bugün

Adamın alkolü var, kumarı var, aldatması var, parası da yok ama iş boşanmaya gelince "vay efendim namusum..." sonra da o kadını öldürmeyi kendilerinde hak olarak görebiliyorlar. Aslında en baştan evlenmemeleri gereken aciz, düşüncesiz, beceriksiz erkekler böyle oluyor. Boşanmak isteyen karısını öldüren kaç doktorun haberini gördünüz? Çok nadirdir.

Eğitimsiz, kendisine bile yetemeyen bir menemen bile yapamayan bir erkekle evlenirseniz başınıza her şey gelir. Çünkü bu insanlar sadece parazit. Kadın hem çalışır eve bakar hem çocuklara bakar hem kocasına bakar. Böyle evlilikler o kadar çok ki? Sonra Kadın yorulup,bitirmek istediğinde; cinayet!

Bazı erkekler öyle karaktersiz ki! işte bu tiplerden uzak durun. Onlar kendilerine yalnızca köle arıyorlar.
Herşeyi kendi malı sandığı için. Bugün burda biri haber paylaştı, adam karısını 18 yerinden bıçaklayarak öldürmüş. Tabi kanun tam cezasını vermediği için hapiste adamı döve döve öldürmüşler.
şüphesiz birinci sebep "elalem ne der" korkusudur.
bunun değişmesi için 4-5 jenerasyon sonrasına ihtiyaç var.

selam ve dua ile.
Cevap veriyorum vizyonsuzluk. Ergenken ben de bi kiza takildigim olmustu halbuki relax amk ya ne gerek var. Ye ic takil bittiyse, next next next. Ortalama bi kiz icin can sikmaya hic degmez. Ha Adriana Lima icin de degmez ama belki azcik uzulursun sonra yine next.
Sanırım Bilinçaltında Eşini kendi malıymış givi görmek, gurur yapamak gibi nedenleri olduğunu duymuştum bir ara bir yerde.
Yerleşik yaşama geçiş, anadoludaki diğer toplumlar ve dini nedenler erkek kadın eşitliğini vs bozdu diye biliyorum..
haberde bir kadına bakıyorum bir de eşi olacak dağ ayısına. üstelik fotoğrafı da bir dağın önünde çektirmiş. kadın şu adamda ne bulmuş olabilir anlamak güç. para için evlenmişse onu bilemem. ama böyle bir adamın böyle bir cinayet işlemesine de hiç şaşırmadım. kadın kendi kaderini kendi çizmiş sanki.
görsel
Bu konuda hemcinslerimden utanç duyuyorum.

Beni istemeyeni ben hiç istemem lan.
Mahkeme kapısına gidince utancı görürsünüz. Avukatların kadınlara vaadi, “donuna kadar alırız”, aynen bu cümleyle. Erkeklerin boşanma dava vekalet ücreti kadınların iki katı kadar, çünkü erkek zaten davaya yenik başlıyor. Önce size çok saldıran bir iddianame hazırlanıyor; ne ananız kalıyor, ne avradınız. Aklınıza gelen her türlü hakaret… amaç, gidin saldırın, tedbir hapsine aldırsınlar, içerideyken sizi istedikleri şartlara mahkum etsinler.

Medenisiniz ve evinizi ayırdığınız, yüzünü görmek istemediğiniz bir kadından hakaret işitmek istemiyorsunuz, savcılığa veriyorsunuz. Dört ay sonra bir yanıt geliyor.. “büyük britanya’daki bilmem hangi mahkemenin kararına göre koca müşvik olmalı. Avrupa insan hakları mahkemesi kararları uyarınca kovuşturmaya gerek duyulmamıştır.” Yüzünü görmek istemediğim için evi ayırdığım kadının kocasıyım. Hadiiiiii, o kadar hakareti sineye çektiniz, dava bir biçimde sonuçlanıyor. Mesela benimki 3.5 sene sürmüştü.

Bu sefer mal paylaşım davası. Bir bakmışsınız ki, avukatınız sizi çoktan karşı tarafa peşkeş çekmiş. Malınız mülkünüze akbaba gibi saldırılırken büyük bedeller ödeyip başka bir firma ile çalıştığınızda, aslında karar duruşmasında bile savunulur halde geldiğinizi ve bir şeylerin değişebileceğini görüyorsunuz ama ömrünüzden yıllar gitmiş oluyor. Şunu da söyleyeyim, 200 kişilik düğün yaparsınız, karşı taraf mahkemede çalışan bir cd, bir kanıt ibraz edemeden düğün altını davası açar. Bilirkişi olmayan kanıt üzerinden 500 gram altın borcu çıkarır, öderken “ben ne yaptım” dersiniz nasılsa.. ve bütün bunlar; kavga dövüş olmadan, çocuk olmadan, iki taraf da çalışırken olan şeyler. Mahkemenin verdiği parayı beğenmeyip, işi uzatıyorlar.

Bütüüüün bunlara, “karınız sizi aldattı ama hala haklı” gibi seçenekleri eklemiyorum; onu ben yaşamadım, ama tanıdığım bir çocuk yaşadı… kız, mahkemeye sevgilisiyle gitti. Buradaki fark şu; siz yaparsanız eşinizi aldatma suçu (ki, yüzünü 5 senedir görmüyor olun, böyle), o yaparsa erkek arkadaşı.. bakalım bu sahneyi anne babanıza nasıl anlatabileceksiniz. Bir de şu var, hani bem müşviktim, kocaydım, niye aldatılıyorum? O ayrı, o ayrı; diyor mahkeme. Boynuzu yerken medeni, süresiz nafakayı öderken doğulu, hakareti işitirken müşviksin sen. Artık kuruşu kuruşuna yatırdığınız nafakayı da, pehlivanın biri güzelce ezer, siz de şimdi yapıldığı gibi türk kocalara lanet edersiniz. Çok şükür bende bu da olmadı..

Bir de, işin çocuk boyutu var. “icra mahkemesi” önünde feryat figan çığlık atan çocuğunuzu bir kadın polis sakinleştirirken, sadece iki gün evinize götürmeye çalıştığınız üç yaşındaki çocuğunuza bakarken hatırlarsınız medeniyeti. Çok şükür, buna da sadece arabamın değer tespitini yaptırırken şahit oldum.

Siz daha böyle üst perdeden konuşun, belki sizi medeni bulan bir sözlük kızıyla diyaloğa başlarsınız..

Nasılsa boşanma oranları evliliğin ilk beş yılında %40.. elbette 2.5’unuzdan biri de bizim geçtiğimiz tezgahlardan geçer.

Hadi size bir güzellik yapayım, evlenmek istediğiniz kız, siz mutluluk hisleri içerisinde nikaha hazırlanırken, milletten “boşanma durumunda ben ne alabiliyorum?” Diye akıl danışıyor ve mümkün olduğunca nikahtan önce ev kredisine giriyor, ev kredisine girmek için sattığı arabasını ortak arabanız olarak ama ne hikmetse kendi üstüne düğün altınlarıyla alacağını iddia ediyor ki, zaten düğün altınlarını ayrıca alabileceğini de hesaba katıyor. Bu da, bu kış burnumun dibinde yaşandı.
ağır vaka olduğumuzdan zaar !
ya başkası benden daha iyi yaparsa korkusu. herkese ben yapayım, bendekilere kimse bir şey yapmasın...
Aksine kadınlar bu durumu normalleştiriyor. Hepi topu 15-20 kişi var çevremde. Hepsi boşandı, boşanmak üzere. Vay ki ne vay
onlar hanzo olanlar. kültürlü bir erkek kurban bile keser boşanınca.
Gerçekten anlamak mümkün değil amk, biri seni istemiyorsa çıkar hayatından gitsin. Yazacaktım amaaa.. olaylar burada (bkz: #46832820) anlatıldığı gibi oluyorsa sikerim öyle işi. Adam külliyen haklı lan!
“ingiliz Daily Mail gazetesinde yer verilen araştırmada, boşanan erkeklerin tehlikeli
davranışlarda bulunma ihtimalinin daha yüksek olmasına bağlı olarak intihara teşebbüsün evli
olanlara göre %39 daha fazla olduğu belirtildi.

Boşanmada eşlerin en çok maruz kaldıkları psikolojik rahatsızlık depresyondur.
Kadınlar daha açık belirtiler gösterirken erkekler kendilerini içki, sigara, gece hayatı gibi
zararlı alışkanlıklar eşliğinde örtülü depresyon yaşayabilmektedirler.” Depresyonun belirtileri
ise en az iki hafta süreyle hayattan eskisi kadar zevk alamamak, isteksizlik, içinden bir şey
gelmemek, uyku bozukluğu, iştahsızlık, bazen iştah artışı, yorgunluk, uyuduğu halde
dinlenememe, unutkanlık, dikkatte azalma, gerginlik gibi durumlardır.

“Ayrıca, depresyonda geviş getirme anlamında ruminasyon olur. Beynin geviş
getirmesidir. Beyin sürekli olarak geçmişte yaşadığı olumsuz şeyleri hatırlar. Evliliği,
çocukluğu ile ilgili yaşadığı sorunlar kendisinin işlediği günahlar, sorunlar aklına gelir.”
Kendisinin hasta olacağı yahut çocuklarının veya eşinin öleceği ile ilgili kaygı duyar. Yani
kaygı durumu ön planda olup bu durum iş ve sosyal hayatına önemli bir etkide bulunur.

Makalenin tamamı için:

(bkz: https://dergipark.org.tr/...nload/article-file/503450)
güncel Önemli Başlıklar