılar kuşkusuz ülkenin gelişimine katkı sağlayacak, bir şekilde bize katma değer olarak dönüşü olacaktır...
Vahap şanal falan iyi oynuyor ya.
queen's gambit sonrası gelişecektir.
Biz çocukluğumuzda kardeşlerimin dışında satranç oyuncusu bulamazdık.
Kardeşler arasında satranç turnuvasi
Duzenlerdik. Birinciye nar ikinciye
Elma üçüncüye mandalina dorduncuye soğan..
Soğan ödülünü alana soğanı yedirir
Takilirdik.
Bazen sonuncusunun ödülü (cezası) dışardan merdiveni olan bekçi cemalin damına çıkmak olurdu ceza uygulanmazdi ama biz şuh kızı olan bekçi cemalin cezalıyi kovaladigini
Hayal eder eglenirdik.
Bir kardeşim istanbul üniversitesi satranç 3. oldu ben bir üniversitenin satranç birincisi...koyunun bulunmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler. ist. Ünv. Üçüncü kardeşim benden iyiydi.
Geçende �zmir'de izmir ilkokullar satranç il üçüncüsü ile oynadım beni yendi yanındaki çocuk "benimle de oyna" dedi "oynadığımdan zayıf mısın kuvveti misin" dedim "o üçüncü ben birinciyim" dedi. "Kalsın dedim". Sonra güç de olsa 3.den rövanşı aldım.
Bence çok büyük gelişme var.
okey gibi oyunların daha çok yaygın olmasından dolayıdır.
Türkiye'de satrancın gelişmeme sebebi insanların ekonomik olarak yetersizlikleridir hayat savaşıdır ve akademik bir yarışın içinde olnalaridir. Satrançta bilgi satilir ve bu bilgiye para vermeden ulaşamazsınız. Ortalama kaliteli bir satranç hocasının dersi 300-400tl olarak değişir ve üç ay ders almak yetmez uzun vadede buna devam etmek gerekir ayrica en az haftada iki kez ders almak gerekli verimlilik açısından.

Gerisini siz düşünün beyler bayanlar millet ac satranca para verebilecek durumda değiller.

Sorusu olan bana mesaj atabilir ayrıntılı şekilde destek olurum.
Tecrubeli biri.
Milletin evinde peynir yok.

Akıllı başlı insanı kandırmak, kandırarak yönetmek, cahil insanı yönetmek kadar kolay olmamasından ötürü; ülke nüfusunun büyük kısmının kasten cahil bırakıldığını düşünüyorum. Zira kazandıkları para ile düşünebilecekleri yegâne mesele "ay sonunu nasıl getiririm?" Olan milyonlar yaşıyor bu ülkede.
Ülkemizde bunca dert varken insanlarımızın nasıl böyle kültürel bir oyunu oynamasını ve bu oyunun gelişmesini bekleyebiliriz ki?
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar