bugün

sözlükte de çok rahat fark edilen gerçek. insanları yaftalamak, kendi görüşünden olmayanları aşağılamak, ayırmak, çekiştirmek çok kolay bu ülkede.
yapısal bir gerçeklik olmasından korkulandır. bu millet sıra bekleyemez, kuyruğa giremez, kırmızı ışıkta bekleyemez, yayaya yol veremez, sessiz duramaz, laf atmadan hiç duramaz, hayır cevabını kendi kişiliğine hakaret sayar, hemen aksiyona geçmeye bayılır.
sosyal ve ekonomik koşulların yetersizliği nedeniyle bireylerin dönüştüğü paranoyak-kopmleksli toplum halinin bir sonucudur.
cahillikten kaynaklanır. sözlükte de gördüğümüz üzere hayatında 1-2 kitap okumuş, taraflı tv kanallarını izleyen ve hiç araştırma yapmamış cahil insanlar olduğu sürece, bu böyle sürer gider.
saygısızlıktan kaynaklanır.

başkalarına (hayatına, seçimlerine, davranışlarına, kıyafetlerine, vs.) saygı göstermemek ve bencillik kaynaklıdır.
inanılmaz hatalı bir tespittir.

bunca sömürüye, adaletsizliğe, parasızlığa, adam kayırmacılığa, haksızlığa, göz göre göre yalan söyleyen siyasetçilere sesini hala çıkaramıyorsa bu toplum , tahammülün ağababasına sahiptir.

koyun sürüleri sizi, gıkınız çıksın be.
kendimi biraz daha bu toprakların adamı hissettiren olay. "tahammülüm yok uleen, saldırmayacaksın benim değerlerime." ve "yine eksi oy vermişler uleen, yeter ülen dahammülüm kalmadı sana, yalanlarına, oyunlarına.." dediğimde özellikle, ben buralıyım diyorum.
tahammülüm yok kimselere, ben o sözü bilmiyorum.
hoşgörü kültürünün, olmamasından kaynaklanan durumdur.
ötekine tahammülsüz bireyler, henüz farklılıklara açık hale gelememiştir, belki bir on yıl sonra türkiye'de tahammüle açık hale gelebilir.
daha çok büyük şehirlerde yaşayan insanlarda rastlanılan durum.
din dersinin zorunlu olmasi.

20 milyon alevi icin ibadet yerlerinin olmamasi.

avrupada son 10 yilda muslumanlar misyonerlik yaparken islam ulkelrinde misyonerligin oldurme nedeni olmasi.

din dedikleri eski doktirinleri mantikli bulup ustune diger insanlarada bunu zorlamalari.

kadrolasma yapip fetosculari ve cemmatcileri devletin her kademesine getirmeleri.

cahil aptal ve kiro bir kalabaligin kendi bir sey sanmaya calismasindan dolayidir.
siyasete de sirayet eden gerçek. bugün başbakan'ın konuşmasını izledim, barıştan girdi konuşmasının başından sonuna kadar hedef gösterdi, hep "yapıyorlar", "ediyorlar", "onlar bilmezler", onlar yapamazlar", "birileri" diyerek geldi, bir hışımla geçti. bu nasıl barış dili?
en kolay trafikte algılanabilecek özelliğimiz.
üzerimizdeki milli belalardan biri. temelinde saygısızlık vardır, karşısındaki insana değil bizim kendi insanımızın kendisine saygısı yoktur. haliyle kendisine saygısı olmayanın kimseye saygısı olmaz.
bu tahammülsüzlüğü müslümanlara ve kürtlere bağlayan cahiller var ki evlere şenlik. bu gen gibi bir şey lan senin özünde var.
sen bunu müslümanlara, kürtlere bağlıyorsan bu senin o kesimle tahammül edemediğindendir.
ideolojileri siktir edin, trafikte bile birbirine bu kadar küfür eden başka bir toplum yoktur sanırım.
sen kendine bu kadar tahammül edeme sonra çık ne mutlu türküm diyene de. bi siktir git lan.
her şey sevgiden başlar dedirten tespittir.
ülke elden gidiyor sebebi yeterli cevap olacaktır.
Gelişememe nedenlerinden biridir. Halbuki bu kültürün evlatları böyle davranmamalı.
Malesef çoğu sorunumuzun kaynağı olan durum.

insanımız herşeye tahammülsüz oldu.

Bir kaç örnekle anlatmak isterim;

Yeşil ışık yanar yanmaz, pardon yeşil dedim, sarı yanar yanmaz deli gibi kornaya basanlar, 15 yıllık eşinden ufak bir kavga yüzünden ayrılanlar ki o kadar çoğaldı ki bu örnekler, deli gibi severek evlenen çiftler saçma sapan kavgalar edip ayrılıyorlar. Çünkü tahammülleri yok, çünkü alttan almayı gurursuzluk sanıyorlar, oysa ne kadar basit, bugün sen alttan alsan, yarın da o alacak, herşey bazen bir gülümseme ile bitebilecekken, it gibi pişman olduğu halde, özlediği halde, göz göze gelmemek için çırpınıyor insanlar, neyin gururu bu? Bilemiyorsun tabi.

Daha çoğaltılır da, ne önemi var ki? Tahammülsüzlük yerleşti artık kültürümüze, tipine gıcık oldu diye omuz atanlar, omuz attı diye kafa atanlarla dolu sokaklar. Malesef.
Muhabbetin olmadığı yerde tahammül olmaz. Tahammülün sınırı muhabbetin derinliği kadardır.
Kutuplaşma çok,ahlak anlamında çöküntü yaşıyoruz. internet de mi bozdu bu toplumu bilmiyorum. Hiç tanımadığı insana ana avrat küfür ediyor artık millet çok rahat bir şekilde. En basitinden 2000lerin başındaki herhangi bir web sayfasında ya da ekşi sözlükte vs aşağılayıcı entry bile hiç yokmuş nerdeyse. Erkekler tanımadıkları kadınlara seni cariyem yaparım vs diye tweet atabiliyor vs vs.. bu toplum çok bozuldu çok..
içler acısı bir realitedir.

Çünkü kişiliği geliştirici, ruhu dinlendirici, sakinleştirici, empatiyi arttırıcı hiçbir eylemde bulunmuyoruz.
Ne kitap okuyoruz, ne sanatla ilgileniyoruz, ne bir yardım kuruluşunda gönüllü çalışıyoruz, ne doğayla içiçeyiz...
Yaşam anlayışı artık çok korkutucu ve sığ ne yazık ki...
Külhanbeyliğin, mafyavari davranışların, edepsizliğin prim yapıp alkışlandığı, itibar gördüğü bir toplumda, tahammülden söz etmek hayaldir!
Hayat çok hızlı ve manasız şekilde hırs dolu yaşanıyor.
Ondan dolayı.
Herhangi bir devlet kurumuna gidince hissedilendir. Sen memursun amk senin görevin bu. iki cümleyi ağzından uflaya puflaya söylüyor. insanlar görevini düzgün yapmıyor.
Git gide artan ve yeter artık dedirten durum ne olur az anlayışlı olunsa tahammül etmek bu kadar zor olmamalı.
Her yerde işler yavaş ilerlediğinden, randevu alsan bile farkımız beklemek zorunda kalırsın, ama üstte bir entry de denmiş yasama hırsı diye, katılıyorum ve ekliyorum
Kazıklanmama iç güdüsü, tr için, herkes her an her olayda kaziklanacakmış gibi yaşıyor, sırada biri one geçsin, normalden azıcık fazla beklesin, beklentisi tam karşılanmasın hemen bilinçaltı bağırıyor kazıklaniyorsun, birseyi etiket fiyatından alsın bağırıyor alttan kesin kaziklaniyorsun, ama 5 kuruş indirimli alsa rahatlıyor,
Trafikte bir araba hata yapsın, hemen camı indir işaretleri bağırıp çağırmalar, kazada bir birini dövmeler, yazarken soğudum resmen, insanımızın kalitesi düşük malesef.
Kutuplaşma çok diyen yazara sonuna kadar katılıyorum.

Artık fikirler yok insanların aklında.

Açık uçlu soruların yerini testler aldı herkes 5 şık arasından en yakın olduğunu seçiyor, doğru yanlış demeden.