bugün

gülerken ağladığımız olaylar olup genelde dayak yediğimiz zamanlar da, vücut böyle bi reaksiyon gösterir! verduğumuz yumrukların oranı yediğimiz tekmeden fazla ise daha çok güleriz.. ya da tam tersi işte.
istanbul'da canlı hayvan taşıyan bir kamyondan hayvancıklar kaçıvermiş. hepsi bir yana dağılmış. kimi şehrin sokaklarını biribirine katmış, kimi saklanmış. bir tanesi de bula bula gitmiş bir köfteci dükkanına sığınmış.
Gerçekten bazen gülsem mi ağlasam mı dedirten durumlardır.

Aynen yaşanmıştır;

-iyi günler ben *** numarada yatan hastanın durumunu öğrenmek istiyorum, dün ex oldu demiştiniz.

burada hasta yakınına ex oldu diyen adamı bulup paralamak geliyor insanın içinden. evet, bulsak paralıycaz zaten, orası net...

ex olmak=ölmek
olayı ben yaşamadığım -yaşamayacağım- için çok güldüğüm, fıkra gibi olayı yeni duydum.
iki arkadaş 'bilmem kaç volt ampulün ağza girebildiğini ancak çıkmadığını okumuşlar; inanmamışlar. biri denemiş ve çıkartamamış. diğeri arkadaşının şaka yaptığını sanmış ve oda ampulü sokmuş ağzına. ikisi de ağızlarında ampulle fırlamışlar evden ve taksiye binmişler taksiciye kağıda yazarak anlatıp hastaneye gitmişler. artık yıllarca tıp okumuş doktorlar bu durumda ne hissettiler bilmiyorum ama çıkartmışlar ampulleri. bunlar rahatlamış vaziyette oradan çıkarken kendileri gibi ağzında ampulle bekleyen bir adam görmüşler. o da onları oraya getiren taksiciymiş.
Mehmet ile Handan öğrenci olup, aynı evi paylaşmaktadırlar.
Bir gün Handan ve Mehmet, Mehmet'in annesini yemeğe davet ederler. Mehmet'in annesi akşam yemeği süresince Handan'ı uzun uzun süzer ve aslında Handan'ın çok alımlı ve güzel bir kız olduğunu, acaba aralarında ev arkadaşlığından daha ileri bir boyutta bir ilişkinin mevcut olup, olmadığını merak eder. Aklını okumuşcasına Mehmet annesine der ki:
Ne düşündüğünü biliyorum ama emin ol ki sadece ev arkadaşıyız, ötesi yok.
Akşam yemeğinden sonra Mehmetin annesi evine döner.
Aradan bir iki gün sonra Handan der ki:
Mehmet, annen bize yemeğe geldiğinden beri gümüş çorba kasesini bulamıyorum.
Mehmet yanıtlar:
Annemin almış olabileceğini tahmin etmiyorum ama ben yine de kendisine bir mektup yazayım. Oturur ve yazar:
Anneciğim, gümüş çorba kasesini sen aldın demiyorum, ama almadın da demiyorum.
Fakat konu şu ki: Sen bize yemeğe geldiğinden beri gümüş çorba kasesi kayıp.
Sevgiler oğlun Mehmet.
Bir hafta sonra Mehmet'in annesinden mektup gelir:
Sevgili oğlum:
Handanla yatıyorsun demiyorum, ama yatmıyorsun da demiyorum.
Fakat konu şu ki:
Handan kendi yatağında yatıyor olsaydı, gümüş çorba kasesini çoktan bulmuş olurdu.
Sevgilerle annen...
bir garip olaylar dizisi. büroda masamda oturmuşum. çocuk nasıl yapılır diye bir sayfa açmışım tesadüfen görüp. ilginç bir şeyler bulma hevesiyle okuyorum. sonrasında yanıma patron geliyor ve internetten bir şeylere bakıyoruz beraber. sayfa hala açık tabi sekmelerde görünüyor. sonrasında patron açık sekmeyi görüyor ve beni yerden yere vuruyor. şöyle sesleniyor bana. lan dürzü sen bilmiyon mu çocuk nasıl yapılır. büroda rezil olduğuma mı yanayım yoksa patronun çocuğun nasıl yapıldığını bilmediğimi zannetmesine mi. sonra durumu kurtarmaya çalışsam da nafile. sonuç yok. durumu anlattığım arkadaşlarım gülmekten yerlere yatsalar da patron hala benim malum konuyu bilmediğimi zannediyor.*
Hakim:neye gülüyorsun?
Deniz :yukarda adalet yazıyor ona gülüyorum.

görsel

uğurlar olsun, denizim.
Kediyle seks yapmaya calisan adamin drami. Kede vajinismus olmus. Adam o halde hastahaneye gitmis. Ardindan acilan davalar vs.
komutanımızın üniversitenin internetten girilen vize sınavları için bir astsubay bir asteğmen 2 kısa dönem askeri 17:00'de biten mesaiden sonra birkaç saat daha tutması. ben de arkadaşlarım gibi sınavımı şu kısa dönem yaptı, yüksek lisans tezimi şu asteğmen yazdı gibi şeyler söylemek istiyorum demesi.olaydan bir haber bu adamlara nasıl 70 alırım diye trip atması vb
üniversite hazırlıktayım o zamanlar sınıftaki kızlardan biri bana yaklaşıyor yalnız kız umrumda değil sülük gibi yapıştı hatta bir ara benim eşyalarıma bile kendi eşyası gibi davranmaya başladı en sonunda kovdum yanımdan.
geçen sene ev arkadaşım geldi kanka bi kız var ben bu kızı eve atacam filan dedi olum kim bu kız adı ne filan derken kızı bana gösterdi ulan hayretlere düştüm bu benim kovduğum kız eve gidince arkadaşa durumu anlattım bi yandan gülüyorum eleman da şoka girdi ben bunu iyice ezdim "kovduğum kıza mı yürüyon lan bu kız güzel değil fizik yok ne yapıyon olum " filan derken bu bi hafta olayın ezikliğiyle gezdi kızdan uzaklaştı. hayata küstü amk gülsem mi ağlasam mı bilemedim... yinede *
Yav dun kutuphaneden cok guzel bir roman aldim pek okunulmamis gibiydi dort bes yillik ama sanirim ilk ben okuyorum kutuphaneden neyse iste otobuste okuyayin dedim ilk on dakika iyiydi sonra bir sayfaya gectim ki dusman basina adamin biri hayvancagiza tecavuz ediyor ben oturmusum ama ayakta bir suru insan var yanimda da bir oglan ayakta durmus dedim kazara cocugun gozu kitaba kayarsa fena rezil olurum kitabi kapattim zalimsin dunya yazar kemal iyi hos ama adanali olamasaydi iyiydi
Edit:yasar kemal kurtmus insan biraz dikkatli davranir tovbe tovbe hemde nasil anlatmis anlatilmaz okunur amk.
ilkokul zamanında başıma gelen sınıftaki kız ve çocuğun konuşmasında çocuğa kızın "sen yakışıklısın ama giyinmesini bilmiyorsun." demesinden sonra kızın bana dönüp "bak! rega çirkin ama giyinmesini biliyor" demesi olayı örnek verilebilir.

olayı anlattığım video: https://www.youtube.com/watch?v=FYZ-eGEDO0w
Babamlar tatile gitmiş bende sınava hazırlandığım için 1 hafta evde tek başıma kalmıştım.

O kadar yalnızdım ki camdan içeri giren bir kelebekle arkadaşlık yapmaya başladım hiç dokunmadım benimle birlikte yaşadı bir hafta çok alışmıştım o kafasına göre uçuyor takılıyordu bende böyle ara sıra laf veriyordum falan iyi geliyordu.

Babam tatilden döndü ve yorgun argın kanepeye oturdu o anda kelebek tam babamın önünden geçerken babam sivri sinek öldürür gibi şap diye yapıştırdı kelebeği bu ne amk boğazımıza falan kaçacak dedi ama öyle dondum kaldım 5 dakika.
görsel
Okulda anüs ne diye hocaya sormuştum o sırada herkes güldü hoca dedi dersten sonra arkadaşlarına söyle cevabını verirler demişti öğrenince yerin dibine geçtim.
Bu tarz sözlere itimad etmiyorum diyen şahısların tam da o tarz sözlerle anlatılan olayların içinde bulunması.
Az önce annemin tam bir bardak suyu doldurup içmeye hazırlanırken ezan okunması Ve öyle 3-4 saniye boşluğa dalışı..

En son, bir yudum bari içeyim derken son anda durdurmamız..
Allah affetsin Bi güldüm.
yandaş gazete tirajları çok komiktir.
Resmî bir görevdeyken Kalabalık içinde incir çekirdeğini doldurmayacak bir sebepten Genç bir çift Tartışmaya başladı. Çocuk Kıza hakaretler ediyor ama kisi de küçük Kız da en fazla 21-22 falan. insanlar ikisini izliyor, kızın yüzü kızardı utandı, yere bakmaya başladı. Daha fazla dayanamadım kızı yalnız bırakmamak için çocuğa “tamam gelin ben halledicem sizin sorununuzu, daha fazla tartışmayın önemsiz sebeplerden burada” dedim. Kız da bana dönüp “sana ne, niye karışıyorsun kocama, seni ne ilgilendirir ” dedi. Çok haklısın diyip kenara çekildim napim.